Adil Konukoğlu: Şirket aldığımız gibi satmayı da biliriz
Konukoğlu Ailesi’nin 4’üncü kuşağı tarafından yönetilen Sanko Holding, bu sene 120’nci yılını kutluyor. Grubu birlikte yöneten 5 kardeşin hedefi ise ana işleri olan sektörlerde dünya lideri olmak. Bunun için yenilikçi yatırımlara imza atılırken, diğer taraftan da kurumsallaşma çalışmalarına hız verilmiş. Yakın zamanda profesyonel bir CEO’nun yönetime geçeceği grupta yeni iş alanlarına girmek için de araştırmalar sürüyor. Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, “Biz şirket satın almaya da şirket satmaya da açığız. Bir insanın satamayacağı tek şeyin eşinin hediyesi olan yüzüktür. Ticarette kullanılan her türlü ürün satılmaya muteberdir” diye konuşuyor.
Fatoş Bozkuş / INBUSINESS
Üretim yolculuğuna geçen yüzyılın başında Gaziantep'te başlayan Sanko Holding, kuruluşunun 120'nci yılını kutluyor. Bugün başta tekstil olmak üzere 11 farklı sektörde faaliyet gösteren grup 14 bin kişiye istihdam sağlıyor. Grubun geçen yılki cirosu ise 40 milyar TL. Gaziantep'te doğan, kolları Türkiye'yi saran ve ürünleri tüm dünyaya ulaşan bu grubun şüphesiz ki en büyük başarısı bir aile şirketi olarak sağlıkla 4'üncü kuşağa geçmiş olması. Zira araştırmalar dünyadaki aile şirketlerinin sadece yüzde 3'ünün 4'üncü kuşağa geçebildiğini gösteriyor.
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, her kuşağın şirketin büyümesinde önemli etkileri olduğunun altını çiziyor. Büyük dedesi rahmetli Sani Bey'in 1904'te dokuma tezgahıyla işe başlayarak ilk nüveyi attığını, dedesi Yemen Harbi'nde şehit düştükten sonra ise nenesi Hatice Hanım'ın büyük zorluklarla işi yürüttüğünü ve SANKO'nun temelleri olan üretimi, emeği ve göz nurunu katarak devam ettirdiğini aktarıyor.
Konukoğlu, babasının ise kendini sürekli yenileyen bir insan olarak işlere farklı bir bakış açısı kattığını ifade ediyor. 4'üncü kuşak olarak ise kendilerinin 5 kardeş "Birlikten kuvvet doğar" diyerek hep birlikte çalışarak bugünlere geldiklerini belirten Konukoğlu, babalarına verdikleri sözler doğrultusunda işi büyüterek bu topraklardan kazandıklarını yine bu topraklara ve insanlara sunmaya gayret ettiklerini de sözlerine ekliyor.
120 yılını tamamlayan grup için 5 kardeşin önüne koyduğu hedef ise ana işleri olan 4 sektörde dünya lideri olmak. Tüm yatırımları da bu hedefe odaklı yapıyorlar. Sanko Holding'de 5 kardeş sırayla yönetim kurulu başkanlığı görevini üstleniyor ve 65 yaşına gelen başkanlık görevini bir sonraki kardeşine devrediyor. Gençlerin önünü açan bir yönetim anlayışları olduğunu belirten Adil Sani Konukoğlu, 2 yıl sonra görevi Fatih Konukoğlu'na devredecek. Ama öncesinde yapmak istedikleri var. Örneğin şirketi tamamen kurumsal bir yapıya kavuşturmak. Grubun profesyonel bir CEO tarafından yönetilmesi için çalışmalara başlanmış.
Konukoğlu'nun bir diğer hedefi ise yönetim kurulunda bir kadın üyenin yer alması, dahası tüm grupta bugün yüzde 25 olan kadın oranını yüzde 30'lara çıkarmak. 120'nci yıl kutlamaları için de pek çok plan var. Şirket hafızasını kaybetmeden kayıt altına almanın önemli olduğundan bahseden Konukoğlu, belgesel ve kitap hazırlığında olduklarını da anlatıyor. Ekim ayında büyük bir gala ile bu özel yılı kutlayacaklarını, kitap ve belgeseli de o güne yetiştirmek istediklerini belirtiyor.
