Robotlar aramızda...
1960’larda ilk robot kolun fabrikalarda kullanılmasıyla üretim tarihi yeniden yazılmaya başladı. Robotlar vardiyadaki yerlerini almaya başladıkça insanlara yeni çalışma alanları aç tı. Türkiye konuya en çok ilgi gösteren ülkelerden biri. 2022’deki kurulumlarda 15’inci sırada olan Türkiye, toplam kurulu robotta ise 18’inci sırada bulunuyor. Uluslararası Robot Federasyonu’na göre Türkiye’deki toplan endüstriyel robot sayısı 22 bin 735’e ulaştı. Bugün imalat sektörlerinde 10 bin çalışan başına 45 robot düşüyor. Otomotivde ise bu rakam daha yüksek, 10 bin çalışan başına 344.
Mustafa Orhun Çetin / INBUSINESS
Isaac Asimov'un Üç Robot Yasası'nın bugün kullanılan endüstriyel robotların ortaya çıkışına ilham kaynağı olduğunu biliyor musunuz? "Bir robot asla bir insana zarar vermez, itaat etmek zorundadır ve ilk iki kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumaya hakkı vardır." İşte bu üç ana
kuraldan ilham alan kişiler tam da bu yasayla uyumlu işler için yani insanın zarar görebileceği görevlerde kullanılmak üzere geliştirdiler robotları. 1956'da mucit George Devol'un yaptığı çalışmayı dinleyen ve hayran olan Joseph Engelberger 1959'da General Motors'un döküm fabrikasında montaj hattına yerleşen ilk prototipi, Unimate 001'i üretti. 1961'de ise seri üretime girerek kısa sürede 450'den fazlası montaj hatlarına yerleşti. Bugün ise Uluslararası Robot Federasyonu'na (IFR)göre küresel operasyonel robot stoku, yaklaşık 3,9 milyona ulaştı.
Robotlar artık kaynak, boyama, birleştirme, ambalajlama, paletleme, kontrol ve test etme gibi karmaşık birçok görevin üstesinden geliyor. Hatta son yıllarda cobot denen iş birlikçi robotlar insanlarla yan yana çalışarak organik ve yapay zekanın birlikteliğinin avantajlarını da kullanıyor.
En çok robot Çin'de
Dünyada Çin endüstriyel robot sayısı anlamında açık ara lider. Onu Japonya ve ABD takip ediyor. Türkiye ise endüstri yel robot sayısında 18'inci sırada yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun tahminlerine göre 2025 yılında makinelerin yüzde 50'si robotlaşmış olacak. IFR'ye göre de toplam robot pazarının yaklaşık yüzde 40'ını Cobot'lar oluşturacak.
Araştırmalar operasyonel verimlilik ve süreçlerini geleceğe hazır hale getirmek adına işletmelerin robot teknolojisine hızla yaklaştığını gösteriyor. Özellikle tekrarlayan, tehlikeli veya yüksek düzeyde hassasiyet gerektiren görevleri otomatikleştirmek ve kolaylaştırmak için tasarlanan endüstriyel robotların oluşturduğu pazarın önümüzdeki on yıl boyunca yüzde 12,4'lük büyüme kaydetmesi bekleniyor.
Bu büyümeyi ise daha çok robotik alanındaki sürekli Ar-Ge ve yatırımlar, yiyecek içecek, elektronik, elektrik ve otomotiv endüstrilerinde artan benimseme ve akıllı fabrikaların ortaya çıkışının sağlayacağı söyleniyor.
Dünyada ABB, Fanuc, Mitsubishi Electric, Denso, Yamaha Robotik, Yaskawa, KUKA, Staubli gibi pek çok robot üreticisi bulunuyor. Türkiye'de ise robot üretimi yapan Altınay Robot Teknolojileri ve Tezmaksan gibi şirketlerin yanı sıra dünyadaki pek çok üreticinin distribütörü var. Tabii Türkiye'de direkt kendi olan global markalar da var.
