Temiz Enerji, Hemen Şimdi!

11:37 - 08.12.2021, Çarşamba

INBUSINESS Dergisi ve Turkuvaz Medya Grubu'nun ev sahipliğinde Türkiye'de ilk kez hayata geçirilen Küresel Umut Festivali Sürdürülebilir Webinar Serisi'nin 8'incisi'nin gündemi Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın 7'nci Maddesi 'Erişilebilir ve Temiz Enerji' oldu.

INBUSINESS

Avrupa'nın bu kış başlarken yaşadığı enerji krizi ne yazık ki ilk değil ve son da olmayacak. Kuşkusuz 'enerji' tüm insanlığın en başat sorunlarından biri. Su gibi insanlığın varlığını devam ettirebilmesi için temel ihtiyaçlardan biri olan enerji aynı zamanda Birleşmiş Milletler'in (BM) belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın (SKA) gerçekleştirilmesinde de kilit rol oynuyor. Zira SKA'ların 7'nci maddesi de 'Erişilebilir ve Temiz Enerji' başlığını taşıyor.

BM, enerjiye erişilebilirliğin önemine dikkat çekiyor. Aynı zamanda enerjiye olan talebin artmasıyla birlikte fosil yakıtlar nedeniyle sera gazı emisyonlarının artışı da vurgulanarak, sürdürülebilir 'temiz enerji' alternatiflerinin hızla yaygınlaşmasını amaçlıyor. Yenilenebilir yani güneş, rüzgar ve termal enerji yatırımları bu maddenin kilit noktasını oluşturuyor.

2030 hedeflerine ulaşabilmek için temiz enerjiye 4 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerektiği hesaplanıyor. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için devlet ve özel sektör bir arada çalışıyor. Bir yanda sanayide AB Yeşil Mutabakat uyum çalışmaları devam ederken özellikle fosil yakıt yatırımlarına finansman bulmak oldukça zorlaştı. Yeşil finansman modelleri gün geçtikçe artıyor. Bankalar artık kredi kriterlerinde karbon emisyonlarını da değerlendiriyor. Temiz enerjiye son 20 yılda yapılan yatırım fosil yakıtların üç katına çıkmış durumda. Türkiye'de en son Paris İklim Antlaşması'na imza atarak Karbon Nötr olma yolunda ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Artık enerji sektörü, üretiminden kullanımına, finansmanından yeni teknolojilere kadar geri dönülemez bir şekilde değişmeye başladı…

Turkuvaz Medya Grubu ve INBUSINESS öncülüğünde, sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturma misyonuyla başlatılan Küresel Umut Festivali kapsamında düzenlenen Sürdürülebilir Hikayeler Webinar Serisi'nin 9'uncusu 'Temiz Enerji' başlığıyla geçen ay gerçekleştirildi.

Webinar'da temiz enerjinin dünyadaki ve Türkiye'deki gelişimi, yeşil ekonomi, enerji verimliliği ve hidrojen enerjisi gibi önemli konular masaya yatırıldı. Özel oturumlarda, Global Resources Partnership Yönetim Kurulu ve London Energy Club Kurucu Başkanı Mehmet Öğütçü, ParthanUluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı Bölgeler Birimi Başkanı Binu Parthan - Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı Bölgeler Birimi Başkanı, Avrupa Konseyi ve Avrupa İklim Değişikliği Vakfı Üyesi Julian Popov ve ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gökalp konuşmacı olarak temiz enerji konusundaki gelişmeleri izleyicilerle paylaştı.

Webinar'da iki ayrı panel de düzenlendi. Moderatörlüğünü EY Türkiye Enerji Sektör Lideri Erkan Baykuş'un yaptığı 'Yenilenebilir Enerjinin Geleceği' konulu panelde GE Türkiye Chairwoman'ı Canan M. Özsoy, Akbank Yatırım Bankacılığı Bölüm Başkanı Hakan Birhan, Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Kayrıl Karabeyoğlu ve ESCON Enerji Genel Müdürü Onur Ünlü konuşmacı olarak yer aldı.

Temiz Enerji webinarının 'Enerjide Dönüşüm Nasıl Olacak?' başlıklı 2'nci paneli, Hacettepe Üniversitesi Yeni ve Temiz Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aynur Eray'ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelin konuşmacıları; Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü (CESD) Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Verimliliği ve Çevre İdare Merkezi Başkanı Dr. Abdullah Buğrahan Karaveli, Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Başkanı Bülent Şen ve İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İlhan Kocaaslan oldu.

