Akbank 2030’a kadar ekonomiye 200 milyar liralık ‘sürdürülebilir finansman’ sağlamayı, 2025’e kadar da karbon nötr banka olmayı hedefliyor
Akbank 2030 yılına kadar ekonomiye 200 milyar liralık ‘sürdürülebilir finansman’ sağlamayı, ‘sürdürülebilir yatırım’ kategorisine giren yatırım fonları bakiyesini 15 milyar liraya çıkartmayı ve 2025’e kadar da karbon nötr banka olmayı hedefliyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede devletlerden sonra belki de en büyük sorumluluk bankaların omuzunda. Pandemi dönemiyle birlikte artan iklim değişikliği farkındalığı, tohumları daha önce ekilen filizlerin de daha çabuk yeşermesine neden oldu. Artık hem devletler hem reel sektör hem de ekonominin bel kemiği olan bankalar sürdürülebilir bir gelecek için daha hararetli çalışıyor.
Sürdürülebilir Finansmanda Uzun Vadeli Somut Hedefler Belirledik
Bankalar kendi operasyonlarında Sıfır Karbon ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na göre hamleler gerçekleştirirken diğer taraftan kredi ve kredi finansmanı konusunda çevre, sosyal ve yönetişim kriterlerini uyguluyor. Kısaca ESG ile adlandırılan bu kriterler tüm finans dünyasının en sıcak konusu. Bankalar arka arkaya daha 'yeşil' finansman metotları açıklıyor, sürdürülebilir finansman konusunda pek çok çalışma gerçekleştiriliyor. Yeni trend, yakalayabilenler için pek çok fırsatı da barındırıyor. Sonuçta tüm toplum ve ekonomiler önemli bir dönüşüm yaşıyor ve bazı bankalar bu dönüşümün rüzgarını yakalamak istiyor.
Sürdürülebilirlik alanında çizdiği yol haritası ve sürdürülebilir finansman konusunda attığı adımlarla bu alanda akla ilk gelen bankalardan biri de Akbank. Finansal Yönetimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Türker Tunalı ile sürdürülebilir finansman ve Akbank'ın bu konudaki çalışmalarını konuştuk. Tunalı Akbank'ın sürdürülebilir finansmana 'risk ve fırsat' penceresinden baktığını söyleyerek bankanın bu konudaki politikaları ve planlarından bahsetti…
Son dönemde "sürdürülebilir finansman" kavramı çok sık karşımıza çıkmaya başladı. Bu kavramdan kısaca bahsedebilir misiniz?
Sürdürülebilir finansmanı, sürdürülebilirlikle ilgili çevre, sosyal ve yönetişim kriterlerinin finansal ürün ve hizmetlere entegre edilmesi olarak düşünebiliriz. Günümüzde artık, birçok sektörde olduğu gibi finans sektöründe de risk ve fırsatlar değerlendirilirken sürdürülebilirlik boyutu da dikkate alınıyor. Özellikle iklim değişikliği ile ilgili çok büyük riskler söz konusu ve bu riskler artık uzun vadede değil orta ve kısa vadede de karşımıza çıkacak. Ancak risklerle beraber, sürdürülebilirlik önemli fırsatları da beraberinde getiriyor. Toplumumuzda ve tüm ekonomilerde sürdürülebilirlik çerçevesinde çok büyük bir dönüşüm bizi bekliyor. Bu dönüşümün finansmanı, bankalar için önemli bir fırsat. Biz de, Akbank olarak sürdürülebilir finansmana risk ve fırsat ekseninde yaklaşıyoruz.
Akbank'ta sürdürülebilirlik gündeminiz nedir?
Akbank olarak, değer yarattığımız tüm alanlara uzun vadeli bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Dolayısıyla sürdürülebilirlikle ilgili gündemimizi ve yol haritamızı da, uzun vadeli olarak planlıyoruz. Türkiye ekonomisi geliştikçe, toplumun, çevrenin ve diğer paydaşlarımızın ihtiyaçları da değişiyor. Biz de, sürdürülebilirlik yaklaşımımızı ve stratejimizi bu değişen koşullar ve ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden konumladık. Bu yılın başında tamamladığımız bir projeyle, sürdürülebilirliğin tüm iş yapış biçimlerimize daha da entegre olması için paydaşlarımızın da görüşlerini dikkate alarak bir çerçeve oluşturduk. Önceliklendireceğimiz alanlara ilişkin, 100'den fazla aksiyonu içeren detaylı bir yol haritası belirledik. Önümüzdeki dönemdeki gündemimiz, bu aksiyon planını tamamlamak olacak. Tabii ki hedeflerimizi aksiyona dökmek oldukça önemli. 2021'in ilk yarısında, toplam 17 milyar TL sürdürülebilir finansman sağladık.
