Etki yatırımı...
Küresel Umut Festivali kapsamında düzenlenen "Sürdürülebilir Hikayeler Webinar Serisi'nin sonuncusu, "Sürdürülebilir Kalkınma - Etki Yatırımı" başlığıyla yapıldı. Sürdürülebilir kalkınma için yeni finans ve yatırım modellerinin incelendiği paneller ile birlikte 2021 Küresel Umut Festivali'nin webinarları tamamlandı.
INBUSINESS
Ocak ayında INBUSINESS dergisi ve Turkuvaz Medya Grubu öncülüğünde Küresel Umut Festivali'ni başlatarak önemli ve iddialı bir yolculuğa çıktık… Amacımız Birleşmiş Milletler'in belirlediği ve 17 madde 169 alt başlığa sahip olan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile ilgili farkındalığı artırmak ve kamuoyu oluşturmaktı.
Malum, Covid-19 nedeniyle fiziki buluşmaların imkansızlaştığı bu dönemde Küresel Umut Festivali'nin Sürdürülebilir Hikayeler Webinar Serisi ayağını hayata geçirdik. Bu seride, aradan geçen sekiz ayda 10 ayrı webinar gerçekleştirdik. Yeni Normal'in de uygulaması olan bu dijital toplantılarda bakanlık düzeyinde devlet görevlileri, üniversite öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluşları, alanında uzman danışmanlar ve tabii ki özel sektör temsilcileri katıldı. Bu geniş katılım sayesinde izleyiciler SKA'lar hakkında önemli bilgileri ve gelişmeleri yakından takip etme fırsatı buldu. Yetkin isimlerin SKA'lar çerçevesinde geleceğe dair öngörüleri ve özellikle Türkiye'nin izlemesi gereken yol haritasıyla ilgili pek çok öneri ve tavsiye de Sürdürülebilir Hikayeler Webinar Serisi'nde izleyicilerimizle buluştu.
10'uncu ve sonuncu webinarımız 'Sürdürülebilir Kalkınma - Etki Yatırım' başlığında yapıldı. Birleşmiş Milletler'in belirlediği 17 SKA'nın hepsini ilgilendiren ve kapsayan Etki Yatırımı başlığı hem dünya hem de Türkiye öznelinde incelenen webinarın özel oturumlarına UNDP Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü Sahba Sobhani, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yurtdışı Faaliyetler Daire Başkanı Furkan Karakaya ve Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdürü Esen Altuğ katıldı. Webinarda ayrıca, 'İşimizde Sosyal Faydayı Nasıl Ön Plana Çıkartabiliriz?' ve 'Sürdürülebilir Kalkınmayı Nasıl Sağlayabiliriz?' konulu iki ayrı panel de düzenlendi.
Etki Yatırımı webinarıyla birlikte Küresel Umut Festivali de artık bu yıl için son durağına geldi. Şimdi aralık ayında tüm paydaşların bir araya geleceği sürdürülebilirlik festivali ve Küresel Umut Ödülleri için hazırlık yapıyoruz. Elbette bir yandan da Küresel Umut Festivali 2022'nin de planlamasına başladık bile… Ocak ayında Küresel Umut Festivali'nin ilk yazısını yazarken "İnsanoğlunun serüveni bir var kalma hikayesi aslında…" diye başlamıştık haberimize… INBUSINESS olarak bu 'var kalma' mücadelesinde üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye devam edeceğimizi söyleyerek kapanışı yapıyoruz… Elbette, 2022'ye kadar…
YÜZDE 10'U ETKİYE - Esen Altuğ - Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik Işler Genel Müdürü
Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdürü Esen Altuğ, 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin esasen sürdürülebilir bir gelecek için bir yol haritası sunduğunu belirterek konuşmasına başladı.
