Wtech'den, iş dünyasına çağrı

01:41 - 29.01.2021, Cuma

Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, "Teknoloji sektörünün üretim tarafında cinsiyet çeşitliliği sağlarsak çok büyük bir sürdürülebilir kalkınma yaşayacağımız açıktır." dedi.

Öney, salgın sürecinde artan dijitalleşme ve bunun kadın istihdamına etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

2020 yılında salgın sebebiyle hem iş hayatının hem de sosyal hayatın çok hızlı bir dijitalleşmeyle temassızlaştığını anlatan Öney, "Zaten yükselişte olan yıkıcı ve dönüştürücü teknolojilerin, özellikle temassız yaşantımızı sürdürebilmemiz açısından önemi kendini gösterdi ve yükselişlerine büyük bir ivme kattı. Birçok teknoloji firması ve araştırma kurumları, 2020 yılını 'Yapay Zeka Yılı' veya 'Dijital Dönüşüm Yılı' olarak nitelendiriliyor." diye konuştu.

Tüm dünyanın 2020'yi bir "Wake-Up Call", yani "Uyanma Çağrısı" olarak da nitelendirmesi gerektiğini ifade eden Öney, şunları kaydetti:

"Kovid-19 salgını bizlere iş modellerimizden sosyal yaşantımıza, birçok konuda yaşamamız gereken dönüşümü ve eğer biz artık farklı davranmazsak kaybetmek üzere olduğumuzu gezegenimizin durumunu fark ettirdi. Rakamsal verilerle kadınların bu yıl iş dünyasındaki konumlarından ve genel olarak iş dünyasının ve ekonominin nereye kaydığından bahsetmek isterim.

McKinsey tarafından 2020 Haziran'da yayımlanan rapora göre, dünyadaki iş gücünün yüzde 39'unu oluşturan kadınların, pandemi sebebiyle oluşan iş kayıplarından yüzde 54 gibi bir oranla erkeklerden daha olumsuz etkilendiği görülüyor. Bunun yanında, hepimizin bildiği gibi, kadın ve erkek arası ücret eşitsizlikleri de Kovid-19'un etkisiyle bir hayli arttı. Rapora göre, tüm bu gidişatı engellemezsek 2030'a kadar küresel ekonominin 1 trilyon dolar kaybedeceği öngörülüyor."

"SALGINDAN OLUMSUZ ETKİLENEN SEKTÖRLERDEKİ KADIN ORANI YÜZDE 35

Öney, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi'nin verilerine göre sağlık çalışanlarının yüzde 70'inin kadın olduğunu ifade ederek, bu rakamın, kadınların erkeklere oranla ne kadar daha fazla virüse maruz kaldıklarının da bir göstergesi olarak kabul edilebileceğini söyledi.

Yine BM verilerine göre 2021 itibarıyla, salgın sebepli 96 milyon kişi yoksulluğa sürüklenirken bunun 47 milyonunun yine kadınlardan oluştuğunu aktaran Öney, "Türkiye özelinde, pandemi sürecinde kadınların iş gücündeki durumuna bakacak olursak, İstanPol'un araştırmalarına göre, salgından olumlu etkilenen sektörlerde çalışan kadın oranı yüzde 23'lerde. Olumsuz etkilenen sektörlerdeki kadın oranı ise yüzde 35." bilgilerini verdi.

UN Women Türkiye verilerine göre, işin psikolojik tarafında da kadınlar üzerlerine düşen sorumlulukların yükü sebebiyle yine yüzde 54 gibi bir oranla erkeklerden (Yüzde 49) daha çok etkilendiklerini anlatan Öney, şöyle konuştu:

"Deloitte tarafından yayımlanan bir başka raporun verilerine göre, günlük rutinlerindeki değişimlerden ötürü çalışan kadınların yüzde 40'ının iş-özel yaşam dengesi sıkıntısı çektiklerini ve bu sebeple beden ve ruh sağlıklarını iyi hissetmediklerini görüyoruz. Tüm bu verileri dikkate alarak, özellikle 21. yüzyılın yeni dünyasında kadınlarımızın ekonomide ve sosyal yaşantıda kriz döneminin etkilerinden bu kadar negatif etkileniyor olmasını engellemenin, kadının gücünü ve temsiliyetini artırarak iş dünyasında çeşitliliği sağlamanın tamamen bizim elimizde olduğunu düşünüyorum. EY tarafından 2020 Ağustos'ta yayımlanan 'Kovid19 Sonrası Bilgi Teknolojilerinin Dijital Dünyada Rolü' anketinin sonuçlarına göre ise, katılan şirketlerin yüzde 52'si, iş yapış şekillerinde yıkıcı etkiye sahip değişimin 6 ay içinde yaşanacağını ve bunun kaçınılmaz olduğunu dile getirmiş. Aynı ankete göre liderlerin yüzde 61'i salgının dijital dönüşümü hızlandırdığını onaylıyor."

