İstanbul sanayicisi bankacılarla buluştu

09:24 - 25.01.2023, Çarşamba

İstanbul Sanayi Odası, bankacılarla buluştu. İSO Meclisi'nin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar'ın katılımıyla gerçekleşen ocak ayı olağan toplantısı, "Katma değerli üretim, teknoloji yoğun sanayi ve güçlü bir ekonomik gelecek için nitelikli, sürdürülebilir, ulaşılabilir finansmanın önemine odaklanmak" ana temasıyla gerçekleştirildi.

İstanbul Sanayi Odası Meclisi, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) yönetimi ile bir araya geldi. İSO Meclisi'nin Ocak ayı toplantısının açılışında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, finansman alanında bazı önemli sorunlar yaşadıklarını kaydederek, dünyada yaşanan değişim ve belirsizlik süreçlerine karşılık daha çok dayanışma içinde olmaları gerektiğini söyledi.

Zor bir yılı geride bıraktıklarına işaret eden ve enflasyonun artması ile finansal koşullardaki sıkılaşmalara değinen Bahçıvan, "Gelinen noktada koşullar hala zorlayıcı olsa da; birkaç ay öncesine göre karamsarlığın hafiflediğini görüyoruz. Enflasyon, ABD ve Avro Bölgesi'nde zirve seviyelerden düşüşe geçti. Faiz artırımları muhtemelen önümüzdeki aylarda sonlandırılacak. Yine de faizler en iyimser tahminle yılın büyük bölümünde yüksek seyrini koruyacak. Yani finansal koşullar sıkı kalmayı sürdürecek." diye konuştu.

Bahçıvan, dünya ekonomisinin geleceğine yönelik yapısal tartışmaların giderek yoğunlaştığını belirterek, rekabet koşullarının daha da zorlaşacağını ve Türkiye için de önemli risk, zorluk ve fırsatlar doğacağını anlattı.

Bu yıla yavaşlayan büyüme ve yüksek enflasyonun yarattığı makro ekonomik kırılganlıklarla girdiklerini dile getiren Bahçıvan, "Yılın ilk yarısında ihracatın yavaşlamayı sürdürmesi, ikinci yarısında ise küresel ekonomide beklenen toparlanma ve iç talepteki canlılığın da etkisiyle ekonomimiz 2023'te de büyümeyi sürdürecek. Yine de 2022'ye göre iyileşse de yüksek enflasyon ve cari açık temel gündemimiz olmaya devam edecek gibi görünüyor." ifadelerini kullandı.

"SANAYİMİZ FİNANSMANMANA ERİŞİMDE HALEN YETERLİ DESTEĞİ BULAMIYOR"

Erdal Bahçıvan, Türk sanayi sektörünün tüm dünyada taşların yerinden oynadığı bir yılda üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buna karşılık, olumlu yöndeki tüm çabalara rağmen sanayimiz finansmana erişim noktasında hala yeterli desteği bulmakta zorlanıyor. Daha önce ifade ettiğim bir konuyu yeri gelmişken bir kez daha vurgulamak istiyorum. 2022 aynı zamanda para politikasında 'ikili' bir görünümün ortaya çıktığı bir yıl oldu. Bir yandan, yılın ikinci yarısında faiz indirimleriyle finansman maliyetleri düşürüldü ve politika faizi yılı yüzde 9 ile tek hanede kapattı. Ancak diğer yandan devreye alınan çok sayıda düzenlemeyle finansmana erişim daha da kısıtlandı. Bu kısıtlama, deyim yerindeyse, maliyetteki düşüşün önüne geçen bir hal aldı. İSO olarak, Türkiye Ekonomi Modeli ve onun temel unsurlarından olan liralaşma stratejisi çerçevesinde, kredilerin amacına uygun kullandırılması ilkesini desteklediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum."

"KREDİ PROSEDÜRLERİ REEL SEKTÖRÜ ADETA YILDIRMA NOKTASINA GETİRİYOR"

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, finans kesimi ile reel sektörün birbirleriyle sağlıklı bir eşgüdüm içinde çalışmasının çok önemli olduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Fakat, son dönemde devreye alınan birçok tedbirin öngörülemezliğe yol açtığı ve hem reel sektör hem de bankacılık sektörü açısından yorucu bir hal aldığına tanık oluyoruz. Bugün kredi prosedürleri, reel sektörü adeta yıldırma noktasına getiriyor. Uygulanmakta olan prosedürler bitmek bilmezken, kredinin aktif hale gelmesi de bir türlü gerçekleşemiyor.

