HEDEF HAYVAN REFAHI
İpek Alpkökin Olgunsoy / INBUSINESS
Artan sürdürülebilirlik farkındalığı, pandeminin belki de en önemli kazanımlarından biri. Bu öyle bir farkındalık ki, sürdürülebilirliğin sadece çevre kirliliğinin önlenmesi meselesi olmadığını artık herkes dile getiriyor. Sofrada önümüze gelen yiyecekler, yüzümüze sürdüğümüz kremler ya da giysilerimiz nasıl ve neyden üretildi? Bu süreçte çevre kadar hayvanlara da özen gösterildi mi? Hayvanlara zarar verildi mi? Hatta hayvanların konforu yeteri kadar sağlandı mı?
Son günlerde sokak hayvanlarına yönelik herkesi mutlu edecek düzenleme arayışı devam ederken, bir yandan da şirketlerin gündeminde hızla üst sıralara çıkan bir kavram daha var; hayvan refahı.
Yukarıda daha da çoğaltabileceğimiz sorular özellikle gıda, turizm ve perakende şirketlerinin yeni gündemi hayvan refahını irdeliyor.
Uluslararası kaynaklar hayvan refahı terimini, 'hayvanların fiziksel ve psikolojik olarak iyi olma durumu' olarak tanımlıyor. Şartlar ve koşullar ne olursa olsun hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmek için çalışan ve konuyu çevre sorumluğu prensibinin ötesine geçirerek şirket politikası haline getiren sayısız duyarlı şirket bulunuyor.
Bu şirketler global olarak benimsenen hayvan refahı ilkelerine dikkat ederek bunları iş süreçlerine yansıtıyorlar. Bunu sürdürülebilirlik ilkeleri kapsamında gören tüketicilerde tıpkı çevre kirliliğine neden olan uygulamaları takip ettikleri gibi, üretim çiftliklerinde hayvanların refahını etkileyen yaşam koşullarının takipçisi oluyorlar. Ancak şu ana kadar kimi önemli adımlar atılmış olsa da bu konuda şirketlerin de tüketicilerin de kat etmesi gereken daha uzun bir yol var. Dünyada ilk olarak İngiltere'de telaffuz edilmeye başlanan hayvan refahı için 1993'te Çiftlik Hayvanları Refahı Komitesi kuruldu. Bu komite hayvanların aç ve susuz bırakılmaması, rahatsız edilmemesi, ağrı ve acıdan uzak kalması gerektiğini karara bağladı. Ancak etkisini ciddi bir şekilde hissettirmesi ABD'li şirketlerle söz konusu oldu.
TÜRKİYE KAYITSIZ DEĞİL
2016'da tavukların gelecekteki refahı için harekete geçen ABD'li Walmart'ın başını çektiği dünyanın en etkili gıda perakendecileri kafessiz taahhütü kabul ederek büyük bir dalga yarattı. Devamı Avrupa'dan geldi. aralarında Tesco ve Aldi'nin olduğu İngiliz süpermarket zincirleri, Fransa'daki süpermarketler, İspanya'daki dev catering şirketleri kafessiz taahhüdünü imzaladı.
Türkiye de gelişmelere kayıtsız değil. Uygulamalarda perakende ve turizm sektörleri başı çekiyor. Nitekim sürdürülebilir hayvan refahı yaklaşımını benimseyen işletmelerden biri olan Dedeman Otelleri, Türkiye'deki 15 otelinin tedarik zincirinden kafes yumurtasını tamamen çıkaranlar arasında. Dedeman Turizm Yönetimi Yönetim Kurulu Başkanı Banu Dedeman süreç konusundaki hassasiyetlerini şöyle anlatıyor:
"Sürdürülebilir hayvan refahı yaklaşımımız ve misafirlerimize en doğru ürünleri sunmak amacıyla, 1 Nisan 2021 tarihinde Türkiye'deki 15 otelimizin tedarik zincirinden kafes yumurtasını tamamen çıkardık. Kafessiz Türkiye Platformu iş birliği ile ülkemizde bu uygulamaya geçişi tamamlayan ilk turizm markası olduk."