Bu şirketlerden biri Mitsubishi Electric Türkiye. Collaborative robotlar (cobot-iş birlikçi) ve endüstriyel robotlar ile robotik otomasyonu konusunda faaliyet gösteren şirket kurumlara yenilikçi otomasyon çözümleri sunuyor. Covid-19 pandemisiyle birlikte robotik ve otomasyon süreçlere geçişin de hızlandığını söyleyen Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Nurettin Geçgel özellikle KOBİ'lerin konuya bakış açılarının ciddi biçimde değiştiğine şahit olduklarını belirtiyor. Geçgel konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Mitsubishi Electric'in 2020'de yaptığı araştırmaya göre fabrika otomasyon ürünlerini kullanan işletmelerin yüzde 46,5'i, fabrikalarının daha akıllı hale gelmesi yönündeki gelişimini hızlandırdı. Pandemi döneminde Türkiye pazarında robotları en çok hijyen sektörü talep etti. Sonrasında elektrik elektronik ve otomotiv sektörlerindeki talep tekrar eski hızına kavuştu."
KOBİ'ler robot varlığını artırıyor
50'den fazla ülkede 11 bin çalışanıyla hizmet veren ABB'nin ürettiği robotların birçoğu Türkiye'de otomotiv sektöründe, özellikle OEM'lerin ve tedarikçilerin elektrikli ve hibrit araç üretimine geçişine yardımcı olmak amacıyla kullanılıyor. Şirketin Ocak ayında Sevensense'i satın alarak yeni nesil otonom mobil robotlar konusunda da güç kazandığını belirten ABB Robotik ve Otomasyon Ülke Müdürü Emre Tural, Türkiye'de otomotiv dışında robotlarının paketleme ve lojistik, yaşam bilimleri ve sağlık hizmetleri ile inşaat gibi mevcut ve gelişmekte olan diğer birçok sektörde de bulunduğunu aktarıyor. Robot yatırımının büyük şirketlere cazip olan pahalı bir yatırım olarak görüldüğünü ancak artık bunun değiştiğini söyleyen Tural, "Robotların entere edilmesi, programlanması ve çalıştırılması artık daha kolay olduğundan, otomasyon her büyüklükteki şirket için giderek daha erişilebilir hale geliyor. Bu, orta ve hatta küçük ölçekli şirketler için önündeki önemli ölçüde azalttı" diye konuşuyor.
IFR'ye göre 2022 sonu itibarıylaTürkiye'de kurulu toplam robotların yüzde 47'sinin otomotiv sektöründe olduğunu bunu metal ve endüstriyel makinelerin yüzde 20 ile takip ettiğini belirten Tural, plastik ve kimyasal tesislerinde ise robotların yüzde 7'sinin yer aldığının da altını çiziyor. Otomasyonu yüksek başarılı şirketlerin aynı zamanda iş gücünü de artırdığını sıklıkla gördüklerini belirten Tural konuşmasını şu şekilde sürdürüyor: "Küresel düzeyde robot yoğunluğunun en yüksek olduğu ülkelerin en düşük işsizlik oranlarına sahip olduğunu görüyoruz. Buna ek olarak robotlar sıklıkla sıkıcı, kirli veya tehlikeli işleri üstleniyor; zaten şirketler bu işleri almaya istekli insanları bulmakta zorluk yaşıyor."
Cobot kullanımı yükselişte
Fabrika otomasyonu ve robotlaştırma alanlarına odaklanan ürünler geliştiren FANUC, Türkiye'ye yepyeni bir teknoloji üssü kazandırmak içi yatırıma başladı. Merkezin bu yıl içinde açılması planlanıyor. FANUC'un 1 milyon robot üretimini gerçekleştiren ilk firma ünvanını taşıdığını ve dünya genelinde şu anda fabrikalarda kendi ürettikleri 1 milyonun üzerinde robotun kullanıldığını ifade eden FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, Japonya'da bulunan fabrikalarının tamamen karanlık fabrika konseptinde 5 binin üzerinde robotun çalıştığı insansız bir fabrika olduğunu da anlatıyor.
