DÜNYANIN SİGORTASI OLACAK...
Altı ayrı kamu sigorta ve emeklilik şirketinin birleşmesi ile sektöre adım atan Türkiye Sigorta, birinci yılını kutluyor. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Atilla Benli’nin hedefi yurt dışına açılarak uluslararası ölçekte bir sigorta şirketi olmak…
Ayfer Arslan / INBUSINESS
Takvimlerin 31 Ağustos 2020'yi gösterdiği gün, sigorta sektörüne yönelik dev bir adım atılmış, altı kamu sigorta ve emeklilik şirketi, Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik markası adı altında birleşmişti. Bu birleşmenin ilk faaliyet günü olan 1 Eylül'de ise sektör de yepyeni bir yapı ile yeni bir döneme girildi.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ile Türkiye Reasürans AŞ'nin kurulmasının ardından atılan bu adım Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle 'sigorta sektörüne yeni bir vizyon kazandıracak' stratejik bir hamleydi...
Bu hamlenin üzerinden geçen bir yılın sonunda, Ziraat Sigorta, Halk Sigorta, Güneş Sigorta, Ziraat Emeklilik, Halk Emeklilik ve Vakıf Emeklilik şirketlerinin birleşmesinden doğan Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik ise sektörde pazar lideri olarak yerini aldı. Kaptan koltuğunda oturan sektörün duayen isimlerinden Atilla Benli'ye emanet edilen yapı, şimdi uluslararası sulara açılma hedefinde. Türkiye Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürlük görevini yürüten Benli, aynı zamanda Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin de (TSB) Başkanı. Benli ile hem Türkiye Sigorta'nın bir yıllık performansını ve hedeflerini, hem de sektördeki yeni gelişmeleri ve beklentilerini konuştuk.
"RÜŞTÜMÜZÜ İSPAT ETTİK"
Benli'ye göre Türkiye'de sigorta sektörü son bir yıl içerisinde iyi bir performans sergiledi. Kamunun politika belgelerinde sigortanın ekonomi içerisindeki aktif fayda yaratacak bir sektör olarak yer alması, SEDDK'nın kurulması mevzuat altyapısına ilişkin çalışmaları hızlandırdı. Türk Reasürans şirketinin kuruluşu ve Türkiye Sigorta birleşmesi de sektördeki bu olumlu gidişata önemli katkılar sağladı. "Pandemi bize kendimizi kanıtlama fırsatı verdi" diyen Benli, sektörün salgın sürecinde rüştünü ispat ettiğini düşünüyor. Aslında rakamsal verilere baktığımız zaman da bu gelişmeyi rahatlıkla görmek mümkün.
Türkiye Sigorta Birliği tarafından açıklanan 2021 Eylül sonu verilerine göre sigorta sektöründe toplam prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,1 oranında artışla 70,6 milyar liraya ulaştı. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) tarafında ise 2021 Ekim sonu itibarıyla sektörün toplam fon büyüklüğü Otomatik Katılım Sistemi (OKS) ile birlikte 200 milyar lirayı geçerken, katılımcı sayısı 14,3 milyon civarında.
Sektörde olduğu gibi Türkiye Sigorta da başarılı bir performansla bir yılını tamamlamış durumda. 2021 Eylül sonu verilerine göre Türkiye Sigorta, hayat dışı branşlarda prim üretiminde yüzde 13,2 pazar payı ve 7,7 milyar lira prim üretimi ile pazar lideri. Hayat branşında ise yüzde 22 pazar payına sahip. BES tarafında ise Ekim sonu verilerine göre Türkiye Hayat ve Emeklilik olarak devlet dahil 44,3 milyar TL'lik fon büyüklüğü ve yüzde 21,9'luk pazar payı ile liderliği elinde tutuyor.