Konukoğlu bir yandan holding olarak yeni iş alanlarına girmek için araştırma yaptıklarını söylerken diğer taraftan emeklilik planını da yapmış. En büyük tutkularından birinin balık tutmak olduğunu aktaran Konukoğlu, emekli olduktan sonra ayda birkaç kere Ege'ye tekneyle balık tutmaya gitme hayali kuruyor.
INBUSINESS olarak Sanko Holding'in kasım ayında taşındığı yeni merkezinde Adil Sani Konukoğlu ile bir araya geldik, grup ve aile hakkında merak edilen her şeyi sorduk. O da tüm içtenliğiyle sorularımızı cevapladı.
- Araştırmalar dünyada aile şirketlerinin sadece yüzde 3'ünün dördüncü kuşağa geçebildiğini gösteriyor. 120'nci yılını kutlayan Sanko Holding, bu nadir şirketlerden biri. Hatta 5'inci kuşak da şirkette çalışıyor. Dünyada pek çok aile şirketinin başaramadığını siz nasıl başardınız?
Üretim yolculuğu 4 kuşaktır devam eden hatta 5'inci kuşağa uzanan Sanko'nun bugünlere gelmesinde en önemli etkenlerden biri bana göre güçlü aile bağlarına sahip olması. Biz 5 kardeş 'birlikten kuvvet doğar' diyerek bir arada çalışıyoruz. Profesyonel bir bakış açısına sahibiz. "Bu benim" demiyoruz, kendimizi aile şirketinin çalışanı ve paydaşı olarak görüyoruz. Bir anayasamız yok ama kurallarımız var. Gençlerin önünü açan bir yönetim anlayışına sahibiz. 65 yaşına gelen yönetim kurulu başkanı bu görevi bırakıyor örneğin. Benim dönemim, senin dönemin demiyoruz, grubu hep birlikte yönetiyoruz. Bizde bireylerin başarısı değil şirketin başarısı önemli.
-5 kardeş güçlü aile bağlarına sahipsiniz ama grubun dördüncü kuşaktan beşinci kuşağa sağlıkla devri için aynı bağı kuzenler arasında da kuvvetlendirmek gerekiyor sanırım. Bunu nasıl yapıyorsunuz?
Biz büyüklerimizden ne gördüysek çocuklarımıza da onu uyguluyoruz. Örneğin biz bir bayramı tüm aile bir arada geçiririz. 8 kardeş, onların çocukları ve torunları hep birlikte bir hafta tatil yapıyoruz. Yaşlar yakın olunca da arada hem arkadaşlık hem de ağabey kardeş ilişkisi oluyor. Bu yıl Kurban Bayramı'nda bir hafta bir aradaydık örneğin.
-Sanko'nun bugünlere gelişinde her kuşağın farklı katkısı olmuş. 1904'te dokuma tezgahıyla işe başlayan büyük dedeniz ve dedenizin Yemen Harbi'nde şehit düşmesiyle işi bırakmayan neneniz Hatice hanım gibi...
Evet Sanko'nun bugünlere gelmesinde her kuşağın önemli katkıları var. Zekeriya dedem ve babamın da öyle. Abdulkadir ağabeyim babamın en büyük destekçisi oldu örneğin. İlkokulu bitirip "Ben okumayacağım, çalışacağım" deyip babam yeni tesisin inşaatıyla uğraşırken o eski tesisin başında durdu ve alımdan satıma her işi ağabeyim yürüttü. 70'li yıllarda Gaziantep'te İngilizce bilen insan sayısı bir elin parmağını geçmezken Zeki ağabeyim eğitimini bitirip yurt dışından döndü ve yabancı dil bilgisi sayesinde grubun ihracatının önü açıldı.
-Şu anda Sanko Holding'de aileden kaç kişi çalışıyor?
Aileden şu anda şirkette 10 kişi çalışıyoruz. Yeni gelenler de olacak. Şu anda iki aile ferdi yurt dışında farklı bir şirkette biri de yurt içinde bir şirkette çalışıyor.
-Gençleri eğitimleri ve hangi şirketlerde çalışacakları konusunda yönlendiriyor musunuz?
