İlaç gibi destek…
Sert rüzgarların estiği dönemde ekonomi yönetimi tarafından verilen desteklerle yelkenlerini şişiren Türk ihracatçısı uğradığı her limanda mucizelere imza atıyor. Peki uygulanan politikalardan memnun olan ihracatçı, 2024’te en büyük destekçisi olan hükümetten neler bekliyor ve karşılığında ne yapmayı vaat ediyor?
Volkan Özsoy / INBUSINESS
Dünyanın hemen her ülkesinde üretmenin zor, satmanın ise çok daha zor olduğu bir süreçten geçiyoruz. Bu dönemde canla başla çalışan Türkiye ihracatçıları ise her ay yeni rekorlar kırarak, adeta mucizeler yaratıyor. Zira dünya küresel siyasi değişimlerin içinden can yakıcı şekilde geçerken, sıkı para politikalarıyla ekonomileri adeta kilitlenen Avrupa ve ABD gibi önemli pazarlarda mal satabilmek, tabiri caizse sihirbazlık gerektiriyor. Elbette şu an dünya genelindeki her iş insanı gibi Türk ihracatçısının da yaşadığı sorunların başında finansman meselesi geliyor. İhracat ordusunun neferleri de, yaşanan bu süreçte kendilerine verilecek her türlü desteğin adeta can suyu kadar önemli olduğunun altını çizerek, özellikle son iki ayda ekonomi yönetimi tarafından açıklanan desteklerin önemine vurgu yapıyor.
Son dönemde, ihracatçıya verilen desteklerin yeterli olup olmadığını sorduğumuz Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ihracatın, ekonomi yönetimi tarafından korunması ve desteklenmesi gereken bir alan olarak görüldüğüne işaret ediyor. "Bu yaklaşım son derece önemli" diyen Gültepe, açıklanan tüm çalışmalarda, ihracata yönelik özel başlıkların olduğunu vurguluyor.
Ekonomi yönetimimiz devreye girdi
Gültepe, özellikle geçtiğimiz aylarda finansman noktasında sıkıntılı bir sürece girmek üzere olduklarını hatırlatarak, şunları söylüyor: "Ancak süratle devreye giren ekonomi yönetimimiz, Eximbank kredilerinde ek destek sağlayarak olumlu bir başlangıca imza attı. Ardından reeskont kredi limitleri günlük 3 milyar liraya kadar yükseltildi. Düzenlemenin öncesinde bu rakam sadece 300 milyon lira ile sınırlıydı. Sağlanan bu destekler yanında, finansmana erişimde birtakım kısıtların da kaldırıldığını gördük." Diğer yandan, ihracat desteklerinin aralıksız şekilde devam ettiğini belirten Gültepe, pazar araştırması desteğinden, yurt dışı fuar / kira, sertifikasyon, Ar-Ge, Ur-Ge, tasarım, marka, çevrimiçi pazar yeri gibi pek çok başlıkta ihracatçıya önemli destekler sağlandığı bilgisini veriyor.
Destekler sayılı ülkelerde var
Gültepe, "Verilen bu desteklerin ardından ihracat cenahında gözle görülür gelişmeler yaşandı mı?" şeklindeki sorumuza ise; "Bu destekler, dünyada sayılı ülkenin sunabildiği yardımlar. İhracatçıya bir destek sağlandığı zaman, bunun geri dönüşü ve rakamlara yansıması noktasında biraz sabırlı olmak gerekiyor. Örneğin, marka desteği alan bir firmanın tanıtım faaliyetleri sonucunda bunu oturtması ve ihracata dökmesi uzun bir süreç. Ancak ihracatımızda geçmiş dönemden itibaren sağlanan desteklerin olumlu çıktılarını rakamlarımızda görüyoruz. Geçtiğimiz yıl ihracatımız 254,2 milyar dolar oldu. Bu yıl inşallah bu rakamı da aşacağız. Üç yıl önce 169 milyar dolar seviyesinde kapattık. Bugün sağladığımız tüm başarılarda, geçmişte verilen gücün de önemli bir payı olduğuna inanıyorum." yanıtını veriyor.
Peki, ihracatçının ekonomi yönetiminden başka talepleri var mı? Gültepe, finansmana erişim noktasında bugün sorunlarının çözüme kavuştuğunu ancak finansman maliyeti noktasında hala yapılabilecek iyileştirmeler bulunduğunu belirterek, "Yeni yatırımlarımızı daha cesur adımlarla gerçekleştirebilmemiz adına, uygun maliyetli kredi olanaklarına erişmemiz gerekiyor. Bununla beraber, mevcut desteklerin verimliliğini artıracak çalışmaların da faydalı olacağı kanaatindeyiz" diyor.
Stratejik sektör kimya, özel destekler bekliyor
Her ay yeni rekorlara imza atan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister ise ekonomi yönetimin daha rasyonel bir ekonomi politikası izleme stratejisini olumlu bir hamle olarak gördüklerini vurgulayarak, "Bu yoldaki kararlılığın gerek özel sektör gerekse kamu finansmanı açısından dış kaynak kullanımını ileriki dönemde mümkün kılacağını öngörüyoruz" diye konuşuyor.