ÖZEL OTURUMLAR

YENİLENEBİLİR ENERJİNİN PAYI ARTACAK

Binu Parthan - Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı Bölgeler Birimi Başkanı

Sürdürülebilir Hikayeler Webinar Serisi'nin ilk özel oturumuna konuk olan Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı Bölgeler Birimi Başkanı Binu Parthan, enerji verimliliğinin Paris İklim Anlaşması'nda temelleri atılan sera gazı emisyonlarını azaltma hedefindeki rolünden bahsetti. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konusunda bazı kilit teknolojilerin hayati öneme sahip olduğuna değinen Parthan, Türkiye'deki yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılabilmesi için bu teknolojilerin ulaşım gibi alanlarda yaygınlaşması gerektiğini dile getirdi.

Parthan, pandeminin ülkelerin yeşil ekonomik programlara geçmesini hızlandıran bir etken olarak görülebileceğini belirterek bu yeşil enerjiye geçişle ilgili yapılacak yatırımların avantajlarını açıkladı. "Bizim analizlerimize göre yeşil enerjiye geçişle ilgili yapılan yatırımların sonucu yaratılacak istihdam imkanları fosil temelli teknolojilerin yaratacağı istihdamın 2,5 katı olacak" diyen Parthan, ayrıca enerji sektöründe kadınlara iş imkanı sağlanmasının da yüzde 50 artacağına işaret etti. 2020'de yenilenebilir enerji üretme kapasitesinin 261 GW'ye çıktığını belirten Parthan, yenilenebilir enerji kullanmanın getirdiği maliyetlerin giderek azalacağını ve fosil temelli enerji kullanımından daha ucuza mal edileceğini açıkladı.

Türkiye'de belediyeler ve hükümetle birlikte bir güneş simülatörü geliştirmekte olduklarını söyleyen Parthan, Türkiye'de yenilenebilir enerji payını arttırarak enerji dönüşümünü hızlı bir şekilde devreye sokmayı hedeflediklerini iletti.

TEMİZ ENERJİ FIRSATI
Mehmet Öğütçü - Global Resources Partnership Yönetim Kurulu ve London Energy Club Kurucu Başkanı


Global Resources Partnership Yönetim Kurulu ve London Energy Club Kurucu Başkanı Mehmet Öğütçü, öncelikle Türkiye'de enerji üretiminin yüzde 37'sinin yenilenebilir enerjiden sağlandığına vurgu yaparak Türkiye'nin enerji dönüşümünde birçok AB ve OECD ülkesinin önünde olduğunu söyledi.

2020'de dünya çapında enerji sektörüne yapılan yatırımın 1,5 trilyon dolarının 2/3'ünün yenilenebilir enerjide olduğuna dikkat çeken Öğütçü, Türkiye'nin ağırlığını temiz enerjiye kaydırmasının sanayicilere fırsat sunacağını belirtti.

Öğütçü, iki ay önce düzenlenen London Energy Club zirvesinde Dünya Bankası, IBRD, Avrupa Yatırım Bankası ve ticari bankalar tarafından verilen ortak mesajın fosil yakıtlar için finans sağlanmayacağı yönünde olduğunu söyledi. 2030'a kadar petrole, 2040'a kadar ise doğalgaza olan talebin zirveye çıkacağını ve sonrasında hızlı bir şekilde düşeceğini hatırlatan Öğütçü, yenilenebilir enerji üretmek için gerekli teknoloji envanterinin yenilenmesinin Türkiye için önemli bir avantaj olacağını ifade etti.

ENERJİ İŞ BİRLİĞİNDE KAZANÇ
Julian Popov - Avrupa Konseyi ve Avrupa İklim Değişikliği Vakfı Üyesi


Avrupa Konseyi ve Avrupa İklim Değişikliği Vakfı Üyesi Julian Popov, enerji fiyatı krizinin yenilenebilir enerji ve fosil enerji kullanımı konusunda iki bloğa ayrılan taraflar sebebiyle yaşandığını açıkladı.