Diğer yandan sanayicimizin artan maliyetleri, işletme sermayesi ihtiyacı ve yatırım arzusu nedeniyle kredi talebi büyürken; bunun karşısında bazı bankaların kredilerde daha tutucu davrandığını da gözlemliyoruz. Nitekim bankacılık sektöründe kredi/mevduat oranı, 2018 ortalarında yüzde 120'lere kadar çıkmışken 2019'dan itibaren, pandemi dönemi hariç, düşüş trendi göstermiş ve günümüzde yüzde 85'lere kadar gerilemiştir."

Bahçıvan, komisyon adı altında uygulanan endirekt faizlere dikkat çekmek istediğini belirterek, tabela faizlerinin komisyon adı altındaki uygulamalarla artırılmasının reel kesimde ciddi rahatsızlık oluşturduğunu vurguladı.

Erdal Bahçıvan, "Liralaşma ve kredilerin amacına uygun kullandırımı ilkesi kapsamında, gerçekten döviz ihtiyacı olan ve kredibilitesi yüksek firmalarımızın mağdur edilmemesi, deyim yerindeyse kurunun yanında yaşın da yanmaması gerektiğinin altını da hassasiyetle çizmek istiyorum." şeklinde konuştu.

"KGF PAKETİ SANAYİCİLERİMİZE BİR NEBZE DE OLSA SOLUK ALDIRACAK"

Erdal Bahçıvan, bankalar tarafından verilen ticari kredilerin alt başlıklarında yatırımlarla ilgili bir başlık bulunmadığını belirterek, "Böyle bir başlığın bulunmaması üretim hayatımız, nitelikli krediler ve yatırımlarla ilgili analizlerde zafiyet yaratmaktadır. BDDK ile yapılacak koordineli çalışma sonucunda ticari kredilerle ilgili böyle bir başlığın açılmasının da faydalı olacağını değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.

Kredi Garanti Fonu desteğiyle hayata geçirilen 14 yeni paketle 250 milyar TL'lik bir kredi hacmi oluşturulduğunu anımsatan Bahçıvan, kredilerin, yatırım ve proje finansmanından dijital dönüşüme, bölgesel odaklı KOBİ desteğinden yeşil dönüşüm ve enerji verimliliğine kadar farklı tematik alanları kapsayacak şekilde ayrıştırılmasını değerli ve ümit verici bulduklarını vurguladı.

Bahçıvan, "Ekonominin birçok farklı kesimine kaynak sağlayan bu destekler, biriken maliyetler karşısında sanayicilerimize bir nebze de olsa soluk aldıracaktır. Bu çerçevede KGF'nin daha uzun vadeli, daha nitelikli kredilerin teminat yolu olması noktasındaki talebimizi burada bir kez daha yinelemek istiyorum." açıklamasında bulundu.

Kısa vadede atılması gereken adımların yanı sıra finansmana erişim sorununun daha uzun vadeli bir bakış açısıyla da ele alınması gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, bu konudaki görüşlerini paylaştı.

Bahçıvan, Türkiye ekonomisinin kredi arzı arttığında hızlanan, kredi akışı yavaşladığında duran bir yapıdan çıkması gerektiğinin altın çizerek, "Bu bağlamda, şirketlerimizin sermaye yapısını ölçek ekonomisi kanalıyla güçlendirmek açısından birleşme ve satın almaları özendirici politikaların önemli olduğuna inanıyoruz." diye konuştu.

"EKONOMİ POLİTİKALARIMIZI 'DOĞA-POZİTİF' ANLAYIŞI ÜZERİNE İNŞA ETMELİYİZ"

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, gezegenin artık bir varoluş sorunuyla karşı karşıya olduğunu, zamanın daraldığını, her geçen gün bilim insanlarının geri dönülemez olarak niteledikleri noktaya bir adım daha yaklaşıldığını belirterek, olumsuzlukları şimdiden yaşamaya başladıklarını söyledi.

Kuraklık ve barajlarda giderek azalan su miktarlarıyla ilgili haberlerin ciddi kaygılar yarattığını dile getiren Bahçıvan, yatırımların finansmanında sürdürülebilirliğin artık belirleyici kriter olarak öne çıktığını, yeni denklemde rekabetçiliğin temel unsurunun sürdürülebilirlik üzerinden şekillendiğini anlattı.

Bahçıvan, Türkiye olarak, yeni küresel düzende öncelikleri yeni baştan tasarlamalı, ekonomi politikalarını "doğa-pozitif" bir anlayış üzerine inşa etmeleri gerektiğini bildirdi.

"2022'Yİ YÜZDE 5 CİVARINDA BİR BÜYÜME İLE KAPATACAĞIZ"

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar ise, İSO'nun ve İstanbul'un ülke ekonomisindeki önemine işaret ederek, gerçekleştirdiği sunumda Türkiye ve dünya ekonomisi ile bankacılık verileri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

TBB Başkanı Çakar, 2021 yılının bu şekilde gelişmelerle tamamlanmasının ardından 2022 yılında Rusya-Ukrayna savaşının ortaya çıktığını hatırlatarak, savaşın getirdiği ekonomik etkilere değindi.

