PINAR ABAY: SINIRLARI AŞMAK…

20.04.2022
Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmak. Bunun için sınırları zorlamak gerek. ING Türkiye Genel Müdürlüğü görevindeki başarısının ardından ING Grubu Global İcra Kurulu Üyesi ve Pazar Liderleri Bölgesi Başkanlığı’na atanarak sınırları aşan Pınar Abay da zoru sevenlerden…

Ayfer Arslan / INBUSINESS

Türk bankacılık sektöründe çalışanların yüzde 50'sinden fazlasının kadın çalışanlardan oluşmasına rağmen üst yönetime yükselen kadın oranı oldukça sınırlı. Aslında dünya genelinde de bu oranlar çok yüksek değil. Ancak son yıllarda iş hayatında kadın olmanın zorluklarını aşarak zirveye yükselen öyle başarı öyküleri var ki... Sınırları zorlayıp karşılaştığı güçlükleri fırsata çeviren kadınlarımız, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından da geleceğe ilişkin umudumuzu artırıyor.

İşte 10 yıl önce daha 34 yaşındayken ING Türkiye'nin Genel Müdürlük koltuğuna oturan, iki yıl önce ING Grubu'na Global İcra Kurulu Üyesi olarak atanan Pınar Abay da bu isimlerden birisi... 1 Ocak 2020'de ING Grubu Global İcra Kurulu Üyesi ve Pazar Liderleri Bölgesi Başkanı olarak yeni görevine başlayan Abay, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'daki bankacılık faaliyetlerinin yürütülmesine liderlik ediyor.

Her zaman zorlukların insanları geliştirdiğini düşünen Abay, kendi kariyer yolculuğunda da bunu deneyimlemiş. Sadece kendi sınırlarını değil aynı zamanda çalıştığı şirket için de başarı sınırlarını zorlamış. ING Türkiye genel müdürlük teklifini kabul etmesini, hayatında verdiği en önemli kararlardan biri olarak nitelendiren Abay, her zaman zoru sevmiş. Pınar Abay ile gençlere ilham veren öyküsünü, başarısının sırlarını, gençlere tavsiyelerini ve cinsiyet eşitliğine ilişkin yaklaşımını konuştuk.

- Türkiye'den Hollanda'ya uzanan kariyer yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz?

Bilkent Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olduktan sonra McKinsey'in İstanbul'da açtığı ofiste çalışmaya başladım. Diğer yandan Silikon Vadisi'ne de büyük bir ilgi duyuyordum. McKinsey'in o bölgedeki ofisiyle yazıştım ve bir yıl sonra da McKinsey Palo Alto ofisinde çalışmaya başladım. Silikon Vadisi'nde mühendislik şirketlerinden sorumluydum. ABD'deyken Harvard Üniversitesi'nde MBA eğitimi aldım. Harvard'da geçen iki yılın ardından, "Türkiye'ye dönmek için henüz erken" diye düşündüm. Sonrasında, ABD'de eğitim gören eşimle evlendik ve New York'a yerleşerek yine McKinsey'in New York ofisinde çalışmaya başladım. Beş yılın ardından Türkiye'den gelen teklifle geri dönerek tekrar McKinsey İstanbul ofisinde işe başladım.

- Bankacılık sektörüne geçişiniz nasıl oldu?

ING, Türkiye'de danışmanlık yaptığım müşterilerimden biriydi. Doğum izninde olduğum dönemde ING'den Genel Müdürlük teklifi aldım. Danışmanlık yapmama rağmen, daha önce bankada çalışmamıştım ve henüz 34 yaşındayken ING gibi bir bankadan Genel Müdürlük teklifi almak çok önemli bir kariyer gelişimiydi. Bu işi yapabilirsem harika olur diye düşündüm. Çok heyecan vericiydi, kabul ettim. Bu teklifi kabul etmek hayatımda verdiğim en önemli kararlardan biriydi.Kararımın en önemli nedeni ise bunun zorlu bir görev olmasaydı, çünkü her zaman zoru sevdim. Genel müdürlük dönemimde pek çok başarılı proje gerçekleştirdik, dijital dönüşümü başlattık ve ING Tür- kiye yeni yetenekleri çeken değerli bir marka haline geldi. Evet, başarılı işler yaptım, insanlar da bunu gördü. Ancak bu başarıda ING kültürünün de çok etkisi var. Herhangi bir bankada çalışsam bu noktaya gelebileceğimi sanmıyorum. 1 Ocak 2020'de de ING Grubu Global İcra Kurulu Üyesi ve Pazar Liderleri Bölgesi Başkanı olarak yeni görevime başladım. ING Grubu'nda Pazar Liderleri Bölgesi'nden sorumlu olarak, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'daki bankacılık faaliyetlerinin yürütülmesine liderlik ediyorum.

