Bahçıvan: Sanayicinin kendi enerjisini üretmesi desteklenmeli

12:06 - 24.02.2022, Perşembe

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayicinin kendi enerjisini üretebilmesi için her türlü desteğin verilmesini istedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayicinin kendi enerjisini üretebilmesi için her türlü desteğin verilmesi gerektiğini belirtti.

İSO Meclisi'nin şubat ayı olağan toplantısı, "Sanayide Üretimin Devamlılığı, Verimliliği ve Maliyetler Açısından Enerji Kaynaklı Sorunlarımıza Çözüm Arayışı" ana gündemiyle video konferans olarak gerçekleştirildi.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bakanlık yetkilileri ve İSO Meslek Komitesi üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, üretimin can damarı, olmazsa olmazı olan ve aynı zamanda sanayinin en önemli ve yüksek maliyetli girdisini oluşturan enerji konusunda atılacak her adımın sanayicileri yakından ilgilendirdiğine dikkati çekti.

Bahçıvan, atılan her adımda üretici ve sanayicinin öncelikli olarak düşünülmesi gerektiğini belirterek, sanayicilerin, küresel rekabette elini güçlendirecek düşük maliyetli ve gece-gündüz kesintisiz elde edeceği enerjinin her zaman temin edilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı imzalayan ve 2053 Karbon Nötr taahhüdü vermiş bir ülke olarak özellikle güneş ve rüzgara dayalı yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmak zorunda olduğuna işaret eden Bahçıvan, kurak bir mevsimde hidroliğin gücünün azalması, doğal gazda yaşanan arz sıkıntısı ile bu gerçeğin bir kez daha ortaya çıktığını belirtti.

Bahçıvan, duruma sanayici cephesinden bakıldığında da elektrik tüketiminde yüzde 40 gibi ciddi paya sahip sanayinin daha çevreci, karbon salımı daha az olan ve en önemlisi kendi elektriğini kendi üreten bir yapıya dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi.

"240 KİLOVAT ÜSTÜ KAPASİTE LİMİT DEĞERİ KALDIRILMALI"

Bahçıvan, sanayinin aynı zamanda enerji yatırımcısı olmasının önünü açan ve aylık mahsuplaşma yönetmeliğini de içeren 2019 tarihli mevzuatın, çatılarda güneş enerjisi santralleri (GES) kurulmasına yönelik ilgiyi artırdığına değinerek, şunları kaydetti:

"Teşvik mekanizmalarına bakıldığında ise GES yatırımı 'genel teşvik' kapsamında değerlendirilmekteydi. 16 Şubat tarihinde Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan teşviklerle, rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarında KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti gibi mevcut desteklerin kapsamı genişletildi. Güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üreten lisanssız faaliyetler kapsamındaki yatırımların dördüncü bölge desteklerinden yararlanmasının önü açıldı. Bu destekler sanayicimiz açıdan son derece olumlu bir gelişmedir. Bununla birlikte, yenilenebilir enerjiye yönelik her türlü yatırımın desteklenmesi gerektiğinden hareketle, kısıtlayıcı olduğunu düşündüğümüz 240 kilovat üstü kapasite limit değerinin kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, yeni teşviklerin halihazırda bu alanda 'yatırım teşvik belgesi' sahibi sanayicilerimiz için de uygulanması gerekiyor. Özellikle çatı üstü GES yatırımlarında yaşanan en önemli sorunlardan biri de süreçlerin çok uzun olmasıdır. Kurulum sırasındaki izin sürecinin bir yıl, kurulum sonrası bağlantı için denetim ve anlaşma sürecinin ise 5-6 ay olması, yatırımın geri dönüş süresini uzatmakta, faydasını azaltmakta ve motivasyonu düşürmekte. Bu sürelerinin kısaltılmasına yönelik dinamik bir bürokrasi yaklaşımıyla acil bir düzenleme gerekiyor."

"ENERJİ VERİMLİLİĞİ İLE İLGİLİ SANAYİCİMİZİN DAHA BİLİNÇLİ HALE GELMESİ İÇİN EĞİTİM ÖNEMLİ"

Erdal Bahçıvan, enerjinin verimli kullanılması konusunun önemine dikkati çekerek, enerji verimliliği ile sağlanan tasarrufun, aslında enerji maliyetlerini düşürme noktasında önemli bir kaynak, güçlü bir potansiyel olduğunu kaydetti.

Enerji verimliliğine verilen teşviklerin bu alandaki bilincin artması noktasında itici güç niteliği taşıdığını aktaran Bahçıvan, "Enerji verimliliği yatırımları sermaye gerektiriyor. Türkiye'de uygulanmakta olan teşvikler belli bir düzeyde sanayicimize destek sağladı. Ancak bu desteklerin sanayimiz için cazip hale getirilmesine yönelik farklı ve güçlü teşvik türleriyle desteklenmesinin önemli olduğuna inanıyoruz. Enerji verimliliği ile ilgili sanayicimizin daha bilinçli hale gelmesi noktasında eğitimin de çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu alanda verilecek eğitim en az teşvikler kadar etkili ve değerli olacak. İSO olarak böyle bir konuda her türlü iş birliğine hazırız." değerlendirmesinde bulundu.

Bahçıvan, her geçen gün daha da artan enerji maliyetlerinin hafiflemesine destek olmak amacıyla sanayinin kullandığı doğal gaz ve elektrik faturalarında, sürekli olmasa da dönemsel olarak KDV indirimine gidilmesinin, işletmelerin rekabet gücüne katkıda bulunacağını belirterek, "Bunu yaparken sanayicinin kendi enerjisini üretebilmesi için de her türlü desteğin verilmesi gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Yine sanayicilerin en ciddi sıkıntılarından birinin giderek eriyen işletme sermayesi olduğunu hatırlatan Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Bugün enflasyon yüküyle boğuşan, maliyetleri sürekli yükselen sanayicimizin işletme sermayesine katkı sağlamak açısından, elektrik ve doğal gaz ödemelerinde vadeli ödeme imkanı getirilmesi ciddi bir destek olacak. Yaşadığımız doğal gaz kısıntısını önlemek amacıyla, depolama yatırımlarımızı artırırken, bir alternatif olan LNG teminine yönelik imkanlarımızı da geliştirmeli, terminal sayısını artırmalıyız."

"YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIYLA KAYNAK SEPETİNİ ÇEŞİTLENDİRDİK"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan da enerjide en önemli önceliklerinin arz güvenliği olduğunu belirterek, "Ayrıca öngörülebilir bir piyasa oluşumuna önem veriyoruz. Maliyetlerin gerek doğal gaz gerek elektrikte mümkün olan en düşük seviyede olması için gerekenleri yapıyoruz. Ama enerji piyasasının da güçlü bir yapıda olmasına çalışıyoruz. Kaynak sepetini de mümkün olduğunca çeşitlendiriyoruz. Sepet ne kadar geniş olursa, doğal gaz tedarikindeki ülkeler ne kadar alternatifli olursa, arz güvenliğini de o kadar sağlama almış oluruz." ifadelerini kullandı.

Doğal gaz, hidroelektrik ve kömürden elektrik üretmeye devam ettiklerini aktaran Tancan, "Son yıllarda bunlara yenilenebilir enerji kaynakları ekleyerek kaynak sepetini çeşitlendirdik. Nükleeri de bu sepete ekleyerek arz güvenliğine katkı sağlayan bir yapıya geleceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

BİZE ULAŞIN