Sanayinin 500 devi açıklandı
İSO, Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023 Araştırması'nın sonuçlarını duyurdu. Buna göre, TÜPRAŞ, geçen yıl üretimden satışlarda 484,2 milyar lirayla zirvede yer alırken, Ford Otomotiv 238 milyar lirayla ikinci, Star Rafineri 226,8 milyar liralık üretimden satışla üçüncü oldu.
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) hazırladığı Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023 Araştırması'nın sonuçları İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, düzenlediği basın toplantısı ile açıklandı.
Araştırmaya göre, TÜPRAŞ üretimden satışlarda 484,2 milyar lirayla listede ilk sırayı alırken, 2022'de üçüncü sırada olan Ford Otomotiv 238 milyar lirayla ikinciliğe yükseldi. Geçen yıl ikinci sırada bulunan Star Rafineri ise 226,8 milyar liralık üretimden satışla 3'üncü oldu.
İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) 142,5 milyar liralık üretimden satışla 4'üncü sırada yer alırken, geçen yıl 7'nci sırada bulunan Toyota Otomotiv 127,4 milyar lirayla 5'inci sıraya yükseldi. Oyak-Renault ise üç basamak yükselerek 107,2 milyar lirayla 6'ncı sıraya çıktı.
Arçelik 99,9 milyar lirayla 7'nci olurken, Mercedes-Benz Türk AŞ ise 94,2 milyar lirayla 15'inci sıradan 8'inci sıraya yükseldi.
2022'de 44'üncü sırada olan Gramaltın Kıymetli Madenler Rafineri San. Tic. AŞ 89,9 milyar lira ile 9'uncu sıraya çıktı.
Geçen yılki listeye göre 5 basamak gerileyen Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları TAŞ, bu yıl 79,5 milyar ile listede 10'uncu sırada yer aldı.
Listenin açıklandığı basın toplantısında konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayide orta-yüksek ve yüksek teknolojiye doğru olumlu bir kırılma yaşandığını, geçen yıl 2022'ye kıyasla yüksek ve orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerde yaratılan toplam katma değer içindeki payın 4 puan arttığını söyledi.
Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşunun üretimden satışlarının 2022'ye göre 42,1 artarak 4 trilyon 485 milyar liradan 6 trilyon 375 milyar liraya çıktığını dile getiren Bahçıvan, "Üretimden satışlarda büyüme bir önceki yıl yüzde 119 iken, 2023 yılında yüzde 42,1'e gerilemesinin nedenlerine baktığımızda, yavaşlayan küresel talep, 6 Şubat'ta ardı ardına yaşadığımız deprem felaketleri ve seçimler sonrasında ekonomi politikalarında yaşanan değişimin belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz." dedi.
Bahçıvan, reel değişimleri hesaplarken yıl sonu TÜFE enflasyonunu kullandıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"2023 verileri yıl sonu tüketici enflasyonu ile arındırıldığında, üretimden satışların 2022 yılına göre reel olarak yüzde 13,8 gerilediği görülüyor. Hatırlatmak gerekirse, yıl sonu enflasyonu TÜFE'de yüzde 64,77 iken, ÜFE'de yüzde 44,22 ile daha düşüktü. Yıllık ortalama enflasyon ise TÜFE'de yüzde 53,86, ÜFE'de yüzde 49,93 olarak gerçekleşti. Sonuç olarak hangi göstergeyi kullanırsak kullanalım, 2023 yılında İSO 500'ün üretimden satışları enflasyonun altında kalmış ve reel olarak gerileme göstermiş bulunuyor. Eğer bu hesaplama, ortalama TÜFE enflasyonu kullanılarak yapılsaydı reel gerileme yüzde 7,6 olacaktı."
500 büyük sanayi kuruluşundan 95,1 milyar dolarlık ihracat
Erdal Bahçıvan, üretimden satışların 50'lik gruplara göre dağılımına bakıldığında, ilk 50 kuruluşun uzun yıllardır yüzde 50 bandında seyreden ağırlığının bu yıl da sürdüğünü bildirdi.
