Küresel Umut Festivali ‘Sürdürülebilir Kentler Webinarı' gerçekleşti
Turkuvaz Medya Grubu ve ekonomi dergisi INBUSINESS öncülüğünde sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturma misyonuyla başlatılan Küresel Umut Festivali kapsamında düzenlenen 'Sürdürülebilir Hikayeler Webinar Serisi'nin sekizincisi 'Sürdürülebilir Kentler' webinarı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın katkılarıyla gerçekleşti.
Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda önemli konuşmacının katıldığı 'Sürdürülebilir Kentler' webinarının açılış konuşmasını INBUSINESS Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hülya Güler yaptı. Webinar özel oturumlarında; Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı - Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Birol Ekici, Dünya Yeşil Binalar Konseyi (WGBC) Danışmanı Dr. Duygu Erten ve Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN-Habitat) İcra Direktörü Maimunah Mohd Sharif sürdürülebilir kentler konusundaki gelişmeleri dinleyicilerle paylaştı. Webinarda 'Akıllı Şehirler' ve 'Yaşanabilir Şehirler' başlıklı iki ayrı panel de yapıldı.
2030'A KADAR DEVAM EDECEK
Hülya Güler webinarın açılış konuşmasında sürdürülebilir şehirciliğin odağında insan olduğunu belirterek insanların ve tüm canlıların yaşam kalitesini daha da artırmanın yolunu bulmak zorunda olduğumuza dikkat çekti. Güler şehirlerde sürdürülebilir yaşam anlayışının uygulanabilmesinde; siyasi, ekonomik ve sosyal düzlemde alınan kararların ve merkezi yönetim birimlerinin uygulamalarının önem arz ettiğini belirtti ve şöyle devam etti, "Turkuvaz Medya olarak 'sürdürülebilirlik' konusunu önemsiyor ve hepimizin geleceği için elimizi taşın altına koyuyoruz. Tüm kanal ve yayınlarımızda bu konunun önemine dikkat çeken ve kamuoyunu bilinçlendiren çalışmalara yer veriyoruz." Güler, INBUSINESS Dergisi'nin farkındalık oluşturmak amacıyla başlattığı Küresel Umut Festivali'nin geleneksel hale getirilerek 2030'a kadar devam edeceğini de söyledi.
DOĞA, TARİH VE KÜLTÜR KORUNMALI
Özel oturumda konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe sürdürülebilirlik kavramının şehirler için ne ifade ettiğini anlatarak sözlerine başladı. Şehirlerin kamu ve özel kuruluşlar ile birlikte organize bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Karatepe, "Sürdürülebilir bir şehir oluşturmak için ekonomik, toplumsal, kültürel ve çevresel faaliyetlerin tutarlı bir şekilde organize olması gerekiyor. Bütün bu farklı alanların, şehirde üretilen bilgiler doğrultusunda geleceği de güvene alarak organize edilmesi gerekiyor. Biz buna sürdürülebilir şehir diyoruz" dedi. Bir şehrin sürdürülebilir gelişme sağlaması için günün ihtiyaçlarının karşılanması yanında gelecek kuşakların da göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Karatepe "Bu konuda üç ayrı başlığın ön plana çıktığını görüyoruz: Doğayı (coğrafya), bize emanet edilen tarihi ve bize miras kalan kültürü korumak. Bu üç başlığı da gelecek nesillere iletmeliyiz" dedi.
