Aynur Uluğtekin: 50 yıllık bir yol hikayesi
Adil Uçar / INBUSINESS
İstanbul Sarıyer'de, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün yanı başındaki Kuzey Marmara Otoyolu İşletmesi'nin yönetim ve ana kontrol binalarının bulunduğu yerleşkeden etkilenmemek mümkün değil. Son derece sert esen rüzgar bile Boğaz'ın, Karadeniz başlangıcı sayılabilecek bu noktasındaki etkileyici doğal güzelliğin tadını kaçıramıyor.
INBUSINESS olarak Boğaz'ın bu etkileyici lokasyonunda bulunmamızın sebebi Türk iş dünyasının sıra dışı isimlerinden biriyle buluşmak: Aynur Uluğtekin... Henüz 21 yaşındayken, 1971'de, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde şantiye şefi olarak kariyerine başlayan Aynur Uluğtekin'in son derece hareketli hikayesini ve belki de daha önemlisi bitmeyen enerjisiyle bugünden sonra yapacaklarını konuştuk. Bugün, Türkiye'nin en büyük otoyol projesinin, Kuzey Marmara Otoyolu İşletmesi'nin genel müdürlük koltuğunda oturan Uluğtekin'in hayatı nefes kesen bir yol hikayesi.
1970'lerin başında karayollarına ait sarı bir kamyonetin kasasında elinde tebeşirle kilometre-kilometre asfalt kontrolü yaparak işe başlayan Uluğtekin'in kariyeri o günlerden kontrollerin drone'larla yapıldığı sensörlerin ve fiber optik kabloların döşendiği akıllı yollara uzanıyor... Aslında bu hikaye bir yandan da Türkiye'deki gelişimi ve değişimi de gösterdiği için oldukça önemli.
Uluğtekin'in mizacı da Sarıyer'de, tepede esen rüzgarlar gibi sert gözükse de içindeki pozitif enerjiyi yüzündeki kocaman gülümseme ele veriyor. Ama nasıl sert olmasın? Erkek egemen bir sektörde yarım yüzyılı aşkın bir süredir ayakta ve kadın olduğu için –kendi deyimiyle- herkesten fazla çalışmak zorunda. Ancak o, durumdan hiç şikayetçi değil. "Kimsenin yeri doldurulmaz değil, bugün ben yeterince çalışmazsam başkası benim yerimi alır" diyecek kadar da gerçekçi...
Kuşkusuz hayatı 'yol' ile özdeşleşmiş ve üzerine aldığı projeleri he zaman başarıyla sonuçlandırmış bir ismin Kuzey Marmara Otoyolu (KMO) projesiyle buluşması ve ilk Türk otoyol işletmecisi unvanını kazanması tesadüf değil. Sıfırdan kurduğu işletmede bugün 780 kişi çalışıyor. 415 kilometrelik KMO'da 30 viyadük, 143 köprü, 8 tünel, 73 üst geçit, 96 alt geçit ve 599 adet menfez bulunuyor. Üstelik dünyanın en geniş tünelleri de (dört şeritli) KMO'da yer alıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun açıkladığı rakamlara göre KMO projesi ile yılda (zaman+yakıt maliyeti) 5 milyar 383 milyon lira tasarruf ediliyor. 415 kilometrelik kesintisiz hattıyla 1,3 milyar saat zaman tasarrufu sağlayan KMO aynı zamanda karbon emisyonunun da 425 bin 150 ton azalmasını sağlıyor.
Bu kadar büyük bir yapıyı sıfırdan kurarak işletmesini yürütmek herkesin harcı değil. Uluğtekin otoyol işletmeciliğini başarıyla gerçekleştirirken bir yandan da TÜBİTAK ile birlikte Akıllı Yol projesi üzerinde çalışarak KMO'yu teknoloji çağının öncülerinden biri yapmak için uğraşıyor.