Türkiye'nin 2023 ihracatının zayıflayan küresel büyüme dinamiklerine rağmen binde 5 artarak 255,4 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Bahçıvan, "İSO 500'ün ihracatı 2022 yılına göre yüzde 2,9 düşüşle 95,1 milyar dolara gerilediğini görüyoruz. Türkiye'nin sanayi ihracatı ise binde 2 düşüşle 245,6 milyar dolara gerilemişti. 2023 yılında İSO 500 ve genel olarak Türkiye sanayi sektörü, ihracat pazarlarındaki durgunluktan olumsuz etkilenmiş gözüküyor. Yine de İSO 500'ün Türkiye sanayi ihracatı içindeki payına baktığımızda, bu oranın yüzde 38,7 ile yüzde 40 bandına yakın seyrettiğini görüyoruz." diye konuştu.
Bahçıvan, 500 büyük sanayi kuruluşunun 2023'te faaliyet karının yüzde 39,7 artışla 671 milyar liradan 937 milyar liraya çıktığını belirterek, buna karşılık faaliyet karlılığı oranının 0,3 puan düşüşle yüzde 12,8'den yüzde 12,5'e gerilediğini aktardı.
Faiz, amortisman ve vergi öncesi karın yüzde 45,5 artışla 1 trilyon 175 milyar liraya yükseldiğine işaret eden Bahçıvan, şunları kaydetti:
"Aynı yılda FAVÖK karlılığı oranı 0,3 puan artışla yüzde 15,4'ten yüzde 15,7'ye çıktı. İSO 500'deki vergi öncesi kar ve zarar toplamının yüzde 32,9 artarak 485 milyar liradan 645 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Ancak satış karlılığı oranının 0,7 puan düşüşle yüzde 9,3'ten yüzde 8,6'ya inmesi dikkat çekiyor. Tüm kar büyüklüklerindeki artışlar, 2023 yılı enflasyonunun altında kalmış bulunuyor ve bu da reel olarak gerilemeye işaret ediyor."
Bahçıvan, İSO 500'de vergi öncesi dönem kar ve zarar büyüklüğüne göre kar eden kuruluş sayısının 2023'te 404'e indiğini ifade ederek, "2023'ün en çarpıcı gelişmesinin, uzun yıllardır ilk kez net kambiyo zararının ortaya çıkması olduğunu söylememiz mümkün. Sanayinin son 10 yıldaki üretim faaliyeti dışı gelirlerinin dönem kar ve zarar toplamı içindeki paylarına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu pay, üst üste dört yıl düşüşle 2022'de yüzde 22,9'a kadar geriledikten sonra 2023'te yüzde 41,3'e çıkmış ve geçmiş yıllardaki ortalamasına yaklaşmış gözüküyor." değerlendirmesinii yaptı.
"Finansman giderleri yüzde 92,5 artış gösterdi"
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, finansman giderlerinin uzun yıllardan beri İSO 500'ün en büyük mücadele alanlarından biri olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"İSO 500'ün finansman giderlerinin 2023'te yüzde 92,5 oranında artarak 277 milyar liradan 533 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Böylece finansman giderlerinin faaliyet karına oranı 15,6 puan artışla yüzde 41,3'ten yüzde 56,9'a çıkmış durumda. Son 12 yıllık ortalamanın yüzde 57 olduğu düşünüldüğünde; yıllardan beri hep işaret ettiğimiz üzere sanayicinin elde ettiği karın yarısından fazlasını finansman giderlerine ayırmak gerçeği ile yüz yüze kalmaya devam ettiğinin altını bir kez daha çiziyoruz."
"İSO 500'ün aktif toplamı 8,8 trilyon liraya, toplam borcu 4 trilyon liraya yükseldi"
Bahçıvan, 2023'te enflasyon düzeltmesi sonrası verilere bakıldığında, İSO 500'ün aktif toplamının yüzde 126 artarak 3,9 trilyon liradan 8,8 trilyon liraya yükseldiğini, bu artışın 2,9 trilyona yakın kısmının enflasyon düzeltmesinden kaynaklandığını söyledi.