- Yurt dışı teklifini aldığınızda neler hissettiniz?

Bu teklifi almak elbette benim için son derece heyecan verici ve hatta belki biraz da korkutucuydu. Ama konfor alanımdan çıkmanın tam zamanı olduğunu düşündüm. Kariyerimin bugüne kadarki seyrine baktığımda, zorlukların ve imkansız olanı yapma arzusunun ön planda olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle bana ING'nin Pazar Liderleri Bölgesi dahilindeki bu yeni büyük aileye katılma fırsatının tanınmasından dolayı da heyecan duydum. Zamanımı Amsterdam, Brüksel ve Lüksemburg arasında paylaştırmam gerektiğinin farkındaydım. Eğer bir şey zor ya da imkansız gibi görünürse, bu zorluğun üstesinden gelmek ve başarılı olmak için elimden geleni yaparım. Bu pozisyon teklif edildiğinde de aynı duyguyu hissettim.

- Yeni göreviniz ile birlikte özel hayatınızda karşılaştığınız zorluklar oldu mu?

Oğlum ve kızımın okulu Amsterdam'da, dolayısıyla Amsterdam bizim yeni evimiz oldu. Aile olarak, yeni kültürleri tanımayı seviyoruz, yeni görevim aslında tüm ailem için heyecan vericiydi. Bununla birlikte, birçok sevdiğimiz insanı da arkamızda bırakmak durumunda kaldık. Yeni görevime başladıktan kısa süre sonra, biz de herkes gibi tüm dünyayı saran pandemi ile karşı karşıya kaldık. Pandeminin aynı zamanda hepimize farklı bakış açıları kazandırdığını ve hayatımızda bazı şeylerin değerini daha çok anlamamızı sağladığına da inanıyorum. Örneğin, pandemi nedeniyle genelde evden çalışıldığı için aileler çocuklarını okula götürmeye başladı, bu durum aileyi yakınlaştırmakla kalmadı, aynı zamanda bunu deneyimleyen iş arkadaşlarını da birbiriyle yakınlaştırdı.

- ING olarak cinsiyet eşitliğine ilişkin yaklaşımınız nedir?

İş dünyasında cinsiyet eşitliğini sağlamak sadece Türkiye ve Avrupa özelinde değil bütün dünyanın gündeminde olması gereken bir konu. Bu konuda belirli adımlar atılsa da hala daha çok mesafe kat etmemiz gerekiyor. ING'nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki yaklaşımı ING Çeşitlilik ve Kapsayıcılık politikasıyla şekilleniyor. ING'de çeşitliliği sadece 'doğru' olduğu için desteklemiyoruz. Evet, doğru olan bu, ama aynı zamanda stratejimizi gerçekleştirebilmek için de çeşitliliği sağlamak büyük önem taşıyor. Bir adım önde olmak için ekiplerin farklı geçmiş ve perspektiflere sahip olması gerektiğine inanıyoruz. Çeşitliliğin en önemli unsurlarından biri de cinsiyet. Bu konuda yüzde 70 ilkesini benimsiyoruz, yani ekiplerde her cinsiyet en fazla yüzde 70 oranda olmalı. Aynı zamanda yönetimdeki kadın oranını da takip ediyor, hedefler koyuyoruz. ING Türkiye'de kadın çalışan oranı yüzde 57 ve kadın yönetici oranı ise yüzde 40. Eşit ücret politikasını da bütün ülkelerde benimsediğimizi eklemek isterim. Bu yaklaşımımızla, ING olarak, Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi'nde daha eşit ve kapsayıcı bir iş yeri olmayı taahhüt etmiş 418 şirketten biriyiz ve yedi yıldır bu listede yer alıyoruz.

- Bir kadın yönetici olarak bu konuda neler yapıyorsunuz?

Türkiye'de görev yaptığım süre boyun- ca cinsiyet eşitliği odaklı birçok proje hayata geçirmekten dolayı hep gurur duydum. Global bir pozisyona geçti- ğimde ise bu tür projeleri yapabilece- ğim alan daha da büyüdü. Sorumlu olduğum bölgede 18 bin çalışanımız var ve kadın bir yönetici olmam nedeniyle de cinsiyet eşitliği konusu benim için oldukça önemli. Bu konuda yürütülen çalışmaları destekle- meye devam edeceğim.