Özellikle günümüzde iş birlikçi robot diye tabir edilen cobotların kullanımında artış olduğuna vurgu yapan Yiğit, "Cobot'lar, geleneksel ve diğer endüstriyel robotlara kıyasla birçok durumda daha esnek bir çözüm ve daha küçük boyutlar sunan kanıtlanmış güvenlik özelliklerini kullanıyor. Cobot'ların öne çıkan bir değer avantajı ise kullanım kolaylığı, basit, sürükle ve bırak programlaması" diye konuşuyor. Volvo Car ile bir sözleşme imzaladıklarını ve bu kapsamda FANUC olarak Volvo Cars'ın Avrupa, Asya ve Amerika'daki yeni akü üretim tesisleri de dahil olmak üzere modern bir otomobil üretim tesisinde yer alan çeşitli üretim atölyeleri için endüstriyel robotlar sağlayacaklarını söylüyor. Bu arada şirket sadece Slovakya'daki yeni üretim tesisine 700'den fazla robot tedarik edecek.
Yerli oyuncular da var
Türkiye'de sektörün büyük bir kısmı yabancı şirketlerin ürünleri üzerinden konuşulsa da yerli oyuncular yok değil. Türkiye'nin ilk robot üreticisi Altınay Robot Teknolojileri bunlardan biri. Şirket olarak robotlu esnek üretim teknolojileri ile başta otomotiv ana ve yan sanayi olmak üzere, savunma, cam, genel endüstri, beyaz eşya, gıda, ilaç ve mobilya endüstirisine üretim hatları kurduklarını söyleyen Altınay Robot Teknolojileri Genel Müdürü Ömer Eren, yurt içi projelerinin yanı sıra yurt dışı pazarlardaki projeleri de artırmak istediklerini ifade ediyor. Sanayiye kazandırmayı planladıkları bir dizi robotik ve otomasyon ürününü de geliştirdiklerini söyleyen Eren, konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Gelecekte robotlu veya otomasyona dayalı sistem ya da makinelerin giremeyeceği yer neredeyse kalmayacak. Çünkü son 10 yılda gözlediğimiz pek çok teknolojik gelişme, sınırların ne kadar zorlanabileceğini ortaya koyuyor. Üretimin geleceğinde, insanların ve robotların otonom olarak iş birliği yaptığı yeni süreçlerin tasarlandığı, daha yüksek verimliliklerin hedeflendiği, geleneksel süreçlerin değişeceğini göreceğiz."
Rekabette öne çıkmak
Eren Cobot'ların yapay zekanın gelişimiyle birlikte iş gücüne katılımının daha fazla olacağını düşünenlerden; "Sağlık, tarım gibi sek- törlerde hayatımıza daha çok giren teknolojiler göreceğiz. Çok karmaşık görevleri, yapay zeka ve öğrenme kabiliyeti kazandırılan sistemlerle otonom ve koordineli şekilde başaran çok robotik sistemler oluşacak ve hızla yaygınlaşacak." Talaşlı imalat ve CNC sektörünün önemli yerli oyuncularından biri olan Tezmaksan, geçtiğimiz yıllarda temelini attığı robot üretim fabrikasının açılışını Haziran ayı içinde gerçekleştirmeyi planlıyor.
Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, son üç yıla bakıldığında otomotiv ve metal işleme sektöründe robotlu makine besleme hücrelerinin çok ciddi bir talep ile yüksek bir artış gösterdiğini belirterek, bu trendin 2024 yılında da büyüyerek devam edeceğini söylüyor.
Bir de robotik süreçlerin artması için taşıma tarafında da otonom mobil robotlar var ki burada da yerli oyuncu Bluepath bulunuyor. Bluepath Robotics CCO'su Fehim Düzgün robotların insanların yoğun fiziksel emek harcadığı işleri devraldığını söylüyor ve devam ediyor: "Bu durum hem iş yapma şeklimizi hem de ekonomik dinamikleri temelden etkiliyor. Bu yüzden robotların ekonomi üzerindeki etkileri için çok yönlüdür diyebiliriz. Verimlilik artışı ve maliyetleri azaltma potansiyeli, şirketlerin rekabet gücünü artırıyor ve tüketici fiyatlarını düşürebiliyor."
Kimler kullanıyor?
