AHMET AKYILDIZ

AHMET AKYILDIZ

InBusiness Dergisi Yazar

ahmet.akyildiz@inbusiness.com.tr
16.12.2022 | Cuma

Teknolojik değişim & direnç noktaları

Pandemi sonrasında dünyada hiçbir konu eskisi gibi olmayacak denildiğinde, en fazla ne olabilir ki diyorduk ve o en fazlaların hepsi oldu. Şimdi daha fazlasını görme zamanı.

Ahmet Akyıldız / Ekonomi Araştırmalar Uzmanı - Yatırım Finansmanı

Neoliberalizm kalelerinin birer birer terk edildiği bir dönemde yaşıyoruz, laisse-faire ekonomik liberalizmi ile ilişkili 19'uncu yüzyıl fikirlerinin 20'nci yüzyıldaki son artıkları da yaşanan global enerji krizi ile sonlanmak üzere.

1980'lerdeki Asya krizlerinin ardından Keynesyen iktisat okulunun 'müdahaleci devlet' anlayışı yerini merkeziyetçilikten uzak, teknolojik temelli düşünme ve iş yapış modellerine bırakıyor. Bundan sadece beş, altı sene önce şirket bilançolarının açıklanmasını bekleyen, ABD Merkez Bankası (Fed) ne derse dünyada o olur diyen düşünce yapısı artık blok zinciri, merkeziyetsiz finans, yapay zeka, metaverse gibi fırsat alanlarını odak noktasına alırken, şirketler de bu düzlemde hukuki ve operasyonel yapılarını değişime zorluyor.

KÜRESELLEŞME VE ZITLIKLAR

Claus Leggewie'nın 'Küreselleşme ve Zıtlıkları' araştırmasında küreselleşmenin yerini dünyanın sınırsızlaşmasına evirildiğini, sınırların asla yok olmayacağını lakin iş yapma şekillerinden, iktisadin ele alınışına kadar onlarca unsurun yapısal değişikliklere gideceğini söylemekteydi. Gerçek manada konunun en net şekilde tasvirinin bu olduğunu düşünüyorum. Büyük değişimlerin yerini sistematiğin ve kurgunun daha net görüleceği bir döneme giriyoruz. Bizleri bu noktaya iten süreçlerin tamamında sermaye değişimiyle birlikte Asya Pasifiğin ABD'nin yerini alması önemli bir bulgu. Sosyal ve siyasi baskılarla çevrili bir bombanın üzerinde duran ülkelerden daha çok, şirketlerin kırılganlığının arttığı bir seneyi fiyatlayanlardanım. Akıllı şirketlerin, ölçümlemesi doğru yapılmış, doğru ekip ve pazar araştırmalarıyla desteklenecek teknolojik değişime adım atacaklarını 2023'te göreceğiz. Peki bu fütürist döneme girerken hangi sektörler daha öne çıkacak buradan incelemeye başlayalım.

SAĞLIK SEKTÖRÜ HAREKETLENECEK

İlk sırada sağlık, teknoloji, ekonomi, eğitim gibi farklı başlıklardaki genel eğilimlerin önümüzdeki 15 ayda büyük ölçüde değişeceğini düşünmekteyim. Teknolojiye yatırım yapan şirketlerin bir yanda da bilginin nasıl yaygınlaşacağını ölçmesi ve ekiplerine ciddi yatırımlar yapması gerekiyor. Özellikle sağlık sektöründe çok ciddi yatırım ihtiyaçlarının ortaya çıkması, işletme sermayesi ihtiyacının da aynı doğrultuda yükselmesine sebebiyet verecek. Bu açıdan sermayesi yetersiz şirketlerin bu sahadan çıkması, yeni şirket satın alımlarının artması olası durmakta, herkesin harika değişimler bizleri bekliyor dediği bir ortamda maliyet analizine dikkat etmeden ilerlemenin mümkün olmayacağını düşünüyorum.

DİJİTALLEŞME PAZARI BÜYÜYECEK

Türkiye genelinde yatırımcıların ve şirketlerin teknolojik değişimleri ölçümlerken çok ilginç şekilde, iklim değişikliği risklerini de öne çıkardığını görmekteyiz. Yine aynı şirketlerimizin, gelir dağılımındaki eşitsizliğin yatırımlara bakış açısını engellettiği fikri var. Türkiye'nin bu alanda güçlü kas rejimine baktığımızda, girişimciliğin en ön basamakta yer aldığını, dijitalleşme noktasında ise 2023'te daha aktif bir pazarın oluşacağını düşünüyorum. Orta vadeli ekonomi planında da ortaya çıkan yerli ve uluslararası yatırımın cazip hale getirilmesi, start-up ekosisteminin geliştirilmesi gibi konular da özel sektör olarak eksikliklerimiz var.

