İhracatçı, Birleşik Krallık için 433 ürüne odaklanacak
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, Türkiye'nin Birleşik Kralık'ta rekabet üstünlüğüne sahip olduğu 433 ürünü tespit ettiklerini belirterek, "Söz konusu 433 ürünün sektörlerini incelediğimizde, kimyevi maddeler, otomotiv ve hububat sektörlerinin öne çıktığını görüyoruz. Halihazırda uzmanlaşmış olduğumuz, rekabet gücünü elimizde bulundurduğumuz bu ürünleri Birleşik Krallık'a ihraç etmemek için hiçbir sebep bulunmuyor." dedi.
TİM'den yapılan açıklamaya göre, TİM Export Talks buluşması kapsamında AB'den ayrılan Birleşik Krallık, bu ülkeyle 2020 sonunda yapılan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ve ihracat potansiyeli mercek altına alındı.
Etkinlikte konuşan TİM Başkanı Gülle, Türkiye-Birleşik Krallık ilişkilerinin 16. yüzyıl sonlarına uzandığını, bu köklü ilişkiler neticesinde Birleşik Krallık ile karşılıklı ticaretin pek çok ülkeden önce başladığını aktardı.
Birleşik Krallık'ın Türkiye'nin en önemli ikinci ihracat pazarı olduğunu belirten Gülle, "Uzun yıllar süren ve sancılı geçen Brexit sürecinin ardından ülkemiz Birleşik Krallık ile STA imzalayarak Gümrük Birliği'ndeki tüm kazanımlarımızı korudu. Ayrıca, Türkiye-Birleşik Krallık STA'sında, Gümrük Birliği'nde güncellenmesini talep ettiğimiz hususlar üzerine de yoğun bir çalışma mevcut." değerlendirmesinde bulundu.
Bundan sonraki süreçte Türkiye-Birleşik Krallık ilişkisinin "yeni nesil STA" olarak adlandırılan, içerisinde hizmetler sektörü, tarım ürünleri ticareti gibi alanların bulunduğu derin ve kapsamlı bir anlaşmayla taçlanacağına inandıklarını aktaran Gülle, "Brexit sürecini ihracatımızı aksatmadan tamamlayabilmek oldukça önemli bir başarıydı." ifadesini kullandı.
"İKİLİ TİCARETİMİZ 16,8 MİLYAR DOLARA ULAŞTI"
İsmail Gülle, Birleşik Krallık'a 2020 yılında 10 bine yakın Türk firmasının ihracat gerçekleştirdiğini, oldukça önemli bir pazar olan Birleşik Krallık ile 2001'de 4,1 milyar dolar olan ikili ticaretin geçen yıl pandemiye rağmen 16,8 milyar dolara ulaştığını, yine aynı dönemde ihracatın 2,2 milyar dolardan 11,2 milyar dolar seviyelerine yükseldiğini bildirdi.
Söz konusu dönemde Birleşik Krallık'ın toplam ithalatının 359 milyar dolardan 632 milyar dolara yükseldiğini aktaran Gülle, şunları kaydetti:
"Bu durumun bizler için farklı bir kıymeti var. Çünkü ülkenin ithalatındaki artış oranından daha yüksek ihracat artışı, pazar payımızda da artış anlamına geliyor. Öyle ki 2001 yılında binde 7,7 olan pazar payımız, 2020 yılında yüzde 1,8'e yükseldi. Diğer yandan, her ne kadar son yıllarda ikili ticarette ve pazar payımızda önemli bir artış trendi yakalanmış olsa da Türkiye'nin Birleşik Krallık'ın ithalatından aldığı pay hala yüzde 2'nin altında. Bu payı artırmak adına çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz."
"BİRLEŞİK KRALLIK'A 2 BİN 827 ÜRÜN İHRAÇ EDİLİYOR"
TİM Başkanı Gülle, Birleşik Krallık'a özel olarak hazırladıkları hedef pazar ülke analizi raporunda, Türkiye ile Birleşik Krallık'ın ortak ticaretlerine konu olabilecek toplamda 4 bin 644 ürünün mevcut olduğunu tespit ettiklerini bildirdi.