Kariyerinin hemen her döneminde 'kadın mühendis' olmanın zorluklarını yaşayan, bütün bu zorlukları çalışarak, azmederek ve inatçılığıyla bir bir yenmeyi başaran Uluğtekin'in hikayesinde başta kadınlar olmak üzere kariyerinin başındaki tüm gençler için ilham verici pek çok ayrıntı gizli. Uluğtekin KMO projesinin hiç bilinmeyen yönlerini, ekonomiye katkısını, kadın olduğu için sektöründe karşılaştığı zorlukları ve bunları nasıl aştığını ve tabii ki gelecek projelerini INBUSINESS'a anlattı.
-Dönem itibarıyla kadınların pek de ilgi göstermediği inşaat mühendisliği bölümünden mezunsunuz. Bu mesleği seçmenizdeki faktörler nelerdi? Aileniz etkili oldu mu? O zamanları düşündüğünüzde size mentorluk eden ya da ilham kaynağı olan bir isim var mıydı?
Babam orman yüksek mühendisiydi. 1941 yılı mezunlarından. Bizim evde idareci ve hakim olan babamdı, annem ise ev hanımıydı. Babam mühendis olmamı istedi. Açıkçası çocukken de kız arkadaşlarımın 'abisi' bendim. Öyle ki erkeklerle kavga çıkarsa arkadaşlarımı ben korurdum. Tabii biraz da haylazdım. Babamın 1953'te Demokrat Parti'den milletvekili olması önemli bir eşik oldu benim için. İlkokula milletvekili çocuğu olarak başladım ama en çok ceza alan da ben oldum. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Orhan Dengiz'in oğlu Tahir'le (Allah rahmet eylesin) uslu bir öğrenci olduğu için çok kavga eder, sataşırdım. Sürekli erkek oyunlarına girmeyi ve mücadele etmeyi severdim. Bu nedenle üniversitede inşaat mühendisliğini seçtim. Babamın benim mentorum olduğunu ve hayatımı biçimlendirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
-1970'li yıllarda başlayan meslek hayatınız şantiyeler ile iç içe oldu. Kadın mühendis olarak bu zorlukları nasıl aştınız? 50 yılı aşan bir süredir erkek egemen bir iş kolunda en üst düzeyde görevlere geldiniz ve işinizi başarıyla yapmaya devam ediyorsunuz. Sırrınız nedir?
Üniversitede okurken zorunlu stajımı Karayolları Genel Müdürlüğü'nde yaptım. 1966, 68, 69... O dönemlerde kız çocuğunun ortada dolaşmasını istemezler hemen koruma altına alırlardı. Stajlarımı Zonguldak Demir Çelik fabrikası ve Mersin'de yaptım. Kadın stajyerler ayrı bir yerde kalırdı. Şantiyede yaşama şartları oldukça zordu ancak Karayolları'nda kadınlara özellikle ihtimam gösterilir. Evet, zorluklar yaşadık ama kurum kültürü sayesinde bu zorluklarla daha rahat baş edebildik. Stajda şantiyede olmayı, yönetmeyi ve kurumu o kadar çok sevdim ki Karayolları'nda işe başlamak istedim. 16 Ağustos 1971'de -hala unutmam- 21 yaşında, şantiye şefi olarak Karayolları Genel Müdürlüğü'nde işe başladım. Nişanlı olduğum için tayinim İzmir'e çıktı ve ben düğünümü Karayolları Misafirhanesi'nde yaptım. Aileler çok itiraz etti ama ben karşı durdum ve "Gelin olduğum yer Karayolları olacak" dedim. Karayolları bir aşktır aslında. Kimse birbirini kötülemez, dedikodu yapmaz. Ben kendimi hala Karayolcu hissederim. 10 sene çalıştım orada.
-Kadın olmanın olumsuz etkisini kariyerinizde ilk kez ne zaman yaşadınız?
İzmir'de çalıştığımız bölgede Asfalt Baş Mühendisliği'ne ait 11 küçük şantiye vardı. Ben o dönemde ilk çocuğumu doğurmuştum ve 3-4 senelik yetkin, yenilikçi mühendis olarak şantiye şefliği yapıyordum. 11 şantiyenin Başmühendisi müdür muavinliğine yükselip kadro açılınca ben hemen "Teknik işi ben yapıyorum. Bu nedenle Başmühendis ben olacağım" dedim. Ancak benim bulunduğum ekipte şantiye şefi olan bir çalışma arkadaşım daha vardı, Selahattin. O da "Ben olacağım" dedi ve aramızda anlaşmazlık çıktı. Atamayı beklemeden izin alarak Ankara'ya bağlı bulunduğumuz Fen Eğitim Müdürüne gittik ve "Şeflik pozisyonu boş kaldı. Şef hangimiz olacak?" diye sorduk. Müdürün cevabı "Selahattin olacak çünkü asfalt işi gece-gündüz olur sen nasıl gideceksin?" oldu. İtiraz ettim ama kabul ettiremedim.