Türkiye'de bu konuda en somut adımları atan bir diğer kurum da Metro Türkiye. Geçmişteki uygulamaların hayvan refahı üzerinde meydana getirdiği sorunları ortadan kaldırmayı hedefleyen Metro, özenli çalışmalar yürütüyor. 2012'den beri tedarik çiftliklerinin tamamında hayvan refahı denetimleri gerçekleştiren şirket, hayvanlar için uygun koşullar sağlanmasını güvence altına alıyor. Metro Türkiye Kalite Güvence Grup Müdürü Tülay Özel, 2021'de markalı satışa sunduğumuz yumurtaların yüzde 60'tan fazlasını, tedarikçi markalıların da yüzde 10'unu kafessiz sistemden aldıklarını söylüyor.
DENİZ YAŞAMI UNUTULMAMALI
Tabii hayvan refahı sadece 'kara' için geçerli bir uy- gulama değil. Kapsamı içine deniz canlılarını da alıyor. Metro işin bu tarafında da çalışmalar yapıyor. Sürdürülebilir ve sağlıklı balıkçılığı mümkün kılacak pek çok proje hayata geçiriliyor. Deniz yaşamına yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken bir diğer kurum da CarrefourSA. Şirket, Göcek Körfezi'nin doğa ve deniz yaşamını korumak amacıyla kurulan Dalaman Kültür, Sanat ve Doğa Derneği'nin (DAKSADER) faaliyetlerini destekliyor. Hayvan refahının artırılması için en önemli unsur ise onların ruhsal ve fiziksel sağlıklarının gözetilmesi.
Türkiye'de 30 yıllı aşkın süredir çalışmalar yürüten MSD Hayvan Sağlığı hali hazırda 50'den fazla ülkede; biyolojik, farmakolojik ve teknolojik çözümler sunuyor. Son olarak yeni bir küresel girişim olan Tek Sağlık projesini başlatan kurum, artan dünya nüfusunun yarattığı krizlere karşı; insan, hayvan ve çevre sağlığına birlikte odaklanılarak çözüm üretilebileceğini savunuyor.
MSD Hayvan Sağlığı Türkiye ve İran Genel Müdürü Bur- han Hacı, hiçbir kişi, kuruluş veya sektörün mevcut problemleri tek başına çözemeyeceğine dikkat çekiyor ve "Her gün büyüyen ortak sağlık sorunlarını belirlemek ve bunlara yanıt vermek için kolektif bir çalışma gerek" diyor.
100 MİLYON TAVUK İÇİN
Kafessiz Türkiye Platformu, Kurucusu Emre Kaplan ve ekibinin hedefi 2026'ya kadar 100 milyon tavuğu daha iyi koşullara kavuşturmak. Nitekim, platformun yayınladığı Kafessiz Türkiye; 2021 Yumurta Takip Raporu da ülkemizde yaklaşık 40 kurumun bu konuda kolları sıvadığını ortaya koyuyor. Raporda, 82 markadan 40'ının kafessiz sisteme geçiş için taahhüt verdiği ifade ediliyor. Restoran sektöründe kafessiz sisteme geçeceğini açıklayan markalar arasında Burger King, Caffe Nero, Pizza Hut dikkat çekerken, raporda taahhüt veren gıda üreticilerinden Tat Gıda, Nestle, Unilever markaları öne çıkıyor.
5 TEMEL İLKE
Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü'nün (OIE) hayvan refahı konusunda benimsediği 5 temel ilke:
1- Açlık, susuzluk ve beslenme bozukluğunun bulunmaması.
2- Hayvanların korku ve stresten uzak kalması.
3- Fiziksel stresin olmaması.
4- Sağlıklı bir hayat sürmesi.
5- Türüne özgü normal davranışları sergileyebilme özgürlüğü.