Herkes eğitimine ve çalışmak istediği şirkete kendisi karar veriyor. Uzmanlaşmak istediği konu neyse o konuda çalışacağı şirketi belirliyorlar. Ancak biz üniversite mezuniyeti sonrasında katılacakları sertifika programlarında yönlendirmelerde bulunuyoruz. İş seçiminde, hangi şirkette çalışacakları konusunda yönlendirmemiz olmuyor. Başka bir şirkette en az 5 yıl çalıştıktan sonra Sanko'da çalışmaya karar verdiklerinde bir oryantasyon programından geçiyor ve tüm sektörleri tanıyorlar. Hangi şirkette ve bölümde çalışacaklarına ise amcaları karar veriyor, babalar söz sahibi değil.
-Sizin hedeflerinizden biri de yönetim kurulunda mutlaka bir kadın üyenin yer alması. Ama gördüğüm kadarıyla kadın aile üyesi de yok şirkette.
Bizim ailede erkek sayısı çok fazla. Bizim kız kardeşlerimiz çalışmak istemedi Abdülkadir ağabeyimin de kızı istemedi. Zeki ağabeyimin kızı ise kendi şirketini kurdu.
-Aile üyeleri Sanko şirketleri dışında kendi girişimlerini kurabiliyor o zaman?
Tabii ki. Bizim kurallarımız şöyle: Okul bitip başka yerde çalıştıktan sonra baba evladına bizim şirkette çalışmanın kuralları bunlar diye anlatır. Evladı ben şirkette çalışmak istemiyorum derse her baba kendi birikiminden bir kısmını, kendi gücüne göre evladına sunar. Evladı kendi işini kurar. Ama babamdan alayım parayı 5-10 yıl sonra şirkete nasılsa dönerim gibi bir durum yok. O kararı bir kere verdiğinde geri dönüş yok. Örneğin Sami bizimle çalışıyordu. Traktör ve iş makinesi işinden ayrılma kararı aldık. Ben o işi seviyorum ben burada devam edeceğim dedi. Bizden ayrıldı, o işi sürdürüyor. Zeki ağabeyimin kızı kendi hazır gıda işini kurdu orada büyümeyi sürdürüyor. Kısacası biz girişimci gençlerin kanatlarını kırmıyor, onları seçtikleri yolda destekliyoruz.
-Son dönemde büyük kurumlarda şirket içi girişimcilik faaliyetleri de destekleniyor. Siz neden onları içerde bir girişim olarak tutmuyorsunuz?
Öncelikle bizde bir işe girilecekse 5 kardeşin de ikna olması gerek. Bir kişi hayır derse o işe girilmez. Dahası sen içeride yap diye zorlarsak ve başarısız olursa sıkıntı yaşarız, o kişi de mahcubiyet yaşar. Halbuki dışarıda kendi yaparsa başarısız olsa da birkaç kez deneyebilir.
-Sadece 5'inci nesil değil, sizin kardeşlerinizde de kendi işlerini yapan var. Mesela Abdulkadir Bey'in inşaat işleri var.
Bizim yönetim kurulundayken bilfiil işlerimiz olmuyor. Abdulkadir ağabeyimin damadının kurduğu bir inşaat şirketi vardı. Ağabeyim emekli olduktan sonra o da aralarına katıldı. Şirket büyüdü, sonra ağabeyim kendi arsalarını da şirketin içine koydu. Zeki ağabeyim de emekli olunca kızıyla birlikte onun şirketini büyütmek için çalışıyor.
-Siz bayrağı Zeki Bey'den 2020 yılında devralıp Sanko Holding'in yönetim kurulu başkanlığı görevine geldiniz. Sonrasında pandemi, seçimler, çevre ülkelerde yaşanan siyasi gerginlik ve savaşlar ardı ardına geldi. Göreve gelirken nasıl bir hayaliniz vardı, bu hayali gerçekleştirebildiniz mi?