Biraz da metal yakaları istihdam edenlere kulak verelim. MDF ve yonga levha alanında Avrupa üçüncüsü, dünyada ise dördüncü büyük üretici konumunda olan Kastamonu Entegre onlardan biri. CEO Haluk Yıldız, şu an geldikleri konumu sürdürmenin anahtarının Ar-Ge, inovasyona ve sürdürülebilirliğe yatırım yapmaktan geçtiğini söylüyor ve ekliyor: "Bu vizyon ve sürekli gelişime olan inancımızla robotik teknolojilerle ilgili ilk yatırımı yaklaşık 20 yıl önce yaptık." Şirket şu ana dek yaptığı 20 milyon euroyu aşan bir yatırımla robotik alanda teknolojisini geliştirmeye de devam ediyor. Yıldız da yatırımların yanı sıra İSG'ye de vurgu yapıyor: "Robotik süreçlerle desteklediğimiz takoz koyma/toplama çözümleri, iş sağlığı ve güvenliği açısından personelin yükünü ciddi manada azalttığı için personel memnuniyetimiz de artmış oldu. Üretimden insan kaynağına ve dağıtım süreçlerine kadar her alanda verimlilik sağladık. Ayrıca robotik süreçler şirketlere rekabet avantajı sağlıyor ve maliyetleri düşürüyor."
Ülker de robot yatırımı yapanlardan. Üstelik 1980'li yıllara uzanan bir geçmişi bulunuyor. Hat sonu ve paketleme için tercih edilen sistemlerin yanında son dönemde tüm üretim hattında robotik teknolojiden yararlanılıyor. Ülker Üretim Başkan Yardımcısı Kadir Kamadan, "Bugüne kadar robotik teknolojilerimizin hep ürüne odaklı bir çalışma sistemi vardı. Çok yeni Gebze fabrikamız için Arçelik ve SK Robotik iş birliğiyle geliştirilen otonom mobil robot sistemini kullanmaya başladık" diyor.
BSH Türkiye'nin üretim süreçlerinde de robotlar yer alıyor. Şirketin tüm fabrikalarında Endüstriyel ve Cobot'lar yer alıyor. Toplam beş fabrikada 90 adet robot bulunuyor. Özellikle tekrarlayan ve monoton, fiziksel, zorlu görelerin robotlar tarafından gerçekleştirildiğini belirten BSH Türkiye CTO ve COO'su Hakan Mandalı, "Robotlar, her geçen gün daha geniş ve farklı alanlarda kullanılırken, teknoloji ilerledikçe de daha karmaşık görevleri üstlenebiliyorlar. Yeni çıkan ürünlerimizi robotik teknolojiyle takip edip üretmek için çalışmalar yürütüyoruz. Kurulan robotik ekip ve tüm mühendislik ekiplerimiz ile birlikte yeni alanlarda araştırma ve geliştirme çalışmalarına odaklanarak ürün gruplarımızın hatasız üretilmesini planlıyoruz" diye konuşuyor. Şirket, 2024 yılı içinde dört robot projesini daha devreye almayı hedefliyor.
Metal endüstrisinde hizmet veren Kutes de kalıplama tarafında robotik teknolojilere yatırım yapanlardan. Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil 2022'de pilot proje başlatarak maça koyma robotunu sisteme dahil ettiklerini söylüyor ve ekliyor: "2023'te ise ergimiş metalin üretim hatlarına taşınması için robotik yatırımlarımızı genişlettik." Ağır maça kullanımında hatalı ürün miktarını yüzde 50 oranında azalttıklarını belirten Kutmangil "Metalin bekleme süresini kısaltarak ergitme işlemi sırasında yüzde 5 enerji tasarrufu sağladık" diyor. Şirket yüzde 100 entegre otomasyona ulaşırken yeni yatırımlara sı- nırlı ihtiyaç duyulsa da verimi artırmak adına robotik yatırımlara devam edilmesi planlanıyor.