-Eşiniz çalışma şartlarınıza nasıl uyum sağladı?
Evlendikten bir sene sonra gece geç bir saatte Baş Mühendis Yardımcısı ile eve dönüyordum. Eşim ile tartışacağız diye çok endişelenmiştim. O dönemde haberleşme imkanları yok. Biliyorum eşim evin önünde beni bekliyor. "İlk karayolu sınavını vereceksin. Evlenirken senin Karayolcu olduğunu bilmiyor muydu- Şöyle söyle 'Benim işim bu. Geceni gündüzüne katmak bu işin bir parçası' Ben arabada bekliyorum" dedi Yardımcı. Ben Söylediklerini aynen yaptım ve eşim bir daha bu konuyu açmadı.
-Karayolları Genel Müdürlüğü'nden sonra özel sektöre geçtiniz. Bu transfer nasıl oldu?
1979'da hükümet değişikliği oldu ve İzmir'deki 55 mühendis çeşitli yerlere dağıldı. Benim tayinim de üst yapı şefi olarak Ankara'ya çıktı. Ancak Ankara'ya hiç gitmedim çünkü. Karayolları'ndan ayrılarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde çalışmaya başladım. O dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı İhsan Alyanak'tı. Ben Turgutlu civarında yol yapımı şantiyesine giderken yola dökülen asfaltı kontrol ederdim. Sarı bir kamyonetin arkasına oturur, araç zıpladıkça hemen yola atlar ve hasarlı olan bölümü tebeşirle işaretlerdim. İhsan Alyanak beni hep görürmüş o yolda ve merak etmiş, araştırmış. Beni buldu ve "İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde müdürlük yapar mısın?" diye sordu. Açıkçası bu iş teklifi oldukça cazip geldi. İşin içinde İzmir'den de gitmemek olunca "Tamam" dedim. Alyanak "Basın toplantısı yapalım ve seni İzmir'e tanıtalım, önemli bir göreve geliyorsun" dedi. Alyanak gibi müstesna biriyle maalesef çok kısa bir süre çalışabildim çünkü 1980'de ihtilal oldu.
-Özel bir şirkette genel müdürlük pozisyonu sizi hiç zorladı mı?
Hayır, hiç zorlanmadım. Zaten yapı olarak yöneticiliğe yatkınım. 10 yıl Karayolları, dört yıl da İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde olmak üzere 14 yıllık mühendistim. Hep sahada çalıştım. Burada da sahadaydım. Yol da yaptık, bina da. Eski Karayolcu Aynur Uluğtekin böylece müteahhitliğe adım atmış oldu. Şirketi de dört yılda çok pozitif bir noktaya getirdim.
-Peki, neden ayrıldınız?
Öncelikle özel sektörde de başarabildiğimi gördüm. Daha sonra cesur bir kararla kendi şirketimi kurdum ve müteahhitlik maceram başladı. Yedi sene Karayolları Genel Müdürlüğü'nün müteahhitliğini yaptım. 1994'te yaşanan devalüasyon ise bizi bir hayli zorladı ve o süreç şirketimi devretmeme neden oldu. O dönemde Fethiye-Üzümlü yolunu yapıyordum. Devalüasyon olduğunda bir sürü makine yatırımım vardı. Ardından ailemle birlikte aldığımız ortak karar neticesinde borçsuz bir şekilde işimize noktayı koyduk.
-Kendi işinizi devrettikten sonra ne yaptınız?