Biz eskiden arkadaşlarla oturduğumuzda işimizi parayla değil sigortalı çalışanlarla tartardık. Babam çalışan sayısını 70'ten 7 bine çıkarmış. Ağabeylerim onu 14 bine ulaştırdı ve 5 kardeş bunu alıp 30 bin yapmalıyız diye hedef koymuştuk. Ancak dijitalleşme nedeniyle bunu başaramadık. Görev sürem bitmeden en büyük hedefim kurumsallaşmayı daha ileriye götürmek. İcra ile yönetimi ayırmayı istiyoruz. Profesyonel bir CEO'nun yönettiği bir holding olacağız. Görev sürem bitmeden bunu yapacağım. Bizim şirketlerde hiçbir aile üyesi genel müdür olamaz. En fazla genel müdür yardımcılığı görevine gelir oradan sonra ise yönetim kurulu üyesi olur. Artık alt şirketlerde aile üyeleri yönetim kurulu başkanlığı da yapmayacak.
-Türkiye'nin önemli büyük sanayi gruplarından birisiniz ama diğer gruplar gibi yurt dışında büyük yatırımlarınız yok. Neden?
Bu ülkenin en büyük ihtiyacı sermaye ve istihdam. Biz sermayeyi ülkenin dışına çıkardıkça ülkenin sermaye ihtiyacı artıyor. Ondan dolayı ki biz mecbur kalmadığımız müddetçe yurt dışında bir yatırımı düşünmüyoruz. Ancak yeni kurduğumuz RE&UP gibi yerinde dönüşüm işlerinde yurt dışında yatırımı düşünebiliriz. Üretim ise burayı tercih ederiz. Sakın sözlerim yanlış algılanmasın, yurt dışında yapılan yatırımlara karşı değilim. Ama biz çoğu zaman imkan olursa Antep'e yoksa Adıyaman, Maraş, Bursa'ya yatırımı önceliklendiriyoruz. Türkiye'de insanlara iş imkanı yaratmak bizim için daha önemli. Dışarıda 30 lira kazanacağımıza Türkiye'de 10 lira kazanmaya razı oluruz.
-Yurt içinde şirket satın alma konusuna açıksınız. Peki şirket satmaya da açık mısınız?
Biz satın alma konusuna da şirket satma konusuna da açığız. Ortaklar karar verirse o şirketi yönetici olarak satarız. Bugün benim kafamdaki, ortakların da kabul edeceği teklifi hangi şirkete getirirlerse getirsinler şirketi satmaktan çekinmem. Aksi takdirde profesyonel düşünmüyor, kendi egonuza yenik düşüyorsunuz demektir ki bu grubun ilerlemesinin önüne geçmektir. Bir insanın satamayacağı eşinin hediyesi olan yüzüktür. Ticarette kullanılan her türlü ürün satılmaya muteberdir. Satıp başka bir iş yapar, başka bir sektöre girersiniz. Tabii önemli olan bizi koltuktan düşürecek, ortakları ikna edecek rakamın verilmesi.
-Peki ya halka arzlar... Sadece Sanko Pazarlama halka açık. Abdulkadir Bey inşaat şirketini hemen halka arz etti.
Evet, Abdulkadir ağabeyim halka arza daha sıcak bakıyor. Ama biz adım adım gitmek istiyoruz. Çimento şirketini halka arz etmeye hazırlanıyoruz. Önce onun seyrini görüp sonra gerekirse diğer işleri de halka arz ederiz.
-Gelelim rakamlara... Sanko Holding olarak geçen yılı nasıl kapattınız ve bu yıl nasıl geçiyor?
Sanko Holding olarak 2023 yılını 40 milyar TL ciro ile kapattık. Geçen yıl toplamda 350 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik. İyileştirmenin yanı sıra sürdürülebilirlik ve dijitalleşmeye yönelik yatırımlarımız devam ediyor. 2024 yılı içinde yaklaşık 300 milyon dolarlık yatırım programımız var. Bu yıl tekstilde 65 milyon dolar, enerjide 90 milyon dolar, ambalajda 50 milyon dolar, çimentoda 40 milyon dolar, limanda ise 35 milyon dolar civarında yatırım planlıyoruz.
-Her fırsatta rahmetli babanız Sani Konukoğlu'nun "İşletmesini yenilemeyen tesis, sahibini yeniler" sözünü tekrarlıyorsunuz. Yapay zeka, dijital dönüşümün konuşulduğu günümüzde siz bu sözden ilham alarak tesislerinizde nasıl bir yenileme çalışması yapıyorsunuz?