Son dört yılda olduğu gibi, inşaat aşamasındaki projelere ayırdığımız finansmanın %100'ünü yenilenebilir enerji projeleri için sağlamaya devam ederken, yenilenebilir enerji projelerinin toplam enerji üretim kredisi portföyümüze oranı %84 gibi yüksek bir orana ulaştı. Son dönemde bu alanda geliştirdiğimiz yenilikçi ürünlerden bir tanesi, "Yeşil Dış Ticaret Paketi." Sürdürülebilirliği iş yapış biçimlerinde önceliklendiren dış ticaret müşterilerimiz için tasarladığımız bu ürün, Türkiye'de ilk. Böylece, hem çevreye, hem de dış ticaret müşterilerimize destek olduk. Ayrıca yine son dönemde, karbon-yoğun sektörler başta olmak üzere tüm sektörlerde karbon ayak izini azaltmak için "Düşük Karbon Ekonomisine Geçiş" ürünümüzü geliştirdik.
Pandemi sürecinde Türkiye'deki ilk Yeşil Bono ihracını gerçekleştirdik. İhraç sonrası bankamızın Sürdürülebilir Finans Çerçevesini sürdürülebilir projelerle ilgili uluslararası yeşil ve sosyal bono ihracı standartlarına uygun yeşil ve sosyal uygunluk kriterlerimizi yayınladık.
2020 yılının başından bu yana, Uluslararası Finans Kuruluşları Kredileri, Yeşil Bono, sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredimiz, sürdürülebilir sermaye benzeri tahvil ihracımız ve ESG temalı repo işlemleri ve benzeri farklı borçlanma işlemleriyle sağladığımız sürdürülebilir fonlama 1.7 milyar doların üstüne çıktı. Böylece 2021 yıl sonunda sürdürülebilir finansmana dayalı borçlanma işlemlerimizin toplam borçlanma içindeki payını %30'a çıkarma hedefimize, 2021 yılının ilk yarısında ulaşmış olduk.
Sürdürülebilirlik konusunda hangi alanlara odaklanıyorsunuz?
Akbank'ın önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik faaliyetlerinde önceliklendireceği dört değer alanı belirledik. Bunlardan ilki 'Sürdürülebilir Finansman.' Burada toplumumuzda ve ekonomimizde sürdürülebilirlik çerçevesinde çok büyük bir dönüşüm bizi bekliyor. Biz de, daha sürdürülebilir bir ekonomi için şirketlerimizin dönüşüm yolculuğunda onlara finansman sağlıyoruz. İkinci değer alanı olarak 'İnsan ve Toplum'u belirledik. Akbanklılara ve gençlerimize geleceğin yetkinliklerini şimdiden kazandırmayı da önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Ayrıca, gönüllülük faaliyetlerimizle, Akbanklıların toplumsal ve çevresel sorunların çözümüne ortak olabileceği projeler geliştiriyoruz. Çalışanlarımız ve paydaşlarımız için fırsat eşitliğinin sağlanması, kırılgan grupların desteklenmesi, kapsayıcı bir kurum kültürünün geliştirilmesi için çalışıyoruz. Önceliklendirdiğimiz üçüncü değer alanı "Ekosistem Yönetimi." Finansal kaynaklara erişimi kısıtlı kesimler için ortaya koyduğumuz ürün ve hizmetlerle, finansal kapsayıcılığı iş modelimizin bir parçası haline getirdik. Yenilikçi bakış açımız sayesinde, giderek dijitalleşen dünyada paydaşlarımızın mevcut veya henüz ortaya çıkmamış ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı ve etkin çözümler geliştiriyoruz.
"İklim Değişikliği" ise dördüncü alanımız oldu. İklim değişikliğini, görmezden gelinmemesi gereken ciddi bir sorun olarak görüyoruz. Biz de bu kapsamda, operasyonlarımızdan kaynaklı salımları sıfırlayarak 2025 yılına kadar karbon nötr banka haline gelmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca, kredi portföyümüzün iklim değişikliğine olan etkisini 2030 yılına kadar azaltacağız. Aynı şekilde iklim değişikliğinin kredi portföyümüz üzerindeki finansal riskleri ve etkilerini minimize etmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu alanlarda neler yapacaksınız? Hedefleriniz nedir?