"Global Impact Investing Network verilerine göre, 2020 yılında etki yatırımcılığı altında yönetilen varlıkların büyüklüğü 715 milyon doları aştı. Önümüzdeki yıllarda küresel finansal varlıkların yüzde 10'unun etki yatırımcılığı alanında değerlendirileceği öngörülüyor" diyerek etki yatırımcılığının büyüme hızına işaret etti.
Mart 2021'de 11'inci Boğaziçi Zirvesi'nde açıklanan sürdürülebilir kalkınma amaçları yatırımcı haritasına değinen Altuğ, haritanın özel sektör ve dış yatırım alanında önemli bir kaynak olacağını açıkladı. "En geride kalanlar olarak tabir edebileceğimiz en az gelişmiş ülkelerin en önemli destekçisi ve kalkınma ortağıyız" diyerek Gebze'de ev sahipliği yapan BM Teknoloji Bankası'nın rolünü vurgulayan Altuğ, BM ile aynı zamanda FAO aracılığıyla gıda güvenliği konusunda iş birliği yaptıklarını söyledi.
HEDEFLERE UYGUN MODEL - Furkan Karakaya - Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yurtdışı Faaliyetler Daire Başkanı
Ekonomik büyüme ve kalkınmanın en önemli iki unsurunun yatırımlar ve yatırımların finansmanı olduğunu belirten Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yurtdışı Faaliyetler Daire Başkanı Furkan Karakaya, son 15 yıllık süreçte geliştirilen finans modellerinde sürdürülebilirlik, çevre hassasiyeti ve sosyal etkinin yer almasının önem kazandığını belirtti.
Karakaya "Özellikle çok uluslu şirketlerin halihazırda yalnızca sosyal ve çevresel standartlara uyan tedarikçilerle çalışmaya başladığını, yeşil enerjiyi özellikle şart koştuğunu, lojistik alt yapının ve işgücü piyasasının sürdürülebilirlik hedeflerine uygun olup baktıklarını görüyoruz" diyerek yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyen hususlara dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Çekme Stratejisini bu durumu gözeterek belirlediklerini ileten Karakaya, etki yatırımı modeline verilen önceliğin sebebinin de sürdürülebilir kalkınmayı doğrudan desteklemesi olduğunu belirtti. Mayıs 2021'de kurulan Türkiye Etki Yatırımı Danışma Kurulu'nun kurucu sponsoru olarak da çalışmalarına destek verdiklerini söyledi.
İŞİMİZ ETKİ YARATMAK
Sürdürülebilir Kalkınma" webinarının 'Etki Yatırımı-İşimizde Sosyal Faydayı Ön Plana Nasıl Çıkartabiliriz?' isimli ilk paneli, UN-SDSN Türkiye Koordinatörü Bahar Özay'ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelin konuşmacıları; Özyeğin Sosyal Yatırımlar CEO'su Ayla Göksel, idacapital Yönetici Ortağı Cem Baytok, Tekfen Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Dori Kiss Kalafat, TSKB Genel Müdür Yardımcısı Meral Murathan, Seza Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, EYDK Genel Sekreteri Dr. Onur İlhan oldu.
FIRSAT EŞİTLİĞİ SUNULMALI
Özyeğin Sosyal Yatırımlar CEO'su Ayla Göksel, panelde yaptığı konuşmada, "Özyeğin olarak sosyal sürdürülebilirliğin üzerinde duruyoruz. Yatırım odağına her zaman insanı koyduk. Bunu yaparken de her zaman etkiyi ölçmenin çok önemli olduğunun farkındaydık" dedi ve ekledi: "Etkiyi ölçersek ancak o zaman yaptığımız yatırımın anlamlı olup ol- madığını belirleyebiliriz. AÇEV bunun için çok iyi bir örnek."