- Globale terfi eden çok sayıda Türk yöneticimiz var. Siz bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

Türkiye hem genç nüfusu hem de dinamik yapısı ve yüksek rekabet sağlayan pazarı ile iş dünyasında liderlerin gelişimi açısından oldukça besleyici bir ülke ve bu anlamda birçok avantajı da içinde barındırıyor. Özellikle dijital bankacılık alanında Türkiye'deki kurumlar tarafından atılan adımlar ve sektörün hızlı gelişimi de bunu destekliyor. Dijitalleşmeyle birlikte şüphesiz şu anda bütün sektörler için başarıyı çeviklik yeteneği belirliyor. Bu anlamda, Türk yöneticilerinin en önemli özelliklerinden birinin çeviklik olduğunu söyleyebiliriz.

Türk yöneticiler, yüksek rekabet ve değişimin sürekli yaşandığı bu pazar şartlarında farklılaşabilmek için yaratıcı ve inovatif yenilikler ortaya çıkarıyorlar ve pazar şartlarına karşı direnç kazanıyorlar. Bununla birlikte Türk yöneticilerin adaptasyon kabiliyetleri de oldukça güçlü. Bu adaptasyon kabiliyeti, global iş dünyasında uluslararası yönetim kademelerine geldiklerinde çok hızlı adım atabilmelerine olanak sağlıyor. Global rollerde yer alan başarılı Türk yöneticilere baktığımızda, bu anlamda en güzel örneklerden birinin ING Türkiye olduğunu düşünüyorum. ING Türkiye dijital liderlik alanında attığı adımlarla ING global içerisinde de oldukça takdir görüyor, global ve üst düzey roller için bir yetenek havuzu olarak kabul ediliyor.

- Pandemide artan dijitalleşme ile bankacılığın geleceği nereye doğru evrilecek?

Bankacılığın geleceğinin dijital kanallar ve mobilde olduğuna inanıyoruz. İnsanlar mobil cihazları üzerinden gitgide daha fazla iletişim kuruyor, alışveriş yapıyor ve faturalarını ödüyorlar. Diğer bir deyişle, mobil cihazlar insanların hayatlarını yönettikleri ortam haline geliyor. Dolayısıyla, stratejimizin temelini dijital dönüşüm oluşturuyor. Pandemi kimi sektör ve ülkelerde dijitalleşme sürecine ivme kazandırmış olabilir. Ama biz, şubesiz bir çevrimiçi bireysel banka olan ING Direct'i 1997 yılında hayata geçirmiş bir şirketiz. Çok uzun bir süre önce dijitalleşme doğrultusunda harekete geçtik ve yıllar içinde birçok öncü adım attık. Müşterilerimize her zaman, her yerde akıllı, kolay ve kişisel çözümler sunmaya odaklanıyoruz. Dünyanın her yerinde müşterilerin birbirine benzer ana beklentileri var. Bu Dünyanın dört bir yanında müşterilere aynı deneyimi sunan tek dijital bankacılık platformu olmayı hedefliyoruz. Pandemi, 'İleriyi Düşün' stratejimizi değiştirmedi. Bunun ne kadar doğru bir strateji olduğunu gösterdi.

- Türk bankacılık sektörü ile Avrupa'yı kıyasladığınız zaman öne çıkan farklılıklar neler?

Dijitalleşme dünyada hiç olmadığı kadar ivme kazanarak müşteri beklentileri ve davranışlarında değişimin önünü açtı. Bugün, müşteriler mobil cihazlar üzerinden gitgide dijitalleşiyor ve bankacılık işlemlerinde daha fazla dijital kanal kullanıyorlar. Dijitalleşmenin tüm müşterilere aynı deneyimin sunulmasına imkan vermesi ile müşteri ihtiyaç ve beklentilerinin dünyanın her yerinde benzer bir değişimden geçtiğini görüyoruz. Dolayısıyla, dijital bir dünyada akıllı, kolay ve kişisel çözümler sunulması tüm müşterilerin ortak beklentisini oluşturuyor. Müşteri beklenti ve ihtiyaçlarındaki tüm bu değişiklikler, dijital bankacılıktaki liderliğimizi sürdürebilmek için daha iyi bir müşteri deneyimi sağlamamız gerektiğini de gösteriyor. Müşteriler, finansal kuruluşların kendilerini dinlemelerini ve kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiş, kişisel hizmetler sunmalarını istiyorlar. Sadece Türkiye'de değil, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'un dahil olduğu Pazar Liderleri Bölgesi'nde ve ING'nin faaliyet gösterdiği diğer tüm ülkelerde bu hedefle ilerledik ve ilerlemeye de devam ediyoruz. Dolayısıyla, farklı büyüklüklerde pazarlar olsalar da temelde benzerlikleri olduğunu söylemek doğru olur.

HEM BEYNİNİ HEM KALBİNİ DİNLİYOR!