Bizim yatırım planlarımızda teknoloji, inovasyon ve Ar- Ge önceliğimiz. Ciromuzun yaklaşık 1.2'sini her yıl Ar- Ge yatırımlarına ayırıyoruz.
-Bugün toplam 11 sektörde faaliyet gösterseniz de sizin lokomotif 4 sektörünüz var; tekstil, ambalaj, enerji ve çimento... Bu sektörler üzerinden tek tek konuşursak tekstilde işinizi nasıl dönüştürüyorsunuz?
Günlük 100 bin ton ham kumaş ve 400 ton iplik üretim kapasitesine sahip olan ve aynı zamanda dünyanın sayılı iplik üreticisi Sanko Tekstil, çatısı altında bugün yıllık 300 milyon metre denim içerik üretim kapasitesine sahip ISKO ve yıllık 5 bin 500 ton havlu ve bornoz üretim kapasitesine sahip Sanko Havlu yer alıyor. Şirket olarak tekstilde dönüşüme yön verecek öncü ve yenilikçi çalışmalara imza atıyoruz. Dünya tekstil sektöründe yaklaşık 100 milyon ton atık çıkıyor ve bunun yalnızca yüzde 1'lik bölümü geri dönüştürülebiliyor. Biz grup olarak tekstilden tekstile geri dönüşümde oyunun kurallarını değiştirecek ve moda endüstrisinin döngüsel modele geçişini hızlandıracak çalışmalar yürütüyoruz. Son yıllarda gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilirlik yatırımlarıyla her üründe yüzde 10 olan geri dönüşüm miktarımızı yüzde 35-40'lara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu alanda 150 milyon dolar civarında bir yatırım planlıyoruz. Geliştirdiğimiz RE&UP teknolojisiyle geri dönüştürülmüş elyaf üretiminde global ve yerel pazarda öncü olmak istiyoruz. RE&UP şirketimiz bugün Gaziantep ve Bursa'daki geri dönüştürülmüş elyaf tesisiyle hizmet veriyor.
-Geçen sene size büyümeyi getiren sektörlerden biri olan ambalajda neler yapıyorsunuz?
5 kıtaya ihracat gerçekleştiren Süper Film Ambalaj'da Lüleburgaz'da kurulan yeni üretim hattıyla üretim kapasitemizi iki katına çıkardık. Bu şirkette yenilikçi ve sürdürülebilir ambalaj üzerine çalışıyoruz. Karada yetiştirilen deniz yosunlarından filmler geliştirdik örneğin. Hatta Dünya Ambalaj Örgütü tarafından ödül de aldık bu konuda.
-Sizin de faaliyet gösterdiğiniz çimento sektörü Yeşil Mutabakat'a uyum sürecinde öncelikli sektörler arasında. Siz uyum konusunda nasıl bir yol aldınız?
Bizim lokomotif şirketlerimizden biri Çimko Çimento ve Beton. Türkiye'de 7 farklı bölgede faaliyet gösteriyoruz. 3 entegre çimento fabrikamız, 1 öğütme ve 2 paketleme tesisimiz , 40 hazır beton tesisimiz var. Çimentoda bir tesisimizi beyaz çimentoya dönüştürmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sıfır karbon deme şansımız yok, nötr karbona gidiyoruz. Çünkü asıl karbon üreten kısım ham madde. Dünyada da nötr olmak için çabalar var. Biz bunun için geçen yıl aşağı yukarı 55 milyon dolarlık GES yatırımı yaptık. Daha önce de söylediğim gibi şirketi halka arz edeceğiz ve elde edeceğimiz gelirin yüzde 60'a yakın kısmını üretim tesislerine sürdürülebilirlik yatırımları yapmada, hazır beton alanında yatırımda ve özel ürünler geliştirmede kullanma planımız var. Ayrıca yeni bir Ar-Ge laboratuvarı kurmaya hazırlanıyoruz. 22 milyon dolar yatırım hedefliyoruz bu merkeze.
-Enerji alanında da önemli satın almalar yaptınız. Bugün nasıl bir kurulu güce ulaştınız?