Aktiflerin alt kalemlerine değinen Bahçıvan, şöyle devam etti:
"Duran varlıklar yüzde 242 artarak 1,4 trilyon liradan 4,7 trilyon liraya ulaşmış görünüyor. Bu artışın 2,7 trilyonluk kısmı enflasyon düzeltmesine bağlı olarak gerçekleşmiş. Dönen varlıklardaki artış ise yüzde 63 ile çok daha düşük kalmış ve enflasyon düzeltmesi bu kalemde sadece 173 milyar liralık katkı yapmış gözüküyor. Pasif tarafa baktığımızda, özkaynaklar 2023'te enflasyon düzeltmesi sonrası verilerle yüzde 245 oranında artarak 1,4 trilyon liradan 4,8 trilyon liraya çıkmış durumda. Bu kalemde enflasyon düzeltmesinin etkisi 2,8 trilyon ile oldukça yüksek. Toplam borçlar yaklaşık yüzde 60 artarak 2,5 trilyon liradan 4 trilyon liraya çıkarken, düzeltmenin etkisi 31 milyar lira ile sınırlı kalmış."
Bahçıvan, 2022'de yüzde 35,7 olan öz kaynak payının 2023'te düzeltme yapılmaması halinde yüzde 33,2'ye düşecekken düzeltme sonrası yüzde 54,5'e yükseldiğini ve enflasyon düzeltmesinin İSO 500'ün bilançosunda öz kaynak payını 21,3 puan artırarak toplam borçların üzerine çıkardığını bildirdi.
Mali borçların yüzde 54 artışla 1,3 trilyon liradan 2 trilyon liraya çıktığını kaydeden Bahçıvan, diğer borçların yüzde 66'ya yakın bir artışla 1,2 trilyon liradan 2 trilyon liraya yükseldiğini ifade etti.
Bahçıvan, enflasyon düzeltmesinin, bilançoların aktif tarafında duran varlıklarla pasif tarafında duran öz kaynaklar üzerinden önemli bir değişim yarattığına dikkati çekti.
Bu değişimin daha güçlü bir kaynak yapısının ortaya çıkardığını söyleyen Bahçıvan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Enflasyon düzeltmesinin yalnızca parasal olmayan kıymetlere uygulanması nedeniyle mali borçlar hiç etkilenmezken diğer borçlardaki etki ise yüzde 1,6 ile oldukça sınırlı kalmış gözüküyor. Borçların gelişimine baktığımızda, 2021 ve 2022 yıllarına benzer şekilde 2023'te de diğer borçların mali borçlardan daha hızlı arttığını görüyoruz. Bu durum muhtemelen geçtiğimiz yılın ikinci yarısında finansmana erişim koşullarında yaşanan sıkılaşmanın etkilerini yansıtıyor. Diğer taraftan vade yapıları incelendiğinde ise kısa vadeli mali borçlardaki artışın yüzde 53 ile uzun vadeli mali borçlardaki yüzde 56'lık artışın hafif altında kaldığı dikkat çekiyor."
"Devreden KDV sorunumuz hala devam ediyor"
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, "İSO olarak her fırsatta dile getirdiğimiz 'devreden KDV' sorunumuz hala devam ediyor. 2023 yılında İSO 500'ün devreden KDV yükü, enflasyon düzeltmesi sonrası verilerle yüzde 36,5 oranında artarak 67 milyar liraya yaklaşmış durumda." ifadesini kullandı.
Enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde, KDV alacaklarının iadesi geciktikçe firmaların nakit akışının olumsuz etkilendiğini vurgulayan Bahçıvan, "Devreden KDV yükündeki artışın enflasyonun altında kalması bakımından geçtiğimiz yıllara göre bir nebze daha pozitif tablo sunsa da biz bu döngüyü, sanayi kuruluşlarımızın, devlete sıfır faiz ve sonsuz vade ile borç vermesi olarak tanımlamayı sürdürüyoruz." açıklamasını yaptı.
