Odaklanmayla gelen finansal istikrar

12:00 - 06.11.2023, Pazartesi

Yıldız Holding, değişim operasyonu kapsamında farklı sektörlerden çıkarak kurucusu Sabri Ülker’in başlangıç noktası olan gıda ve gıda perakendesine odaklandı. Bu odaklanma ile bisküvide dünyada ikinci, çikolatada yedinciliğe yükselen holding, atıştırmalıkta global liderliği hedefliyor. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, odağın dışında kalan işlerden çıkış yapacak hamleleri ise şimdiden planlamış durumda. Portföyü dinamik olarak yönetmeye devam edeceklerini söyleyen Ali Ülker’in gündeminde yeni satın almalar ve iş birlikleri de bulunuyor.

Çiğdem Yücesoy Subaşı / INBUSINESS

İstanbul'un en yüksek noktalarından birinde Çamlıca'da bulunan Yıldız Holding'in yönetim binası kalabalık ancak bir o kadar da dinlendirici... Zira şehri en tepeden gören nefes kesici bir manzaraya sahip. Monet tablolarını aratmayan yemyeşil bahçesi, sanat eserleriyle donatılmış duvarları, mütevazı mobilyalı ofislerinden, dışarı baktığınızda hava trafiğini yöneten bir kontrol kulesindeymiş hissi yaşıyorsunuz.

Kusursuz işleyen bir stratejinin sonunda Ülker Ailesi'nin kurduğu bisküvi ve çikolata imparatorluğu, Çamlıca'dan değil dünyanın zirvesinden rakiplerine meydan okuyor. Gelin rakamların diliyle anlatalım: 120'den fazla ülkede, 300'den fazla marka ile 4 milyar nüfuslu bir coğrafyaya hakim. 25'i yurt dışında toplam 46 fabrika, 75 binin üzerinde çalışanı var. pladis ile dünyada bisküvide en büyük ikinci, çikolatada ise en büyük yedinci üretici. 2022 konsolide cirosu 200 milyar liraya yaklaşmış, ihracatı ise 12 milyar lirayı aşmış durumda. Son beş yılda 9,4 milyar lira yatırım gerçekleştirdi. Bu yıl için sadece Türkiye'de 4,4 milyar lira yatırım bütçeledi.

Kuruluşu 1944'e dayanan ve dünya savaşının göbeğinde, zor şartlar altında büyüyen amiral gemi Ülker ile başlayan bu yolculuk bugün Yıldız Holding çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor. Zaman içinde girilen yeni işlerle giderek büyüyen yapı, 10 yılı aşkın süredir devam eden bir yapılanmanın son aşamasında. Aile üyeleri ve profesyonel yöneticilerin yürüttüğü stratejilerle kurucu Sabri Ülker'in başlangıç noktası yani ata işi bisküvi yeniden odakta. Dedesi Sabri Ülker'le balkon sohbetleriyle çok küçük yaşlarda başlayan liderlik eğitimini, dayısı Murat Ülker'le sürdüren Ali Ülker, üçüncü jenerasyon olarak üç yıldır kaptan koltuğunda. Ve yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlendiğinden bu yana pandemiyle başlayan savaşla devam eden bir dolu siyasi ve ekonomik fırtınaya göğüs gerdi. Şimdi bu devasa yapıyı gıda iştirakleri ve perakende ile daha sade bir yapıya kavuşturacak şekilde yeniden organize ediyor. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, değişim operasyonuna liderlik yaparak borçluluğun yaklaşık 1 milyar dolara düşürülmesinin de mimarlarından. Aynı zamanda holdinge sürdürülebilirlik vizyonunu kazandıran isim. "Birinci önceliğimiz sürdürülebilir organik büyüme olacak. Gıda ve gıda perakendesi sektörleri, ana odağımız olmayı sürdürecek. Atıştırmalık kategorilerinde ise global olarak büyüme hedeflerimizi koruyoruz" diye konuşan Ali Ülker, önümüzdeki dönemde odağın dışında kalan işlerden çıkış yapacak hamleleri şimdiden planlamış.