Farklı şehirlerde enerji santrali olan 5-6 şirket satın aldık. Ayrıca Aytemiz'in jeotermal sahasını satın aldık orada da üretime başlayacağız. Bugün Sanko Enerji olarak hidroelektirik, rüzgar, güneş ve jeotermal enerji santralleri ile tamamen yenilenebilir kaynaklardan toplam 1000 MW kurulu güce sahibiz. Enerjiye 2008 yılından bu yana 1.5 milyar dolarlık yatırım yaptık. Hedefimiz kurulu gücümüzü 2030'a kadar 2 bin MW'ın üzerine çıkarmak. Ayrıca şirketin uluslararası alanda da büyüme planı var.
-Pek çok şirket hidrojen yatırımı konusunu araştırıyor. Sizin böyle bir yatırım planınız var mı?
Hidrojen dediğimiz ayrı bir segment. Ne kadar yeşil, ne kadar gri, ne kadar siyah tartışılması gerek. Ben bu işin uzmanı değilim ama ilk sorduğum soru: Hidrojeni ben nereden elde edeceğim oluyor. Herkes sudan diyor. Suyu ayrıştırıp hidrojen ortaya çıktıktan sonra ileride içecek suyu nerede bulacağız diyorum. Suyu yok ederek buna yeşil demeyi anlamıyorum. Dolayısıyla şu anda gündemimizde böyle bir şey yok. Bizim şu anda depolama yatırımı planımız var. Enerjinin sürekliliğini sağlamak için 2025 yılında depolama yatırımı yapmak istiyoruz.
-Geçen yıl büyümede lokomotif sektörünüz ambalaj olmuştu. Bu yıl hangi sektörler olur?
Bu işler dönemsel. Şu anda ilk dört aya baktığımızda bizim beklentimiz doğrultusunda gidiyor işler. Bazı sektörlerde iş hacminin düşeceğini görüyorduk ona göre bütçelerimizi yapmıştık. Bu yılın lokomotif sektörü enerji, çimento ve ambalaj olacak. Tekstilde Avrupa'nın tekrar toparlanması gerek. Güzel sinyaller geliyor, faiz indirimi yaptılar. O rahatlama sağlayacaktır.
Gençlerin yönetime etkisi
Sanko Holding'de 5 kardeşten oluşan Aile Meclisi gibi, ailenin gençlerinden oluşan bir gençler meclisi de var. Zaman zaman gençlerle ayrı toplantı yapıp konuştuğunu anlatan Adil Sani Konukoğlu, bu toplantılarda ilginç fikirler çıktığını da aktarıyor. Geçmişte gençlerden ters mentorluk aldığına vurgu yapan Konukoğlu'nun, ailenin gençlerinden duyduğum konuları mentor gençlerden de duyup "Bizim gençler doğru yolda" dediği çok olmuş. Hatta onlardan çıkan bazı fikirler uygulamaya da konmuş. Bunlardan biri de hibrit çalışma. Konukoğlu Ailesi'nin gençleri ısrarla hibrit çalışmayı önermiş, ancak Adil Sani Konukoğlu işletmelerde çalışanlar 5-6 gün işe gelirken ofis çalışanlarının 3 gün işe gelmesi konusuna ısrarla karşı çıkmış. Ve ikna edilememiş. Konukoğlu, mentorluk sırasında gençlerin taleplerinin de bu yönde olduğunu gördüğünde gençlerle tekrar konuşmuş ve onların haklı olduğunu görerek bu uygulamayı bazı şirketler de başlatmış.
İyi bir koleksiyoner
Adil Sani Konukoğlu, aynı zamanda iyi bir koleksiyoner. Kendisinin resim ve tespih koleksiyonu var. Gaziantep Sanko Sanat Galerisi'nde sergi açan sanatçıların kendilerinin en çok beğendiği ve sattığı resimleri aldığını söyleyen Konukoğlu, bugün koleksiyonunda 1000'e yakın resim olduğunu söylüyor. Bunları yakın zamanda sanat galerisinde karma sergi olarak sergileme düşüncesi de olan Konukoğlu'nun tespih koleksiyonunda ise 1400'e yakın tespihi var. Holding binasında yer alan odasında özel bir bölümde tuttuğu bu koleksiyondaki tespihlerin hepsi, yapıldığı maddeden yılına ve ustasına kadar bir deftere yazılmış ve numaralandırılmış.
