Sürdürülebilir finansman ihraçlarında rekor
Hükümetlerin küresel iklim kriziyle mücadele politikalarını güçlendirmesi ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş planlarının hızlanmasının etkisiyle sürdürülebilir finansman ihraçları yılın ilk çeyreğinde rekor kırarak 287 milyar dolara ulaşırken, yeşil tahviller geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 400 büyüme kaydetti.
Uzmanlara göre, gelecek 10 yılda tüm finansman araçları sürdürülebilir olacak ve sıfır karbon ekonomiye geçiş planı bulunmayan fosil yakıt şirketleri finansmana erişemeyecek.
Londra Menkul Kıymetler Borsası Grubu (LSEG) iştiraki ve finansman piyasaları veri sağlayıcı şirketi Refinitiv verilerinden derlenen bilgilere göre, yılın ilk çeyreğinde sürdürülebilir finansman ihraçları geçen yılın aynı dönemine göre iki kat artış gösterdi.
Bu dönemde, dünyada 460 sürdürülebilir finansman ihracı gerçekleştirildi ve söz konusu ihraçlar 287 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Sürdürülebilir finansman ihraçları bu artışla küresel borç sermaye piyasalarının yüzde 11,5'ini oluşturdu.
Yeşil tahvil ihraçları, aynı dönemde yüzde 400 artışla 131,3 milyar dolara ulaşırken, dünyada bu dönemde 314 yeşil tahvil ihraç işlemi gerçekleştirildi.
Küresel sürdürülebilir finansman ihraçlarının yüzde 62'sini gerçekleştiren Avrupalı ihraç kuruluşları bu alanda ilk sırada yer alırken, Avrupa'yı yüzde 18 ile ABD ve yüzde 15 ile Asya bölgesi izledi.
Moody's verilerine göre, yıl sonu itibarıyla sürdürülebilir finansman ihraçları toplam küresel borç ihraçlarının yüzde 10'unu oluşturacak. Bu hızla devam etmesi durumunda sürdürülebilir finansman ihraçlarının yıllık büyüklüğü 650 milyar doları aşacak.
"ŞİRKETLER DÜŞÜK KARBONLU BİR EKONOMİDE ATIL VARLIK OLARAK KALMAK İSTEMİYOR"
LSEG Araştırma ve Portföy Yönetimi Başkanı Leon Saunders Calvert, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sürdürülebilir finansmanın büyümesinde hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadele politikalarının, yatırım bankalarının sürdürülebilir geleceğe katkı sunma çabalarının ve politika değişikliklerinin etkili olduğunu söyledi.
Bankaların şirketlerden düşük karbonlu ekonomiye geçiş planı talep ettiğini aktaran Calvert, "Şirketler de bir dönüşüm içinde ve düşük karbonlu ekonomide atıl varlık olarak kalmak istemiyorlar" dedi.
Calvert, sürdürülebilir finansman ihraçlarındaki artışın şu an için gelişmiş ülke piyasalarında daha fazla görüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bölge bazında Avrupa lider konumda, ülke olarak ise Japonya sürdürülebilir finansman ihracında ilk sırada yer alıyor. Gelişen piyasalarda ise bu ihraç modellerinin olgunlaşması gerekiyor ama bu dönüşümü bir yolculuk olarak görüyorum. Özellikle yeşil tahvil ihraçlarının Asya ve Afrika gibi gelişmekte olan ekonomilerde büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu söyleyebilirim."
"FOSİL KAYNAKLARA BAĞIMLI EKONOMİLER DAHA FAZLA BASKI HİSSEDECEK"
Calvert, iklim değişikliğiyle mücadelede tüm finans kuruluşlarının oynaması gereken bir rolü olduğunu ve giderek daha fazla finansman kuruluşunun fosil yakıtları desteklemeyi sonlandırdığını ifade etti.
Fosil yakıtlara bağımlı ekonomileri gelecek dönemde risklerin beklediğini belirten Calvert, şöyle devam etti:
"Yenilenebilir enerji kaynakları ucuzladıkça ve inovasyon teknikleri bu kaynakları daha çekici hale getirdikçe, karbon fiyatı ve vergisi gibi maliyetlerden dolayı fosil yakıtlara bağımlı ekonomiler üzerinde daha büyük bir baskı oluşacak.
Düşük karbonlu ekonomiye dönüşümün bir gecede olmayacağını hepimiz biliyoruz ama yenilenebilir kaynaklar küresel enerji sisteminden giderek daha fazla pay alırken, fosil kaynakların payı da aynı şekilde düşecek. Bu kapsamda, sürdürülebilir finansmanda yavaşlama beklemiyoruz.
Gelecek 5-10 yıl içinde tüm finansman araçları bir şekilde sürdürülebilir olacak. Önümüzdeki 10 yılda bir fosil yakıt şirketinin güvenilir ve somut bir dönüşüm planı yoksa, finansmana da erişimi olmayacak. Bu şirketler için sermaye maliyeti çok hızlı şekilde artacak."
Calvert, Türkiye'de yılın ilk çeyreğinde gerçekleştirilen sürdürülebilir finansman ihraçlarının 900 milyon doları bulduğunu söyledi.
İşlem sayılarının giderek arttığını dile getiren Calvert, "2020'de bir önceki yıla göre daha fazla işlem gördük. Bu yıl da geçen yıla göre Türkiye'de daha fazla sürdürülebilir finansman ihracı yapıldı. Sürdürülebilir finansmanın Türkiye'de de arttığını görüyoruz.
Düşük karbonlu ekonomiye geçişte her ülkeye özgü farklılıklar ve zorluklar olabiliyor ama temelde tüm ülkelerin düşük karbonlu bir ekonomi inşa ederek sıfır emisyonu başarması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Moody's Yatırım Hizmetleri Yeşil Tahvil Analisti Matthew Kuchtyak ise ihraççı kuruluşlar ve yatırımcıların devam eden ilgisine bağlı olarak sürdürülebilir tahvil hacimlerinin artmaya devam ettiğini belirterek, "İklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınmaya odaklanan hükümet politikaları piyasanın daha fazla büyümesini teşvik edecek" ifadesini kullandı.