Portföyü dinamik olarak yönetmeye devam edeceklerini söyleyen Ali Ülker'in gündeminde yeni iş birlikleri de bulunuyor. "Önümüzdeki dönemde de değişen koşullara adaptasyonumuzu kolaylaştıracak çevik iş modelleriyle birlikte tüm faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde başarı hedefimizi sürdüreceğiz" diyor Ali Ülker ve ekliyor: "Holding ve şirketlerimizde odaklanma stratejimizin de katkısıyla finansal istikrarımızı koruyoruz. pladis'i global çerçevede daha da güçlendirmek için büyüme fırsatlarını değerlendiriyoruz. Bu bağlamda, yeni coğrafyalara açılma veya farklı atıştırmalık segmentlerinde büyüme amacıyla tamamlayıcı şirket satın alımları yapabiliriz. Yıldız Holding'in bulunduğu yerden şimdilik memnunuz. Ancak yerimizde saymak gibi bir niyetimiz yok.

2017 yılındaki yaklaşık 7 milyar dolarlık borcunu 2023 itibarıyla 1 milyar dolar seviyelerine düşüren Yıldız Holding böylece daha da sağlamlaştırdığı özgüveniyle yeni satın almalara ve bazı stratejik satışlara hazırlanıyor. Bu konuda ser verip sır vermeyen Ali Ülker şimdilik sadece "Ambalajdan tamamen çıkacağız. Aynı anda birkaç işlem üzerinde birden çalışıyoruz" demekle yetiniyor. Bu da bize Yıldız Holding'in ya bir satın almaya ya da bir şirket satışına yakın olduğunu söylüyor.

Ali Ülker ile Yıldız Holding'in önümüzdeki dönemde yürüteceği stratejiyi, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaları, İK'daki gençleşme politikasını, bisküvi ve çikolatada yürüteceği liderlik mücadelesini konuştuk...

-Dilerseniz Ülker Ailesi'nin sahip olduğu şirketler, faaliyet yürüttüğü alanlar, hissedarlık yapısının çerçevesini çizerek başlayalım.

Yıldız Holding, geçmişi 1944 yılına uzanan global bir Türk şirketi. Bugün 120'den fazla ülkede, 300'den fazla markamızla 4 milyar nüfuslu geniş bir coğrafyada faaliyet gösteriyoruz. Kökleri Türkiye'den beslenen, dalları ise dünyanın farklı coğrafyalarına uzanan global bir yapı içinde ülkemizi uluslararası arenada temsil ediyoruz. Türkiye'nin nesiller boyunca büyük bir beğeniyle tercih ettiği gıda-atıştırmalık ürünlerimizle ve Türkiye'nin her noktasındaki perakende şirketlerimizle dünyanın farklı coğrafyalarında ülkemizi temsil ediyoruz. Türkiye'yi merkeze alan holdingimiz, satış ve ihracat gelirleriyle ülkemize ekonomik anlamda önemli katkı sağlarken, global pazarda elbette liderliği hedefliyor.

-Dünya sıralamasında nasıl bir yere sahipsiniz, markaların hakim olduğu pazarlarda büyüme nasıl gidiyor?

pladis ile bugün tüm dünyada bisküvide en büyük ikinci, çikolatada ise en büyük yedinci üretici konumundayız. Atıştırmalık kategorisinde çikolata, sakız, bisküvi ve şekerleme gibi geniş ürün yelpazesinde 300 yıllık uluslararası tecrübesiyle pladis; 2016 yılında, merkezi İstanbul'da bulunan Yıldız Holding bünyesinde, grubun uluslararası atıştırmalık markaları arasında sinerjinin sağlanması ve global dünyada rekabet gücünün artırılması amacıyla kuruldu.