Bu sebeplerden dolayı tüm dünyada enflasyonun bir gerçeklik olarak ülkelerin karşısına çıktığına işaret eden Çakar, şunları kaydetti:

"Yüzde 3,1 olan enflasyon gelişmekte olan ülkelerde yüzde 7,2'ye çıktı. Biz de yılı yüzde 64 ile kapattık ancak yıl içerisinde 85'e gidip 64'e gittik. Avrupa'da şu an ortalama yüzde 7 civarında, ABD'de yüzde 6,4 civarında bir enflasyondan bahsediyoruz. Tedarik zinciri henüz düzeldi mi? Maalesef tam aslında sistemin net olarak işlediğini ve akışkan olduğunu söyleyemeyiz ama bu dönem bir önceki yıla göre dünyada genel ticaret hacminde yüzde 4,3, büyümenin yüzde 3,2 civarında gerçekleştiğine şahit olduk. Bizim ülkemizde de 2022 yılını yüzde 5 beş civarında bir büyümeyle kapatıyor olacağız.

Bizim ülkemizin geleneksel büyümesi yüzde 5 civarında. Geçen sene bu büyüme dolayısıyla hatırlayıp 1 milyon 600 bin civarında istihdam sağlandı. Borçluluk oranı tüm dünyada yükseldi ama Türkiye özelinde şunu söylemem lazım; kamu borç stoku 2021 yılında yüzde 40 küsür iken bu sene yüzde 36-37 civarında kapattık. 2022'de tüm dünyada olduğu gibi hem talep hem maliyet enflasyonun üst üste bindiği bir yıl yaşadık. Önümüzdeki süreçte tüm dünyada enflasyondaki düşüşleri göreceğiz, Türkiye'de de enflasyon düşüşünü hep beraber müşahede edeceğiz."

2023 yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Çakar, "Dünya ekonomisinin bilinen nedenlerden dolayı bir önceki yıla göre kısmen küçüleceği, yüzde 2,7 civarında büyüyeceği öngörülüyor. Enflasyonun yüzde 4,4 civarında şekilleneceği, bizim ülkemize gelince otoritenin öngördüğü büyüme yüzde 5. Enflasyon en son strateji belgesinde yüzde 24 civarında öngörüldü. Bu dünya koşullarına bağlı olarak şekillenecektir ama ben de enflasyonun bugünkü olan 64 seviyesinden çok ciddi anlamda düşeceğini öngörüyorum ve öyle olacağı kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.

"2022'DE GERÇEK VEYA TÜZEL KİŞİLERE 2,6 TRİLYON KREDİ KULLANDIRDIK"

Bankacılık sektörünün temel verileri hakkında İSO üyelerine bilgi veren Çakar, Türk bankacılık sektöründeki toplam özkaynağın 1,6 trilyon TL olduğunu söyledi.

Alpaslan Çakar, şu bilgileri verdi:

"2022 yılında gerçek veya tüzel kişilere 2,6 trilyon TL kredi kullandırdık. Bunun ticari işletmeleri ilgilendiren boyutu da 2,1 trilyon TL. Ticari firmalara, reel sektöre TL cinsinden kullandırılmış olan kredi 1,7 trilyon TL. TL ticari kredilerdeki artış yüzde 93. Büyük işletmelere verdiğimiz kredi artışı yüzde 85, KOBİ'lere verilen kredilerin artışı yüzde 104 civarında. 2022 yılı KOBİ yılı denebilir, KOBİ'lere en çok kredi kullandırdığımız yıl oldu. Enflasyon oranının yüzde 64 olduğu dikkate alındığında, özellikle KOBİ'lere enflasyonun üzerinde bir kredilendirme söz konusudur. Bunu somut olarak ortaya koyuyoruz. 2022 yılında ciddi bir kredilendirme söz konusu oldu."

Çakar, İstanbul ili özeline de değinerek, "TL kredilerin yüzde 39'u, yabancı kredilerin yüzde 81'i, toplam kullandırılmış kredilerin 53'ü İstanbul'da." dedi.

Bundan sonra yapılacak çalışmalar hakkında bilgi veren Çakar, bankacılık sektörü olarak ülkenin büyümesinden beslenip, büyümeye de katkı verdiklerini söyledi.

Çakar, bankacılık sektörünün ülkenin büyümesini finanse edecek güçte olduğunun altını çizerek, bundan böyle de paydaşlarına katkı vermeye devam edeceklerini dile getirdi.

Toplantıya, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney ve Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası AŞ Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop da katıldı.

BİZE ULAŞIN