Yüksek katma değer stratejisi

07:13 - 18.02.2024, Pazar

Tekstil ve hazır giyim, geçen yıl yaşadığı düşüşü yüksek katma değerli üretim stratejisiyle aşmayı hedefliyor. Bakalım sektör uzun zamandır hedeflediği yüksek katma değeri yakalayabilecek mi?

Volkan Özsoy / INBUSINESS

Dünya ticaretindeki daralma ve maliyetlerdeki artış nedeniyle bir süredir kan kaybı yaşayan tekstil ve hazır giyim, 2024 için stratejisini belirlemiş durumda. Yeni yıl, sektör için hem tehdit hem de fırsatları birlikte barındırıyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, Türk hazır giyim sektörünün 2023 yılında içerideki maliyet artışları nedeniyle rekabet ettiği ülkelerden daha pahalı hale geldiğini ve bunun neticesinde rekabetçiliğinin önemli ölçüde azaldığını savunarak, "Sektör öncelikle bu açığı telafi etmeye çalışacak. Bu noktada özellikle yüksek katma değerli ürünlerin üretimine ağırlık verilecek. Türk lirasının seyri ve ücret-maliyet artışları bu konularda belirleyici olacak" diyor.
Hangi pazarlar büyüyecek?

2023'te AB ve İngiltere gibi ana pazarlarda ihracatın gerilediği, ABD'de ise hazır giyim harcamalarında durgunluk yaşandığı, buna karşın Rusya, Körfez Ülkeleri ve Orta Doğu'da hazır giyim harcamalarının büyümeye devam ettiği bilgisini veren Kaya, 2024 yılında sektörün ana pazarlarda yeniden yükselişe geçerken yeni coğrafyalarda da büyümenin süreceğini söylüyor. Peki, pazarın yeşil mutabakata uyumu ne durumda ve olası bir iklim felaketi sektör için ne gibi tehditler barındırıyor?

Öncelikle iklim krizinin etkileri ve pandemiyle birlikte tüketicilerin hazır giyim ürünlerine yönelik farkındalığının arttığını vurgulamakta fayda var. Zira artık tüketici aldığı ürünün etiketini daha çok inceliyor. Hangi malzemelerin kullanıldığına, üretim süreçlerinde çevreye zarar verilip verilmediğine dikkat ediyor. Dolayısıyla hem tüketicilerden hem de iş birliği yapılan markalardan gelen talebi karşılayabilmek için sektörün sürdürülebilir ve çevre dostu üretim kapasitesini artırması ve dönüşmesi gerekiyor.

Nitekim tekstilciler de yeşil dönüşüm ve ona paralel olarak ilerleyen dijital gelişim alanlarına yatırım yapma konusunda son derece istekli ve kararlı. Ancak ekonomik koşullar bu çalışmaların ötelenmesine neden olabiliyor. Bu noktada da yeşil ve dijital dönüşüm için Türkiye'de özellikle uluslararası bankalar ve ülkedeki finans kuruluşları kaynaklı yatırım kredileri arayışı devam ediyor.

İç talepte yavaşlama

Ekonomi politikalarında yaşanan değişimin asıl etkilerinin 2024 yılı başından itibaren görüleceğini söyleyen Kaya, bunun da sektör için iyi ve kötü senaryoları birlikte getireceğini düşünüyor. Kaya'ya göre, yılın ilk yarısında sıkılaşma politikaları nedeniyle iç talep önemli ölçüde yavaşlayacak ancak enflasyonda düşüş sağlanırsa ikinci yarıda iç talep toparlanacak. Bununla birlikte turist harcamaları ise güçlü bir şekilde devam edecek.
İhracatta ise 2023 yılındaki durgunluk 2024'ün ilk yarısında da sürecek. Hazır giyim sektöründeki hareketlenme ise sonbahar-kış 2024-2025 sezonu ile başlayacak. Öte yandan finansal koşullar 2024 yılında da zorlu olmaya devam edecek. Maliyetlerdeki yükseliş, ücret artışları, yüksek faizler ve krediye erişimdeki sıkıntılar sektörü zorlayacak.

2023 yılında yaklaşık 19,6 milyar dolarlık ihracat ve 36 milyar dolarlık üretim yapan sektör, 2024'te de bu rakamları korumayı hedefliyor. Benzer şekilde 650 bin kişi olan istihdam rakamını da aynı seviyelerde tutmaya odaklanıyor.

Kötü senaryo

-İklim krizinin etkilerinin çoğalması

-Yılın ilk yarısında uygulanacak sıkılaşma politikaları

-Maliyetlerdeki yükseliş, ücret artışları, yüksek faizler ve krediye erişimdeki sıkıntılar

İyi senaryo

-Rekabet avantajının artması

-Rusya, Körfez Ülkeleri ve Orta Doğu'da hazır giyim harcamalarının büyümesi

-Tüketicilerin hazır giyim ürünlerine yönelik farkındalığının yükselmesi

BİZE ULAŞIN