"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI ÖNEMLİ"
Bütün bu sürecin 'pahalı' bir iş olduğunu da söyleyen Karatepe "Tek başına yerel yönetimlerin bu masrafı karşılaması zordur. Bu nedenle temel hizmetler merkezi hükümetler tarafından yapılmalı. Yani devletin bir sürdürülebilir şehirler politikasının olması gerektiğine işaret ediyor" dedi. Türkiye'de 2017'den önce, parlementer sistemde her bakanlığın tek tek kamu politikası belirleme hakkı olduğunu anlatan Karatepe sözlerine şu şekilde devam etti: "24 ayrı bakanlığın, 24 ayrı politikası elbette pek çok alanda birbirinden farklılaşıyor, uyum sağlanamıyordu. Başkanlık sistemiyle birlikte artık yürütme yetkisi, halk tarafından doğrudan seçilen Cumhurbaşkanı'nda. Her alandaki kamu politikalarını Cumhurbaşkanı belirliyor. Dokuz ayrı politika kurulu oluşturuldu. Farklı kesimlerin katılımıyla oluşturulan demokratik yapıdaki bu kurullar ilgi alanlarına göre politika üreterek Cumhurbaşkanına sunuyor. Cumhurbaşkanı da politikayı belirleyerek ilgili bakana talimat veriyor. Bu yapı sürdürülebilirliğin temel şartlarından biri. Cumhuriyetin kuruluşundan beri sürekli şehirlerimizi yıktık ve yeniden yaptık. Çünkü gelen her İmar ve İskan Bakanı farklı politika uyguladı. İki yıl önce Cumhurbaşkanı sürdürülebilir kentleşme için iki önemli konu belirledi. İlki yatay mimariye geçiş ikincisi bina bazında imar değişikliği döneminin kapanması oldu. Artık yeni imara açılan bölgelerde en fazla beş katlı bina yapılabiliyor. Bu sürdürülebilir kentler inşa etmek için alınmış önemli bir karar."
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ÖNEMİ PANDEMİYLE ANLAŞILDI
Sürdürülebilir Kentler Webinarı özel oturumunda konuşma yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Sürdürülebilirlik yıllardır uluslararası toplumun konuştuğu gündeminde olan bir konuydu. Önemi pandemi döneminde anlaşılabildi. BM'ler sürdürülebilir kalkınmanın nasıl olması gerektiğini 23 başlıkta ele almıştı. Ama pendemiye kadar kimse bunun farkına varmadı" diye konuştu. Pandemiyle önceliklerin değiştiğine işaret eden Şahin, "Bize ülke olarak genel manifestolarda ve hükümetin 11'inci Kalkınma Planı'nda sürdürülebilirlik konusu sunulmuştu. Biz de belediyeler olarak şehir ekonomisi güçlendikçe ülke daha çok güçlenir anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
AKILLI ŞEHİR EN BÜYÜK GÜNDEM MADDEMİZ
Bugün kültürel belediyeciliğin yükselen değer olarak ortaya çıktığını anlatan Şahin, "Peki bir şehir nasıl akıllı olacak? Kişilerin aklını kullanması şehri akıllı hale getirmesi gerekiyor. Pandemi döneminde ulaştırmada şehri güvenli hale getirmek gerekiyordu. Toplu taşımada kullandığımız bir HES kodu yazılımıyla güvenli bir ulaşıma dönüştürdük" ifadelerini kullandı. İnsanı korumak için önce doğayı korumak gerektiğine vurgu yapan Şahin, artık su yönetiminin petrol ve altından daha değerli olduğuna dikkati çekti. "Pandemi, sel, deprem bunların hepsi birer sorun olarak karşımıza çıkıyor" diyen Şahin, Gaziantep Belediyesi olarak bir ana plan yaptıklarını ve akıllı şehirlerin en büyük gündem maddeleri olduğunu bildirdi. Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün dünyanın en lezzetli şehriyiz. Bu toprak, su ve havadan geliyor. O nedenle bir tarım okulu kurduk ve çiftçilerimizi destekledik. Yeşil şehirler deyince topraktan başlamak, su yönetimini iyi yapmak ve şehrin havasını korumak gerekiyor. Bu kapsamda bir eylem planı yaptık. Bunların üzerinde çalıştığınız zaman ülkenin genel kalkınmasını yapmış oluyor, yaşam kalitesini arttırmış oluyorsunuz. Kim bunu başarırsa yeni dünya düzenine ayak uydurmuş olur."