Bireylerin toplumda refah ve barış içinde yaşayabilmesinin, aynı haklara ve fırsatlara sahip olabilmesinden geçtiğini söyleyen Göksel, "Hepimiz eşit şartlarda doğmayabiliriz ama eşit fırsatlara sahip olabilirsek potansiyelimize erişebiliriz" yorumunu yaptı. Bu doğrultuda bugüne kadar yaptıkları yatırımın 500 milyon doları aştığını ifade ederek bu yatırımların yüzde 95'inin ise eğitime ayrıldığını söyledi.
TEKTONİK DEĞİŞİMLER SAĞLAYACAK
idacapital Yönetici Ortağı Cem Baytok ise 2016'dan bu yana etki yatırımlarına odaklandıklarını ve son beş yılda dokuz etki yatırımı yaptıklarını belirtti. "Etki yatırımının çok geniş bir spektrumu var" diyen Baytok, sosyal girişimlerin finansal karlılığa ulaşmak zorunda olmadığını, sosyal girişimcilerin de bu spektrum içinde yer aldığını söyledi. Ayrıca "Büyük kitlelere ulaşabilecek, toplumda da teknotik değişimler yaratacak yani alışagelmiş iş yapış biçimlerini yıkacak alanların da etki yatırımı sınıfına girdiğini biliyoruz" diye ekledi. Baytok, etki yatırımlarının temelde kalkınmayı tetikleyen alanlar olan eğitim, sağlık, finansal servisler ve mobilite alanında yapıldığını belirtti.
ÜÇ KONUYA YOĞUNLAŞTIK
Tekfen Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Dori Kiss Kalafate, şirket olarak iklim krizi, çalışanlar ve toplum, inovasyon olmak üzere üç ana konu üzerinde yoğunlaştıklarının altını çizdi. Dori Kiss Kalafat, şirket DNA'sındaki değerleri kurumsal bir çerçeveye oturtarak sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarına devam ettiklerini ve bu çalışmaları çeşitli raporlarla desteklediklerini söyledi.
İlk defa 2010'da Tekfen'in emisyon verilerini raporlamaya başladıklarını belirten Kalafate, 2018'de ise CDP'nin iklim değişikliği programına katıldıklarını ifade etti. "2020'de ise hem emisyon hem de su kullanım raporumuzla ilk defa Türkiye'den bir şirket olarak her iki program içinde dünyanın global ağı listesinde yer aldık" dedi.
PORTFÖYDE AĞIRLIK ARTIYOR
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB)Genel Müdür Yardımcısı Meral Murathan ise "Sürdürülebilir kalkınma için çeşitli hedefler koyduk. Bu doğrultuda adım adım çalışıyoruz. 'Tüm paydaşlarımızla iklim risklerinin etkilerini nasıl azaltırız?' noktasına odaklanıyoruz. Buna yönelik sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekiyor. Önümüzdeki dönemde kredi portföyümüzün yüzde 90'ını Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) oluşturacak. Yine önümüzdeki beş sene içerisinde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) portföyünün çevre ve iklim kaynaklı yatırımlardan oluşmasını bekliyoruz" diye konuştu.
MARKA DEĞERİNİZİ YÜKSELTİRSİNİZ
Seza Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Açık panelde yaptığı konuşmada, üretim tesislerinde iş sağlığı ve güvenliği ile çevre sağlığına yönelik çok ciddi yatırımlar yaptıklarını vurguladı. Bu kapsamda çevre dostu bir fabrika kurduklarını belirten Yasemin Açık, torba filtre sistemiyle dışarıya 1 miligram bile toz çıkmadığını, baca gazını geri dönüşümde kullandıklarını ve Endüstri 4.0'a uygun çevre hassasiyeti çok yüksek bir fabrika yönettiklerini bildirdi.
Yakın gelecekte AB'nin koyduğu standartlara uymayan iş yerleri ve fabrikaların ya ek vergi ödeyeceklerini ya da Avrupa'ya ürün satamayacaklarını dile getiren Açık, "Sürdürülebilir kalkınmaya uygun, çevreyi gözeten bir fabrika kurduysanız tüm dünyaya ürünlerinizi pazarlayabilir ve marka değerinizi yükseltebilirsiniz" yorumunu yaptı.