Bahçıvan, 2023'te yaratılan katma değer içerisinde en yüksek payı yüzde 33,9 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörlerin aldığını, orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörlerin payının bir önceki yıla göre 3,8 puan azaldığını ifade ederek, "Düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı da 0,2 puan düşüşle yüzde 28,7'ye gerilemiş durumda. Buna karşılık orta-yüksek teknolojili sanayiler grubunun payı 3,1 puan artışla yüzde 30,3'e yükselirken, yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 0,9 puan artışla yüzde 7,1 çıkarak belirli bir ivmelenmeye işaret etti. Sonuç olarak orta-yüksek ve yüksek teknolojili sanayilerin toplam payının yüzde 37,4'e çıkarak şimdiye kadarki en yüksek düzeyine ulaşması, sanayi sektörümüz için uzun süredir arzu ettiğimiz teknolojik dönüşüm konusunda bizlere umut ışığı oldu." diye konuştu.
İSO 500'te AR-GE harcaması yapan kuruluş sayısının 265'e çıktığını dile getiren Bahçıvan, teknolojiye dayalı nitelikli ve katma değer üretebilen bir sanayi için sanayi kuruluşlarının AR-GE'yi daha çok odaklarına almaları gerektiğini vurguladı.
Bahçıvan, "Şirketlerimizin 2023'te yaptıkları AR-GE harcamaları önceki yıla göre yüzde 87,5'lik artışla 30 milyar lirayı aşmış durumda. Benzer şekilde AR-GE harcamalarının üretimden satışlara oranının halen binde 4,8 olması, geçen iki yıla göre yaşanan artışa rağmen henüz bu alanda kat etmemiz gereken çok yol olduğunu ortaya koyuyor." ifadelerini kullandı.
Bahçıvan, "İSO 500'ün istihdamı 2023'te yüzde 1,9 artarak 804 bin kişiye yaklaştı. Aynı yılda ödenen maaş ve ücretlerdeki artış da yüzde 120 civarında gerçekleşti." dedi.
Sermayenin tabana yayılması ve özellikle sanayi kuruluşlarının kaliteli finansal kaynağa erişimi açısından şirketlerin halka açılmalarının önemli olduğunu vurgulayan Bahçıvan, sözlerine şöyle devam etti:
"Son yıllarda sanayi kuruluşlarında nitelikli finansmana erişim bağlamında hisselerini halka açma seçeneğinin giderek artma eğiliminde olduğunu görmekteyiz. 2023 verileri, bu eğilimin İSO 500 kuruluşlarına da yansıdığına işaret ediyor. İSO 500 içinde halka açık kuruluşların sayısı 2017-2021 döneminde 65-69 bandında seyrettikten sonra 2022'de 8, 2023'te 12 artarak 85'e yükseldi. Böylece İSO 500 içinde halka açık kuruluş sayısı bugüne kadarki en yüksek düzeyine ulaştı. Sanayi şirketlerimizin halka açılmaya dönük ilgisinin 2024'te de sürdüğünü görüyoruz ve bu dönemi sanayi firmalarımızın sermaye piyasası araçlarını daha fazla kullanması açısından olumlu buluyoruz."
En yüksek pay ana metaller ve makine imalatı sanayisinin
Erdal Bahçıvan, Türk sanayi sektöründe yabancı sermaye paylı kuruluşların önemli bir rol oynamaya devam ettiğini belirterek, 2010'lu yıllarla düşüş eğilimi gösteren yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısının 2023'te 8 adet artışla 116'ya yükselmesini, İSO 500'ün olumlu göstergelerinden biri olarak gördüklerini ifade etti.
