Duracell’in esnek çalışma modeli tuttu

Pandemi döneminde evden çalışmaya geçen şirketlerin bir kısmı, bu modeli kalıcı hale getirdi. Bu firmalardan biri de dünyaca ünlü pil üreticisi Duracell. Bu modele çalışanlarıyla yaptığı anketler sonucu geçen firma, başlattığı "Future of Work" projesiyle önemli başarılara imza atmış durumda.

Duracell Türkiye Genel Müdürü Kerem Sinanoğlu, "Future of Work" projesiyle esnek çalışma dönemine geçtiklerini belirterek, "Özellikle İstanbul gibi büyük kentlerde yaşayanların en büyük sorunu olan ulaşım süresi gibi verimliliği azaltan etkenleri ortadan kaldıran bu model, çalışanların iş ve özel yaşamları arasında sağlıklı bir denge kurmasına yardımcı oluyor. Duracell Türkiye, Türkiye'de esnek çalışma kültürünü kalıcı olarak uygulayan ilk şirketlerden biri olurken bununla birlikte aynı zamanda Duracell'in tüm ülke birimleri arasında bu yeni modele geçen ilk ülke oldu" dedi.

Ülkemizi ve tüm dünyayı olumsuz etkileyen pandemi döneminde, diğer pek çok firma gibi evden çalışma şekline geçtiklerini hatırlatan Sinanoğlu, pandemi sürecinde başlayan uzaktan çalışma modelinin, değişen koşullar, çalışanlardan gelen geri bildirimler, verimlilik, karlılık gibi pek çok sebeple zaman içinde hibrit hale dönüştüğünü söyledi. Sinanoğlu, "Biz bu dönemde tüm çalışanlarımıza, global düzeyde düzenli aralıklarla nabız yoklama anketleri yaptık. Yaptığımız anketlerin sonucunda, çalışanlarımızın yüzde 95'i, uzaktan çalıştıklarında eşit derecede veya daha verimli olduklarını söylerken, haftada bir veya iki kez yüz yüze görüşmenin önemli olduğunu belirtti. Future of Work projesi ile birlikte Duracell çalışanları, kalıcı olarak esnek bir çalışma düzenine geçmiş oldu. Esnek çalışma düzeni, ekip verimliliğini artırdığı sürece çalışanların evden veya istedikleri her yerden çalışmasına olanak tanıyor. Fiziksel katılımın uzaktan etkileşime göre daha fazla değer yarattığı durumlarda ise Ataşehir'deki genel merkezde toplantılara katılmak mümkün olabiliyor. Bunun yanında İstanbul genelinde 10 farklı konumda bulunan ortak çalışma ofislerinden de faydalanabiliyorlar. Bu noktada hazır ofis sistemi sağlayan bir firma ile anlaşma yaptık ve o şekilde devam ediyoruz" diye konuştu.

Çalışanlara her türlü destek sağlandı

Evden çalışma modelini verimli hale getirmek için de çalışanlara destekte bulunduklarını kaydeden Sinanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Duracell, tüm çalışanlarımızın ofis konforunu ve üretkenliğini evlerinde de yaşayabilmeleri ve sürekli bağlantıda kalabilmeleri için, zaten mevcut olan laptop ve şirket cep telefonlarının yanı sıra, çalışmaya uygun ergonomik masa, sandalye, kilitli dolap, ayaklık, monitör, internet, fanlı laptop standı, kulaklık gibi ihtiyaçlarını da temin ettik.

Çalışana duyulan güvenle başlayan bu yeni sürecimiz ile esnekliği, üretkenliği, kısıtlı lokasyonlardan ayrılarak bağımsız hareket edebilmeyi sağlamış olduk. Yeni çalışma modelinde, ekip çalışması ve etkileşim sağlamak için ortak çalışma saatleri belirlenirken, çalışanlara, iş yoğunluklarına göre zaman yönetimi özgürlüğü tanındı. Esnek çalışma kültürü, çalışanlarımızın motivasyon ve verimliliğini olumlu yönde etkilerken iş ve yaşam dengesine büyük katkı sağladı. Artık çalışanlarımız trafikte geçirdikleri zamanın yerine sporu koyabiliyor, ailelerine ve kendilerine daha çok vakit ayırabiliyor. Teknolojik inovasyonlarımızda olduğu gibi, yeni iş yapış şekillerine uygun olarak hayata geçirdiğimiz çalışma modeliyle de iş dünyasına öncülük etmekten büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz."

