Pantolona değil tabloya bak
Belce Örü / INBUSINESS
Deniz Sağdıç, sadece Türkiye'de değil uluslararası sanat camiasında da atık malzemelerden ürettiği eserlerle konuşulan bir isim. Sanatçının özellikle bir fotoğraf karesi kadar gerçekçi, aynı zamanda akışkan formdaki denim portre çalışmaları görenleri kendine hayran bırakıyor.
2 Ton Atık Kullandı
Sağdıç, eserlerinde 12 bin 860 düğme, 35 bin 589 plastik kelepçe, 290 kutu ilaç kullandı. 200 defolu pantolonu ise 10 ayrı teknik kullanarak değerlendirdi. Toplamda ise şimdiye kadar eserlerinde 2 ton atık malzemeden faydalandı.
Kasımda İstanbul Havalimanı'nda
Sanatın sürdürülebilirliğini ve yaygınlığını savunan Sağdıç, "Sanat eserlerimle sadece galeri ya da müzelerde değil; havalimanlarında, AVM'lerde ya da bir dükkanın vitrininde de karşınıza çıkabilirim" diyor. Kasım ayında İstanbul Havalimanı'nda açacağı son sergisi için hazırlıklarını sürdürüyor. İGA ile birlikte yürüttüğü proje ile havalimanından yolu geçenleri, atık malzemeleri değerlendirdiği tablolarla buluşturacak.
Kayıtsız Kalmak İmkansız
39 yaşındaki Sağdıç, atıklardan yaptığı tablolarda portre çalışıyor. Ve tablonun karşısına geçenlere, tüketim alışkanlıklarını sorgulamasını sağlayarak bu yolla bir mesaj iletiyor: "Atık oluşumunun sebebi insanlar olduğu için portre çalışıyorum. Eserlerimde portreler doğrudan karşıya yani izleyicinin gözlerinin içine bakar. Böylece insanların neden oldukları atıklarla, sanat aracılığıyla yüzleşmelerini sağlıyorum."
Londra'da Sergi Açtı
Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ni birincilikle bitirdikten sonra Doğuş Üniversitesi Plastik Sanatlar bölümünde yüksek lisans yapan Sağdıç, Londra ve Milano'da bireysel sergi açtı. Türkiye'de ise Çırağan Sarayı'nda gerçekleşen Tekstil ve Hammadde Konferansı'nda eserleriyle boy gösterdi.
En Demokratik Kıyafet
Sağdıç, her türlü atıkla eserlerini oluştursa da kendisinin ağırlıklı olarak kullandığı materyal denim. Dünyanın en yaygın kullanım materyali ve demokratik malzemesi olarak tanımladığı denimin, ırk, dil ve sınıf ayırt etmeksizin herkesin ortak beğenisini kazandığını söylüyor. Eserlerinde sınırları zorlayan sanatçı, elindeki malzemeyi tamamen değerlendiriyor.