Sistemsel bir dönüşüme şahitlik ettiğimizi değinen Popov, enerji sisteminin birbirinden bağımsız bir şekilde işleyebilen çoklu teknolojiye dayanması gerektiğini vurguladı. Enerji politikalarının en ehemmiyetli bileşeninin enerji sektörünün talep kısmı olduğunu açıkladı. Büyük enerji santralleri kadar gözde olmayan ısıtma konusunun daha çok önemsenmesi gerektiğini belirten Popov, Türkiye'nin güneş enerjisiyle ısıtma alanında şanslı bir ülke olduğunu söyledi. Elektrik ve gaz fiyatları konusunda belirli bir alanda ülkelerin kendilerini istikrarlı hale getirmeleri gerektiğini, İngiltere'de yaşanan krizin fiyatların korunamaması sebebiyle olduğunu belirtti. Türkiye ve AB arasında bir enerji iş birliği yapısının oluşturulmasının iki tarafa da kazanç sağlayacağını açıkladı.

HİDROJEN POTANSİYELİ
Prof. Dr. İskender Gökalp - ODTÜ, Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi


Sürdürülebilir Hikayeler webinarının Türkiye ve Hidrojen başlıklı son özel oturum konuğu ODTÜ, Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gökalp, hidrojenin temiz bir yakıt ve enerji taşıyıcısı olarak döngüsel ekonomi için öneminden bahsetti.

"Hidrojenin küresel çekişmeleri, ülkeler arası kavgaları, çevresel kirlilik ve sağlık sorunlarını, büyük devasa altyapı gereksinimlerini en aza indirecek potansiyeli var" diyen Gökalp, bu potansiyelin yanında risklerin de bulunduğunu ifade etti. Hidrojenin yanma hızının metan gazına oranla 10 kat fazla olduğuna değinen Gökalp, bu riskin hidrojen stratejileri geliştirerek minimuma indirilebildiğini söyledi

"Türkiye'nin doğalgaz ithalatını ve karbon ayak izini azaltacak, güvenli ve de teknolojide hamle yaptıracak bir hidrojen stratejisi oluşturmalıyız" ifadesini kullanan Gökalp, İngiltere'nin 1965'te Kuzey Denizi'nde doğalgazı keşfetmesiyle beraber enerji sistemini dönüştürmesinin bu konuda iyi bir örnek olduğunu söyledi. Ulusal hidrojen ajansı, H2tek geliştirme fonu, hidrojen dağıtımı ve depolanması altyapısı oluşumunun Türkiye için önem arz ettiğini belirtti.

YENİLENEBİLİR ENERJİNİN GELECEĞİ

Moderatörlüğünü EY Türkiye Enerji Sektör Lideri Erkan Baykuş'un yaptığı 'Yenilenebilir Enerjinin Geleceği' konulu panelde GE Türkiye Chairwoman'ı Canan M. Özsoy, Akbank Yatırım Bankacılığı Bölüm Başkanı Hakan Birhan, Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Kayrıl Karabeyoğlu ve ESCON Enerji Genel Müdürü Onur Ünlü konuşmacı olarak yer aldı.

GE Türkiye Chairwoman'ı Canan Özsoy sürdürülebilirlik ve karbon emisyonlarını azaltmaya dair gerçekleştirdiği konuşmada "Etkilerini hala yaşamaya devam ettiğimiz pandemiyi değerlendirirken sıradaki en büyük küresel sorunun iklim krizine bağlı değişimler olacağını her zaman dile getiriyorduk. Ne yazık ki iklim krizinin etkilerini eskiye göre çok daha sert doğa olayları ile yaşamaya başladık" diyerek neredeyse her gün yeni bir afet haberiyle karşılaştığımızı dile getirdi.

Küresel Umut Festivali'ne atıfta bulunan Özsoy, "Tıpkı bu toplantının başlığı gibi küresel bir umuda ihtiyacımız var. Sürdürülebilirliğe odaklanan bakış açımız daha büyük önem kazandı. Şirketler ve ülkeler daha gerçekçi ve somut adımlar atmaya başladı" dedi. General Electric'in karbon nötr olma taahhütü hakkında da açıklamalar yapan Özsoy, "2030'a kadar karbon ayak izimizi sıfırlayacağız. Dünya çapında binden fazla tesisimizde bu yönde çalışmalar yapılıyor. 2019'da, yaptığımız bu çalışmalar sayesinde 2010'a göre sera gazı emisyonlarımızı yüzde 21 oranında azalttık. 2050'ye kadar sadece kendi operasyonlarımızı değil sunduğumuz ürün ve çözümlerin kullanımından kaynaklanan kapsam 3 emisyonları kaynaklı karbon salınımımızı da sıfırlayacağız" dedi.

