Avrupa ekonomisi umursamaz halinden taviz vermedi
Haziran ayında tatile erken giren Avrupa ekonomisi umursamaz halinden taviz vermedi. Üreticilerin bir hayli zorlandığı, perakende sektör temsilcilerinin boğulmaya yüz tuttuğu ortamda gelişmeler bir hayli ilginç. Bankaların karlılığını korumak adına sigorta görevini üstlenen Brüksel yöneticileri topun ağzında.
Yükselen sağın gelişimini göremeyen Yeşiller Partisive liberaller yok olmak üzere bizden söylemesi. Le Pen başta olmak üzere Fransa ve İtalya'da başlayan koyu kızıl renkli - orak ve çekiçli parti direnişleri Almanya ve İngiltere'ye de sıçrayacaktır. Serbest piyasa ekonomi doktrinlerinin üzerine basılan bir ortamda rakamların geleceğini konuşmak yararsız olsa da net ihracatçı olduğumuz kıtaya bakmakta fayda var.
-Alman Sanayi Federasyonu Başkanı (BDI) Siegfried Russwurm, BDI'nın 2024 yılında Alman ekonomisinin yüzde 0,3 büyümesini beklediğini ve bunun çok zayıf bir büyüme anlamına geldiğini belirterek, "Sanayi şimdi hükümetten kararlı bir büyüme gündemi bekliyor" dedi.
Ekonomistler, özellikle bölgedeki diğer ülkelere oranla daha büyük bir rol oynayan imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle Almanya'nın kırılganlığını koruduğunu belirtmekteler.
-Merkezi Münih'te bulunan Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), yaklaşık 9 bin firmanın katılımıyla yaptığı nisan ayı Almanya İş Anketi'nin sonuçlarını açıkladı. Almanya'nın iş görünümü beş aydan beri ilk kez geriledi. Bu durum, Avrupa'nın en büyük ekonomisindeki kademeli toparlanmanın ters rüzgarlarla karşı karşıya olduğuna işaret etti.
Ifo enstitüsü tarafından hazırlanan beklenti göstergesi haziran ayında bir önceki aya göre 89,3 seviyesinden 88,6'e düştü. Veriler, Bloomberg anketindeki 89,6 medyan tahmininin altında kaldı.
-S&P, AB'nin en büyük ikinci ekonomisi Fransa'nın kredi notunu AA'dan AA(-)'ye düşürdü, görünüm durağan olarak bırakıldı. Karara gerekçe olarak Fransa'nın bütçe pozisyonundaki kötüleşme gösterildi. Geçen yıl yüzde 109 seviyesinde olan Fransa'nın genel kamu borcunun GSYH'ye oranının 2027'de yüzde 112,1'ye çıkmasının beklendiği kaydedilen açıklamada, Fransa'nın bu alanda Yunanistan ve İtalya'dan sonra Euro Bölgesi'nde en yüksek orana sahip üçüncü ülke olduğu belirtildi.
Birleşik Krallık'ın yeni çilesi: Doğrudan yatırım alamamak
80'lerin süperstarı, 90'ların demir leydisi, 2000'lerin pop kültür şarkıcısı rolünü sürdürmeye devam eden Birleşik Krallık amiyane tabirle arabesk iktisadın kalesi olmak üzere. GSMH üzerinden yapılan hesaplamalarda; Slovenya, Letonya, Macaristan'dan bile daha az yatırım almaya başlayan bir G-8 ülkesinden bahsediyoruz. Londra merkezli düşünce kuruluşu Kamu Politikası Araştırma Enstitüsü'nün (IPPR) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine dayandırdığı analizine göre, İngiltere yatırımlar açısından son 30 yılın 24'ünde G7 ülkeleri arasında alt sıralarda yer aldı.
Gerçekten inanmakta zorluk yaşanacak haberlerden bir tanesi. En son 2022 yılına ilişkin karşılaştırılabilir veriler, İngiltere'de özel sektör tarafından yapılan yatırımların, üst üste üçüncü yılda da diğer tüm G7 ülkelerinden daha düşük olduğunu gösterdi. Ayrıca, İngiltere, 31 OECD ülkesi arasında özel sektör yatırımlarında 28. sırada yer almış durumda. Sıralamanın 29. sırasında haftanın sadece 4 günü işe giden Yunanistan olduğunu belirtelim. İngilizler, başta Orta Doğu ve Ukrayna'daki karışıklıklara sebebiyet vermek yerine kendi halkının sorunlarıyla yüzleşse daha yararlı olacak gibi.
