AKM YENİDEN...
İpek Alpkökin Olgunsoy / INBUSINESS
Taksim Meydanı'na gelip, Atatürk Kültür Merkezi'ne (AKM) baktığınızda insanın hissettiği ilk şey, eski bir dostu yeniden görmenin verdiği mutluluk. Zira nerdeyse tüm İstanbullular'ın bu tanıdık siluete dair sayısız anısı var. Ana kapıdan ilk adımı attığınızda ise kişiyi hem nostalji yolculuğuna çıkaran hem de yeni mimari karşısında etkileyen bir rüzgar yüzünüze çarpıyor. Çünkü AKM denilince akla gelen ve belki de defalarca arşınlanmış meşhur dönen merdivenler, Sadi Türen'in imzasını devam ettiren seramikler ve o tanıdık ihtişam hala yerinde. Ancak her metrekaresi özenle ilmek ilmek işlenmiş bu sanat kompleksinin vaat ettiği yeni maceraların büyüsü de bir o kadar dikkat çekici.
29 Ekim tarihinde uzun bir aradan sonra kapılarını yeniden açan AKM, eski mimarisine selam veren yeni yüzüyle sanatseverlerle buluştu. Üstelik artık halkla daha iç içe. Yıl boyu sürecek sergi programları, çocuklara yönelik sanat atölyeleri, tasarım dükkanı, müzik platformu, kayıt stüdyosu, kafe ve restoranlarıyla bir temsile gitmeseniz dahi içinde yaşayabileceğiniz, sanata temas edebileceğiniz bir mekan olarak hayata geçti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı İstanbul'daki sanat birimlerinin, yerleşik kurum olarak yer alacağı İstanbul AKM, 2 bin 40 kişilik Opera, 802 kişilik Tiyatro Salonu, 410 metrekarelik AKM Galeri, AKM Çok Amaçlı Salonu ve diğer sosyal alanları ile aynı anda 4 bin 500'den fazla sanatseveri ağırlayacak kapasitede. Şu anda 14 bin 500 metrekarelik taban alanına yayılan kompleks, toplamda 95 bin m2 kullanım alanına sahip. Merkezin eski alanının üç bin metrekare olduğu düşünüldüğünde, bambaşka bir dünyanın ortaya çıkarıldığını söylemek gerek. Bu dünyanın sanat ve tarihle harmanlanan yeni dokusu ise sanatseverlerin aklını çelecek cinsten.
AKM'nin sadece İstanbul değil Türkiye için sanat ve kültür alanındaki en önemli yapılardan biri olduğunu anlatan İstanbul AKM Sanatsal İşler Yönetmeni Remzi Buharalı, yapının tarihsel yolculuğuna dikkat çekiyor. Cumhuriyetin kurulmasının ardından Türkiye'de sanatçıların kendilerini ifade edecekleri bir sahneye ihtiyaç duyduklarını dile getiren Buharalı, "Dünyada o dönemde gelişen kültür sanat yapılarına baktığımızda ülkemizin de sabit bir sahneye ihtiyacı vardı. Teknolojik donanıma sahip bir merkez eksikliği doğrultusunda Devlet Opera ve Balesi ve Devlet Tiyatroları'nın eserlerini icra etmek amacıyla İstanbul AKM, o dönemki ismiyle İstanbul Kültür Sarayı adıyla 1969'da mimar Dr. Hayati Tabanlıoğlu tarafından ülkemize kazandırıldı" diyor.
Tabii AKM'nin hikayesi bununla sınırlı değil. Bina yapımından bir yıl sonra Arthur Miller'ın Cadı Kazanı isimli oyununun temsili sırasında meydana gelen, büyük yangın neticesinde hasar görüyor. Hayati Tabanlıoğlu'nun çalışmalarıyla restorasyon süreci tamamlanarak ikinci açılışı, 6 Ekim 1978'de Atatürk Kültür Merkezi adıyla yeniden düzenleniyor. Ancak zaman ve gelişen teknoloji temsillerin ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelince Kasım 2008'de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından imzalanan protokolle İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın üstlendiği Atatürk Kültür Merkezi'nin yenileme projesini hazırlamak üzere Tabanlıoğlu Mimarlık tekrar görevlendiriliyor. Sonrasında yapılan tetkiklerde binadaki tahribatın yüksek olduğu ortaya çıkıyor ve inşası gündeme geliyor. Kasım 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk Kültür Merkezi'nin projesini kamuoyuyla paylaşmasının ardından süreç başlıyor.