1999'a kadar dinlendim ardından inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir firma ile görüşme gerçekleştirdik. Şirketin genel müdürü olarak göreve başladım. Böylece yeniden iş hayatına döndüm ve dört yıl da burada çalıştım. Daha sonra özel sektörden ayrıldım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne geçtim başkan danışmanı olarak ve yedi sene burada çalışarak emekli oldum.
-Peki Kalyon İnşaat'taki işinize nasıl başladınız?
Her şey bir telefonla başladı. Kendileri bana ulaştılar. O dönemde şirket, Bingöl, Ordu ve Çanakkale'de yol yapıyordu. Bu üç yolun yapımını yönetecek tecrübeli bir isim arıyorlardı. Böylece Çanakkale'deki yolun başına geçtim.
-Kuzey Marmara Otoyolu Projesi'ne nasıl dahil oldunuz?
Proje başladığında bana teklif edilen genel müdürlük pozisyonu beni heyecanlandırmıştı. Çünkü sıfırdan bir işletme kuracaktım. Üstelik kendi işini kurmaya da benzemiyor. Yol gösterecek kimse yok. Bütün otoyol işletmeleri yabancı şirketlere verilmiş. İlk defa Türk bir grup tarafından otoyol işletmeciliği yapılacak. Bütün bunlar beni çok heyecanlandırdı ve süratle çalışmalarıma başladım. Pek çok alanda yetki ve sorumluluk aldım. Ben işletme ile ilgili hazırlık yaparken yolun yapımı da devam ediyordu. Bunca yıllık tecrübeme dayanarak yapım ile ilgili görüşlerimi paylaşıyordum, eksik gördüğüm kısımlarda müdahale ediyordum.
-Bu müthiş bir başarı...
Ben bugüne tırnaklarımla kazıyarak geldim. Çünkü kimse yoktu benim arkamda. 73 yaşına girdim ve hala 5 yıldızlık bir performansla, yüksek özveriyle çalışıyorum. Ne hissettiğiniz çok önemli. Hep sabırla davrandım. Ancak kadının merdiveni çıkmasıyla erkeğin çıkması aynı değil. Önyargıyı kırmanız gerekiyor. Erkekler 8 saat çalışıyorsa ben 12 saat çalışarak bugünkü konumuma geldim.
-Peki beş müteahhit patronunuz var ve her biri de oldukça çetin ceviz. Patronları nasıl yönetiyorsunuz?
İnsanların en çok merak ettiği soru bu (gülüyor)... Bu kadar büyük müteahhitlerle çalışabilmek ve bir işi başarıyla yönetebilmek için öncelikle sabırlı olmanız gerekiyor. Sabırla istekleri anlamak ve hızlı bir şekilde çözüm üretmek gerekiyor. Ben hiçbir zaman 'buyum, oldum' demem. Üretmeye devam ederim. Bir sorunla karşılaştığım zaman çözüm üretmeye çalışırım. İşimiz için gerekli olan her kapıyı çalar ve çözüm odaklı hareket ederim. Önemli olan işin sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlamak için yapılması gerekenleri hızla yapabilmek. Evet bir başarı var ama bu başarı için de sarf edilen önemli bir enerji ve büyük bir mücadele var.
Biraz KMO'dan bahsedelim...
Kuzey Marmara Otoyolu, Cumhuriyet tarihinde yapılan en büyük otoyol projesi. Dört şeritli gidiş-geliş yol var ve dünyanın en geniş tüneli bizde. Burası günün 24 saati yaşayan, her an aksiyon olan bir yer. Sürüş güvenliği ve konforlu ulaşım daima önceliğimiz Ancak maalesef bazı zamanlarda otoyolda akıl almayacak kazalara şahit oluyoruz. Sürücü hatasından kaynaklı olsa da, acaba bu kazaları nasıl önleyebiliriz diye bunun üzerinde çalışıyoruz. Bu nedenle 7/24 gözünüz kulağınız burada olmalı.
-Kuşkusuz teknolojinin son dönemdeki gelişmesi hayatımızın her alanını etkiliyor. KMO'nun Akıllı Yol projesinden bahsedebilir misiniz?