İngiltere ekonomisinden trajik sıfır büyüme
Yılın ilk çeyreğinde ekonomik durgunluktan (resesyon) çıkan İngiltere'de resmi veriler, ülkenin önümüzdeki ay yapılacak genel seçimleri öncesinde Nisan ayında ekonominin durgunlaştığını gösterdi. Nisan ayı üretim verilerinin dökümü, hizmetlerin yüzde 0,2 arttığını, üretimin yüzde 0,9 düştüğünü ve inşaatın ise yüzde 1,4 düştüğünü teyit etti.
Birleşik Krallık ekonomisi 2023'ün ikinci yarısında üst üste iki çeyrekte hafif daraldı ve yüksek enflasyonun neden olduğu resesyona girdi. İngiltere ekonomisi kısa süreli bir durgunluktan bu yılın ilk çeyreğindeki büyümeyle çıktı. Öngörümüz çok kötü yönetilen Birleşik Krallık'ta temmuz ayındaki seçimlerde iktidarın değişeceği yönünde.
Türkiye'nin BRICS'e göz kırpması AB'nin gündeminde
2006'da Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin, 2010'da Güney Afrika, 2024'te ise Mısır, Etiopya, İran, BAE ve Suudi Ara- bistan derken başka bir dünyaya geçişi hızlandıran süreç AB'nin de gündemin- de. Kendi ekseni haricinde dönmekten başka bir vizyonu halen geliştiremeyen Kıta Avrupa'sında Türkiye'nin de BRICS'e göz kırpması özellikle Berlin ve Paris'i rahatsız etmiş gibi gözüküyor.
Ay içerisinde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Türkiye'nin BRICS'e üye olup olmayacağı sorusuna, "İlişkimiz var, görüşmelerimizi, müzakerelerimizi yapıyoruz BRICS üyesi ülkelerle. Çünkü onlar da şu an bir evrim sürecindeler" yanıtını vermesi kritik bir gelişmeydi. Fidan'ın BRICS meselesine bakarken özellikle alternatif ekonomik platformların dünyada nasıl şekillendiğini, pazarların nasıl oluştuğunu çok yakından takip etmek durumundayız cümlesi bir hayli dikkat çekici. Avrupa nereden yönetildiğine, kimlere hizmet ettiğine artık önem vermeli, ikinci dünya savaşı biteli çok oluyor hatta 3. Dünya Savaşı için davullar çalıyor.
Asya'nın ekonomik görünümü
Asya piyasalarının genel görünümüne döndüğümüzde Çin'in kendi dengesini bulamama sorununun Asya genelinde kaygıların artmasında ana etken olduğunu gözlemledik. Haziran ayı içerisinde hem doğrudan yatırımları ülkeye çekmede hem de bütçe de sorunlar yaşadığı gözlemlenen Çin Halk Cumhuriyeti'nin Fed'in eline baktığını gördük. Foreks'in derlediği bilgilere göre, yavaşlayan ekonomik büyümenin vergi gelirlerini azaltması ve emlak piyasasında uzun yıllardır devam eden gerilemenin, arsa satışlarından elde edilen geliri azaltması nedeniyle hükümetin bütçesi zorladığı kaydedilmiş durumda.
-Çin›in bütçe gelirleri yılın ilk 5 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,8 azaldı. Bütçe harcamaları ise Ocak-Mayıs döneminde yüzde 3,4 arttı.
-Genel kamu bütçesi ve hükümet fonları bütçesini içeren toplam gelirler de Ocak-Mayıs döneminde geçen yıla göre %4,1 düşerek 11,36 trilyon yuan (1,6 trilyon dolar) oldu. Bu, Şubat 2023'ten bu yana görülen en sert düşüş olarak kayıtlara geçti.
-İki hesap altındaki toplam harcama, ilk beş ayda yıllık bazda %2,2 düşüşle 13,61 trilyon yuan oldu.
Yerel yetkililer, konut krizinin yol açtığı mali açığı kapatmaya çalışırken onlarca yıl öncesine dayanan vergiler için şirketlerin peşine düşme konusunda daha agresif hale geldiğini belirtmekteler. Asya'nın ağır toplarından Japonya'da yenin durumu sorgulanmaya devam ediyor. Yen'in değerinin haziran ayında kademeli olarak gerilemesi dikkat çekerken, Japonya Merkez Bankası'nın haziran ayı politika toplantısında tahvil alımlarının geleceğine yönelik gösterdiği tutarsız duruş piyasaları bir hayli gerdi. Toplantı tutanaklarına baktığımızda, merkez bankasının yakın vadede faiz artırımı olasılığını tartıştığını ve bir politika yapıcının fazla gecikmeden bir artışı savunduğunu ortaya koydu.
Güney Kore'de enflasyon dizginlenmek üzere
Dünyanın yaşadığı iktisadi sorunların teğet geçtiği ekonomilerden bir tanesi olan Güney Kore'de işler yoluna giriyor. Ağır sanayi ve teknoloji ihracatı temelli ekonomisi ile ayrışmasını sürdüren Kore'de gelen son ekonomik veriler bir hayli başarılı.