İKONİK KIRMIZI KÜRE
Yeni yapının en dikkat çeken ayrıntısı ise ana binaya girişte karşımıza çıkan ve aslında opera salonun dış cephesini oluşturan ikonik kırmızı küre. Özel olarak tasarlanarak üretilen 15 bin seramik parçasıyla kaplı dev bir küre olan Opera Salonu, en iyi doğal akustiği elde edebilmek için at nalı biçiminde yapıldı. Üfleme metodu ile üretilen cam parçalara sahip hareketli tavan aydınlatması da özel olarak tasarlandı. Bu sistem, gerektiğinde bir eşlikçi eleman olarak, belirlenen koreografiye uygun hareketleri sağlayacak dijital komut sistemine sahip. Remzi Buharalı, "Opera binası olarak adlandırılan büyük salon tamamen kendi başına bir yapı olarak gözümüze çarpıyor. Galeriler, tiyatro salonu, diğer ünitelerde bu binanın dışında yer alıyor" diyor.
Ayrı bir binada yer alan 486 metrekare alana sahip AKM Çok Amaçlı Salon ise istenildiğinde bir defile alanı ya da 170 kişilik bir sinema salonu olarak düzenlenebilen çok amaçlı bir yapıya sahip. Tiyatro salonu ise ihtişamı ile izleyicileri büyülüyor. Salonun yer aldığı binanın alt katlarında tiyatroya hizmet veren marangozhane, demirhane, boyahane ve terzihane gibi dekor atölyeleri, depolar ve sanatçı odaları yer alıyor.
BAMBAŞKA BİR YAŞAM ALANI
Kültür Sokağı ise AKM ile yeniden doğan bambaşka bir yaşam alanı. Sokağın içinde sanatsal etkinliklerin yanı sıra keyifli bir vakit geçirme alanı yaratan Kültür Sokağı'nda, AKM Galeri, AKM Müzik Platformu, AKM Müzik Stüdyosu, AKM Çok Amaçlı Sa- lon, AKM Çocuk Sanat Merkezi, AKM Tasarım Dükkanı, AKM Kütüphane, AKM Yeşilçam Sineması ve kafeler yer alıyor.
D&R, Expresso Lab, Kahve Dünyası, Divan ziyaretçilere hizmet veren markalardan. Çok yakında sokağa kitap kafe de açılması planlanıyor. Sokağın üst terasındaki restoran için görüşmeler devam ediyor.
Sokaktaki en etkileyici noktalardan biri ise kütüphane. İki asma katı, alt kattaki çalışma salonu ile 15 binden fazla eseri bir araya getiren Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi'nin 15 bin kitap ve sürekli güncellenen basılı, dijital ve görsel arşiviyle çok kıymetli bir nokta olduğunu dile getiren Buharalı, "Ziyaretçiler, tamamen sanatsal mimari ve sanatsal içeriklere sahip kitaplara ulaşabiliyor. Kütüphanenin girişindeki alanda mini oditoryum da bulunuyor" diyor.
AYNI ANDA 4 BİNDEN FAZLA KONUK
Peki AKM yılda kaç kişiyi ağırlayacak? Remzi Buharalı'ya göre bu hesaplamayı yapmak çok kolay değil çünkü etkinlik dışında da merkezi ziyaret eden, burada vakit geçiren önemli bir kitle var. Buharalı, "Bu hedefi koymak çok kolay değil çünkü AKM özlenen bir alan. Hafta sonu bile sırf görmek için bir kitle var. Baktığımızda şimdiye kadarki etkinliklerimiz dolu dolu geçiyor. Pandemi sonrasında insanların sanatı özlemesi, AKM'yi özlemesi, AKM içindeki sanat kurumlarının kendini kanıtlamış kaliteleri bir çekim noktası. Ancak salonların kapasitesine baktığımızda aynı anda dört binden fazla konuğu ağırlayabileceğimizi söyleyebiliriz."
BEYOĞLU KÜLTÜR YOLU'NUN İLK DURAĞI
İstanbul AKM, Beyoğlu Kültür Yolu'nun da başlangıç noktası. Galataport İstanbul'da son bulan bu güzer- gah, Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi, Beyoğlu Refia Övüç Olgunlaşma Enstitüsü, Grand Pera, İstanbul Sinema Müzesi (Atlas Sineması), Mehmet Akif Ersoy Hatıra Evi, Garibaldi Sahnesi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Galata Mevlevihanesi Müzesi ve Galata Kulesi gibi kıymetli noktaları barındırıyor.
TAKSİM MEYDANI'NA SELAM VEREN GALERİ
Yeni projenin en dikkat çeken bölümlerinden biri de AKM Galeri. İstanbul AKM'nin Taksim Meydanı'na bakan cephesinde yer alan 410 metrekarelik Galeri'nin çok özel bir alan oluşturduğunu anlatan İstanbul AKM Sanatsal İşler Yönetmeni Remzi Buharalı şöyle devam ediyor: "Taksim meydanına selam veren ve daha önce olmayan galeri salonu beni çok etkiliyor. Dışarıdan da baktığımızda binanın sol tarafında binaya ait olan ama uluslararası modern mimaride de gözümüze çarpan bir özelliği burada görüyoruz. Bu galeri alanının alışılagel- dik AKM siluetine çok yakıştığını düşünüyorum."