Pelister ayrıca, döviz kurlarının daha istikrara kavuşuması, dış finansmanın vade ve faiz oranı bakımından kullanılabilir kaynak haline gelmesinin de kıymetli olduğunu belirtiyor. Tabii bunun yanında 12. Kalkınma Planı'nda kimya sektörüne özel olarak açıklanan konulara da dikkat çeken Pelister: "Reeskont kredisinin yanı sıra 12. Kalkınma Planı yayımlandı. Kimya, ilaç ve tıbbi cihaz sektörleri öncelikli sektörler olarak tanımlanmış durumda. Kimya sektöründe katma değeri yüksek, rekabetçi ve sürdürülebilir ürünlerin üretilmesi, yeşil ve dijital dönüşüme uyumlu entegre yatırımların yapılması ile ülkemizin dünya üretim ve ihracatındaki payının artırılarak ithalat bağımlılığının azaltılması temel amaç. Bu doğrultuda plandaki konular açıklandı. Türkiye Varlık Fonu ve özel sektör tarafından gübre ve petrokimya başta olmak üzere sanayiinin ihtiyaç duyduğu yeni yatırımların hayata geçirileceği belirtildi." İKMİB olarak, finansmana erişimde yaşanan başlıca sıkıntı ve taleplerini ilgili kurum ve bakanlıklara ilettiklerini dile getiren Pelister, tıpkı Gültepe gibi banka kredilerindeki yüksek faiz oranlarına dikkat çekiyor. Ve "Bu destekleri çok önemli bulmakla birlikte ham madde bakımından yüzde 70 dışa bağımlı olan, stratejik kimya sektörümüze özel desteklerin sağlanmasını bekliyoruz" sözleriyle çağrı yapıyor.
Teşviklerin hakkını vereceğiz
Sürdürülen çalışmalardan memnun olan başka bir isim olan İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu da, öncelikle ekonomi yönetiminden memnuniyetini dile getiriyor. Ancak sektördeki kalifiye eleman yetersizliği, enerji maliyetleri ve ucuz krediye erişimin sektörün başlıca sorunları olduğunu söyleyen Tecdelioğlu, fiyatta rekabet edebilmek için çalışan maliyetlerinin makul seviyelere çekilmesini ve yatırım için krediye ulaşım imkanlarının sağlanması talebinde bulunarak şu ifadeleri kullanıyor: "Halihazırda dış pazarlarda yerel şirketlerle rekabet etmekte olan markaların gündeminde; enerji ve maliyetler, ham madde ve ticaret politikası önlemleri ilk sırada yer alıyor. Mevzubahis konularda devletimizin desteğine olan inancımız tam. Teşvik geldiği takdirde sektör olarak misliyle hakkını vereceğimizi vurgulayabiliriz."
Madenci yenilenebilir enerji düzenlemesi bekliyor
Yaptığı hemen her açıklamada, Türkiye'de maden sektörünün çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya yine bu konuya dikkat çekiyor. "Maden sektörünün potansiyelini tam olarak kullanmasını sağlayabilirsek, maden ihracatının 30 milyar dolara çıkacağını biliyoruz" diyen Çetinkaya, birlik olarak bu hedef doğrultusunda çalışmalarda devam ettiklerini vurgularken, sektöre özel destek taleplerini de şu sözlerle dile getiriyor:
"Bugün neredeyse madencilerin tümü yenilenebilir enerji üretimi için gerekli kanuni alt yapının düzeltilmesi, üretimin önündeki en büyük engel olan izin süreçlerinin hızlandırılmasını istiyor. Gerek madencilik yaptığımız sahalarda gerekse işletmelerimizde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak ve yatırım yapmak için finansman desteği, teşvik gibi konularda da devletimizden destek beklemekteyiz."
Deri ihracatçısı umutlu ve iddialı
"Öngörülebilir piyasa koşulları, TL maliyetlerinin ve döviz kurlarının paralel seyretmesi ihracatçıların da önünü açarak, rekabet gücümüzü artıracaktır" diyen İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca oldukça iddialı konuşuyor. 2024 senesi için de oldukça umutlu olduğunu söyleyen Karaca, bu umut ve iddialarını şöyle detaylandırıyor:
"Küresel piyasalarda birçok firma enflasyonist dönemlerde küçülmeye giderken biz kapasite artışı sağlama hedefiyle büyüme yolunda ilerleyeceğiz. 2024 yılının ikinci yarısında küresel piyasada olumlu gelişmeler bekliyoruz ve o gün geldiğinde optimum kapasite ile talepleri karşılama noktasında hazır olacağız. Ülkemizin uyguladığı yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yolumuza devam edeceğiz" diyen Karaca da bu rekorların devam etmesi için de özellikle döviz kurlarında adımlar atılması ve kredi maliyetlerinde düzenlemeler yapılması talebinde bulunuyor.