Kuşkusuz; bu performansta birleşmenin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesinin önemi yadsınamaz. Zira altı farklı sis- tem ve kültüre sahip şirketin salgın döneminde birleşmesi mucize olsa gerek. Bütün zorluklara rağmen birleşme sürecini başarıyla tamamladıklarını anlatan Benli, "Amacımız hukuki ve poliçe operasyonunu müşteri tarafında tek marka altında birleştirmekti. Üç ayda bunu tamamladık. Dünyada başka bir örneği de yok bu birleşmenin" diyor.
Şimdi ise gündemlerinde katılım sigortacılığı var. Şirket hali hazırda pencere usuluyle bu alanda faaliyet gösteriyor ama SEDDK yönetmeliği gereği 2022 yılından itibaren bu alanda ya yeni bir şirket kurulacak ya da mevcut portföy başka bir şirkete devredilecek. Tabii ki birinci seçenek ağır basıyor. Şu an katılım sigortacılığı alanında yeni şirketin kuruluşuna ilişkin hazırlıklar sürüyor.
Peki, Türkiye Sigorta geleceğe nasıl hazırlanıyor? Yakın ve uzak geleceğe ilişkin büyüme hedefleri ve planları neler? Türkiye Sigorta'nın önümüzdeki dönemde öncelikli hedefleri, söz konusu liderliği sürdürülebilir hale getirmek ve pazar payını artırmak. Sürdürülebilir liderlik hedefi ise gelecek dönemde en az yüzde 15-22 arasında büyüme oranlarının devamına göre belirlendi. Şirketin ortalama pazar payının yüzde 18,5-19 arasında olduğunu dile getiren Benli, "Avrupa'daki ve dünyadaki sigorta şirketlerinin lider olanlarını araştırdığımız zaman bu pazar paylarının olduğunu gördük ve biz de hedeflerimizi bu şekilde oluşturduk" diyor.
Dolayısıyla şirket pazar liderliğini sürdürmenin yanı sıra iç pazardaki başarısını yakın coğrafyaya da taşıyıp, uluslararası ölçekte bir şirket olmayı hedefliyor. Çünkü Benli'ye göre lokal bir şirket olarak kaldığınız zaman sektördeki potansiyelden tam olarak yararlanmanız mümkün değil, riskleri farklı coğrafyalarda dağıtmak şart. "Sadece Türkiye'de kalırsanız; bir dönem kar eder, bir dönem büyüyemez, sıkışıp kalırsınız" diyor Benli ve devam ediyor "Türkiye'den bir dünya markası çıkarmak istiyorsak; dünyada faaliyet göstermek lazım. Başka türlü buna ulaşmak zor." Şirket yurt dışına açılım konusunda ise ilk adımı Doğu Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri'nden başlamak üzere 2023 ile 2025 arasında atmayı planlıyor. Bu konuda ise; yeni bir şirket kuruluşu dahil olmak üzere dijital sigortacılık, dağıtım kanalları ile yapılacak anlaşmalar gibi çeşitli seçenekler ise şimdilik fizibilite aşamasında...
TEKNOLOJİ ŞİRKETİ OLACAK
Şirketin gelecek hazırlıkları arasında dijitalleşme de önemli bir yer tutuyor. "Vizyonumuz; sigorta ihtiyacını, sonradan önceye getirmek... Yani proaktif davranmak" diyen Atilla Benli, bunun için de dijitalleşme yatırımlarına ağırlık vermeye devam edeceklerinin altını çiziyor. Gelecek dönemde bu alandaki rekabetin artacağına işaret eden Benli, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bir yandan da Z jenerasyonu geliyor. İhtiyaç olduğunda yanındaysanız, bu hizmeti alıyorlar ve karar verme süreleri de 11 saniye. 11 saniyede akıllarına girdiniz girdiniz, yoksa satın almıyor. Yeni nesile dijital platformlar aracılığıyla ulaşmak daha kolay. Süreç tamamlandıktan sonra data hizmetleri dijitalleşecek. Hem süreçler kısalacak hem müşterinin hizmet kalitesi yükselecek. Platform bazlı dediğimiz sisteme geçiş olacak. Artık sigortacılık sektörü belirli bir bilinirliğe ulaştı ve önemi anlaşılmaya başlandı. Sigorta hizmetlerinin uzaktan sağlanmasına yönelik sürece alt yapı olarak hazırız. Önümüzdeki dönemde hem ilgili bakanlıklarımız hem SEDDK ile ortak çalışıp buralardaki zorluklarımızı aşarsak sektörde çok farklı uygulamalar göreceğiz."