Yıldız Holding olarak bir zamanlar yerel bir atıştırmalık markası olan Ülker'e sahipken bugün küresel pazarlarda rekabet eden Ülker ile United Biscuits – McVitie's, DeMet's ve GODIVA'yı aynı çatıda buluşturduk. pladis bünyesinde, 120 ülkede satışta olan McVitie's; Türkiye ve Orta Doğu pazarlarında lider Ülker markası ve global pazarlarda rekabet eden Jacob's, go ahead! Carr's, Flipz, BN, Verkade gibi önemli markaları barındırıyor, aynı zamanda GODIVA'nın da sinerji ürünlerini üretiyor. pladis ve GODIVA operasyonları arasındaki sinerjileri arttırmak amacıyla bu iki şirketimizi aynı yönetsel çatı altında birleştirdik. pladis, Ülker ve McVitie's başta olmak üzere güçlü markalarıyla atıştırmalık kategorilerinde bulundukları pazarlarda lider konumda. 21 ülkede operasyonu, 11 ülkede toplam 25 fabrikası olan pladis, tüm dünyada yaklaşık 15 bin kişiye istihdam sağlıyor.

GODIVA ise premium çikolata kategorisinde dünyanın en tanınmış markalarından bir tanesi. Ülker Bisküvi, pladis'in lokomotif şirketi konumunda. Bu sayede önemli bir network'ün parçası olurken, ihracat ve üretimde de önemli avantajlar elde etti. Avrupa pazarları için İngiltere Manchester'da ürettiğimiz Jaffa Cakes'i Avustralya için Gebze'de üretip ihraç ediyoruz. Ürettiğimiz GODIVA markalı ürünler bugün tüm dünya marketlerinin raflarında. McVitie's Thins'in hem Ar-Ge'si hem de üretimi Türkiye'de yapılıyor.

-Her biri kendi alanında oldukça güçlü markalara sahip olan grubu dünyada tanımayan yoktur o halde?

Yıldız Holding bünyesinde konuşulan lisan sayısını bilmiyorum artık, Afrika ve Amerika'dan Çin ve Yeni Zelanda'ya kadar gidiyoruz. 80 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Artık dünyada birçok ülkede biliniyoruz. Bu nedenle küresel markaları satın alarak yakın coğrafyanın dışına çıktık ve globalleşmede çok önemli adımlar attık. Londra'nın merkezinde her gün Türk bayrağı dalgalanıyor, bizim için oldukça gurur verici.

-Önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerinize geçmeden önce bu yılı konuşalım, nasıl geçiyor 2023?

2023, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılı olması itibarıyla hepimiz için oldukça önemli bir sene. 2023; aynı zamanda Yıldız Holding ve şirketlerini, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına hazırlayacak yepyeni bir dönemin başlangıcı. Bizler Yıldız Holding olarak, odaklanma stratejimizle 2023 yılında da karlı büyümemizi sürdürürken, güçlü finansal performansımızla Türkiye ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyoruz. Türkiye'de ve faaliyet gösterdiğimiz tüm coğrafyalarda sürdürülebilir büyümemiz devam ediyor. Türkiye'de ve yurt dışı pazarlarımızda, güçlü pazar paylarımızı artırıyoruz. İhracatımız şirketimizin sağlam finansmanın itici güçlerinden biri oldu. Sürdürülebilir nakit akışımızın bize kattığı avantajla atıştırmalıktaki istikrarlı büyümemizi hız kesmeden sürdürmek istiyoruz. Odaklandığımız atıştırmalık sektöründe, üretimimizi artırırken; ihracat kanallarımızı da geliştirmeyi planlıyoruz. 2023'te tüm dünyada yaşanan ekonomik durgunluk, savaş ortamı, ülkemizdeki seçim takvimi ve mevcut ekonomik gündem kapsamında belirsizliklerle devam etti. Tüm bu zorlukların yanı sıra şubat ayında ülkemizde yaşanan deprem felaketi hepimizi derinden sarstı. Tüm bu zorlu sürece rağmen holding ve şirketlerimizde odaklanma stratejimizin de katkısıyla finansal istikrarımızı koruyoruz. Enflasyon hepimizi zorluyor ancak şimdi tüm iş dünyası el ele vermemiz, üzerimize düşen görevleri yapmamız gerekiyor.

-Bir davette mi bulunuyorsunuz?