SORUNLAR DA ÇÖZÜMLER DE AYNI
Sürdürülebilir kalkınma konusunda yürüttükleri çalışmaları özel oturumda anlatan Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Birol Ekici, "Tüm dünyada şehirler benzer sorunları yaşıyor, sorunların çözümlerine yönelik reçeteler de aynı. Bin 390 belediyenin çatımız altında faaliyet gösterdiği Türkiye Belediyeler Birliği olarak, 2019'dan bu yana sürdürülebilir kalkınmaya yönelik hem finansal destek sağlamak hem de proje üretmeyi teşvik etmek üzere yarışma yapıyoruz. Atık ve sınırsız tüketim şehirlerin en önemli sorunlarından birisi. Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi'nin öncülüğünü yaptığı Sıfır Atık hedefi çerçevesinde de bir proje çağrısı yapıyoruz. Ekim 2020'de pandemiye rağmen bu projeyi gerçekleştirdik. Genç Şehirler adıyla bir başka projeyi, Ağustos 2021'de fikir ve uygulama yarışması gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra Yeşil Şehirler, Engelsiz Şehirler projelerimizi de yürütmeye devam ediyoruz" diye konuştu.
"BİRLİKTE ÇALIŞMALIYIZ"
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN-Habitat) İcra Direktörü Maimunah Mohd Sharif, yaptığı konuşmada Türkiye ile tarihi işbirliklerinin var olduğunu, 1996 yılında yapılan Habitat 2'nin İstanbul'da gerçekleştiğini ve çığır açan kararların bu toplantıda alındığını belirterek, yakın zamanda yapmış olduğu ziyarette Türkiye'de Emine Erdoğan Hanımefendi tarafından başlatılan Sıfır Atık programının başarısını görerek ne kadar mutlu olduğunu ifade etti.
Salgın sonrası dünyanın daha çok umuda ihtiyacı olduğunu ileten Sharif, Covid-19 hastalarının yüzde 90 oranda şehirlerde yaşadığını belirtti. 2030 hedeflerine ulaşmak için şehirde yaşayan nüfusun çok önemli bir kesim olduğuna değinen Sharif, dünya nüfusunun yüzde 55'inin şehirlerde yerleşik olduğu bilgisini verdi. Doğru planlanmamış şehirlerin, çarpık kentleşme, hava kirliliği ve gecekondu bölgelerini artırdığını ifade eden Sharif, "Birlikte çalışarak daha iyi yapılandırılmış şehirler yaratarak, insanların yaşam koşullarını iyileştirip 2030 hedeflerine daha kolay ulaşabiliriz" dedi. Doğru planlanmış şehircilik anlayışının daha sağlıklı ve daha güçlü bir toplum için şart olduğuna parmak basan Sharif, bu anlayışın iklim değişiminden yoksulluğa, olumsuz çevresel faktörlerden eşitsizliğe kadar pek çok konuya çözüm olabileceğine dair inancını ifade etti. Sharif, şehirlerde yaşayan insanların sürdürülebilirlik konusunda daha hassas ve dikkatli olmaya başladıklarını da söyledi. Türkiye'ye ziyareti sırasında hükümet olarak yürütülen ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ajandası dahilinde yapılan çalışmaları görerek mutlu olduğunu ifade eden Sharif, bu çalışmaların özellikle sürdürülebilir şehirlerin oluşumuna katkı sağlayacağına inandığını da sözlerine ekledi.