KMO dünya standartlarında akıllı otoyol sistemine sahip örnek bir proje. Otoyol kullanıcılarının güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla Akıllı Ulaşım Sistemleri teknolojisi ile donatılan KMO'da tüm otoyol güzergahı boyunca konumlandırılan bin 405 adet kamera, 93 adet (VMS) değişken mesaj işareti, 165 adet değişken trafik işareti, 77 adet trafik sayım sensörü de yer alıyor. KMO'da, 23 adet meteoroloji istasyonu ve Scada tünel/otoyol güvenlik sistem verileri bir ana ve iki alt kontrol merkezinden 7/24 izleniyor. Bu sayede otoyol trafik güvenliği kontrol ediyoruz ve meydana gelen olaylara hızlı bir şekilde müdahale edebiliyoruz.
-En son TÜBİTAK BİLGEM ile bir proje geliştirdiniz. Bu projeyi anlatabilir misiniz? Şu anda uygulamada mı? Değilse ne zaman hayata geçecek?
Yeni nesil teknolojileri, Kuzey Marmara Otoyolu'na entegre etmeye de hızla devam ediyoruz. KMO, TÜBİTAK ve SAMM Teknoloji olarak yakaladığımız sinerji ile ''Dünyanın ve Türkiye'nin ilk fiber optik ve yapay zeka tabanlı akıllı ulaşım sistemini Kuzey Marmara Otoyolu sınırları içerisinde gerçekleştireceğiz. Fiber optik sensörlerin kullanılarak zemin titreşimlerindeki anormalliklerin tespit edilmesi, anormalliğin tespit edildiği bölgeye yapay zeka destekli otonom droneların gönderilmesi ve harekete geçirilmesi kapsamıyla oluşturulmuştur. Drone'larla anında havadan görüntü almayı ve olay yerine en hızlı, en doğru şekilde müdahale edilmesini amaçlıyoruz. Her iklim koşulunda 7/24 lokasyon belirleme, kazaya ilişkin ilk bilgi akışının hızla sağlanması, drone destekli anında görüntü alma ile tüm ekiplerin en doğru analiz ve yönlendirmelerle aksiyon alması son derece önemli bir kazanç.
Yapay zeka sayesinde farklı senaryoları anında değerlendirebilen proje ile olayların detayları ve boyutu kolayca analiz edilebilecek. Fiber Optik Tabanlı Akustik Algılama Sistemi adını verdiğimiz FOTAS, yüzde yüz yerli ve milli bir ürün. Ve ne mutlu ki; bu proje dünyada bir ilk olacak. Akıllı teknolojiler ve yapay zekanın getirdiği benzersiz faydalar ile KMO olarak yeni nesil otoyol kavramına değer katmayı sürdüreceğiz.
-Şu anda üzerinde çalıştığınız diğer projeler neler? KMO önümüzdeki günlerde akıllı otoyol konseptinde neler getirecek?
Akıllı Ulaşım Sistemleri projelerinin alt yapıdan araca olan kısmı ile ilgili olanlarını takip ediyoruz. Bu projelerin hayata geçmesi ile yol durumu ve yolda gerçekleşen sürüş güvenliğini etkileyen değişiklikleri kullanıcılarımıza anında iletmeyi planlıyoruz. Bu kapsamda TÜBİTAK fiber olay algılama projesi yanı sıra yapay zeka destekli görüntü işleme projesini olay algılama maksadı ile takip ediyoruz. Yine yoldaki kar koşullarında oluşabilecek olası buzlanmaları daha gerçekleşmeden fark edip engellemek üzere IOT sensörler üzerine projeler takip ediyoruz.
DÜNYANIN EN GENİŞ TÜNELLERİ KMO'DA
-Asya ve Avrupa kıtasını birbirine bağlayan 4 şeritli, 415 kilometrelik Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul'un Avrupa yakasında Silivri ilçesi Kınalı kavşağından başlayarak, İstanbul
-Havalimanı bağlantı yolları da dahil olmak üzere, Anadolu Yakası'nda Sabiha Gökçen Havalimanı'na, İstanbul Park'a, Gebze OSGB'ye, Dilovası TEM bağlantı yoluna, D-100 bağlantı yoluna, Osmangazi Köprüsü'ne kolaylıkla ulaşım sağlayarak Akyazı ilçesinde sona eriyor.