Fayda sağlandı
Otomotiv sektörü robotik teknolojinin en yoğun kullanıldığı alan. IFR'ye göre sektörde Türkiye'de her 10 bin kişiye yaklaşık 344 robot düşüyor. Mercedes-Benz Türk Otobüs Üretiminden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Bülent Acicbe de Hoşdere Otobüs Fabrikası'na ilk robot yatırımını 2004'te yaptıklarını belirtiyor. Acicbe, "Hoşdere Otobüs Fabrikamızda kaynak, yapıştırma ve boya süreçlerinde robotlardan faydalanıyoruz" diyor.
Astar boya sürecinde robotik uygulamaya geçilmesiyle boya malzemesinden yüzde 30 oranında, işçilikten ise araç başına üç saat tasarruf sağladıklarını söyleyen Acicbe, "2027'ye gelindiğinde iki boya hattında dört robot kol ile son kat boyayı da otomatik olarak uygulayabilmeyi hedefliyoruz" diyor. Jant üreticisi Maxion İnci üretilen jantlarda boyut ve ağırlık arttıkça robotik teknolojiye geçişin fayda sağlayacağını görenlerden. Son iki yıldaki yatırımların da dahil olmasıyla 5 milyon dolara yaklaşan dijitalleşme yatırımı yaptıklarını anlatan Maxion İnci Jant San A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Zaim, "Robot yatırımlarımız sayesinde üretimde artış ve ergonomide iyileşme yakaladık" diyor.
Verim artışı yakalayanlar
Katma değeri olmayan işlerde robotların kullanımı ise sıklıklıkla görülüyor. EFI Automotive Fabrika Direktörü Merve Uğur, "İlk robotumuzu 2015 yılında devreye aldık. Malzeme ve ürün dizme gibi katma değeri olmayan proseslerde ağırlıklı olmak üzere robot kullanıyoruz" diyor ve ekliyor: "Önümüzdeki dönemde enjeksiyon prosesinde de robot devreye almayı planlıyoruz." Şirketin robotizasyon çalışması yapılan bir hattında da net veriler ortaya çıkmış, Uğur bunu şu sözleriyle açıklıyor: "Ergonomi, tekrarlı hareket yapılmaması gibi İSG iyileşmeleri oldu. Standart üretim yapılması sayesinde kaliteli üretim yapmak konusunda da gelişim sağladık. Net çalışma süresineki iyileşmeyle beraber, yüzde 12,5'lik bir verim artışı yakaladık."
Hyundai Assan sektörün temsilcilerinden biri olarak gövde bölümü için ilk robot yatırımını 1997'de gerçekleştirdi. Aynı zamanda boyama için de 2005'ten bu yana robotlar kullanılıyor.
İlaç sektörünün önde gelen şirketlerinden biri olan Nobel de robot teknolojisine yatırım yapanlardan. Rekabetin arttığı sektörde Ar-Ge'ye yatırımın elzem olduğunu belirten Nobel İlaç Tedarik Zinciri Di- rektörü Şener Karaoğlu, "Halihazırda altı Ar-Ge merkezimizde ve 2017'de devreye aldığımız Düzce üretim kampüsümüzde 17 bin 500 paletlik insansız akıllı depomuzda beş robot vinç kullanıyoruz" diyor. Robot hareketlerini optimize ederek enerji tasarrufuna ve sürdürülebilirliğe de maksimum derecede katkı sağlayabildiklerini söyleyen Karaoğlu devam ediyor: "Robot vinçler sayesinde lojistik operasyonlarında yüzde 14 tasarruf elde ediyoruz. Üretkenliğimiz ise yüzde 59 oranında artıyor."