Investing'in Asya piyasalarından derlediği habere göre Güney Kore'de tüketici enflasyonu mayıs ayında üst üste ikinci kez yavaşlayarak bir önceki yılın temmuz ayından bu yana en düşük seviyesine ulaştı. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık bazda %2,7'lik bir artış göstererek nisan ayında gözlemlenen %2,9'luk yükselişin ve ekonomistlerin %2,8'lik tahmininin altında kaldı.
Geçen ay takibe aldığımız ülke verilerine göre aylık bazda TÜFE, durgun geçen nisan ayının ardından %0,1 artarak ekonomistlerin beklediği %0,2'lik artışın gerisinde kaldı. TÜFE ürün bazında incelendiğinde, tarımsal ürün fiyatlarının bir önceki aya göre %2,5 oranında düştüğü görülüyor. Bu arada, petrol ürünleri fiyatlarında %0,3'lük hafif bir artış görülürken, kişisel hizmet fiyatlarında %0,4'lük bir artış kaydedildi.
Mayıs ayında üst üste on birinci kez faiz oranlarını değiştirmeyen Kore Merkez Bankası (BOK), enflasyonun yıl boyunca aşağı yönlü seyrini sürdüreceğini öngörüyor. Bu, daha güçlü ekonomik büyüme beklentilerine rağmen, iç talebin sadece ılımlı bir şekilde toparlanacağı tahmin ediliyor.
Çin'de gayrimenkul yatırımları düşmeye devam ediyor
Çin Ulusal İstatistik Bürosu (UİB), Mayıs 2024 ve yılın ilk 4 ayına ait sanayi üretimi, perakende satışlar, sabit sermaye yatırımları ve işsizlik rakamlarından oluşan veri setini açıkladı.
Mayıs ayı verileri, ilk iki aydaki toparlanmanın ardından sonraki iki ayda soğuma işaretlerinin sürdüğünü gösterdi. Sanayi üretimi ve perakende satışlar, pozitif katkı sağlarken gayrimenkul yatırımlarındaki düşüş sabit sermaye yatırımlarını aşağı çekmeye devam etti. Gayrimenkul yatırımları hariç tutulduğunda sabit sermaye yatırımları ilk 5 ayda yüzde 8,6 artış kaydederken gayrimenkul yatırımlarındaki düşüşün genel yatırımları aşağı çekmeye devam ettiği gözleniyor. Öte yandan gayrimenkul satışları, ilk 5 ayda geçen yılın aynı dönemine göre zemin alanı olarak yüzde 20,3, satış değeri olarak yüzde 27,9 azaldı.
Amerika Kıtası'nın ekonomik görünümü
'Batı cephesinde yeni bir şey yok' filmine nazire yaparcasına piyasalara dokunmayan FED cephesi haziran ayında da sessizliğini korudu. 12 Haziran'da gerçekleşen toplantıda faiz değişikliğine yönelik bir açıklama yapılmazken, izliyoruz mesajları haricinde elle tutulan bir tutanak raporuna rastlanılmadı. Tutanakları özetlersek karşımıza çıkan tabloda şu iki ana unsur dikkat çekti.
-Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) uzun vadede maksimum istihdam ve yüzde 2 oranında enflasyona ulaşmayı hedeflediği aktarıldı.
-Komitenin istihdam ve enflasyon hedeflerine ulaşmaya yönelik risklerin geçen yıl daha iyi bir dengeye doğru ilerlediği kanısında olduğu belirtilen açıklamada, ekonomik görünümün belirsiz olduğu ve enflasyon risklerine karşı son derece dikkatli olunmaya devam edileceği kaydedildi. Açıklamaya göre, hedeflerin desteklenmesi amacıyla federal fon oranları için hedef aralığının yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutulmasına karar verildi. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere son kararıyla Fed, politika faizini art arda 7 toplantıda değiştirmeyerek mevcut aralıkta sabit bıraktı. Banka, politika faizinde en son Temmuz 2023'te 25 baz puanlık artışa gitmişti. Çekirdek enflasyon verilerinde net bir değişim görülmezken, mayıs ayında yıllık bazda yüzde 3,3 ile beklentilerin altında gerçekleşen oranlar Fed'i tatmin etmemiş durumda.
Emtia fiyatlamaları ABD'de tat vermiyor
ABD'de açıklanan imalat sanayisi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesi sonrasında dolara olan talebin artması, emtia piyasasını olumsuz etkilemeye devam etti. Analistler, güçlü gelen PMI verilerinin ABD ekonomisinin hala gücünü koruduğuna işaret ettiğini ve bunun da Fed'in faiz indirimlerine ne zaman başlayacağına dair belirsizlikleri artırabileceğini belirtti.