SORUNLARIN ÇÖZÜMLERİ ŞEHİRLERDE
Dünya Yeşil Binalar Konseyi (WGBC) Danışmanı Dr. Duygu Erten, Küresel Umut Festivali'nin Özel Oturum konuğuydu. Şehirler ve İklim Değişikliği Net Sıfır Taahhütü konusunda bilgiler veren Duygu Erten, "WGBC, 2019'da kurguladığı Şehirler İklim Eylemi Projesi şehirlerde daha iyi bina verimliliği politikaları sunmayı hedefliyor. Bu taahhüt 2030'a kadar mevcut binalarda enerji tüketimini azaltır ve fosil yakıt kullanımını mümkün olduğunca hızlı ortadan kaldıran enerji ve soğutucu akışkanlardan kaynaklanan emisyonları ortadan kaldırır" dedi. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada şehirlerin kritik bir öneme sahip olduğunu sözlerine ekleyen Erten, "İklim değişikliğine sebep olan birçok sorunu şehirler yaratsa da bunların çözümleri de yine şehirlerdedir" diye konuştu.
YATIRIM İHTİYACI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Moderatörlüğünü WRI Türkiye, Kentsel Verimlilik ve İklim Yöneticisi Dr. Meltem Bayraktar'ın yaptığı 'Akıllı Şehirler' oturumunda; Siemens Türkiye Strateji Ve Kamu İlişkileri Başkanı Hakan Özdemir, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Büyükkuşoğlu Serter, Ericsson Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın, Türk Telekom Ürün ve Servis Yönetimi Direktörü Fatih Türkoğlu konuk oldu.
Sürdürülebilirlik noktasında enerji, insan ve finansman konularının büyük önem taşıdığına işaret eden Siemens Türkiye Strateji Ve Kamu İlişkileri Başkanı Hakan Özdemir, bunun bir ekosistem olarak düşünüldüğünde her geçen gün biraz daha yatırıma ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Özdemir, "Siemens olarak önce altyapıyı kuvvetlendirmeliyiz, sonra otomatik hale getirmeli ardında da dijitalleştirmeliyiz" dedi. İnovasyonla büyüdüklerinin altını çizen Özdemir, bunların şehirlerde kullanıldığını ve insana dokunduğunu ifade etti. Akıllı şehirler konusunda master planlara ihtiyaç olduğunu aktaran Özdemir, belediyelerin 2-3 yılda değiştiğini bu nedenle planların uzun süreli olması gerektiğini savundu. Her kentin kendine özgün, spesifik bir planı olması gerektiğini anlatan Özdemir, "Veriler bir şehri harekete geçirmek için çok önemli. Bunları doğru toplamak gerekiyor. Biz şehirleri ikiz şekilde yapıyoruz. Önce dijital olarak projelendiriyoruz sonra da bunu gerçeğe dönüştürüyoruz. Bunun da ana teması yapay zeka. Algoritmaları daha fazla kullanmamız gerekiyor" dedi. Diğer önemli bir noktanın da blok zinciri olduğuna işaret eden Özdemir, bu teknolojinin büyük verim sağladığını söyledi.
HER ŞEY BİRBİRİNE BAĞLI
Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Büyükkuşoğlu Serter de, yaklaşık 6-7 yıl önce kendilerine mobilite ile ne işiniz var diye sorulduğunu anlattı. Bu noktada inovasyonun en önemli yatırım kaynaklarından biri olduğunu düşündüklerini ve şirketlerinin geleceğini tasarlayarak işe başladıklarını söyleyen Serter, ilk yatırımlarını Silikon Vadisi'ne yaptıklarını ve bunun gözlem açısından kendileri için bir ön bilet olduğunun altını çizdi. Akıllı şehir işinin portföy gerektirdiğini aktaran Serter, hepsinin bir araya geldiğinde ortaya güzel işler çıktığını ifade etti. Serter, birçok insanın trafik sorununu araç ve altyapı ile çözülebileceğine inandığını belirtti. Serter, "Sorun sadece binek araçlarda geçirilen vakit değil aslında orada geçirilen bir saati nasıl daha verimli kullanabiliriz? Ona bakmak gerekiyor. Aynı şekilde 'bu hareketliliği nasıl daha da azaltabiliriz' dedik. Pandemiyle bunun testini yapmış olduk. Ve insanlar paylaşımlı ofisleri kullanmaya başladı" dedi. Her şeyin sensörlerle birbirine bağladığını söyleyen Serter, "Biz kendi içimizde buna birliktelik zekası diyoruz. Belediyeler bize bu havuzu açarsa daha hızlı hareket edebiliriz" diye konuştu.