Türkiye yukarıda bahsettiğim sıkıntıları başarıyla atlatarak yakın dönemde büyük bir stres testinden geçti. Seçimin sonucundan istikrar çıkması, gerekli ekonomik tedbirlerin alınması önümüzü görebilir hale getirdi. Kurda izlenen politikalar, kademeli faiz artırımı yavaş yavaş piyasada dengelenmeyi getirdi, yurtdışına pozitif yansıdı. Şimdi artık hep birlikte enflasyonla mücadele etmemiz lazım. Enflasyon beklentisi oluştukça fiyatlar önden gidiyor, bizlerin ticaret erbabı olarak fiyat hareketlerini aynı hızla ilerlemeden belirlememiz lazım. Ülkemizin büyüme hedeflerinden uzaklaşmadan; daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda atılacak her adımda bizler de üzerimize düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getireceğiz.

-Yıldız Holding olarak bu kapsamda neler yapıyorsunuz?

Gençler, ürünlerimizi tüketen en büyük paydaş grubu. Ürün ve hizmetlerimizi onların alım gücünü de düşünerek adapte ediyoruz. Daha sağlıklı olması ve daha düşük fiyatla satın alınabilmesi için porsiyonlarımızı küçülttük. Enflasyonu aşağı çekecek şekilde ortalamanın altında fiyatlar belirledik. Böylelikle rekabet ortamı oluşuyor ve tüketici lehine bir durum ortaya çıkıyor.

-Gelirleriniz bu stres testinden nasıl etkilendi?

Konsolide ciromuz Haziran 2023 itibarıyla, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 65 artışla 131,7 milyar lira olarak gerçekleşti. İlk altı aylık ihracatımız ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31 artarak 7,7 milyar lira oldu. İstikrarlı performansımızın da bir sonucu olarak Eylül 2023 itibarıyla sendikasyon öncesi 7 milyar dolar olan borcumuzu yaklaşık, 1 milyar dolara indirdik. Bu senenin sonuna kadar 250 milyar lira ciro rakamına ulaşmayı hedefliyoruz. Realize olan enflasyonun üzerinde bir büyüme yakalıyoruz. Karlılığımızı muhafaza edeceğiz.

-2024 bütçesinin hazırlanmaya başladığı bir dönemdeyiz, gündeminizde neler var? Bütçeyi hazırlarken hangi riskleri ve hedefleri değerlendiriyorsunuz?

Dünya bir belirsizlik sürecinden geçiyor. Küresel ve jeopolitik riskleri bir arada ele aldığımızda, dünyanın ve ülkemizin kolay bir dönemden geçmediğinin farkındayız. Artık yeni bir çağdayız, farklı bir sistemin içindeyiz. Bu çağı eski sistemlerle yönetmek mümkün değil. Disruptive olmalısınız yıkıp yeniden kurabilmelisiniz. Sınırlara takılmadan, 'outside the box' (sıra dışı) düşünebilmelisiniz. Bizler de bu anlayıştan hareketle, küresel salgının hayatımıza girdiği ilk günden bu yana kişisel alışkanlıklarımızdan iş yapış şekillerimize kadar pek çok değişikliği aynı anda yaşadık, bir dönüşüm sürecine girdik. Bu süreç tüm dünya için olduğu kadar Yıldız Holding için adeta bir tatbikat niteliği taşıdı. Yaşanan bu sarsıcı deneyim tüm dünyaya sürdürülebilirlik çalışmalarının önemini bir kez daha gösterdi.

Hiç kuşkusuz, işimiz birçok küresel trendin etkisiyle şekilleniyor ve dönüşüyor. Artan nüfus, iklim değişikliği, değişen küresel ekonomik dengeler ve teknolojik gelişmeler gibi trendler işimizin geleceğini yakından ilgilendiriyor. Salgın süreci inovasyonun şirketler için bir tercihten çok, zorunluluk olduğu gerçeğini net bir şekilde gözler önüne serdi. Bu gerçekten hareketle tüketicilerimizin değişen ihtiyaçlarını önceliklendirmeye, omni-channel (bütüncül kanal) yapılara ve yeni iş modellerine büyük önem veriyoruz. Gelecek dönemde yapay zeka, otomasyon, RPA (robotik süreç otomasyonu), büyük veri ve ileri analitik gibi teknolojilerden çok daha fazla faydalanmayı öngörüyoruz. Ayrıca salgın sonrasında ne tür koşullar ortaya çıkarsa çıksın, resilience olarak adlandırdığımız esneklik ve dayanıklılık özelliğimizin de büyük katkısıyla değişimlere hızla uyum sağlayacağımıza inanıyorum.

