Kendi işini yıkmak için çalışıyor…

12:09 - 22.04.2024, Pazartesi

2005’te kurulan Monster Notebook’un bugün etki alanı sınırları aşarak Almanya, İngiltere, Dubai, Kıbrıs ve son olarak ABD’ye ulaştı. Ancak şirket yönetimi, “Başkası yıkmadan, kendi işimizi yıkmalıyız” düşüncesiyle Monster Notebook’u Monster Teknoloji’ye dönüştürmek için çalışıyor. Yapılan yeni yatırımlarla hedefte bilgisayar pazarında olduğu gibi aksesuar ve oyun üretiminde de söz sahibi olmak var.

Mustafa Orhun Çetin / INBUSINESS

Bilgisayarlar ve buradan beslenen pazar baş döndürücü bir hızla değişirken yurt dışında başlayan bir trendi hızla yakalayıp kendi 'canavarını' yıllar içinde büyüttü İlhan Yılmaz. Bugün Monster adıyla Türkiye'de oyun bilgisayarı pazarının ilk üçünde yer alan marka, yurt dışında ise Tulpar adıyla sahnedeki yerini giderek sağlamlaştırıyor. Ancak Kadıköy'de asma katlı bir dükkandan Kıbrıs, Almanya, İngiltere, Dubai hatta Amerika'ya kadar genişleyen Monster'ın kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olan Yılmaz, bununla yetinmeyi düşünmüyor. Şimdiye dek bin bir zorlukla kurulan bu yapıyı kendilerinin yıkabileceği bir gelecek planlıyor.

Oyunu oynatmanın yanı sıra geliştirmenin yıkıcı gücünü anlatan Yılmaz, bu gelecekte yer almak adına eşiyle birlikte kurdukları Semruk Games'e odaklandıklarını belirtiyor. Oyun dünyasında cloud gaming furyasının başladığını ve buna önlem olarak kendi çevre birimlerini ürettiklerini aktaran Yılmaz, ekran kartı ve notebook kasası ile başlayan bu ürünlere yakın zamanda monitör, klavye, kulaklık, mouse eklenirken oyun konsoluyla devam edeceklerinin de sinyalini veriyor.

INBUSINESS'ın soru- larını cevaplayan İlhan Yılmaz'la hem Monster ve Sem- ruk'un bugününü hem de geleceğini konuştuk.

-Bilgisayar pazarında oyuncu sayısı bir hayli fazla ve rekabet oldukça çetin. Monster, sadece dizüstü oyun bilgisayarı olarak kendini konumlandırarak pazarda ayrıştı. Ancak teknoloji gelişiyor ve yıkıcı teknolojiler pek çok işi yok ediyor. Siz buna nasıl hazırlanıyorsunuz?

Bütün zamanları, süreçleri ve işleri kapsayacak şekilde işi güncellememiz gerektiğinin farkındayız. Başkası bizim işimizi yıkmadan kendi işimizi yıkmalıyız. Öngörü ile kendi işimizi yıkacak alanlarda işler bulmamız lazım. "Ne yaparsak notebook işini yıkabiliriz" diyoruz. Sizin de söylediğiniz gibi teknoloji gelişti. Oyun dünyasında bir 'cloud gaming' furyası başladı. Bu bizim işimizi yok edebilir. Başka bir marka hatta yapay zeka da yok edebilir. Eğer kendimizi buna hazırlayabilirsek sorun yaşamayız. Çevre birimleri bu yolda attığımız adımlardan biri. Çünkü cloud gaming için de monitör, klavye, kulaklık ve mouse ya da oyun kolu gerekiyor. Aksesuar dünyası çok hızlı büyüyecek gibi gözüküyor.

-Peki, cloud gaming sizce ne zaman riskten gerçek bir tehdide dönebilir?

