BİR İSTANBUL AŞIĞI...

26.01.2022
Ekvator Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Fanny De Lourde tarihi, kültürü, insanles Puma Puma, hem bir İstanbul aşığı hem de Atatürk hayranı. Gençliğinde hayatını okuduğu Mustafa Kemal Atatürk’ten çok etkilendiğini söyleyen Puma Puma, “Türkiyarı ile çok etkileyici bir ülke” diyor.

Çiğdem Yücesoy Subaşı / INBUSINESS

Latin Amerika'nın üçüncü büyük ham petrol üreticisi Ekvator'un Ankara Büyükelçisi Fanny De Lourdes Puma Puma 2017'den bu yana Türkiye'yle olan ticareti geliştirmek üzere stratejik başlıkları içeren çalışmalar yürütüyor.

Ekvator'dan Türkiye'ye 2020'de 300 milyon dolara yakın bir ticaret hacmi oluştuğunu söyleyen Puma Puma, "Türkiye bizim için büyük bir potansiyel pazar. Bunun yanı sıra transit ticaret sağlayan stratejik bir ülke olarak oldukça da değerli. Mersin Limanı diğer ülkelere geçişimiz için ticaretimiz açısından büyük imkan sağlıyor" diyor.

EKVATOR'DAN DÜNYAYA

Petrol dışı gelirlerinin başında muz, karides, kahve, kakaonun geldiği ülkede 2017 başında AB ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'yla gerek yabancı yatırımları gerekse ticaret artırma hedefinde.

Ekvator'da yakın zamanda değişen hükümetle birlikte yatırım stratejisi ve dışa açılma konusunda ciddi bir atılım mevcut.
"Ekvator'da daha fazla dünyalı, dünyada ise daha fazla Ekvatorlu" felsefesi bu yen dönemin ana stratejisi. Dışa açılım ve yeni yatırımlarda Türkiye ise odak noktası. Türkiye, Puma Puma için sadece daha fazla ticaret hacim ve yatırım olanakları açısından önem taşımıyor.

Kişisel tarihinde de özel bir yere sahip: "Gençliğimde Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılan kitapları okurdum. Türkiye sevgim ve hayranlığım daha o zamanlarda başlamıştı. Türk arkadaşlarım vasıtasıyla ülkeye sık sık ziyaretler yaparak sıkı takipçisi oldum. Tarihi, kültürü, insanları, yemekleriyle Türkiye çok etkileyici. Özellikle de İstanbul. Bu ülkede bulunmanın onurunu taşıyorum."

5 YILDA 500 MİLYON DOLAR

Ekvator'a yatırım konusunda Türk iş dünyasından ilgi ve talep olduğunu da ifade eden Puma Puma sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Sadece ticarete odaklanmış değiliz. Yatırım konusunda da önemli adımlar atıyoruz. Ülke olarak hidrokarbon, elektrik, madencilik ve telekomünikasyon alanlarında yatırıma ihtiyacımız var. Yabancı yatırımcılar için teşvik edici modeller üzerinde çalışıyoruz. Hükümet güvenilir yatırım ortamı hazırlayarak vergi indirimi, kamu-özel işbirliği gibi teşvikleri söz konusu."

Büyükelçi Puma Puma, Türkiye ile Ekvator arasında 5 yılda 500 milyon dolarlık bir ticaret hacmi geliştirmeyi hedefliyor.

GÖLE SOLAR ÇALACAK

Küresel ısınma hayatımızın her alanını etkilemiş durumda. Mühendislik çalışmalarını bu gerçeğe göre şekillendiren Orge Elektrik, inovatif sistemlere yönelik Ar-Ge çalışmalarını hızlandırdı.

Nasreddin Hoca'nın yoğurtla göle maya çalma hikayesini bilirsiniz. Çevredekilerin şaşkın bakışları ve "Olmaz hocam!" tepkilerine 'ya tutarsa' dediği nüktedan sözünü hatırlıyorum Nevhan Gündüz'ü dinlerken.