Sürdürülebilirliğin uzun vadeli bakış açısını gerektirdiğinin bilinciyle, belirlediğimiz dört odak alanında kendimize ölçülebilir hedefler koyduk. Bu hedeflerden birkaçını sıralayacak olursak:
*Daha iyi bir gelecek için, 2030 yılına kadar ekonomimize 200 milyar TL sürdürülebilir finansman sağlamak ve sürdürülebilir yatırım kategorisine giren yatırım fonları bakiyesini de 15 milyar TL'ye çıkarmak,
*Sunduğumuz dijital ve yenilikçi ürün ve hizmetleri geliştirerek yaygınlaştırmak, yine 2030 yılına kadar finansal açıdan güçlendirdiğimiz kişi sayısını artırmak,
*2025 yılına kadar operasyonel salımlarımızı sıfırlayarak karbon nötr banka haline gelmek.
Böylece, Türkiye'de sürdürülebilir finansman alanında uzun vadeli ve somut hedefler koyan ilk mevduat bankası olduk. Bu hedeflerimizi olabildiğince erken gerçekleştirmek ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için, gerekli dönüşümü finanse ederken iklim değişikliğiyle mücadele ve doğal kaynakların korunmasına yönelik çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.
"2035'E KADAR KARBON NÖTR BANKA OLACAĞIZ"
Akbank sürdürülebilirlik hedeflerini açıkladı. Buna göre banka 2025'e kadar operasyonel emisyonları sıfırlayarak karbon nötr banka olacak, 2030'a kadar da 200 milyar liralık sürdürülebilir finansman sağlayacak.
Tüm iş dünyası, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamındaki 17 hedefe ulaşabilmek için tam anlamıyla seferber olmuş durumda. Dünya devlerinden orta ölçeklilere kadar pek çok şirket payına düşeni hızlı bir biçimde yapabilmek için harekete geçti. İşimiz hiç kolay değil zira 2030'a kadar karbon salınımını azaltmayı başaramazsak çok farklı senaryolar konuşulmaya başlanacak. Türkiye'de de hemen hemen bütün büyük şirketler 'Karbon Sıfır' hedeflerini bir bir açıklıyor, sürdürülebilirlik alanındaki stratejilerini uygulamaya koyuyor. Akbank finans dünyasında en kapsamlı çalışmaları yapan bankalardan biri olarak öne çıkıyor. Banka geçen ay iddialı hedefler açıklayarak bu konudaki ciddiyetini kamuoyu ile paylaştı. Akbank Yatırımcı İlişkileri ve Sürdürülebilirlik Bölüm Başkanı Ebru Güvenir ile bankanın sürdürülebilirlik hedeflerini ve stratejilerini masaya yatırdık…
Akbank, sürdürülebilirlik alanında önemli ve iddialı hedefler açıkladı. Bu hedeflere ulaşmak için ne tür adımlar atıyorsunuz?
Tabii ki hedeflerimizi aksiyona dökmek oldukça önemli. 2021'in ilk yarısında, toplam 17 milyar TL sürdürülebilir finansman sağladık. Son dört yılda olduğu gibi, inşaat aşamasındaki projelere ayırdığımız finansmanın %100'ünü yenilenebilir enerji projeleri için sağlamaya devam ederken, yenilenebilir enerji projelerinin toplam enerji üretim kredisi portföyümüze oranı %84 gibi yüksek bir orana ulaştı.
Son dönemde bu alanda geliştirdiğimiz yenilikçi ürünlerden bir tanesi, "Yeşil Dış Ticaret Paketi." Sürdürülebilirliği iş yapış biçimlerinde önceliklendiren dış ticaret müşterilerimiz için tasarladığımız bu ürün, Türkiye'de ilk. Böylece, hem çevreye, hem de dış ticaret müşterilerimize destek olduk. Ayrıca yine son dönemde, karbon-yoğun sektörler başta olmak üzere tüm sektörlerde karbon ayak izini azaltmak için "Düşük Karbon Ekonomisine Geçiş" ürünümüzü geliştirdik.