-Her kurum gibi sizin de muhakkak yıllık hedefleriniz gibi orta vadeli üç ila beş ya da 10 yıllık hedefleriniz vardır. Bunlardan biraz söz eder misiniz? Yıllık gerçekleşmelerin dışında göreve geldiğinizden bu yana Yıldız Holding olarak orta ve uzun vadeli hedefleri gerçekleştirme açısından neredesiniz?

Küresel pazarlarda atıştırmalık alanındaki istikrarlı büyümemizi hız kesmeden sürdürmek istiyoruz. Yurt dışında faaliyet gösteren GODIVA ve pladis şirketlerimizle yeni pazarlar, yeni potansiyeller oluşturmayı, tüketiciyle daha yakın iletişime geçmeyi, global markalarımızı daha da güçlendirmeyi arzu ediyoruz. Aynı zamanda değişen tüketici trendleri ve pazar dinamikleriyle oluşan yeni fırsat ve iş modellerine uyum sağlıyor ve bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Öte yandan müşterilerimizle, tüketicilerimizle, çevreyle, toplumla, doğayla sürdürülebilir ve saygıya dayalı ilişkiler kurma önceliğimizi de koruyoruz. Sürdürülebilirliği Yıldız Holding'de değerlerimizin parçası ve iş yapma biçimimiz olarak görüyoruz. Yıldız Holding'i geleceğe taşıyacak çalışmaları önceliklendiriyor, bu kapsamda tüm şirketlerimiz ve fonksiyonlarımızda uzun vadeli ve zorlayıcı hedeflerle sürdürülebilirlik stratejimizi güncelliyoruz. Küresel operasyonlarımızı, tüm holding şirketlerimizi, fonksiyonlarımızı ve paydaşlarımızı da kapsayan geniş bir çerçeve içinde ve güçlü iş birlikleriyle sürdürülebilirlik rotamızda daha etkin bir şekilde ilerlemeyi hedefliyoruz. Mevcut işlerimizi, daha fazla sinerji ve değer yaratma amacıyla ve iş modellerini yeniden tasarlamak suretiyle dönüştürmeye devam edeceğiz.

-Bu dönüşüm stratejisinin neresindesiniz?

Türkiye'de 52 kategoride faaliyet gösteriyorduk ve 82 fabrikamız vardı. Kişisel bakım, hijyen, içeceğin de aralarında olduğu bu yapıyı 2012'de sadeleştirme kararı aldık. Bu kapsamda birçok sektörden çıktık, ana işimizi gıda ve perakende olarak belirledik. Artık ata işimiz olan atıştırmalık ana işimiz. Bu strateji ile cironun yüzde 40'ı karın ise yüzde 60'ı atıştırmalıktan geliyor. Perakende çok hızlı büyüdü. Diğer taraftan varlık satışlarına devam edeceğiz. Gözde Girişim'in olgunlaşmış iştirakleri var bunları satmayı düşünüyoruz. Yeni iş alanlarını yakından takip ederek, bireysel ve organizasyonel planlarımızı bu doğrultuda hayata geçirmeye devam ediyoruz. Aynı zamanda otomasyon ve dijital süreçler için yeni fırsatları da belirliyoruz.

-Orta ve uzun vadede neler hedefliyorsunuz?

Yeni iş birlikleri, çoklu kanal stratejisi ve e-ticaret alanlarına yoğunlaşıyoruz. Müşterilerimize ve tüketicilerimize erişim kanallarımızı çeşitlendiriyoruz. Önümüzdeki dönemde de değişen koşullara adaptasyonumuzu kolaylaştıracak çevik iş modelleriyle birlikte tüm faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde başarı hedefimizi sürdüreceğiz. pladis'i global çerçevede daha da güçlendirmek için büyüme fırsatlarını değerlendiriyoruz. Bu bağlamda, yeni coğrafyalara açılma veya farklı atıştırmalık segmentlerinde büyüme amacıyla tamamlayıcı şirket satın alımları yapabiliriz. Yıldız Holding'in bulunduğu yerden memnunuz. Ancak yerimizde saymak gibi bir niyetimiz yok.