2,3 TRİLYON DOLARLIK PAZAR
'Etki Yatırımı- İşimizde Sosyal Faydayı Nasıl Ön Plana Çıkartabiliriz?' konulu panelin bir diğer konuşmacısı ise EYDK (Etki Yatırımı Danışma Kurulu) Genel Sekreteri Onur İlhan oldu. EYDK Onur İlhan, dünyada ve Türkiye'deki etki yatırımlarıyla ilgili önemli bilgiler verirken, etki yatırımcılığının Türkiye'ye sağlayacağı ciddi katkılara değindi.
Küresel ölçekte etki yatırımlarının 2,3 trilyon dolar seviyesinde olduğunu paylaşan İlhan, Türkiye'nin bu pazardan yüzde 1'lik pay aldığını söyledi. İlhan, UNDP raporundan hareketle Türkiye'nin bu alanda kendi ekosistemini kurmayı başardığı takdirde Orta Asya, Doğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'yu içine alan coğrafyada gelecek tüm yatırımlar için de bir merkez haline gelebileceğini ifade etti.
26 TRİLYON DOLARLIK FIRSAT - Sahba Sopanı - UNDP İstanbul Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü
UNDP İstanbul Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü Sahba Sobhani, 2030'a kadar sürdürülebilir kalkınma amaçlarını gerçekleştirebilmek için ilgili finansmanın sağlanması gerektiğini vurgulayarak konuşmasına başladı.
Gelişmekte olan ülkelerde 2,5 trilyon dolarlık bir finansman boşluğu olduğuna değinen Sobhani, finansal krizin giderilmesi için 4,1 trilyonluk yatırım gerektiğine dikkat çekti. Özel sektörün bu alandaki açığı gidermekte önemli bir rolü olduğunu belirten Sobhani, "Şimdiye kadar özel sektörün sosyal, kültürel ve çevresel etkileri göz önünde bulundurularak yaptığı yatırımlar 715 milyar dolara ulaştı. Gelecekte etki yatırımı dediğimiz belli kriterler gözetilerek yapılacak yatırımların potansiyeli ise 26 trilyon dolar" dedi.
Sobhani, UNDP İstanbul Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi'nin Türkiye ile iş birliği içerisinde olduğunu hatırlatarak, İslami Yatırım Bankası'yla yapılan ortak girişime ve finansman fırsatlarının değerlendirildiği yuvarlak masa toplantılarından bahsetti. 2019'da yayınlanan etki yatırımı raporu neticesinde özellikle kadın istihdamı, eğitim, mülteciler, gıda, enerji konularında yatırımın önemli olacağını ifade eden Sobhani, Türkiye ile ortak politika çalışmalarının devam edeceğini belirtti.
YENI IŞ MODELI TALEBI ARTIYOR
Küresel Umut Festivali Sürdürülebilir Hikayeler Webinarı'nın ikinci paneli 'Sürdürülebilir Kalkınmayı Nasıl Sağlayabiliriz?' başlığıyla Sosyal Sorumluluk Danışmanı-Awen for Us Kurucusu Dr. Aylin Löle moderatörlüğünde gerçekleşti.
Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) Başkanı Şafak Müderrisgil, Hedefler İçin İş Dünyası Platformu Başkanı Şükrü Ünlütürk, Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, UN-SDSN Türkiye Direktörü Dr. Tamer Atabarut ve ARGE Danışmanlık Ortağı Dr. Erkin Erimez ise panelde konuşmacı olarak yer aldı.
Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) Başka- nı Şafak Müderrisgil, panelde yaptığı konuşmada 2019'da yayınlanan Etki Yatırımı Raporu'nun yeni bir iş modeli sunduğunu ve birçok kriter getirdiğine dikkat çekti.