AR-GE YATIRIMLARI ARTIRILMALI

Konu yine dönüp dolaşıp sermaye yetersizliğine geliyor, ülkemizin zamanında ar-ge faaliyetlerine genel bilanço üzerinden yüzde 3'ün üzerinde yer vermemesi, bugün yaşadığımız sorunların ana kaynaklarından bir tanesi. Pricewaterhouse Coopers'ın 2022 raporlarında da yer alan dönüşümün hızı ve adaptasyon sorunları en kısa zamanda çözülmesi gereken konu başlıklarından bir tanesi. Hızla dönüşen dünyada artan enerji, altyapı ve doğal kaynaklar sorunları küresel değişimi yavaşlatacak konular. 50 yaş üstünde yer alan kadın ve erkeklerin yüzde 30'luk bölümünün sağlık ve özbakımlarına bir miktar daha önem vermeye devam etmesi, ilaç ve yaşam bilimleri ile sağlık sektörünün gelişimi tüm sektörlerden daha hızlı ilerleyeceği öngörülüyor.

ÇİN TALEBINDE DARALMA

Birkaç paragraf önce belirttiğim gibi, teknoloji tabanlı değişim bir zorunluluk. Çin'in eskisi kadar talepkar olmadığı, Avrupa'nın kendi iç sorunlarıyla haşır neşir olduğu bir ortamda teknolojik yatırım getirisinden yüksek beklenti içerisine girmek hayalden öte bir beklenti olmayacaktır. Daha net bir ifadeyle söylersek, Roma Kulübü tarafından yayımlanmış olan "Büyümenin Sonsuz Sınırları" düşüncesi, fısıltıdan ileriye gidemeyecek bir ideaya dönüştü. Ivo Rens, Nicholas Georgescu-Roegen, Jacques Grinevald gibi entelektüellerin avukatlıklarına soyundukları 'Reaganism' ve 'Thatcherism' etkisi sona erdi, İngiltere artık 'Avrupa'nın yeni İtalyası' durumunda, Fransa totaliter şekilde özel şirketlere el koymaya başladı, değişim ilginç şekilde reel sektörden başladı.

TÜRKİYE TEKNOLOJİDE ÖNDE

Tüm bu negatif döneli bilgiler ışığında, ülkemizin teknolojik değişim ve online yaşamı genişletmede ulaşmada, yönetmede G-12 ülkelerinin çoğundan ileride olduğunu düşünüyorum. Tek yapmamız gereken, sermayeyi doğru yönetmek ve kamu-özel sektör ortaklıklarında doğru odak noktasını yakalamak. Asıl soru şu, neden bu değişime neden ihtiyacımız var? Çünkü kapınızdan giren, sizi telefon ile arayan müşteri profili artık eski müşterileriniz değil! Siz daha soruları cevaplamadan her şeyi bilen, okuyan, yasal prosedürlerinizden nefret eden, hantal yapılarınızı istediği an sosyal medyada kötüleyen, rakiplerinizi en sizin kadar bilen, fiyat değişimine duyarlı bordro bereli müşteri sayısı milyonlara ulaştı.

FIRSATLAR NELER?

4.0 Devrimi, yapay zeka ve nesnelerin interneti kavramları ön plana çıkmaya devam ederken, online ödeme sistemleri alanında Kıta Avrupası'nın en güçlü ülkesi olmamız an meselesi. Dijital cüzdan ve blok zinciri uygulamalarında yavaştan raflarda yerini alacağını göreceğiz. Bu noktada başta BDDK ve birçok kuruluşun çok özverili çalışmaları olduğunu gözlemliyorum.

Fintek, sanal ödeme noktaları, yapay zeka temelli düşünme merkezi alanına girmeyen, halen 80'lerin operasyonel bakış açısıyla yaşamını sürdüren şirketlerimiz kesinlikle korkmasınlar. 2023 ve 2024'de bu yaşamda yer almaya devam edecek. Lakin 2025 yılı ve sonrasında bırakacakları tek miras içi boşalmış şirketleri olacak. Dünya değişiyor, direnç gösteren herkesin geleceği son ise bugünden belli, devren satılık!

BİZE ULAŞIN