-Yeni yatırım ve yeni iş birlikleri olacak mı?

Türkiye'yi merkeze alan Holdingimiz, satış ve ihracat gelirleriyle ülkemize ekonomik anlamda önemli katkı sağlarken, global pazarda da daima liderliği hedefliyor. Tecrübemizle büyüttüğümüz katma değerli işletmeleri, kârlılık seviyesi yüksek şirketler olarak satıyor ve ana işlerimize kaynak sağlıyoruz. Girişim sermayesi şirketimiz Gözde Girişim aracılığıyla fırsat gördüğümüz alanlarda, gelişme potansiyeli taşıyan veya yapılandırma ihtiyacı olan şirketlere yatırım yapıyoruz. Ayrıca Gözde Girişim çatısı altında, teknoloji girişimlerine yatırım yapmak üzere Gözde Tech Ventures'ı kurduk. Böylelikle, hem ana iş kollarımızı desteklemeyi ve dönüştürmeyi, hem de finansal getiri elde etmeyi hedefliyoruz. Yine bu bağlamda, Yıldız Holding bünyesinde kurduğumuz Yıldız Tech hem grup içine hem de grup dışına hizmet vermek suretiyle, özellikle veri analitiği ve e-ticaret alanında yenilikçi çözümler üretmeye devam ediyor. Türkiye'den dünyaya yazılım ve uygulama ihraç etmek gündemimizde.

-Yakın gelecek stratejileriniz arasında ya da hali hazırda yürüttüğünüz inorganik büyüme planlarınız var mı?

Birinci önceliğimiz sürdürülebilir organik büyüme olacak. Gıda ve gıda perakendesi sektörleri, ana odağımız olmayı sürdürecek. Atıştırmalık kategorilerinde ise global olarak büyüme hedeflerimizi koruyoruz. Önümüzdeki dönemde odağımızda olmayan işlerden çıkış yapmayı ve buradan elde ettiğimiz kaynağı ana işlerimizi büyütmek için kullanmayı hedefliyoruz. Bu stratejik öncelikler çerçevesinde portföyümüzü dinamik olarak yönetmeye devam edeceğiz. Lokal piyasada, Türkiye'de hem gıda iştiraklerimiz hem de perakende ile büyümeye devam edeceğiz.

-Geleceği şekillendirirken hangi dinamikleri takip ediyorsunuz?

Kuruluşumuzdan bu yana 'israfsız şirket' modeliyle faaliyetlerimizi yürütürken sürdürülebilirlik çalışmalarımızı işimizin merkezinde tutuyoruz. Dünyada gıda sektöründe bazı dinamikler köklü değişimlerden geçiyor. Bizler bu dinamikleri yakından takip ediyoruz. Özellikle son yıllarda tüketicilerin güvenilir ve yıllardır kendisiyle olan markalara ilgisinin arttığını söyleyebiliriz. Gözlemlediğimiz başka bir trend ise, gıda konusunda tüketicilerin yerel markaları tercih etmesi oldu. Bu arada satış kanallarında da dikkate değer değişimler oldu. Atıştırmalık ürünlerin satışında e-ticaret kanalının payında da kayda değer bir artış yaşandı. E-ticaretin kullanımında yaşanan bu artış, bundan sonrası için de sık karşılaşacağımız tüketici eğilimlerinden biri olacak. Biz de bu alana yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Tüketicilerimizin online/offline tüm kanallarda ürünlerimize kolayca ulaşmalarını sağlıyoruz. Çoklu kanallarda, doğru portföyle yer almaya büyük bir önem veriyoruz.

Türkiye merkezli global büyüme

-YıldızHolding'in ana iş stratejisi; Türkiye'yi merkeze alan, beraberinde de tüm dünyayı kapsayan global bir yapıda faaliyet göstermek.

-Bundan sonraki süreçtede Türkiye'yi daha güçlü bir üretim ve ihracat merkezi haline getirme önceliğimizle hem yurt içinde hem de yurt dışı pazarlarda sürdürülebilir büyümeyi amaçlıyor.