Gelecek dönemde teknoloji şirketi olmayı hedeflediklerine vurgu yapan Benli, "Platform bazlı hizmet veren, her türlü kanaldan sigortalıya ulaşabileceğimiz dijital yeterliliği yüksek, hizmet kalitesi gelişmiş teknoloji üreten sigorta şirketi yapısına gideceğiz" diyor.
Peki, 2022'ye bir ay kala sektörün gündeminde neler var? Benli, salgın sürecinde yaşanan hızlı dijitalleşme süreci ile birlikte siber güvenlik konusunun da gündemde önemli bir yer edineceğini öngörüyor. Pandeminin çalışma şekillerini değiştirmesi nedeniyle siber güvenlik konusunda endişelerin arttığını vurgulayan Benli, "2022'nin lokomotiflerinden birisi siber sigortalar olacak" diyor. Bununla beraber yine salgın süreci kaynaklı sağlık sigortalarına yönelim devam ederken, iklim krizleriyle beraber yangın ve genel zararlar da ön plana çıkacak diğer branşlar arasında...
"SIÇRAMANIN EŞİĞİNDEYİZ"
Benli'nin sektörün geleceğine ilişkin çizdiği projeksiyonu dinleyince gözümüzün önünde klasik sigortacılığın ötesinde farklı bir tablo canlanıyor. Bugüne kadar prim üretiminin ağırlıklı bölümünü trafik ve kasko branşlarından elde eden sektörde farklı alanlarda da büyüme potansiyeli artıyor. Benli ise bu değişimi, 'kırılma noktası' olarak yorumluyor. Yani bugüne kadar yapılmayan alanlarda sigortacılık yapılmaya başlandı. Benli, bunun öncüsü olarak Türkiye Sigorta'yı gösteriyor. Türkiye Sigorta birleşmesi, piyasa yapıcı olarak büyük bir oyuncunun sektöre katılması önemli bir katma değer sağlamış oldu. Böylece şirketler daha önce riskli gördüğü alanlara girip üretim yapabilme cesaretine kavuştu.
Benli, 2022'yi 'kırılma döneminin önündeki bir dönemeç' olarak değerlendiriyor. Yani sektör şu anda bir sıçramanın eşiğinde... Benli'ye göre en kötü senaryo bile gerçekleşse sektörün şu andakinin iki katı büyümemesi için hiçbir neden yok. Bunun için de finansal okur-yazarlığın artması gerektiğine inanan Benli, 'Kişi başı gelirimiz düşük, sektör bu yüzden büyüyemiyor" bahanesine ise pek katılmıyor: "Yangın, deprem gibi olası felaketlere karşı önceden hazırlıklı olmalıyız. Bunun için de bireylerin tüketim harcamalarında öncelik sırasının değişmesi gerekiyor."
Türkiye'de finansal sistemin ağırlıklı olarak tüketim-kredi ekseninde ilerlediğine vurgu yapan Benli, "Ülke olarak yatırım-tasarruf ilişkisinin geliştirilmesine ihtiyacımız var. Gelecekte sektörün büyümesiyle bu ilişkiyi geliştirebilirsek; şu anda 200 milyar lirayı bulan BES fonlarının 400 milyar liraya, hatta 1 trilyon liraya ulaşmaması için hiçbir neden yok."