Orge Elektrik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO'su olan Gündüz, göldeki buharlaşmayı elektriğe çevirecek sistem "Su yüzeyini solar sistemlerle kaplayarak, buharlaşmayla oluşan kaybı yüzde 40 azaltacak" dye anlatıyor.

Küresel ısınmanın etkisi malum. Göletler, barajlar ve su havzalarında oluşan buharlaşma ciddi bir su kaybına yol açıyor. Başta metrolar olmak üzere şehir hastaneleri gibi büyük projelerin elektrik taahhüt işlerini üstlenen Orge Elektrik, küresel ısınmanın etkilerini en aza indirecek sistemlere yönelik olarak Ar-Ge çalışmalarını hızlandırmış durumda. Bunlardan biri olan solar sistemler sayesinde suyun buharlaşması önlenebildiği gibi elektrik üretmek de mümkün hale gelecek.

DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR

Bu sistemin örnekleri dünyada bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda. Türkiye'de kurulumu içinse yeni yönetmelik ve düzenlemelere ihtiyaç var. Tüm bunların olması zaman alacak belki ama artık günümüz iş insanları geleceğe yatırım yapmaktan uzak kalamayacağını biliyor.

Geleceği bugünden kurgulamak sadece ticari kazanç kapısı olarak görülmüyor. "Dünyaya karşı önemli bir sorumluluğu yerine getirmek aslında" diyen Gündüz, değişime hazır olanların gelecekte ayakta olacağını vurguluyor. "Yenilenebilir enerji yatırımları özellikle güneş ve atık enerjisi yatırımları giderek daha da önem kazanacak. Durgun su yüzeyleri elektrik üretiminde büyük br potansiyel taşıyor. Bununla ilgili yasal mevzuatların hazırlanması konusunda girişimlerimiz var. Böyle br yatırımın finansmanını da geliştirmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz."

YEMEK KARTINDAN FAZLASI

Yemek kartı İle tanınan Sodexo'nun faalİyet alanında sınırları kaldıran İcra Kurulu Başkanı Eda Uluca Özcan, üç yıl önce bir değişim programı başlattı. Bu sayede şirket, uçtan uca dijital dönüşümle platform olma yolunda ilerliyor. Çalışanların yüzde 50'sini oluşturan kadınlar bu değişimde aktif rol oynuyor.

Dünyanın en büyük işverenleri arasında 18'inci sıraya sahip Sodexo'nun Türkiye operasyonu yüzde 50 gibi önemli oranda kadın çalışana sahip. İcra kurulunda ise bu oran yüzde 33 seviyelerinde. Bu haliyle Türkiye ortalamasının iki katının da üzerinde...

Şirketin tepesindeki koltuk da yine bir kadına ait. Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Eda Uluca Özcan, kadın çalışanların iş hayatındaki konumlarını güçlendirmesini ve kariyer yolculuklarında desteklemeyi çok önemsiyor.

Tüm İK süreçlerinde bu anlayışla hareket ettiklerini söyleyen Özcan, "İşe alımlarımızda cinsiyet dengesini korumaya özen gösteriyoruz. Özellikle yönetici pozisyonlarına ilişkin listelerimizde mutlaka kadın adaylarımızın olmasına gayret ediyoruz" diyor.

PLATFORM HEDEFİ

2018'de yönetici olarak göreve başladığı Sodexo'da bir değişim programını da hayata geçirmiş Özcan... Teknoloji sektöründe rol almış bir yönetici olarak Sodexo'da uçtan uca dijital dönüşümü hayata geçirmek için harekete geçmiş.

"Tüm süreçler ve deneyimi dijital ortama taşıma vizyonu benim için çok netti. Her ne kadar yemek kartı ile tanınan bir marka olsa da Sodexo'nun bu çözümle sınırlı olması, hızla değişen dünyada stabil kalması imkansızdı. Şirketin her alanına etki eden, bütünsel bir dijital dönüşüm hareketini başlatarak köklü bir değişim için start verdik."