Bu hedeflerin teknolojik gelişmelerle mümkün olabileceğini belirten Özsoy, teknolojik gelişmeler için 2020'de 3,8 milyar dolar kaynak ayırdıklarını ifade etti. Sağlık ve havacılık alanında da faaliyetlerde bulunan GE, havacılık sektöründe Ar-Ge için 2020'de global olarak 1,8 milyar dolar harcadıklarını, açık fan mimarisi ile en verimli jet motorlarından yüzde 20 daha az yakıt tüketen ve yüzde 20 daha az karbon emisyonu üretecek bir teknoloji üstünde çalıştıklarını söyledi ve ekledi; "Gelecekte tek koridorlu uçakların sadece yüzde 10'u bu teknolojiyi kullanmaya başlarsa karbondioksit emisyonları her yıl yaklaşık 8 milyon metrik ton azalacak."

Yenilenebilir enerji alanında dijitalleşmenin önemine vurgu yapan Özsoy, "Bir tek rüzgar santralinin dijitalleşmesi dahi yüzde 20'ye kadar türbin başı verimlilik sağlıyor. Dijital ikizler oluşturarak türbinlerin sorunlarını öngörebiliyor ve ona göre adım atabiliyoruz" dedi. Pandemi sırasında temiz enerji konusunun daha çok vurgulandığını ifade eden Özsoy, 2020'de yenilenebilir enerjinin 2019'a göre yüzde 50 arttığını, 2050 itibarıyla küresel enerji talebinin bugünkünden yüzde 8 daha az olacağının öngörüldüğünü ve bu enerji miktarıyla 2 milyar daha fazla insana hizmet verilebileceğini söyledi. Bu enerjinin yüzde 90'ının yenilenebilir kaynaklardan geleceğini, bunun yüzde 70'inin güneş ve rüzgardan sağlanacağını geri kalan kısmında ise nükleer enerjinin olacağını aktaran Özsoy, kapsamlı dönüşüm için güneş ve rüzgar santralleri üretmekten ziyade depolamanın da önemli olduğunu belirtti.

200 MİLYAR LİRA

Akbank Yatırım Bankacılığı Bölüm Başkanı Hakan Birhan, yenilenebilir enerjinin bankalar için bir başarı hikayesi olduğunu, Türkiye'de yenilenebilir enerji dönüşümünde büyük rol oynadığını dile getirdi ve ekledi; "Akbank, dönüşüme sadece para vermiyor aynı zamanda teknik analizler, çevre kontrolü ve paranın doğru yere akıp akmadığını bankaların yaygın ağları sayesinde kontrol ediyor." Birhan ayrıca, 2016'dan beri Akbank'ın sadece yenilenebilir enerjiye kredi verdiğini ve artık fosil yakıt yatırımlarına kredi vermeyeceklerini taahhüt ettiklerini vurguladı ve yenilenebilir enerjiye verilen desteğin nedenleri arasında çevrenin ön planda olması dışında yerli kaynakların kullanılabilmesi konusunun da buraya yönelmede önemli bir etken teşkil ettiğini ifade etti.

Yeni Yekdem ve YEKA'lara da adapte olduklarını belirten Birhan, çatı güneş enerji santrali(GES) projelerinin çok önemli olduğunu ve Akbank'ın gerekli desteği sağlamaya çalıştığını söyledi ve ekledi; "Yenilebilir enerjide Türkiye'nin en önemli kaynaklarından bir tanesi güneştir. Buranın desteklenmesini önemli buluyoruz." Düşük karbon ekonomisine geçişte 2030'a kadar 200 milyar lira seviyesinde sürdürülebilir kredi vermeyi planladıklarını aktaran Birhan, büyük bir kısmının yenilenebilir enerjiye verileceğini ve burada en büyük desteğin çatı GES'lere olacağını ifade etti. Sürdürülebilir finansman konusuna da değinen Birhan, verimli çalışma ve karbon emisyonlarını düşürmek adına temas ettikleri noktalarda birlikte çalıştıklarını ve bu şekilde adlandırılan kredi ve bonoların dünyaya bakıldığında Ağustos 2021 sonu itibarıyla 630 milyon dolara çıktığını söyledi.

