TAŞKONAK’TA YENİ SANAT…
İstanbul Nişantaşı’nda tarihi ve mimari öneme sahip Taş Konak’ta konumlanan Kalyon Kültür, sergilere ve farklı programlara ev sahipliği yapıyor. Kalyon Kültür Sanat Direktörleri Ceren ve Irmak Akman ile kurumun sanatsal vizyonunu ve hedeflerini konuştuk…
Melida Tüzünoğlu / INBUSINESS
İstanbul'un en hareketli ve alışveriş odaklı noktalarından birinde, Nişantaşı semtinin Rumeli Caddesi'nde açılan sanat mekanı Kalyon Kültür geçen yıl kapılarını açtığında, ilk olarak restore edilen tarihi binasının mimari özellikleriyle dikkat çekiyordu. Zira gri binalara tezat oluşturan rengarenk vitrinleriyle caddenin bitmez telaşı içinde karşımıza çıkan görkemli beyaz Barok yapı, meraklı bakışları üzerine çekiyor ve böylece sanatsal bir gayesi olduğunun haberini veriyordu.
1800'lü yılların sonunda II. Adülhamit tarafından yaptırılarak, konağa ismini de veren Mehmet Raif Paşa'ya tahsis edilen binada, günümüze kadar sanat ve iş dünyasından farklı isimler yaşadı. Bunların arasında 'Kimseye Etmem Şikayet' başlıklı nihavend makamındaki parçanın güftekarı olarak isim yapmış olan şair İhsan Raif Hanım da yer alıyor.
Kalyon Kültür sanat direktörlerinden Ceren Akman da, İhsan Raif Hanım'ın 'evi' olan konağın, bu sayede dönemin edebiyatçı, sanatçı, müzisyen ve entelektüelleri bir araya getirdiğinden bahsediyor: "Burası bir nevi Fransız salon geleneğine benzer bir rol üstlenmiş. Biz de bu kültürel yapıyı sahiplenmek ve yaşatmak istiyoruz. Amacımız mekanı sadece sergilerin değil aynı zamanda sanat, mimari, edebiyat, müzik, tasarım ve sinema alanlarında seminer ve atölyelerin yer aldığı, sanat üretimini destekleyen ve zenginleştiren bir mekan haline getirmek."
İSTANBUL'LA BAĞ KURACAK
Diğer yandan, Kalyon Kültür için yalnızca Nişantaşı odaklı değil, tüm İstanbul'la bağ kuracak projeler gerçekleştirmek de önemli. Irmak Akman, mekanın merkezi lokasyonunu kullanarak geniş bir kitleye ulaşmayı hedeflediklerinden bahsediyor. Nişantaşı ve yakın çevresinde benzer bir kar amacı gütmeyen kültür mekanı olmadığını söyleyen Akman, "Oysa bu tür alanlara ilgi duyan ciddi bir izleyici kitlesi bu bölgede yaşıyor, çalışıyor ve okuyor. Bu boşluğu Kalyon Kültür ile doldurmak hedefimiz" diyor.
Kültürel ve sanatsal üretimi destekleyen, disiplinlerarası yaklaşımı benimseyen bir kurum olarak konumlanan Kalyon Kültür özellikle gençlere ulaşarak, kültür ve sanatı geniş kitlelere yaymak istiyor. Bu nedenle mekanda düzenlenecek tüm etkinlikleri kapsayıcı bir yaklaşımla gerçekleştirmek en önemli amaç olarak görülüyor. Akman "Yeni deneyimler yaşamak isteyen herkese açık bir mekan olmayı hedefliyoruz. Sanatın sadece sergilenmesi için değil, üretimi için de destek sağlayan bir konumda olmayı önemsiyoruz" diyor.
ÇOCUKLARA EĞİTİM
Bu çerçevede önümüzdeki dönem- de dijital sanatta da üretim yapmak istediklerini anlatan Akman gençlere yönelik eğitim ve yarışma programları da tasarladıklarını belirtiyor. Akman, "Aynı zamanda düzenli olarak çocuklara kültür ve sanat okuryazarlığı kazandırma odaklı projelere de ev sahipliği yapmayı amaçlıyoruz. Çünkü, erken yaşta çocukları sanat ve tasarımla tanış- tırmanın önemine inanıyoruz" diyor.
Kalyon Kültür'ün bir yandan ülkemizde ve tüm dünyada gelişmekte olan dijital sanata yatırım yapma planları da bulunuyor. Yarışma, seminer ve atölyelerle bu alandaki üretimi çeşitlendirilmesi konusunda kararlı bir strateji izleniyor.
ETKİ ALANINI ARTIRACAK
Kalyon Kültür, açılış sergisi 'Kökler' ile New York menşeili dünyanın en önemli fotoğrafçılık kurumlarından International Center of Photography (ICP)'nin düzenlediği 22'inci Infinity Awards'da 'Genç Fotoğrafçı' ödülünü kazanan ilk Türk isim olan Ahmet Polat'ın işlerine, Ekim 2020 tarihine dek yedi ay süreyle yer vermişti. Video ve fotoğraflara odaklanan sergide, sanatçının Gaziantep'te babasının doğduğu köye 18 yıl arayla yaptığı iki ziyareti takiben, kimlik, köken, miras kavramlarını irdeliyordu. Ardından, yine benzer uzunlukta bir sergileme süresiyle, ancak bu kez Mardin'de yaşayan ve farklı etnik kökenlerden gelen, çoğunluğu mülteci olan çocukların analog fotoğraflarına yer veren 'Darkroom' projesi izleyicilerin 'ev' kavramını sorgulamasına aracı oluyordu. Bu yıl haziran-eylül aylarında gerçekleşen 'Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler' başlıklı sergide doğa kavramı irdeleniyor; 18 Aralık 2021 tarihine dek açık olan 'LIA: Coding Life' sergisindeyse odağa dijital sanat alınıyordu.
Önümüzdeki dönemse, 7 Ocak'ta açılacak 'Flora' başlıklı karma sergi ziyaretçilerle buluşuyor. Dijital sanatta çok geniş bir öneme sahip doğa tasvirlerine odaklanacak sergi, mart ayı sonuna dek sürecek. Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğünde gerçekleşecek sergiye işleriyle katılacak sanatçılar arasında İtalya'dan Quayola, İngiltere'den Mat Collishaw ve Kanada'dan François Quévillon gibi isimler yer alıyor.
Kalyon Kültür, programlarında uluslararası isimlere yer verirken, iş birlikleriyle etki alanını artırmaya özen gösteriyor. Ceren Akman, iş birlikleri konusunu detaylandırıyor:
"Ekim ayında 212 Fotoğraf Festivali'yle ortak etkinlikler yaparak bu alanda ilk adımımızı attık. Ardından Contemporary Istanbul Sanat Fuarı'nda bir standa sergimizin bir parçasını taşıdık. İlerleyen dönemlerde dünyanın dört bir yanından, özellikle dijital sanat alanı öncelikli olmak üzere farklı disiplinlerden öncü kurum ve aktörlerle ortak projeler gerçekleştirmek ve her aşamada hem yerel hem uluslararası iş birliklerine ve diyaloğa önem veren duruşumuzu vurgulamak önceliğimiz."
Bu kapsamda, Kalyon Kültür zaman içerisinde çok çeşitli ve çok disiplinli ilginç ve bol ortaklı projelerle karşımıza çıkacak gibi görünüyor.