Bu kadar güçlü br değişim için çalışanların da katkısını sisteme dahil eden Özcan, bu sayede birçok yenilikçi ürün, hizmet ve yaklaşım kazandı. Ortaya çıkan başarılı projeler ve uygulamalar Sodexo Global'de de karşılık buldu. Ve En İyi Dönüşüm Yönetimi gerçekleştiren ülke seçildi. Geçen yılın nisan ayında tanıtımı yapılan FlexoGift kurumsal hediye çözümü ile birlikte platform olma hedefine ulaşmak için yen ürün hazırlıkları da son hızla sürdürülüyor.

DEĞİŞİM RUHU

Boğaziçi Üniversitesi İşletme mezunu Eda Uluca Özcan'ın değişime açık karakter yapısı, kariyer hayatında yükselişi de beraberinde getirdi. İş hayatına Koç Grubu'nun beyaz eşya ihracat servisinde başlayan Özcan, sonrasında bilişim ve telekom sektörüne geçti: "İnsanın konfor alanından çıkıp, yepyeni bir sektöre geçmesi biraz cesaret gerektiriyor ama bu kazanımın kariyerdeki getirisi de büyük oluyor."
2014 sonuna kadar çalıştığı Turkcell'de 200 kişilik bir ekibi yöneterek liderlik tecrübesi edindi. Bugün sahip olduğu bilgi ve deneyim zenginliğini bu değişim ruhuna borçlu olduğunu söylüyor.

DENEYİMLER YAZIYA DÖKÜLDÜ

Hepimizin kendine ait önemli hikayeler, edindiği tecrübeler var ancak pek az kişi bunu yazıya dökerek paylaşmayı tercih eder. Geçen aylarda Süreklilikten Sürdürülebilirliğe ismiyle yayınlanan kitabın yazarı Dr. İzel Levi Coşkun işte bu sıra dışı kişilerden... Türkiye'nin en büyükleri arasında yer alan muhasebe, denetim, vergi ve danışmanlık şirketi Mazars Denge'nin CEO ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Elçisi Coşkun, yaşam tecrübelerini bu kitap vasıtasıyla okuyucularına samimi bir dille aktarıyor.

TÜSİAD, Business for Goals (B4G) Platformu ve Türkiye Bilişim Vakfı'nın yönetim kurullarında yer alan Coşkun, pek çok sivil toplum kuruluşunda aktif rol alıyor. Neredeyse 30 yıldır çalışarak edindiği bilgileri, tecrübeleri fayda yaratması amacıyla anlatmak için yola çıktığını söylüyor.
Kitap, gözlemlere dayalı değerlendirmeleriyle günümüzün her alanda önemli meselesi haline gelmiş sürdürülebilirlikte kurumların hedefe nasıl ulaşacağını anlatıyor. Kendi hayatından örneklerle bu yolda neler yaşadığını yazdığı söyleyen Coşkun, okuyucularına kendi yolculuğunu yaratabileceklerinin mesajını veriyor.

MUTLULUK AŞIRI GELİR ELDE ETMEK DEĞİL

Uzun yıllardır yönetici tarafta görev almış bir CEO olarak başarının tarifini istiyoruz Coşkun'dan... "Başarı bana göre mutlu olabilmektir fakat şimdiye kadar alışmış olduğumuz sistemde bu mutluluğu, aşırı gelir elde ederek, çok büyüyerek, sosyal ve çevresel faydayı dikkate almayarak, kısa süreli kararlar vererek, rekabet yaparak yaratacağımızı zannediyorduk."

Ancak artık tüm bildiklerimizin tersine döndüğünün altını çiziyor Coşkun. Pandemiyle başlayan bu değişimle ortaya çıkan tabloyu ise şu sözlerle anlatıyor: "Bizi mutlu edecekler aslında doğayla bütünleşik olanlardır. Bu ciddi bir dönüşüm yaratabilir ama eskiye dönüş de olabilir, insanlık olarak virajı alabilecek miyiz, alamayacak mıyız bunu zaman gösterecek."