Türkiye'nin robot envanteri
IFR'ye (Uluslararası Robot Federasyonu) her yıl genellikle ekim ayında bir rapor yayınlıyor. Burada dünyadaki robot kullanımının istatistikleri bulunuyor. Aynı zamanda ülke kırılımlarına da yer verilen 2023 yılında yayımlanan rapora göre Türkiye'de 22 bin 735 adet robot bulunuyor. Robot kurulum adedinde 2017'den bu yana yıllık bileşik büyüme ortalaması yüzde 14 olan Türkiye'de sadece 2022'de 3 bin 748 yeni robot kuruldu ki bu önceki yıl gerçekleşen 3 bin 70 adetten yüzde 22 daha fazla artışa işaret ediyor. Raporda adı geçen sektörlerin robot kullanım oranları şu şekilde;
-Elleçleme operasyonları: yüzde % 56
-Otomotiv: % 41
-Kaynak: yüzde 25
-Metal endüstrisi: % 19
Uluslararası Robot Federasyonu'na göre 2024'teki robotik teknolojilerdeki trendler
Yapay Zeka (AI) ve makine öğrenimi: Robot üreticileri, kullanıcıların kod yerine doğal dili kullanarak robotları daha sezgisel olarak programlamasına olanak tanıyan üretken yapay zeka odaklı arayüzler geliştiriyor. Çalışanların artık robotun eylemlerini seçmek ve ayarlamak için özel programlama becerilerine ihtiyacı olmayacak.
Cobot'lar: İş birlikçi robot uygulamaları, insanlarla birlikte hareket ederek ağır kaldırmada, tekrarlayan hareketlerde veya tehlikeli ortamlarda çalışma konusunda yardımcı oluyor.
Mobil manüpolatörler: MoMas olarak adlandırılan mobil manipülatörler, otomotiv, lojistik veya havacılık gibi sektörlerde malzeme taşımı görevlerini otomatikleştiriyor. Robotik platformların hareketliliğini kontrolcü kollarının el becerisiyle birleştiren bu nesil karmaşık ortamlarda gezinerek nesneleri kontrol ediyor.
Dijital ikizler: Dijital ikiz teknolojisi, sanal bir kopya oluşturarak, fiziksel sistemin performansını optimize eden bir araç olarak giderek daha fazla kullanılıyor. Robotlar fabrikalara giderek, daha fazla dijital olarak entegre edildiğinden, dijital ikizler simülasyonları çalıştırmak ve olası sonuçları tahmin etmek için gerçek dünyadaki operasyonel verilerini kullanabilir.
İnsansı robotlar: İki kollu ve iki bacaklı insana benzeyen tasarım, robotun aslında insanlar için yaratılmış çalışma ortamlarında esnek bir şekilde kullanılmasına olanak tanıyor. Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı (MIIT), insansıların büyük olasılıkla bilgisayarlara veya akıllı telefonlara benzer şekilde dünyayı değiştirebilecek bir yıkıcı teknoloji haline geleceğini öngörüyor.
Bazı işler illa ki insana özgü
Berna Yıldız - EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı ve Teknoloji Lideri
"Yapılan anket ve araştırmalar; yöneticilerin robotları kullanmaya başladıktan sonra, verimliliğin arttığını, daha kaliteli ve standartlaşmış üretim yaptıklarını gösteriyor. İki ya da üç kişinin yapacağı bir işi robotların yaptığını, bu nedenle de çalışan maliyetleri açısından minimum seviyeye ulaştıklarını belirtiyorlar. Ancak bu her sektör ya da iş kolu için geçerli değil. Bazı meslekler otomasyona evrilse de yerine birçok farklı iş kolu geliyor. Daha az etkilenecek ya da hiç etkilenmeyecek sektörler de mevcut. Bunlar genellikle duygusal zeka veya yaratıcı düşünme gibi insana özgü özellikler gerektiren işler.
Bilim, tıp ve hukukta yaratıcı işler hala var. İşi yeni yasal stratejiler veya iş stratejileri geliştirmek olan insanlara her zaman ihtiyaç olacak. Avukatlık, doktorluk, öğretmenlik gibi meslekler insana özgü pek çok duygunun yönlendirilmesi ve akademik açıdan geniş bir alanda hakim olunması gereken, insanlarla duygusal ve psikolojik ilişki kurmanın da önemli olduğu meslekler. Ya da bir diğer branş spor. Atletizm, futbol vb. spor karşılaşmalarını anlamlı kılan unsurlardan biri de insana özgü duyguların yer alması. Çoğu vakada işin kendisine doğrudan bir tehdit yok fakat işte yapılan görevler değişebilir. İnsanlar arası ilişki kurmaya dair yeteneklerin önemi artacak diyebiliriz."