Finansman faaliyetlerine ek olarak, banka operasyonlarınızdan kaynaklanan emisyonlarla ilgili de bir hedef açıkladınız. Bu konudaki projelerinizden bahsedebilir misiniz? Bankanın emisyonlarını azaltmak için ne tür adımlar atıyorsunuz?
Bankaların iklim değişikliği ve fırsat eşitsizliği gibi tüm dünyayı etkileyen sorunların çözüme ulaşmasında önemli bir rolü var. Ancak buna ek olarak, tüm şirketlerin olduğu gibi bankaların da çevresel ayak izleri, iklim değişikliğine etkileri bulunuyor. Biz de, sürdürülebilir finansman çalışmalarımızla birlikte, operasyonlarımızdan kaynaklanan çevresel ayak izimizi azaltmak için çalışıyoruz. Bankamız operasyonlarından kaynaklanan karbon emisyonlarını minimize etmek için kendimize bir hedef koyduk. 2025 yılına kadar, operasyonel emisyonları sıfırlayarak karbon-nötr banka olacağız.
Bu hedefimizle, iklim krizi ile mücadeleye katkıda bulunarak, operasyonlarımız kaynaklı karbon emisyonlarımızı takip ediyor, analizlerimiz sonucunda azaltım çalışmaları için çeşitli aksiyonlar alıyoruz. Sera gazı emisyonunu azaltmak amacıyla belirlediğimiz üç alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
İlk olarak şubelerimiz dahil tüm binalarda enerji verimliliğini artırarak daha az enerji tüketiminin sağlanmasına odaklanıyoruz. Bu çerçevede elektrik, su, doğalgaz, mazot gibi tüketimlerimizi uzaktan kontrol etmemizi ve raporlayabilmemizi sağlayan AK-E4 (Akbank Endüstri 4.0) projesinin 682 şubemizde kurulumunu 2020 yıl sonu itibarıyla tamamladık. Böylece operasyonel emisyonlarımızı azaltmayı sağlayabilecek fırsatları kolaylıkla tespit edebileceğiz. Şubelerimizin tüketimlerini merkezi bir sistem aracılığıyla izleyebilmemize imkan tanıyacak bu sistemi 2021 yıl sonu itibariyle devreye almayı planlıyoruz.
Operasyonel sera gazı emisyonlarını azaltmada ikinci odak alanımızı kullandığımız elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması olarak belirledik. Bankamızın en önemli emisyon kaynağı olan elektrik tüketimimizin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasını 2025 yılına kadar Karbon Nötr Banka olma hedefimize ulaşmada en önemli noktalardan biri olarak görüyoruz. 2021 yılının başından itibaren tüm bina ve operasyonlarımızda kullandığımız elektrik enerjisinin yüzde 20'sini rüzgardan elde etmeye başladık. Bu oranı Haziran ayında yüzde 60'a çıkardık, önümüzdeki dönemde daha da artırmayı hedefliyoruz.
Son olarak, önümüzdeki dönemde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji tedariki projelerimizle, operasyonel emisyonlarımızı minimize ederken, karbon nötrleme hedefimize ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda, çalışmalarımızı, Mimari Çözümler, Bilgi Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik ekiplerimizin koordinasyonuyla sürdürüyoruz. Bu alanda enerji yönetimi kabiliyetimizi güçlendirmek için projelerimiz sürüyor, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi sertifikasını almak için de çalışmalarımıza başladık. Tüm bunlara ek olarak, önümüzdeki dönemde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji tedariki projelerimiz sonrası kalan operasyonel emisyonları, karbon kredisi satın alımı gerçekleştirerek operasyonel bakımdan karbon-nötr banka olma hedefimize ulaşmayı planlıyoruz.
Finansman faaliyetlerinizde, çevreye ve topluma olumsuz etkisi olan projeler için bir yaklaşımınız var mı? Bu alanda bir kontrol sistemi geliştirdiniz mi?