İSO 500'de yer alan kuruluşların bağlı olduğu odaların Anadolu lehine değişmeye devam ettiğini kaydeden Bahçıvan, "Son yıllarda sayısal olarak düşüş eğiliminde olmasına karşın en büyük pay 151 firmayla halen İSO'ya ait. İstanbul'u 45 kuruluşla Ankara Sanayi Odası izliyor. Bu odalarımızın ardından, 38'er kuruluşla Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Kocaeli Sanayi Odası, 29 kuruluşla Gaziantep Sanayi Odası, 16 kuruluşla Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve 14 kuruluşla da Kayseri Sanayi Odası geliyor." diye konuştu.
Bahçıvan, 2023'te üretimden satışlara göre en yüksek paya sahip sektörün yüzde 22,5 ile ana metaller ve makine imalatı sanayi olduğunu, bu sektörü yüzde 19,7 ile kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünlerinin, yüzde 17,7 ile kara, deniz taşıtları ve yan sanayinin izlediğini söyledi.
Geçen yıl İSO 500 araştırmasının yaşanan deprem felaketinin yol açtığı "mücbir sebep hali" nedeniyle eylül ayında açıklandığını hatırlatan Bahçıvan, "Dolayısıyla 2023'ün büyük kısmının geride kaldığı, yılın ekonomik resminin de yavaş yavaş netleşmeye başladığı bir döneme denk gelmişti toplantımız." ifadesini kullandı.
Bahçıvan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İSO 500'ün 2023 sonuçları, bir anlamda 'finansal istikrardan uzaklaşmanın ilk etkisinin yüksek enflasyon olacağı, enflasyonist bir büyüme yapısının da nitelikli ve sürdürülebilir olamayacağı' gerçeğini gösteren mikro bir laboratuvar olarak karşımıza çıkıyor. Artık hepimiz biliyoruz ki yüksek enflasyon şirket bilançolarında geçici bir illüzyon yaratıyor. Zaman geçtikçe gerçeklerle yüzleşiyoruz. İSO 500'ün temel göstergelerinin bize söylediği de bu. Bizim reel sektör olarak yaşadıklarımız bir yana, yüksek enflasyonun kamu maliyesi, mali dünya ve hepsinden de önemlisi toplumda yaratmış olduğu hasar büyük. Çünkü enflasyon sadece ekonomik bir hasar değil, sosyolojik, psikolojik ve en önemlisi ahlaki, etik bir sorun da yaratıyor."
"Çabamız ve mücadelemiz, üretim ekonomisinin önemini öne çıkarmak"
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, İSO 500'ün bu yılki sonuçlarının iç ve dış ekonomik konjonktüre bağlı olarak biraz karamsar olabileceğini belirterek, "Ama Türk sanayisinin en zor şartlarda dahi kendi ana faaliyetinde erişmiş olduğu birikim ve dayanıklılık gücüyle üretimini başarıyla sürdürdüğünü göstermesi açısından da çok değerlidir." diye konuştu.
Bu başarının temelinde kuşkusuz sanayinin dış dünyada elde ettiği rekabet gücü ve pazar çeşitliliğinin yattığını kaydeden Bahçıvan, "Sanayicilerimiz bugün farklı farklı sektörlerde uluslararası rakiplerine karşı mücadele gücünü her geçen gün biraz daha artırmaktadır. Çabamız ve mücadelemiz, üretim ekonomisinin önemini öne çıkarmak. Böylece üretime verilen desteğin nitelikli bir konuma gelmesini sağlayarak bu gücü daha rekabet edebilir boyuta taşımak içindir." ifadelerini kullandı.
Bahçıvan, bu bağlamda sanayinin umut verici büyümesinin geleceğe taşınabilmesinde temel belirleyici olan finansal istikrarın yeniden kazanılarak, yüksek enflasyonunun yenilmesi halinde sanayinin ülke ekonomisine katkılarının artarak devam edeceğinden kuşku duymadıklarını dile getirerek, "Dolayısıyla bugün sizlerle paylaştığımız tablo, her fırsatta dile getirdiğimiz sürdürülebilir, istikrarlı ve kaliteli büyüme için finansal istikrarın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olarak da görülmeli." dedi.