Türk ihracatçıları olarak sadece 2 bin 827 ürünü Birleşik Krallık'a ihraç ettiklerini belirten Gülle, "Yani önümüzde değerlendiremediğimiz çok ciddi bir potansiyel bulunuyor. Yine gerçekleştirdiğimiz analizler çerçevesinde, ülkemizin rekabet üstünlüğüne sahip olduğu 433 ürünü tespit ettik. Söz konusu 433 ürünün sektörlerini incelediğimizde, kimyevi maddeler, otomotiv ve hububat sektörlerinin öne çıktığını görüyoruz. Halihazırda uzmanlaşmış olduğumuz, rekabet gücünü elimizde bulundurduğumuz bu ürünleri Birleşik Krallık'a ihraç etmemek için hiçbir sebep bulunmuyor." değerlendirmesini yaptı.
Türk ihracatçısının, küresel tedarik zincirlerindeki dönüşümü lehine kullanarak geleneksel pazarlardan olan Birleşik Krallık ve tüm Avrupa ülkeleri ile ticareti geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Gülle, "Artık dünyada yakından tedarik eğiliminin hız kazandığını, siparişlerin toplu olarak değil, daha küçük miktarlarda ancak daha sık partiler halinde tercih edildiğini görüyoruz." ifadesini kullandı.
"BİRLEŞİK KRALLIK'A İHRACATIMIZ DAHA DA İYİ SEVİYELERE GELECEK*
İsmail Gülle, Türkiye'nin, gerek seri üretim kabiliyeti gerekse coğrafi konumu ve lojistik altyapısıyla bölgesinde güçlü bir tedarik merkezi olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Salgın sonrasında yeni bir düzenin merkezinde olma şansını yakalayacak ülkemiz ve 2020 yılını her şeye rağmen hedefinin üzerinde tamamlayan ihracatçılarımız için nice yeni fırsatlar olacak. 2021 yılı hedefimiz olan 184 milyar dolara emin adımlarla ilerliyoruz. Yeni dönemde Birleşik Krallık'a ihracatımız da STA ile birlikte inşallah daha da iyi seviyelere gelecek. Ayrıca, Birleşik Krallık ile daha ileri düzeyde yapılacak ticaret görüşmelerinde dijital ticaret konusunun daha kapsamlı şekilde ele alınacağına, rekabet, fikri mülkiyet hakları, devlet yardımları gibi konularda ileriye dönük kapsamlı düzenlemelerin getirileceğine, dolayısıyla daha kapsamlı bir ticaret anlaşması tesis edileceğine de yürekten inanıyoruz."
"ANLAŞMA, AB VE ABD'NİN YENİ YÖNETİMİNE DE MESAJ OLDU"
Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın da STA'nın önemine işaret ederek, "Bu çok ciddi bir anlaşmadır. Bu anlaşma ile ticaretimizde devamlılığı sağlıyoruz. Hiçbir şey aksamadan ticaret devam ediyor. İki ülke, bu anlaşma ile ilişkilerini yoğunlaştırmak istiyor. Anlaşma sadece bir başlangıç." ifadelerini kullandı.
Bu anlaşma ile devamlığı sağlayarak belirsizliği ortadan kaldırdıklarını aktaran Yalçın, "İki ülke; ilişkilerini yoğunlaştırmak, güçlendirmek, çeşitlendirmek istiyor. Anlaşma ile birlikte daha kapsamlı bir anlaşma için çalışan iki ülke, üçüncü ülkeler üzerinde de iş birliğini artırabilecek. Bu anlaşma AB ve ABD'nin yeni yönetimine de mesaj oldu. Bu kıtada istikrar, refah, kalkınma için iki ülke elini taşın altına soktu ve kazan-kazan projelerine hazır." değerlendirmesinde bulundu.
İhracatçıların sağlık sektörü başta olmak üzere çeşitli alanlarda çalışabileceğini belirten Yalçın, şunları kaydetti:
"Yeşil teknolojileri, ulaşım altyapısı, dijital altyapı, e-ticaret, inovasyon... Bunlarda bize birçok yer açıldı. Johnson hükümetinin planları var, yeni hastaneler yapılması gibi… Müteahhitlik sektörü burada çok iş yapabilir. İddialı bir konut ve hastane yapım projesi var. O yüzden bu sahalarda gözükmemiz gerekiyor. Finansal teknoloji, yapay zeka, inovasyon gibi inanılmaz alanlar var. İhracatı geniş düşünelim."