Elbette. İklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil dönüşümün fırsatlarını, sürdürülebilirlik alanındaki riskleri gözeterek ele alıyoruz. Kullandırdığımız her ticari nitelikli kredinin Bankamızın çevre ve sosyal politikasının bir parçası olan "Kredilendirilmeyecek Faaliyetler Listesi" kapsamında olup olmadığını analiz ediyoruz. 2021 yılının başında kredilendirilmeyecek faaliyetlerimizin kapsamını da, bu alandaki gelişmelere paralel olarak genişlettik. Yeni kömür (termik) enerji santrali projeleri ile KOBİ'ler için kömür madenciliği, kömür taşımacılığı ve kömür ile faaliyet gösteren enerji santrallerini finanse etmeme taahhüdü verdik. Ayrıca, sürdürülebilirlik ilkelerini gözeterek kredilendirme süreçlerimiz için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme (ÇSED) programı geliştirdik. Kurumsal ve Ticari Bankacılık segmentlerinde yer alan müşterilerimize sağladığımız kredileri, detaylı bir çevresel ve sosyal risk değerlendirmesine tabi tutuyoruz. 2021 yılı başında ÇSED için yeni yatırım kredilerinde yatırım tutarı 50 milyon USD'den 10 milyon USD'ye indirdik. Böylece, çevreye ve topluma etkilerini değerlendirdiğimiz yatırım projesi havuzunu da genişletmiş olduk.
Sürdürülebilirlikle ilgili bilincin artmasıyla birlikte, hem kurumsal, hem de bireysel yatırımcılar, yatırımlarının çevre ve topluma faydalı projelerde değerlendirilmesini istiyor. Bu konuda geliştirdiğiniz ürün ve hizmetlerden bahseder misiniz?
İklim değişikliği, çevre kirliliği, fırsat eşitliği gibi konulardaki farkındalığın giderek arttığını görüyoruz. Buna paralel bir şekilde, hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıların, sürdürülebilir yatırım araçlarına ilgisi son dönemde arttı. Yatırımcılar, şirketlerin sürdürülebilirlik performansını, bu alandaki riskleri nasıl yönettiklerine işaret eden bir gösterge olarak değerlendiriyorlar. Biz de bu alanda kendimize bir hedef koyduk. Sürdürülebilir yatırım kategorisine giren yatırım fonları bakiyesini 2030 yılına kadar 15 milyar liraya çıkarmayı taahhüt ettik. İştirakimiz Ak Portföy de, sektörün en geniş yatırım evrenine sahip ve yenilikçi kurumu olarak yatırımcılarımızın; ülkemizin ve ekonomimizin geleceğine yatırım yapmasına imkan verecek yeni nesil ürün seçenekleri kazandırmak için çalışıyor. Bu bakış açısıyla, 2021'in başında "Yatırımın Geleceği" başlığı altındaki Alternatif Enerji ve Sağlık temalı yatırım fonlarımızı tasarruf sahipleriyle buluşturduk. Ak Portföy'ün Sürdürülebilirlik temalı fon büyüklüğü çeyreksel bazda iki katına çıkarak 1'inci yarı yılda yaklaşık 700 milyon liraya ulaştı. Ayrıca, "Sağlık Fonu"muz Türkiye'de Refinitiv tarafından ÇSY (Çevre, Sosyal, Yönetişim) ratingi alan ilk fon olma özelliğini taşıyor.
Sürdürülebilirlik konularıyla ilgili diğer kurumlarla iş birliği yapıyor musunuz?
Evet, iklim değişikliği artık görmezden gelemeyeceğimiz şekilde hayatımızı etkilemeye başladı. Bizim de, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmemiz için bilime dayalı adımların, uluslararası koordinasyon ve iş birliğiyle bir an önce atılması şart. Biz de Akbank olarak bu konudaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Ekonominin ve toplumun gelişimine yönelik bilinç ve sorumlulukla hareket eden bir kurum olarak, birçok uluslararası inisiyatife katılım konusunda Türkiye'de öncülük ettik. 2010 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi İlerleme Bildirimi'ni yayınlayan ilk Türk bankası olduk. Yine 2010'da, Karbon Saydamlık Projesi'nin Global 500 Raporu'na Türkiye'den dahil edilen ilk ve tek şirket de Akbank'tı. Mesela Türkiye'de finans sektöründeki mevcut uygulamaları daha ileri bir noktaya taşımak için 2017 yılında Akbank'ın da dahil olduğu 7 banka, Global Compact Türkiye Sürdürülebilir Finansman Bildirgesini imzaladı. Bildirge, sürdürülebilir bir gelecek için her yıl biz üyeler tarafından güncelleniyor. Geçtiğimiz aylarda ise bu inisiyatiflere bir yenisini ekledik. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi'ne (UNEP FI) üye olarak, Sorumlu Bankacılık Prensipleri'ne imza attık.