Ülkede, imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) haziranda aylık 0,4 puan artarak 51,7 ile piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşmişti. Hizmet sektörü PMI da haziranda 0,3 puan artarak 55,1 ile 26 ayın en yüksek seviyesini görerek emtialar üzerinde baskıyı bir hayli artırdı.
Haziran ortalarına kadar ons bazında altın yüzde 0,5 değer kaybederken, platin yüzde 3,6, paladyum yüzde 6,1 değer kazandı. Gümüşte ise yatay bir seyir izlendiğini söyleyebiliriz. Ajanslardan derlediğimiz haberlere göre;
-Tezgah üstü piyasada geçen hafta fiyatlar, libre bazında bakırda yüzde 1,1, alüminyumda yüzde 0,2, nikelde yüzde 2 azalırken, kurşun yüzde 2,4, çinko yüzde 2,8 arttığını gösterdi.
-Çin'de açıklanan makroekonomik verilerin talep endişelerini tetiklemesi bakır başta olmak üzere baz metal fiyatlarını etkilemeye devam etti.
-Çin'in yanı sıra Avrupa'da açıklanan imalat sanayi PMI verilerinin 50 seviyesinin altında gelmesi de baz metallere talebin hala düşük olduğunu gösterdi.
-Analistler, Fed'in yıl sonuna kadar bir faiz indirimine gideceğine yönelik öngörülerin baz metalleri hala aşağı yönlü etkilediğinin altını çiziyor. -Çin'de açıklanan makroekonomik verilere göre mayıs ayı sanayi üretimi yıllık yüzde 5,6 yükselerek beklentilerin altında gerçekleşti.
-Bakırdaki yüksek fiyatlar, ABD'nin Çin'e bakır sevkiyatlarının durdurulabileceği endişelerini öne çıkarırken, bakırda talep endişelerine neden olduğunu söylemeliyiz. Londra Metal Borsasında bakır stoklarının artması, talebin azaldığına işaret ediyor.
-Chicago Ticaret Borsası'nda ortalama aylık fiyatlara baktığımızda, buğdayda yüzde 8,4, mısırda yüzde 3,6, soya fasulyesinde yüzde 2,6 azalırken, pirinçte yüzde 0,1 artış kaydedilmiş durumda. Soya fasulyesinin kilo başına fiyatı, 11,1325 dolarla Kasım 2020'den bu yana en düşük seviyeyi görmesi öne çıkan bir gelişme.
Türkiye'nin ekonomik görünümü
Haziran ayı itibarıyla iç piyasada güven endekslerindeki gerileme dikkat çekici boyuta ulaştı. Hizmet, Perakende Ticaret ve İnşaat Güven Endekslerinin tamamında gerileme öne çıkarken, yaz döneminde gözüken öncü negatif veriler 3.çeyrek için uyarıcı bir duruşa sahip. Güven endeksi hizmet sektöründe %1,5 azalırken, perakende ticaret sektöründe %2,6, inşaat sektöründe % 0,5 azalma dikkat çekti.
Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi haziran ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %1,5 oranında azalarak 115,4 değerini, perakende ticaret sektöründe %2,6 oranında azalarak 108,8 değerini ve inşaat sektöründe %0,5 oranında azalarak 87,9 değerini aldı.
Gıda enflasyonunun ana belirleyici unsurlarından birisi olan tarım girdi maliyetlerinde de ilk çeyrek itibarıyla hız yavaşlamadı. Tarımsal girdi fiyat endeksi yıllık %52,20 artış kaydederken, aylık %1,72 artış öne çıktı. Tarım-GFE'de 2024 yılı nisan ayında bir önceki aya göre %1,72 artış, bir önceki yılın aralık ayına göre %14,61 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %52,20 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %39,08 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde %1,70 artış, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde ise %1,87 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde %49,13, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde %73,70 artış yaşandı.
Merkezi yönetim bütçesine baktığımızda kademeli olarak düzelme verilerinin gelmeye devam ettiğini gözlemliyoruz. Merkezi yönetim bütçe gelirleri mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %83,3 oranında artarak 1 trilyon TL düzeyine ulaşırken, bütçe harcamaları %83 artışla 787,7 milyar TL oldu. Böylece ilgili ayda merkezi yönetim bütçesi 219,4 milyar TL fazla verirken, yılın ilk beş aylık dönemi için bütçe açığı 471,9 milyar TL'ye geriledi. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan verilere göre merkezi yönetim brüt borç stoku 31 Mayıs itibarıyla yıllık bazda %61,4 artarak 7,6 trilyon TL düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu borç stokunun 4,6 trilyon TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan, 3,0 trilyon TL tutarındaki kısmı ise Türk Lirası cinsi borçlardan oluştu. Böylece brüt borç stokunda döviz cinsi borçların payı %60,8 düzeyine geriledi.