-3.5 sene gibi çok kısa bir sürede tamamlanan KMO, dünyanın sayılı yollarından biri. Kuzey Marmara Otoyolu'nun 4 şeritli tünelleri ise dünyanın en geniş tünelleri olma özelliğini taşıyor.
-Yap - İşlet - Devret modeli ile yapılan Kuzey Marmara Otoyolu ekonomik, kültürel, turistik ve sosyal boyutu olan yüksek standartlı, güvenli, kaliteli ve kesintisiz ulaşım sağlayan ülkemiz için önemli bir ulaşım yatırımı. KMO, Avrupa yakasında Avrupa Otoyolu Yatırım ve İşletme ile Asya yakasında Anadolu Otoyolu İşletme olarak iki ayrı görevli şirketten oluşuyor.
-Uluslararası yollar kalitesinde olan KMO'da 415 kilometre hat üstünde viyadükler var, 31 km'si sadece tünelden oluşuyor. Projenin toplamında 30 viyadük, 143 köprü, 8 tünel, 73 üst geçit, 96 alt geçit ve 599 adet menfez bulunuyor.
-Yap-İşlet-Devret modeliyle açılan yolların içinde sadece Kuzey Marmara Otoyolu işletmesini kendisi yapıyor. İşletme süresi ise Avrupa Otoyolu Yatırım ve İşletme için 2030'a, Anadolu Otoyolu İşletme içinse 2029'a kadar devam edecek.
-KMO'nun işletmesi ve yönetimi için şu an mevcutta 780 kişi çalışıyor. Bunların yüzde 65'i ise 25-35 yaş arasındaki genç kadınlardan oluşuyor. Garipçe'deki 4 bin 800 metrekarelik yönetim binasından 7 gün 24 saat 415 kilometrelik tüm hat takip ediliyor.
-Entegre Yönetim Sistemi kapsamında, İstanbul'un Avrupa yakasında Kınalı'dan başlayarak Odayeri'nde, Anadolu Yakası'nda Kurtköy'den başlayarak Kocaeli ilini de kapsayacak şekilde Sakarya ilinin Akyazı ilçesinde sona eren güzergah boyunca işletme ve bakım faaliyetlerini (otoyol kullanıcılarından ücret tahsilatının gerçekleştirilmesi, otoyol kullanıcılarına güvenli ve konforlu seyahat koşullarının sağlanması için yapılan trafik güvenliği yönetimi, rutin bakım, kış bakımı, müşteri hizmetleri vb.) yürütüyor.
GENÇLER İÇİN BAŞARININ FORMÜLÜ
Aynur Uluğtekin'in işinde başarılı olmak isteyen gençlere verdiği formül şu: Sabır, işini sevmek, yalan söylememek ve cesaretli olmak. Uluğtekin tavsiyelerini şöyle anlatıyor: "Öncelikle sabır çok önemli. Sabretmeden başarıya ulaşmak bence mümkün değil. Yanlış yapılsa bile doğruyu söylemeleri gerekiyor ki amirleri bu doğrudan yola çıkarak düzeltebilsin. Ben yanlış yaptım diyebilecek kadar cesaretli olmaları gerekiyor. Yaptıkları işi sevmeleri zaten olmazsa olmazı.
BİR GÜNÜ NASIL GEÇİYOR?
Sabahları en geç 7'de ayaktayım. Yarım saat kadar evde yalnız dolaşırım. 7:30'da evden çıkar işe gelirim. Programım bir gün önceden belli oluyor ona uymaya çalışıyorum. Genelde akşam 8'e kadar çalışıyorum. Ancak elbette sarkmalar oluyor. Gün içinde direktörlerimle kısa toplantılar yaparak durum değerlendirmesi yapıyorum. Hafta başında koordinasyon toplantısı yapıyorum. Burada önceki hafta neler yaptığımızı ve bu hafta neler yapacağımızı konuşuyoruz. Haftada 1-2 gün mutlaka sahada oluyorum. Bakım işletme merkezlerimizi ziyaret ediyor, gişelere, akaryakıt istasyonlarına bakıyorum. Yeni açılacak otoyol hizmet tesislerimiz var onları kontrol ediyorum.