HEDEF AKILLI ŞEHİRLERİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMAK
Nüfusun yarısından fazlasının kentlerde yaşadığını anlatan ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, bu nedenle daha sürdürülebilir gereksinimlere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. "Kentlerimiz daha akıllı şehirlere kavuşmalı" diyen Görgün, bugün beş bine yakın tedarikçileriyle ekosistemin içinde yer aldıklarını ifade etti. Çevreye daha saygın ürünler geliştirmeyi akıllarından çıkarmadıklarını belirten Görgün, akıllı şehir sistemleri ile yol haritası oluşturmanın önemine işaret etti. Şehirlerin yaşadıkları sorunları göz ardı etmediklerini belirten Görgün, birçok alanda farklı çözümler sunduklarının altını çizdi. Sürdürülebilir akıllı kentler ile zamanı yönetmenin kolaylaşacağını anlatan Görgün, akıllı şehirleri sürdürebilir kılmayı çalıştıklarını vurguladı.
6G ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ
5G'ye geçiş döneminde hazırlıkların sürdüğünü anlatan Ericsson Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın da, önümüzdeki yıl 5G'nin hayatımıza gireceğini tahmin ettiklerini söyledi. 5G'nin, 4G'ye göre daha hızlı ve esnek bir şebeke olduğunu söyleyen Yalçın, "5G ile farklı bir ülkedeki bir doktor, Türkiye'de bir ameliyatı gerçekleştirdiğinde parmağını aynı anda oynatma hızına sahip" dedi. 2026'ya kadar 5G abone sayısının 3,5 milyar olacağını öngördüklerini anlatan Yalçın, 5G'de özellikle nesnelerin internetiyle farklı kullanım alanları olacağını belirtti. Yalçın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Herhangi bir şeyi uzaktan yönetebiliyorsunuz. Arı kovanlarını bile sensörlerle kontrol edebiliyorsunuz. Akıllı şehirler konusunda da bağlantılı ofisler görüyorsunuz. Bağlantılı limanlar, akıllı belediye hizmetleri, akıllı sayaçlar, en önemli kamu güvenliğini sağlayan araçlar…" Teknolojinin her geçen gün daha da geliştiğini anlatan Yalçın, "Şu anda 6G'yi çalışıyoruz ve sonrasında ne olacağını biliyoruz. Ekosistemle farklı projeler geliştiriyoruz" dedi.
YENİ NESİL ŞEHİRCİLİK KONUSUNA ODAKLANDIK
Türk Telekom Ürün ve Servis Yönetimi Direktörü Fatih Türkoğlu ise belediyecilik ve şehircilik anlamında baktıklarında Türkiye'deki şehirlerin kentsel dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularına odaklandığına dikkati çekti. "Akıllı şehir altında planlamalarını yapan şehirlerin ön plana çıktı" diyen Türkoğlu, bu süreci iyi tasarlamak gerektiğini vurguladı. Türk Telekom olarak 'yeni nesil şehircilik' konusuna odaklandıklarını anlatan Türkoğlu, pandemi sonrasında şehir yaşamının değiştiğini söyledi. "Artık bireylerin büyük kısmı evden çalışıyor. Bu da dijitalleşmenin elzem olduğu anlamına geliyor" diyen Türkoğlu, insanların artık daha hijyenik ve sağlıklı ortamlarda çalışmak istediklerini ifade etti. Türkoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "2018'den 2020'ye kadar fiberi uçtan uca her yere ulaştırmak istiyoruz. Türk Telekom bu kapsamda yatırımlarını sürdürüyor. Erişim olmadan bu sistem olmaz. Dijital dönüşümün öncüsü olmayı sürdüreceğiz. Türkiye'nin her yerinde akıllı projelerimiz var." Datayı korumak ve saklanması gerektiğini değil, işlenmesi gerektiğini düşündüklerini aktaran Türkoğlu, verinin anlamlandırılmasının kritik önem taşıdığını söyledi. Türkoğlu, "Biz Türk Telekom olarak bunu saklamanın bilinci içerisindeyiz. Bu konuda siber güvenlik çok önemli. Belediyelerimiz bu veriyi saklamalı ve kullanmalı" dedi.