RAHMETLİ CÜCELOĞLU'NUN TAVSİYESİ

Kitap yazma fikrine karar verdikten sonra geçtiği yazım aşamasında birçok zorluk yaşamış Dr. İzel Levi Coşkun. "Çünkü kitabı yazmaya başladığım zaman Covid-19 yoktu" diyen Coşkun, kendisine bu konuda yol gösteren ve motive eden rahmetli Doğan Cüceloğlu'nu anarak sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Rahmetli Doğan Cüceloğlu ile konuştum ve bir kitap yazmak istediğimi kendisine anlattım. Çok memnun oldu ve 'İzel, sana bir tavsiyem var. Eğer bir kitap yazacaksan her gün ona vakit ayırmalısın, beş dakika bile olsa ona vakit ayır. Kitap böyle yazılır. Bunu bil, tecrübeyle sana aktarıyorum" dedi. Onun bana verdiği öğüdü çok dikkatle üstüme aldım ve aşağı, yukarı her gün kitaba bir zaman ayırdım."

ANTEP, PARİS VE MİLANO İLE YARIŞACAK

Gastronomi, sanayi, tekstil ve üretim gücüyle Türkiye'de birçok ilklere imza atmış Gaziantep, şimdi de tasarımlarıyla ön plana çıkacak. Mezopotamya gib büyük bir kültür ve tarih zenginliğini barındıran Anadolu kenti, geçtiğimiz aylarda özel bir defile ve yarışmaya ev sahipliği yaptı.

Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) tarafından ilk kez organize edilen Doku Kumaş Tasarım Yarışması ile geleceğin kumaşları için harekete geçildi. Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinatörlüğünde gerçekleştirilen yarışmada finale kalan tasarımlar dokunup kumaş haline getirildi. Gaziantep'in tarihi Zeugma Mozak Müzesi'nde yapılan defile ile de görücüye çıktı.

Türkiye tekstil ihracatının yüzde 20'sini tek başına gerçekleştiren kumaş ve iplikler dünyanın 156 ülkesinde kullanılan Gaziantep atılan bu adımla, katma değeri yüksek yaratıcı kumaş tasarımlarıyla Türkiye'nin ihracat ve marka gücüne katkı sağlayacak.

YARATICILIKTAN DÖNÜŞ YOK

GATHİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, "Gaziantep, Türkiye'nin beşinci büyük ihracat kenti olmasının yanı sıra tekstil ihracatından aldığı pay ile İstanbul'dan sonra ülkemize tekstil alanında en büyük katkıyı sunan ilidir" diye konuştu. Gaziantepli müteşebbislerin, 2020'nin zorlu koşullarında bile fırsatları ortaya çıkardığını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün geldiğimiz noktada Gaziantep, 2021'in ilk 10 ayında yüzde 50'nin üzerinde bir ihracat artışı yakaladı. Biz inanıyoruz ki, Gaziantep'in potansiyeli mevcut durumun çok daha üzerinde. Bu potansiyeli açığa çıkarmak ise buradaki girişimcilik ruhunu, tasarım ve inovasyon ile daha iyi harmanlamayı gerektiriyor."

Doku Kumaş Tasarım Yarışması, Gaziantepli tekstilcilerin tasarım dünyasında varlık göstermesi açısından önemli bir adım. İstihdamdan üretime her alanda yaratıcı olmaktan başka çare olmadığını söyleyen Kileci, Türkiye'nin artık fasoncu ülke olarak yoluna devam etmesinin mümkün olmadığının altını çiziyor ve ekliyor: "Tasarımlarımızla moda dünyasının kalbinin attığı New York, Milano ve Paris'in üstüne bile çıkabiliriz.

ÇITAYI YÜKSEK TUTTUK

10 finalistin tasarladığı kumaşlar Dilek Hanif'in ustalığıyla birleşti ve 40 parçalık bir koleksiyona dönüştü. Mart ayında startı verilen bu yarışma ile baştan sona bir tasarım hikayesi yarattıklarını söyleyen Hanif, "Sonucu çok kıymetli oldu. İhracat ile desteklendiğinde ortaya çıkacak değer ülkemiz için çok daha güzel ve önemli olacak" diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.