Kasım 2020'den itibaren Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, UNDP ve Etki Yap'ın katılımıyla ile birlikte Türkiye Etki Yatırımı Danışma Kurulu'nun (EYKD) oluşturulduğunu hatırlatan Müderrisgil konuşmasını şöyle sürdürdü:
"EYDK kurulma sürecinden sonra Mart 2021'de yatırımcı haritası oluşturarak etki yaratan yatırımlar bağlamında teknoloji, ulaşım, yenilenebilir ve alternatif enerji, sağlık, tüketim maddeleri, altyapı ve finans sektörü gibi belirlenen alanlarda 'etki yatırım modeli' gelişmesi için çalışmalarını sürdürdü."
EYKD'nın, Türkiye'de farkındalık oluşturmak ve tüm alanlarda sektör paydaşlarına ulaşmak için bu alanı sahiplendiğini ifade eden Müderrisgil, ayrıca sektörlerde bu farkındalık için çalışılırken uluslararası arenada da Türkiye'yi temsil etmeye devam ettiklerini belirtti. "Yayınladığı ilk rapor olan 'Bir Etkinleştirici Olarak EYKD' ile kurumun veriye dayalı, sistemli ve şeffaf çalışma yaklaşımını benimsediğini söyleyen Müderrisgil, raporda özellikle bütünsel kapsayıcı yaklaşımın sürdürülebilir kalkınma için öne çıktığını dile getirdi. Yeşil Mutabakat'ın EYKD'nın öncelikli konularından biri olduğunu ifade eden Müderrisgil, etki yatırımı perspektifi ile katkı sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
EKONOMİK BÜYÜME SEÇENEĞİ DEĞİL
Hedefler İçin İş Dünyası Platformu Başkanı Şükrü Ünlütürk, KOBİ'ler nezdinde rekabet gücü nasıl arttırılabilir konusunu işlediği konuşmasında, sınırda karbon vergisi ve döngüsel ekonomi başlıklarının önemine değindi.
Ünlütürk, "Yeşil Mutabakat'a uyum sağlamak için iş dünyası ve kamunun bir araya gelerek kapsamlı bir iş programı çıkarması gerekiyor. Biz bunlarla ilgili çok kapsamlı saha çalışmaları yapıyoruz" dedi. Kaynak kullanımı, atık yönetimi gibi konular üzerinde çalışıldığını ifade eden Ünlütürk, Yeşil Mutabakat'ın ortaya çıkması ile uyum sağlamaya yönelik kapsamlı bir program hazırladıklarını vurguladı ve konuşmasına şöyle devam etti: "KOBİ ve OBİ'lerimiz için sınırda karbon düzenlemesi konusunda farkındalığını artırmak, ihtiyaçları doğru analiz ederek mekanizmalar ortaya koymak ve buna göre yol haritası çıkararak rehberlik ve danışmanlığını sunmak konusunda yoğun bir şekilde çalışıyoruz."
Sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik büyüme için bir seçenek olmaktan çıktığının altını çizen Ünlütürk, "Bu artık hayatın kalbinde yer alıyor, iş yapmak isteyen her işletme ve ülke artık bunu bilerek iş modeli oluşturması gerekiyor" dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANSMAN
Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, panelde yaptığı açıklamalarda, Kalkınma Yatırım Bankası'nın 46 yıllık tarihi boyunca kalkınma finansmanı sağladığına dikkat çekti.
Sürdürülebilir kalkınma yönünde finansman çeşitlendirmesinin çok daha önemli hale geldiğini belirten Yıldız, banka olarak 2018'de yatırım bankacılığı ile alternatif finansman araçları kazandırmaya başladıklarını dile getirdi. Sermaye kaynaklarının arttırılması ve alternatif yatırımcılara finansman sağlamak için çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kalkınma bankacılığı alanında yurt dışından Türkiye'ye getirdiğimiz kaynak 5 milyar dolar seviyesinde. Üçte birini son 3 yılda getirdik ve tamamını ülkemizde sürdürülebilir kalkınma yatırımlarını finanse etmek için kullandırdık."