Duracell'in çevre dostu bir şirket olduğunu ve sürdürülebilirlik konularında da çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Sinanoğlu, Duracell'in pil markaları arasında sürdürülebilirlik raporu olan ve karbon ayak izini ölçümleyip takip eden ilk marka olma özelliğine sahip olduğunu belirtti. "Uzun Ar- Ge çalışmalarımız sonunca ortaya çıkardığımız yeni ürünümüz Duracell Optimum'u geçtiğimiz sene tüketicilerimizin kullanımına sunduk. Verimsiz teknoloji ile üretilen piller ile karşılaştırdığınızda 1 adet Duracell Optimum pil, 30 adet sıradan pilin verdiği enerji verebiliyor*. Böylelikle daha az atık pil çıkararak aslında hem bütçemize hem de dünyaya verdiğimiz zararı ortadan kaldırmış oluyoruz" diyen Sinanoğlu, "Tüm bunlarla birlikte, fabrikalarımızda üretim enerjimizi de tamamen yenilenebilir enerjiden oluşturduk ve dünya standartlarına uygun sorumluluk sertifikaları aldık. Sürdürülebilirlik konusu bizim için çok önemli ve bu konuya her zaman büyük bütçeler ayırmaya özen göstererek yeni ürünlerimizi de bu doğrultuda üretmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Atık pilleri toplamak amacıyla geçen yıl bir kampanya başlattıklarını da kaydeden Sinanoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"GÖZDER ile yapmış olduğumuz proje yaklaşık 1,5 yıl sürdü. Bizim için çok verimli ve çok memnun kaldığımız bir proje oldu. İlk başta hedefimiz 4 ton pil toplamaktı. Ancak bundan çok daha fazlasını başardık ve 6,5 tondan fazla pil toplayarak 3.500 adetten fazla beyaz bastonu görme engellilere ulaştırdık. Bununla birlikte insanların kullandıkları pilleri geri dönüşme gönderme motivasyonunu arttırmak için de yeni bir kampanya başlatma kararı aldık. Kullanıcılarımıza, atık pillerini Migros mağazalarında bulunan atık pil kutularına getirmelerini söylüyoruz ve biz de Duracell olarak toplanan bu pillerin karşılığında, dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara bilim seti ulaştırma sözü veriyoruz.

Bu bilim setleri ile de çocuklara "Daha Fazlasını Yapma Gücü" vermek istiyoruz. Dezavantajlı bölgelerde okuyor olmaları ya da maddi güçlerinin yetersizliği karşısında var olan potansiyellerini kaybetmelerini istemiyoruz. İçlerinde gücü onlara göstermek ve destek olmak buradaki tek motivasyonumuz."

Hedefinde 4 bin çocuk var

"18 Şubat Dünya Pil Günü" çerçevesinde 1500 çocuğa ulaşacak şekilde bir proje de başlattıklarını vurguluyan Sinanoğlu, "Hedefimiz 4 ton pil karşılığı 4 bin çocuğa bilim setlerini ulaştırmak. Bundan sonrası, atık pillerini Migroslardaki kutulara getirecek olan tüketicilerimizin desteğiyle gerçekleşecek. Hedefimiz yıl sonunda, toplanan atık pillerin karşılığında 4 bin öğrenciye ulaşmış olmak. Çocuklarımızın bu bilim setleriyle, dünya için iyi şeyler yapma konusunda motivelerinin artmasını, öğretmenleri eşliğinde keşfetmenin ve icat etmenin gücünü tatmalarını amaçladık. Bu setlerin bilim danışma kurulunda Prof. Dr. Aziz Sancar, Prof. Dr. Mehmet Toner gibi çok kıymetli isimler var. Erken yaşta bilimle buluşan çocuklar, günümüzün sorunlarına teknoloji temelli köklü çözümler üretebilir. Üstelik sadece setler okullarla buluşmuyor. Sonrasında yıl boyu öğretmenlerimizin online platformlarda eğitimi ve yine yılda bir kez düzenlenen bilim şenliğinde projelerin paylaşılması evreleri de var. Biz de Duracell olarak set gönderdiğimiz okullardaki öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizle Duracell gönüllerinin verdiği sürdürülebilirlik eğitimlerinde buluşacağız" diye konuştu.