Bu kavramın ortaya çıkışınında internetin giderek daha güçlü bir bağlantıya kavuşması bulunuyor. Bizim için bir tehdit ve bu tehditi görmezden gelemeyiz. Hatta bunu unutmamak için merkez ofisimizin giriş katındaki tavana poligonal bulutlar astık. Her gün onların altından geçiyoruz. Yine de gerçekten tehdit olması için şu anki internet yeterli değil. Bir diğer katalizör ise oyuncu dediğimiz 'Gamer' sayısının artması. O zaman artık bunu bir sorun olarak düşünebiliriz.

-İşinizi yıkmak üzerine de çalıştığınızı söylediniz. Bununla ilgili başka nasıl adımlar atıyorsunuz?

Semruk Games diye bir oyun şirketi kurduk. Monster Notebook olmaktan Monster Teknoloji'ye dönüşerek ürün gruplarımızı çeşitlendiriyoruz.

-Semruk Games ile hangi alana odaklandınız? Neler yaptınız bugüne kadar?

Türkiye 2022'de oyun ekosisteminde Londra'dan sonra ikinci sırada geldi. Oyun startup'larına yaklaşık 240 milyon dolar yatırım yapıldı. Üretim anlamında önde koşan ülkelerden biri Türkiye. Biz de 17-18 kişilik kritik bir ekip kurduk. Çünkü öğrenim ve kazanım sürecimiz sonrası doğru ekip üyeleri olmadan istenilen kalitede ürünler çıkmadığını gördük. Hyper casual oyunlar yapıyoruz. Sırada casual ve PC oyunları üretmek var. Niyetimiz iddialı: Dünya çapında bir oyun şirketi olmak. Semruk'un ardında Monster'ın olduğunun bilinmesi gerekiyor.

Eşim Meryem'le hem Monster hem de Semruk'ta kurucu ortağız. Oyun dünyası kan, şiddet, nefret gibi negatif kavramlardan beslenir. Biz bu dünyadan, bu kavramlardan uzak duruyoruz. Olabildiğince iyi karakterler oluşturuyoruz. Bu nedenle zorlu bir hedef bizim için. Çok sayıda oyun sürekli deneniyor. Ayda dört ya da beş oyun çıkarıyoruz Rollic Games ile birlikte çalışarak. Burada temel gösterge oyun üretmek değil. Tutunacak ve gelir getirecek oyun geliştirmek. Şu anda bu kanal bizim için yatırım ve olgunlaşma sürecinde. Yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyorum. Bir tane oyun tutturmayı başarırsanız büyük gelir elde etmek de mümkün. O yüzden yaptığımız oyunda stabilite bizim için çok önemli.

-Peki ana işinize geri dönersek, Monster Notebook olarak 2023'ü nasıl geçirdiniz?

Pazar büyüdü. Hizmet verdiğimiz sektörün 2023 yılında hızlı bir büyüme gösterdiğini söyleyebiliriz. Sektör ve satış rakamlarımız paralel olarak ilerleme kaydetti. Türkiye'de yüzde 23'lük bir büyüme elde ederken, Almanya odağında baktığımızda bu rakamın yüzde 189 olduğunu gözlemliyoruz. Biraz enflasyonist ortamdaki öne çekilmiş talepler bunu sağladı. "Fiyat artmadan almalıyım" diyen tüketici buradaki en büyük etken. Biz de pazar hacmine göre büyüdük. Rusa ve Ukrayna tarafında satılamayan ürünlerin markalar tarafından buraya getirilmesi de pazarı büyüttü. Hedefimiz mevcudu korumak ve yurt dışında işi büyütmek.

-Yurt dışında yeni bir ofis açma üzerine planlarınız var mı?