Sürdürülebilirlik konusunda gündem oluşmadan önce de çalışmaya başladıklarını ifade eden Yıldız, bunun iletişimini yapmadıklarını belirtirken, zamanla iletişimin de önemli olduğunu anladıklarını da not düştü.
FARKINDALIK SAĞLANMALI
UN-SDSN Türkiye Direktörü Dr. Tamer Atabarut, sürdürülebilir kalkınma için teknolojik gelişim, eğitim ve bilgi birikim aktarımının önemine değindi. Yeşil dönüşüm için iş birliklerinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Atabarut, "En çok ihracat yaptığımız AB'den düzenlemeler geliyor. Temmuz ayından itibaren bu bağlamda yol haritaları belirleniyor. Çevresel, sosyal ve yönetişim boyutunda yatırımcılar aranıyor, yani sürdürülebilir iş modelleri bekleniyor. Müşteriler tarafından da bunun artık bir talep olduğunu görüyoruz. Çalışanlardan da çok ciddi talepler geldiğini biliyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kullanılarak onlarda kuruma daha fazla bağlanabilir. Topyekün bir değişim ve dönüşüme ihtiyacımız var. Bunun için eğitime ihtiyacımız var" dedi.
Global olarak beş yıldır düzenli olarak kalkınma amaçları konusunda ülkeleri takip edip yayınladıkları raporlar olduğunu belirten Atabarut, gözlemlerine göre Kuzey Avrupa ülkelerinin ilk sıralarda olduğunu gördüklerini belirtti ve Türkiye'nin bu sıralamada 70'inci sırada olduğunu vurguladı.
Atabarut, "Renk kodları veriyoruz ve 17 amacın hiçbirinde maalesef Türkiye henüz hiç yeşil renge sahip değil" dedi. Dünya genelinde yemyeşil olan bir karnenin henüz olmadığını da söyleyen Atabarut, 2020'den beri sürdürülebilir kalkınma endeksi değerinin global olarak da aşağıya düştüğünü gözlemlediklerini ifade etti.
YENİ YOL HARİTALARI
ARGE Danışmanlık Ortağı Dr. Erkin Erimez ise panelde standardizasyonun önemine vurgu yaptı ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ekvador Prensipleri diye gönüllü bir prensip kurulduğunu ve 100'e yakın bankanın bunları imzaladığını bu sayede kaynak sağlamada standardizasyon ortaya çıktığını görüyoruz."
Kapsayıcılığın önemine de değinen Erimez, kurumların şahısların değil aslında toplumun malı olduğunu, bunun nedenini de bir kurumun başına bir şey geldiğinde tedarikçisinden tüketicisine kadar herkesi etkilemesine bağlıyarak etki bazlı düşünmek gerektiğini ifade etti. 2050 Avrupa'nın kalkınma planında sürdürülebilir iş modelleri olduğuna değinen Erimez, "Şirketler bunları görmeli ve ona göre gelişmeli, hedef belirlemeli. Yoksa yok olmaya mahkumlar. Önümüzdeki 20-30 sene içinde birçok meslek yok olacak. Amacımız iyi örnekleri ortaya koyarak gelişimi sağlamak. Yeni yol haritaları çizmelerini sağlamak için çalışıyoruz" dedi.
Türkiye'de bu konuda çok az iyi örnek çıktığını belirten Erimez, ABD, İngiltere, Almanya ve Güney Afrika'nın öne çıktığını ifade ederek, "Sürdürülebilirlik hayatımızın bir parçası ve bu konuda insan kaynağı, riskleri yönetmek çok önemli. Şirketler, tüm hayatı etkileyen stratejilerle iş modelleri oluşturmaları gerektiğinin ve toplumu kalkındırmaları gerektiğinin farkına varmak zorundalar." diye konuştu.