HİDROJEN VE DEPOLAMA

Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Kayrıl Karabeyoğlu panelde yaptığı konuşmada dünyada yenilebilir enerji kaynaklarının toplam üretimin yüzde 25-30'unu temsil ettiğini, konvansiyonel enerjinin hala bir numaralı kaynak olduğunu ifade etti ve yenilenebilir enerjiye olan yatırımların devam etmesi durumunda, 2040'ta yenilenebilir enerjinin dünyada bir numaraya yükseleceğini dile getirdi.

Maliyetlerin yatırımlar açısından önemini, "Son 10 yılda güneş enerjisinde kullanılan panellerin fiyatlarında yüzde 80'lik bir düşüş gerçekleşti. Rüzgar türbinlerinde yarı yarıya düşüşler meydana geldi. Böylelikle yatırımcılar her fırsatta yatırıma başladılar" sözleriyle açıkladı. Türkiye'nin hidroelektrik yatırımlarıyla yenilenebilir enerjiye geçtiğini ve potansiyelinin yüzde 65'ine ulaştığını ifade eden Karabeyoğlu, rüzgar ve güneşe büyük bir kayış olduğunu ve potansiyelin henüz yüzde 10-15'ini kullanabildiğini vurguladı.

Türkiye'de rüzgar 10 bin güneş işe yaklaşık yedi bin megavat seviyesinde. Karabeyoğlu bu rakamların yükselerek 100 binli seviyeleri görmesini beklediklerini belirtti. Türkiye'nin güneş enerjisi alanında ışıma oranları bakımından İspanya ve Portekiz'le aynı olduğunu ve bu ülkelerin Avrupa'daki ilk üçteki ülkeler olduğunu söyleyerek potansiyelini de ortaya koymuş oldu. Karabeyoğlu, Akfen'in 2018'den itibaren sadece güneş ve rüzgara odaklandığını, kurulu santrallerde büyümeyi ve hibrit santrallere geçmeyi istediklerini söyledi.

Hidrojenin önemini vurgulayan ve gelecek 10 yılda o alana da odaklanacaklarını belirten Karabeyoğlu, teknoloji olarak da depolamaya ayrı bir önem verilmesi gerektiğini kurulu santrallerin yüzde 2-3'ünde depolama olduğunu dolayısıyla önünün açık olduğunu söyledi. Karbon ticareti ile ilgili de konuşan Karabeyoğlu, piyasanın etkin işlemediğini ama zaman içinde artan ticaret boyutunun bu durumu değiştireceğini ifade etti. Ağır sanayi, ulaşım gıda üretimi gibi en çok emisyonu olan sektörler olduğunu aktaran Karabeyoğlu Türkiye'nin rekabeti kaybetmeden nasıl öne geçerizin sorgulanması gerektiğini de vurguladı.

İLK YAKIT ENERJİ VERİMLİLİĞİ

ESCON Enerji Genel Müdürü Onur Ünlü de verimliliğe dikkat çektiği konuşmasında, dünyanın en yeni enerji kaynağının enerji verimliliği olduğunu söyledi. Ünlü, "Enerjimizin ne kadarını artırırsak aslında o kadarını tedarik etmiş oluyoruz" derken enerji performans sözleşmelerinin en yaratıcı enerji finansmanı olduğunu ve ortalama 30 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu hatırlattı. Yıllık enerji yatırımlarının 2 trilyon dolar olduğunu ve yaklaşık 250 milyar dolarının enerji verimliliği yatırımları olduğunu ifade eden Ünlü, değişen dünya koşulları ve iklim yasalarının etkisiyle 2 trilyon doların 5 trilyon dolar mertebesine geleceği öngörüldüğünü söyledi.

Karbon emisyonlarının azaltılması ve hedeflerin tutturulması için ilk yakıt olarak yüzde 40'ının enerji verimliliğinden geleceğinin öngörüldüğünü belirten Ünlü, "250 milyar dolarlık yatırımların yıllık 750 milyar dolar seviyesine çıkması bekleniyor" dedi. İklim yasasının özellikle enerji verimliliği yatırımlarının performans sözleşmeleri üzerinden desteklenmesi ve farkındalığın artırılmasına vurgu yaptığına dikkat çeken Ünlü, "Dünyada 30 milyar dolar olan verimlilik pazarının 100-120 milyar dolar bandına çıkması planlanıyor. Türkiye'de de bu pazarın 1-1,5 milyar dolar olması kaçınılmaz. Bu sözleşmeler yenilenebilir enerji kaynaklarını da işin içine kattığı için enerjinin dönüşümünü kombine edip bir taşla iki kuş vurma şansınız var" dedi. Verimlilik artırıcı proje desteklerinin Enerji Bakanlığı tarafından da verildiğini belirten Ünlü, farkındalığın ülke genelinde artırılmasının bu teşvikleri de destekleyeceğini ifade etti ve sanayi devrimlerini kaçırsak da bu devrimi kaçırmamak adına teşvikleri bilmeyen kesimlere aktarılmasının önemini vurguladı.