-21'i yurt dışında ve 25'i Türkiye'de olmak üzere toplam 46 fabrika ve 75 binin üzerinde çalışana sahip. 4 milyar kişiye ulaşıyor.

-Odaklandığı gıda ve perakende alanlarında kaynak yaratmaya ve organik büyümeye devam ediyor.

-2022 yılı konsolide cirosu yüzde 94 artışla 194 milyar liraya, ihracatı ise yüzde 105 artış ile 12,3 milyar liraya ulaştı.
-2018-2022 yıllarını kapsayan beş yıllık dönemde yurt içinde ve yurt dışında toplamda 9,4 milyar liralık yatırım gerçekleştirdi. 2023'te Türkiye için bütçelenen yatırım tutarı 4,4 milyar lira.

Holdingimiz gençleşiyor

Genç istihdamı konusunda grupta önemli bir değişikliğe gittik, tecrübeli yetenek yerine yeni mezunlara kapımızı açtık. Genç yeteneklere staj ve istihdam imkanı sunuyoruz. Şirketin kültürüyle yetişip gelişmesini desteklediğimiz bir İK politikası yürütüyoruz. Staj programımıza 30 bin müracaat aldık, 80 genci kabul ettik. Kendini gösterenlere iki ay içinde iş teklifi yapıyoruz. Buradan yurt dışındaki operasyonlarımıza katılma imkanı da sunuyoruz. Grubun gençleşmesi, dinamikleşmesi söz konusu.

Nihai amaç karlılık değil

2020'nin başında yönetim kurulu başkanı olduğumda, "Yıldız Holding için karlılığın nihai bir amaç olmadığını ve önümüzdeki dönemde daha çok sosyal konulara odaklanmak istediğimi" ifade etmiştim. Bugün Yıldız Holding ve şirketleri bu anlayışla yönetiliyor. Karlılığı elbette önemsiyoruz, çünkü sosyal hedeflerimize ulaşmamızı sağlıyor. Önümüzdeki dönemde finanstan tüketime, üretimden tedarik zincirine, mağazalardan sosyal sorumluluğa kadar her alanda sürdürülebilirlik eksenli projelere ağırlık vereceğiz.

Dedemle balkon sohbetleri

Dedemle akşam yemeklerinden sonra aile ortamından uzaklaşıp balkona çıkar uzun sohbetler ederdik. Bu balkon sohbetlerinden birinden edindiğim güzel bir nasihat var: Kulakları tıkamak. Şimdiki tanımıyla toksik iletişimden uzak kalmak... 94 yılını hatırlarsanız, yüzde 100'ün üzerinde enflasyonun olduğu dönem. Gün boyunca bakkalları gezmiştim, akşam olunca gösterdiğim performansı Sabri Bey'e satmam lazım, anlatmaya başladım: "Ortalık yangın yeri herkes şikayet ediyor, esnaf işler iyi gitmiyor diye veryansın ediyor." Dinledi ve dönüp, "Bitti mi evladım" dedi: "Etrafı bu kadar dinlersen iş yapamazsın. İşini etkileyeceklerin notunu al onu hallet, gerisini dinleme." Gerçekten de şikayet etmek yerine çalışmak üretmek lazım.

Dünyanın yükünü yürüyerek atıyor

Merhum Sabri Bey'den öğrendiğim gibi, işimi her an "yaşıyorum". Üst yönetim pozisyonundaki kişilerin mesaisi bitmez, çünkü aklımız sürekli iştedir. Çok geniş bir coğrafyada iş yaptığımız için herhangi bir ülkedeki yerel bir sorun bile omuzlarımıza dünyanın yükü olarak geri dönebiliyor. Stres atmak için doğaya, dağa kaçıyorum. Değişik rotalarım var ve uzun saatler yürüyorum. Armutlu'da bir çiftliğim var, Bülent Bulgurlu'dan ilham aldım, 4 bin tane ceviz ağacı diktim. Onları yetiştiriyorum. Şu anda imkan bulamıyorum ama emeklilikte en sevdiğim hobilerimden balık tutmaya dönebilirim.

BİZE ULAŞIN