Koleksiyonda en çok hayvan dişlerinden tespih var. Çoğunun fil dişi, mamut ya da su aygırı dişi olduğunu söyleyen Konukoğlu, kehribarlar ve tahtadan yapılan tespihlerin de koleksiyonunda yer aldığını aktarıyor. Tespih seçerken özellikle imamelere dikkat ettiğini ve işlemesi düzgün olan imameleri tercih ettiğini belirten Konukoğlu, habbelerin işlemesinin de kendisi için önemli bir ayrıntı olduğunu da sözlerine ekliyor. Tespih, Konukoğlu'nun kullandığı günlük aksesuarlardan biri de. 6 aydır koleksiyonundaki kehribar tespihi kullandığını anlatan Konukoğlu, eşyaya mana vermediğini ve uğurlu bir tespihi olmadığını da aktarıyor.
Sanko'nun yapay zeka uygulaması; Ayşe
Üretken yapay zeka tüm şirketlerin gündeminde. Sanko Holding'de de bu konuda çalışmalar başlamış. Kendi yapay zeka uygulamaları Ayşe'nin şu anda öğrenme aşamasında olduğunu söyleyen Konukoğlu, "Şirketimizin ihtiyaçlarına ve iş süreçlerimize göre yapay zeka uygulamamız Ayşe'yi iyileştirme ve öğrenme sürecini tamamlama yönünde çalışmalarımız sürüyor. Ayşe'yi bugün muhasebe bölümünde kullanıyoruz. Ama ileride iyi bir analist ve asistan olarak farklı iş alanlarında da kullanabileceğiz" diye konuşuyor.
Emeklilik hayali
İki yıl sonra 65 yaşına gelerek görevini kardeşi Fatih Konukoğlu'na bırakacak olan Adil Sani Konukoğlu o döneme ilişkin planlarını yapmış bile. Planları arasında bir yandan holding görevlerini takip ederken, diğer yandan ayda bir kere balık tutmaya gitmek var. Ayda birkaç gününü denizde geçirmek istediğini ifade eden Konukoğlu şöyle konuşuyor: "Ben Ege'de tekneyle açılıp oltayla balık tutarım. İki yıl önceye kadar turnuvalara da katılırdım. Ama iki yıldır işler nedeniyle buna vakit ayıramıyorum. İki yıl sonra görev devrinden sonra balık tutmaya daha çok vakit ayıracağım. Bir balıkçı teknem var onunla açılıp orkinos, kılıç gibi büyük balıklar tutmak istiyorum. Bir başka hayalim daha var. 1.5 yaşında bir torunum var. Evlat bal, torun baldan da tatlı. Bizde çocuk anneye ihtiyacı kalmadığı günden itibaren babasıyla iş yerine gider. Torunumla daha fazla vakit geçirmek, hatta günü geldiğinde onu elinden tutup işe getirmek istiyorum."
Kadın çalışan oranı neden düşük?
Adil Sani Konukoğlu bir yandan yönetim kurulunda kadın üye olması diğer yandan da bugün yüzde 25 olan kadın çalışan oranını kısa vadede yüzde 30'lara çıkarma hedefinde. Hatta yönetici adayları önerilirken 3 kişiden 2'si kadın değilse yeniden araştırın diyor. "Elimden gelse çalışan oranının yüzde 60'ının kadın olmasını isterdim" diyen Konukoğlu bunun gerçekleşmemesini ise bölgenin geleneklerine bağlıyor.
Hatta bununla ilgili şu anıyı paylaşıyor:
"1984 yılında boyahaneye bir kimya mühendisi arayışımız vardı. Babam beni çağırdı ve Oya Hanım'la beni tanıştırıp işte boyahanenin kimya mühendisi dedi. Sonra iki kimya mühendisi daha aldı. Onlar da kadın. Hatta biri bugün Gaziantep Belediye Başkanı olan Fatma Şahin. Bizim yemekhanede Aney Teyze vardı. O kızlara ilk zaman çay ve yemek vermiyordu. "Kadınsınız gidin kendiniz alın" diyordu. Mühendislerin oturduğu yere oturtmuyordu kadın kimya mühendislerini. Bu bakış açısını değiştirmek öyle kolay olmuyor."