ENERJİDE ZİHNİYET DEĞİŞİMİ

Temiz Enerji webinarının 'Enerjide Dönüşüm Nasıl Olacak?' başlıklı 2'nci paneli, Hacettepe Üniversitesi Yeni ve Temiz Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aynur Eray'ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelin konuşmacıları; Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü (CESD) Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Verimliliği ve Çevre İdare Merkezi Başkanı Dr. Abdullah Buğrahan Karaveli, Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Başkanı Bülent Şen ve İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İlhan Kocaaslan oldu. Katılımcılar panelde temiz enerjiye dayalı bir sistemin nasıl kurulacağı sorusuna cevap aradı.

LİDER ÜLKENİN ENERJİSİ

Panelin ilk konuşmacısı olan Prof Dr. Volkan Ediger yakın gelecekte egemen güç olacak ülkenin özelliklerine değinerek söze başladı. Bir ülkenin egemen güç olmayı sürdürebilmesinin o dönemin enerji kaynaklarına sahip olabilmesinden ve bu kaynakları kullanabilme becerisinden geçtiğini aktardı. Sanayi devriminden sonra toplumların ağırlıklı olarak kömür kullanmaya başladıklarını hatırlatan Ediger zaman içinde kömürün yerini petrole, petrolün de doğal gaza bıraktığını ifade etti. "Şu anda temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru önemli bir geçiş sürecini yaşıyoruz" diyen Ediger konuşmasını şöyle sürdürdü: "Geçiş süreçleri hep sancılı olmuştur. Dominant enerji güçleri bu egemenliği kolay kolay bırakmak istemezler. Geçmişteki akışa baktığımızda yakın gelecekte hidrojence zengin bir enerji kaynağının başat güç olacağını söyleyebiliriz."

YERLİ TEKNOLOJİ GELİŞTİRİLMELİ

Panelin 2'nci turunda ise Ediger, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı ancak yenilenebilir enerjide imkanlarının fazla olduğunu vurgulayarak bundan istifade etmesi gerektiğine dikkat çekti. "Tükettiğimiz dört enerjinin üçünü dışarıdan alıyoruz ki bunun mali karşılığı bazı yıllar 50-60 milyar dolara ulaşıyor. Dolayısıyla enerji arz güvenliği Türkiye'nin en başta gelen sorunlarından bir tanesi" dedi ve ekledi: "Türkiye'nin bu sorunu halledemeden 21. YY'da başarılı olma şansı yok, temiz enerjiye dayalı yerli teknolojiyi geliştirmemiz gerekiyor."

ENERJİ PERFORMANS SÖZLEŞMELERİ

Dr. Buğrahan Karaveli Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın küresel eğilimler ve ulusal gereklilikleri takip ederek hareket ettiklerini söyleyerek enerji verimliliğini sağlamak ve yerli teknolojileri geliştirmek için çalıştıklarını, enerji regülasyonları gerçekleştirdiklerini, bu anlamda çeşitli modeller üzerinde ilerlediklerini aktardı. 2020'de yürürlüğe giren, bu yıl ilk uygulamaları kamuda gerçekleştirilen enerji performans sözleşmelerine de konuşmasında yer verdi ve şunları söyledi: "Enerji performans sözleşmeleri her sektörde uygulanabilir. Yatırım yapmadan tasarrufa imkan sağladığı için bina ya da işletme sahibine büyük avantaj sunuyor. Enerji verimliliği çalışmalarının yönetici yürütücü tarafının enerji performans sözleşmeleri olduğunu düşünüyorum."