"RUTİN İŞLERİMİZDE TEKNOLOJİYİ KULLANMA ORANIMIZ YÜZDE 15'TEN YÜZDE 100'E YÜKSELDİ"

Öney, Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin yalnızca yüzde 57'sinde salgın öncesi uzaktan çalışma politikası bulunurken salgın dönemiyle birlikte şirketlerin yüzde 72'sinin tüm ofis çalışanları ile birlikte, yüzde 28'inin ise kısmi olarak uzaktan çalışmaya geçiş yaptığını söyledi.

Türkiye'de çalışanların yüzde 70'i uzaktan çalışmadan memnun olduğunu belirtirken yüzde 55'inin ise uzaktan çalışmanın kendilerini daha verimli hale getirdiğini belirttiğini aktaran Öney, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Üst düzey yöneticiler tarafında da yüzde 76'sı yeni iş modellerinin eskisinden daha verimli olduğunu belirtiyor. Zira, uzaktan çalışma sisteminin bu kadar yaygınlaşmasıyla büyüyen gig ekonomi, bulut tabanlı iş sistemlerinin kullanımını yaygınlaştırırken hem hizmet sağlayıcı hem de müşteri tarafında deneyimleri de bir üst düzeye taşıdı. 2020 sonrasında şirketler artık yerinde çözümlere değil, bulut tabanlı çözümlere yöneliyor ve dünya genelinde şirketlerin yüzde 40'ının küresel salgın neticesinde bulut bilişime geçişinin hızlandığını görüyoruz. Öyle ki salgın öncesi rutin işlerimizde teknolojiyi kullanma oranımız yüzde 15 iken, salgınla birlikte neredeyse yüzde 100'e yükselmiş olduğunu görüyoruz. Bu anlamda şirketler de yatırımlarını bilgi teknolojilerine yapar hale geldiler." diye konuştu.

"ÜRETİM TARAFINDA CİNSİYET ÇEŞİTLİLİĞİ SAĞLARSAK, KALKINMA YAŞAYACAĞIMIZ AÇIK"

Zehra Öney, önde gelen firmaların önümüzdeki dönem yatırımlarının en büyük kısmını günümüzün en değerli madeni olan veriye, veri bilimi ve analitiğine yapmayı planladıklarını ifade ederek, ikinci sırada bulut tabanlı sistemler yer alırken, üçüncü sırada ise yapay zeka teknolojisinin geldiğini söyledi.

"Metal yakalılarla' iş dünyasında omuz omuza çalışacağımız bir döneme girdik. Yapay zeka teknolojisinin, Kovid-19 etkisiyle küresel pazar büyüklüğünün yüzde 42 bileşik yıllık büyüme oranı ile artarak 2025 yılında 17,4 milyar dolara yükselmesi bekleniyor." diyen Öney, şunları kaydetti:

"Avrupalı şirketlerin yüzde 56'sı da Kovid-19'un yarattığı ekonomik krize rağmen veri analitiği ve ileri analitik yatırımlarını artıracağını söylüyor. Tüm bunlara ek olarak büyük veri tarafında hızlı ve geniş kapsamlı çözümler sunan nesnelerin interneti teknolojisinin global pazar büyüklüğünün salgın etkisiyle 2021 yılında 243 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Tüm bu veriler göz önünde bulundurulduğunda pandeminin getirdiği pozitif etkilere yoğunlaşıp özellikle tamamen dijitale taşınan hayatımızda, teknoloji sektörünün üretim tarafında cinsiyet çeşitliliği sağlarsak çok büyük bir sürdürülebilir kalkınma yaşayacağımız açıktır. 2021 yılı, artık iş hayatında kadın ve erkek rollerinin konuşulmaması gereken cinsiyetsiz bir yüzyılın en çarpıcı başlangıç noktası olacaktır."

BİZE ULAŞIN