ABD'de ofis açtık. Şu an işlemler tamamlanıyor. Marka tescillerimizi tüm dünyada yapıyoruz. Japonya ve Amerika'da nasıl ürün satacağımızı öğrenmeye çalışıyoruz. Çünkü bu coğrafyalarda davranış biçimlerine göre bile işleyiş değişiyor. Öğrenemiyorsak da bilenleri işe dahil etmek gerekiyor. Geçen sene ve bu sene ABD'de Intel'de 23 sene direktör olarak çalışmış birini strateji ve iş geliştirmeden sorumlu yönetici olarak kadromuza kattık. 23 yıllık deneyimle her dinamiğe hakim. Ar-Ge ve inovasyon tarafında 15 yıl Intel'de çalışmış bir ekip üyemiz daha var. Onların da oyuna dahil olmasıyla hiç bilmediğimiz katmanlar açılıyor. Üreticilerle yeni şeyler konuşuyoruz. Ne kadar az bildiğimizi de öğreniyoruz.

-ABD'de kadroya katılan yeni kişilerin sahip olduğu deneyim yeni şeylerin habercisi de olabilir mi? Belki kendi tasarımlarınız ile donanım geliştirme adımı diyebilir miyiz?

Aslında yakın zamanda bu anlamda atımlar atacağız. Dünyadaki tüm bilgisayarlar Asya'da üretiliyor. Bizim PC yerine dizüstü işine girmemizin nedeni 'toplama bilgisayar' olarak algılanmak istemeyişimizdi. Şimdi kendi markamızla ürün ürettiriyoruz. Adımı şimdi atmamızın nedeni ölçek ekonomisi. İş belli bir hacme gelmeden bir notebook kasası dizayn etmek, anakart, ekran kartı konuşalım demek kolay değildi. Bugün o noktaya geldik. Kendi dizaynımız olan kasamızın üretimi için çalışıyoruz. Yapacağımız lansman ile odağı kaybetmeden yolumuza devam edeceğimiz yeni cihazlar çıkaracağız.

-Gündeminizde oyun el konsolu gibi cihazlar üretmek de var mı?

Size sufle mi veriyorlar içeriden? Lansman tarihleri belli değil ama yıl içinde geliştirmelere dair bir hedef var. Bu sene o tarafta da bir çalışma yapmak, daha geniş kitlelerin karşısına çıkmak istiyoruz.

-Monster oyun ekosistemi ve oyuncular dışında nelere temas ediyor?

Bizim ayrıca bir oyun müzikleri orkestramız var. Sadece teknoloji ürünleri satan bir marka olmak istemiyoruz. Bütün zamanlarda oyunu, teknolojiyi, sanatı kullanarak dünyanın olumlu yönde değişmesine katkı sağlamak üzere bir çabamız var. Bunun dışında engelli bireyler için de çalışmalar yürütüyoruz. Bizim 2015'te doğmuş down sendromlu bir kızımız var. O bize farkındalık kattı. Dünyada nüfusa oranı yüzde 15 engelli bireylerin. Toplamda 1 milyar, Türkiye'de 10 milyon kişi demek bu. Bu yüzden Semruk Games oyunların içinde iyiliği gösteren önemli bir araç bizim için. Devlet okullarındaki özel eğitim sınıflarını iyileştirmek için çalışmalar yapıyoruz. Engelli istihdamında dünya ortalaması olan yüzde 15'e yaklaşmaya çalışıyoruz.

1985'te okunan çizgi romanın peşinde

Aile kavramı benim için çok önemli. 13 ve 8 yaşlarında iki kızım var. Onlar hayatımızı domine ediyor. Masa tenisi oynamayı seviyorum. Hatta şirkette turnuvalar yapıyoruz. Bu alanda ilerlemek ve kendimi geliştirmeyi hedefliyorum. Araştırmalara göre raketle oynanan sporların beyin sağlığına olumlu etki ettiği, refleksleri geliştirdiği sonuçlar ortaya çıkmış. Alan ihtiyacı olmayan faydası yüksek bir spor. Kitap okumayı çok severim. Çizgi romanlar, fantastik hikayeler... Killer Computer, Türkçe'ye Süper Beyin diye çevrilmiş bir Mandrake çizgi romanı var. Onu aldırmaya çalışıyorum arkadaşlara. 1985'te okumuştum.

BİZE ULAŞIN