2017-2023 yıllarını kapsayan ve ulaştırmadan sanayiye pek çok sektörü içine alan Ulusal Enerji Eylem Planı'ndaki hedefleri ise Karaevli şöyle özetledi: "2023'ün sonuna kadar özel sektöre 11 milyar dolarlık yatırım yapılacak bunun karşılığında birincil enerji arzında yüzde 14'lük enerji düşüşü hedefleniyor. Bu da 24 milyon tonaj petrolün kullanılmaması ayrıca 67 milyon ton civarında sera gazı emisyonu azalması demek."
2017-2020 arasında eylem planı kapsamında enerjiye yönelik özel sektöre kamunun 4,8 milyar dolar yatırım yaptığı bilgisini paylaşan Karaevli enerjiden elde edilen yıllık tasarrufun 1,2 milyar dolar olduğunu söyledi. Karaveli, "Enerji yatırımları dört yılda amorti edebilecek düzeyde" dedi ve ekledi: Bu anlamda Türkiye'de enerji yatırımları oldukça cazip."

YENİ YAPTIRIMLAR GELİYOR

Prof. Dr. İlhan Kocaaslan, küresel ısınmanın sanayi devrimiyle birlikte başladığını ve karbon salınımının zaman içinde giderek arttığını söyleyerek söze başladı. "Kyoto Protokolü, Paris İklim Anlaşması tüm dünyanın gündeminde" diyen Kocaaslan Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat Planı ile karbon emisyonunu azaltmak için sınırda karbon düzenlemesinin uygulanacağını da hatırlattı. Karaaslan "Bu konu ülkemizi yakından ilgilendiriyor. Şirketler bu doğrultuda kendine tanınan kota kadar salınım yapabilecekler" dedi ve ekledi: AB ülkelerine ihracat yapan diğer ülke şirketlerine sınırda emisyon ticaret sistemi fiyatları üzerinden vergilendirme uygulanacak."

HİDROJEN GELECEĞİN ENERJİSİ

"Bizim enerji kaynaklarımız değil Ar-Ge ve enerji dönüşüm teknolojileri alanındaki üretimlerimiz eksik" diyen Karaaslan devam etti: "Bizim bu alanda çok ciddi Ar-Ge çalışmaları yapmamız gerekiyor. Gelecekteki enerji kaynaklarının ilk sırasında kesinlikle hidrojen var. Hidrojen enerjisini stratejik alan olarak belirleyip çok hızlı şekilde bu alanda çalışmaların başlatılması gerektiğine inanıyorum. Hidrojenden sonra üzerinde durulması gereken bir diğer enerji alanı ise küçük modüler nükleer reaktörler... Bu reaktörler artık dünyada kullanılmaya başlandı. Bunlar kesinlikle güvenlidir, riski yoktur."

14 MİLYON KİŞİYE İSTİHDAM

Panelin son konuşmacısı Bülent Şen, bu alana dair çarpıcı rakamlar vererek söze başladı: "2030'a kadar temiz enerji için 4 trilyon dolarlık yatırım yapmak gerekiyor. Fosil yakıtlar için ise yatırım finansmanı bulmak inanılmaz zorlaştı. Temiz enerjiye son 20 yılda yapılan yatırım fosil yakıtların üç katından fazla. Ayrıca yine 2030'a kadar 14 milyon kişiye bu alan yeni istihdam sağlayacak. Fosil yakıtlarda da 4 milyon kişi işini kaybedecek."

ENERJİ KAYNAKLARI ÇEŞİTLENDİRİLMELİ

Türkiye'de yenilenebilir enerji maliyetlerinde geçen yıllara kıyasla çok büyük bir düşüş, verimlilikte ise artış olduğuna dikkat çeken Şen, sıfır karbona için enerji fiyatlarının düşmesi gerektiğini de hatırlattı. Geçiş sürecinde yapılması gerekenleri ise şöyle özetledi: "İstihdam yaratmak, enerji verimliliğini sağlamak, biyoenerji ve temiz enerjiye ağırlık vermek, karbon tutma teknolojilerine odaklanmak, akıllı şebekeye geçmek gerek... Hidrojen bazlı yakıtlar zaten artık olmazsa olmaz..."
Şen konuşmasını bitirirken Eylül 2021 verilerine göre Türkiye'deki toplam kurulu enerjinin yüzde 52'sinin yenilenebilir tarafta olduğunu söyledi. Şen ayrıca Türkiye'deki linyit rezervlerine de değinerek bu kaynaklardan tamamen vazgeçmek yerine çevreye zararını en aza indirmek için çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti.

BİZE ULAŞIN