AKILLI ŞEHİR PROJESİ BAŞLADI
Sürdürülebilir Kentler Webinarı'nın ikinci paneli 'Yaşanabilir Şehirler' başlığı ile ARUP Şehir Plancısı, Geleceğin Şehirleri ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Ersoy Pehlivan'ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hüseyin Bayraktar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdür Yardımcısı Esma Dilek, EY Türkiye Yardımcı Şirket Ortağı ve İnovasyon Lideri Mehmet Gülez, UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Nuri Özbağdatlı, Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sur ve AB Türkiye Delegasyonu Ulaştırma Sektör Yöneticisi Dr. Göktuğ Kara, Türkiye'nin 2023'e kadar çevre ile ilgili ajandası, akıllı şehir çalışmaları, yerel yönetimlerin iş modelleri, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik bilinci üzerine neler yapılabileceğini ele aldılar.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hüseyin Bayraktar, tüm kamu kurumlarının 2020-2023 arasında uygulaması gerektiği akıllı şehirlerin kurulumu ve yönetimi hakkında dört başlıktan oluşan bir eylem planı devreye aldıklarını belirtti. Bu kapsamda verilen eğitimler sonucu toplanan materyallerin İngilizce olarak video ve yazılı eserler haline getirdiklerini ve dost ülkelerle paylaştıklarını söyleyen Bayraktar, Türk şirketlerine iş yapma konusunda Orta Asya, Afrika ve Türk Cumhuriyetlerinde fayda sağlayacağını ifade etti. Halihazırda Esenler'de boş bir alanda hayata geçen akıllı şehir projesi ile 175 bin ila 200 bin kişinin yaşayacağı sürdürülebilir bir şehir inşasına başlandığını aktaran Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın da bölgede bir merkez kurarak akıllı şehir projeleri oluşturacağını söyledi.
TESTLER BAŞLIYOR
İleri bilişim ve insan odaklılık konusunda tüm belediyeler ile iş birliği içinde çalıştıklarını aktaran Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Haberleşme Genel Müdür Yardımcısı Esma Dilek, Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nı yayınladıklarını belirtti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın akıllı şehirleri 16 başlıkta incelediğini ifade eden Dilek, kendilerinin akıllı ulaşım başlığına odaklandıklarını söyledi. Dilek, "Hasdal-İstanbul Havalimanı güzergahında, akıllı bağlantılı araç teknolojilerinin ilk test koridorunu oluşturuyor olacağız" dedi ve ekledi; "Yıl sonunda Ford Otosan, Kuzey Marmara Otoyolu'nda test edildiğine şahit olacağız." TCDD ile kazaları engellemek için kontrol sistemleri üzerinde de çalıştıklarını ifade eden Dilek, Esenler'de oluşturulacak akıllı şehirde yayalaştırma üzerine çalışma yapmak istediklerini de belirtti.
YENİ İŞ MODELLERİ GEREKİYOR
EY Türkiye Yardımcı Şirket Ortağı ve İnovasyon Lideri Mehmet Gülez, ticari kuruluşlar ile yerel yönetimlerin beraber çalışması gerektiğini söylerken, ticari kuruluşların yeni iş modelleri geliştirmesinin önemine vurgu yaptı. Dünyanın, geleneksel üret-çıkar-kullan-imha et modelinden keşfet-üret-ömrünü uzat-tekrar kullan döngüsüne girilen bir modele ilerlediğini belirtti. Güzel, "Yerel yönetimlerin oluşturdukları veri merkezlerinde elde ettikleri veriyi güvenli bir şekilde ticarileştirmesi ve bu veriyi analiz etmesi yönetimleri çevik yönetime ilerletirken paylaşımcı ve iletişimin daha sık olduğu bir yapıya geçmesi gelişimin hızlanmasını sağlayacaktır" diyerek dijitalleşmenin önemine vurgu yaptı.