Abay, çeşitlilik ve kapsayıcılığın şirketlerin başarısında önemli bir yeri olduğunu düşünüyor. Bunu da bir örnekle açıklıyor: "Yönetim kurulu toplantısında farklı bir bakış açısı or- taya koyabiliyorum. Benim için önemli olan karar verirken hem beyninizi hem de kalbinizi dinlemek." Dolayısıyla verilen kararların ne olduğu kadar bu kararlar hakkında nasıl hissettiğimizin de önemli olduğuna inanıyor ve temel stratejisini şöyle özetliyor: "Önceden bu soruları sorduğumda herkes şaşırırdı. Ancak bunlar önemli. Çeşitlilik de aslında bu demek."

BAŞARININ SIRRI: İMKANSIZI HEDEFLEMEK

-Her zaman zorlukların insanları geliştirdiğini düşündüm, bu nedenle de zorlukları aşmak, imkansızı denemek, konfor alanından çıkmak, bu zorluklardan fırsatlar yaratmak başarı için oldukça önemli.

-Sadece kendi sınırlarımı değil aynı zamanda çalıştığım şirket için de başarı sınırlarını zorladım. Zorluklardan fırsatlar yaratmayı, sürekli gelişim içinde olmayı, değişime adapte olmayı ve çeviklik kazanmayı başarı için önemli kriterler olarak görüyorum.

-Çalışacağınız şirketi iyi seçmek de başarı için gerekli. Çalışacağınız şirketi seçmenin eşinizi seçmek gibi olduğunu düşünürüm. Emeğinizin, çabanızın görüldüğü ve takdir edildiği, işinizle fark yaratabileceğiniz, değişime açık ve vizyoner bir yerde çalışarak hayallerinize ulaşabilirsiniz. Başarılı olmak için iyi bir eğitim, çok çalışmak ya da vizyoner olmak sadece yeterli değil çünkü ancak zincirin bir parçası olarak başarılı olabilirsiniz. Bunun için de şirketlerin yeteneğin şekillendirildiği bir kültür oluşturması, insanların kendini rahat hissettiği ve kendileri gibi oldukları bir çalışma ortamı yaratması değerli.

-Başarı, daha iyiye ulaşmak için insanların birbirine rahatça meydan okuyabildiği bir kültür olduğu zaman gerçekleşir. Bu nedenle de ING ailesinin bir parçası olduğum için her zaman kendimi şanslı hissettim. Hem Türkiye'deki hem de şu andaki ekibim olmasaydı bulunduğum konumda olamazdım.

PINAR ABAY'IN TAVSİYELERİ

-Öncelikle çalıştığınız iş yerini seçerken iyi karar verin.

-Hayallerinizi ve yapmak istediklerinizi gerçekleştirebilmek, bunu yaparken de kendiniz olabileceğiniz bir şirket ve iş seçmeniz çok önemli.

-Hayal edin... Çünkü her şey hayal etmekle başlıyor.

-Cesaret için de donanımlı olmak gerekiyor. Bu nedenle de ne okursanız okuyun, hangi sektörde çalışırsanız çalışın mutlaka teknoloji konusunda yetkinlikler kazanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Çünkü veri, robot teknolojileri, yapay zeka gibi kavramlar ne iş yaparsanız yapın karşınıza çıkacak.
-Sadece hayal etmek de yeterli değil, insanın hayalleri için harekete geçmeye, gerekirse konfor alanından çıkmaya cesaret etmesi önemli.

-Hayatta mutluluğu sağlayacak en kritik noktalardan birisi de tutku. Ben işimi hep tutkuyla yaptım. Hangi işi yaparlarsa yapsınlar insanların mutlaka işlerinde tutku- ya sahip olmalarının önemli olduğunu düşünüyorum

HAYATTAKİ AMACIM İMKANSIZI DENEMEK!

Abay, iş dünyasında bir kadın olarak ortaya koyulan katma değerin ve bu değerin kabul edilip, takdir görmesinin önemli olduğu görüşünde. Hatta bu konuda kendi deneyiminden bir örnek veriyor: "2011'de, 34 yaşında iken ING Genel Müdürü olmam teklif edildi. Birçok insan, iki çocuğum olmasından dolayı işe yeterince zaman ayıramayacağımı ya da bunun altından kalkamayacağımı söyledi. Ama kendi kendime, 'Eğer denemezsem hep pişman olacağım. Dener de başarısız olursam, en azından deneme cesaretini göstermiş olacağım' dedim. Bu durum bence birçok kadın için geçerli. Benim hayattaki amacım, 'imkansız olanı denemek'. Bunun için de adım atma cesaretini göstermek önemli. Benim gibi daha önce hayatında hiç banka yönetmemiş bir insanın Türkiye'deki bir bankanın genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi olabilme- si, ING kültürü hakkında çok şey söylüyor."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.