"AKILLI ŞEHİRLER DOĞAYA UYUMLU KURULMALI"
Dünyada 30'dan fazla mega şehir olduğunu ifade eden UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Nuri Özbağdatlı, şehirlerin sadece akıllı değil ayrıca sürdürülebilir de olması gerektiğini söyledi. "Şehir planlaması kaynaklı afetler, müsilaj, İç Anadoluda yaşanan kuraklık ve yüzlerce flamingonun ölmesi bizler için uyarı çanları" diyen Özbağdatlı, UNDP'nin tüm hedefleri bir bütün olarak uyum eylem planı hazırladığını söyledi. Teknoloji ve iletişim ağının avantajlarının doğru kullanılmadığına değinen Özbağdatlı, akıllı ve sürdürülebilir şehirleri dayanıklı olarak, iklim krizine, açlığa ve risklere karşı doğayla uyumlu hale getirerek kurmak gerektiğini belirtti.
KONUT İHTİYACI BİR FIRSAT
Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sur, dünya nüfusunun 2050'de dokuz milyara çıkmasının beklendiğini daha önce bir milyardan üç milyara çıkış sürecinin 160 senede gerçekleşirken bu defa 90 yılda çok daha büyük bir hızla gerçekleşeceğine değindi. Nüfusun hızla artmasının temiz ve içilebilir suya ulaşıma bir sorun oluşturmasıyla sağlık sorunlarının artığını söyleyen Sur, "Afrika'da dakikada 11 çocuk bu hastalıklardan hayatını kaybediyor" dedi. Tüketim ve üretim modelinin değiştirilmesi gerektiğini aksi takdirde 2,8 tane daha mavi gezegen bulmadan bu sorunları çözemeyeceğimizi belirten Sur, "Doğum, boşanma ve göçlerden oluşan nüfus artışı kaynaklı konut ihtiyacı aynı zamanda bir fırsat. 15 milyon yeni konut ihtiyacıyla oluşacak 2,5 trilyon dolarlık katma değerin sektöre 700-750 milyon dolarlık bir katkı sunacağını belirtti.
BİLİNÇ ARTIYOR
AB Türkiye Delegasyonu Ulaştırma Sektör Yöneticisi Dr. Göktuğ Kara, Türkiye'de düzenlenen ilk 2002'daki Avrupa Hareketlilik Haftası'na katılan belediye sayısının 2-3 olduğunu, bu hafta düzenlenecek etkinliğe ise bu yıl 527 belediyenin kayıt olduğunu belirterek sürdürülebilir kentsel hareket kavramı konusunda bilincin arttığını ifade etti. Davranışsal değişimi tetiklemeye çalıştıklarını söyleyen Kara, ulaşımın iklim krizi üzerindeki etkisini, "Emisyon oluşumunda ulaşımın etkisi yüzde 30, yol ulaştırması ise bunun içinde yüzde 60-70 dolaylarında. Covid-19 döneminde bir istisna yaşayarak tüm dünyada petrole olan ihtiyaçta yüzde 50 azalma yaşandı, çarpışma kaynaklı ölümler ise yüzde 20 azalış gösterdi. Eylül ayından beri ise maalesef toplu ulaşımdan uzaklaşıp özel ulaşıma geçince eskiye hızlıca geri döndük" sözleriyle belirtirken ekonomiye etkisini "Yalnızca AB'de trafikte geçen sürenin ekonomi üzerinde 100 milyar euro kayıp yaşattı" diyerek anlattı.