İştahlı büyüme
Geçen yılı yüzde 46'sını ihracattan sağladığı 4,3 milyar lira ciroyla kapatan Ulusoy Un, pandemide yatırımlarına devam etti. Hem üretim hem de lisanslı depolama alanındaki kapasitesini genişleten şirket, yurt içindeki pazar payını artırırken globaldeki mevcut konumunu da daha ileriye taşımak istiyor.
Belce Örü / INBUSINESS
İlk kez Güneydoğu Anadolu'da evcilleştirilen buğday, yüzyıllardır dünya nüfusunun gıda güvencesi açısından temel kaynaklardan biri. İnsanlar için yaşamsal öneme sahip buğday, Covid-19 salgınında da stratejik rol üstlendi. İnsanlar pandeminin ilan edildiği ilk günlerden itibaren marketlere akın etti. İlk olarak buğdaydan üretilen ekmek, makarna gibi yiyeceklerin olduğu raflar boşaldı. Dünyadaki buğday stokları geçen yıl 330 milyon tona yükselirken sadece Çin 2020'yi 163 milyon ton stokla kapattı. Türkiye ise bu konuda şanslı olan ülkelerin başında geliyor. Tahıl ambarı olarak bilinen Anadolu toprakları bugün 23 yabani buğday türüne ve 400'den fazla kültüre alınmış buğday çeşidine ev sahipliği yapıyor. Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Başkanı ve Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Gülhan Ulusoy, ülkemizin geçen yıl, yurt dışına 3,5 milyon tona yakın un satışı gerçekleştirerek bu alanda üst üste yedinci kez ihracat şampiyonu olduğunu söylüyor ve ekliyor; "Bugün tam 164 ülkeye un ihracatı gerçekleştiren ve ülkenin kasasına her yıl 1 milyar dolar civarında gelir girmesini sağlayan sektörümüz, bir başka deyişle dünyayı besliyor."
İHRACATTA 3'ÜNCÜ
Ulusoy Un, faaliyet gösterdiği sektörde Türkiye ihracatına katkı sağlayan firmaların başında geliyor. Şirket, İstanbul Sanayi Odası verilerine göre, 2019'da tüm ihracatta 380'inci, sektöründe ise 3'üncü sırada yer aldı. Samsun'da iki, Çorlu'da bir fabrikası bulunan şirketin 4 milyar 345 milyon liralık cirosunun yüzde 46'sı, beş kıtada 92 ülkeye gerçekleştirdiği ihracattan oluşuyor. Bünyesinde 300 kişiyi istihdam eden şirket, en çok da Ortadoğu ve Afrika ülkelerine un ihraç ediyor; transit ticarette ise Uzak Doğu'da etkin rol oynuyor. Ulusoy Un, Birleşmiş Milletler Gıda Programı gibi yardım kuruluşlarının ana tedarikçileri arasında yer alarak da ihtiyaç sahibi insanların sağlıklı gıdaya ulaşması anlamında çalışmalarını sürdürüyor.
40 yaşındaki Eren Gülhan Ulusoy, şirketlerinin ihracatta etkin rol oynamasının temel sebebinin buğday işleme ve saklama kapasitelerini artırmaya dönük yaptıkları yatırımlar ve yurt dışında markalarına duyulan güven olduğunu söylüyor. Bu yatırımlar sayesinde şirket, günlük 900 ton olan buğday işleme kapasitesini 2 bin 100 tona yükseltti.
PANDEMİ YATIRIMLARI
Konsolide satış hasılatını 2020'de bir önceki yıla kıyasla yüzde 42 artıran Ulusoy Un, pandemi döneminde fabrika ve depo yatırımlarında hız kesmedi. Un tüketimi artsa da sektörel eğilimler ve tüketim alışkanlıklarında değişiklikler olduğunu belirten Ulusoy, bunu şöyle açıklıyor: "Bu dönemde değişen sosyal paradigmaların hane içi buğday mamullerinin tüketimini artırması, yemek endüstrisi tarafındaki talebin perakende kanalına kaymasına neden oldu. Biz de fabrikalarımızda bu alana yönelik paketleme makinesi yatırımı yaptık, pazarlama faaliyetlerimizi de koşullara uygun revize ettik."
Fakat Ulusoy Un'un bu süreçteki esas önemli yatırımları üretim ve depolamaya yönelik oldu. Şirket, Samsun Organize Gıda Sanayi'de Aralık 2019'da faaliyete geçirdiği '50'nci Yıl Tesisi'nin ikinci fazını devreye aldı. Şimdiye kadar 25 milyon dolar yatırım yapılan tesisin 3'üncü fazı bu yılın son çeyreği tamamlandığında Ulusoy Un'un günlük 2 bin 100 tonluk üretim kapasitesi 2 bin 700 tona ulaşacak.
Ulusoy Un, pandemi döneminde 60 bin ton kapasiteli lisanslı depoya sahip bir şirketi satın alarak bu alanda da Türkiye'deki önde gelen aktörlerden biri haline geldi. Şirketin şu anda 300 bin tondan fazla tahıl stoklama kapasitesine sahip silo, depo ve serbest bölge alanı bulunuyor. Aynı zamanda yüzde 100 bağlı ortaklıkla kurulan Ulidaş ile Çorum'da 42 bin ton, Yozgat'ta 67 bin ton ve Kırıkkale'de 60 bin ton kapasiteli olmak üzere üç ayrı noktada toplamda 169 bin ton kapasiteli lisanslı deposu var. Bu yatırımların taşıdığı stratejik önemle ilgili Ulusoy, lisanslı depoculuğun kriz anlarında ülke güvenliğini sağlamanın yanı sıra, ürünlerin fiyat dalgalanmasını kontrol altına almada da etkili olduğunu söylüyor.
KİŞİYE ÖZEL UN
Eren Gülhan Ulusoy, şirket faaliyetlerini temelde iç pazar ve ihracat olarak ikiye ayırarak, Ulusoy Un'un globaldeki yerini ileriye taşımak için ihracata ağırlık verdiklerini aynı zamanda iç pazardan aldıkları payı da artırmak istediklerini söylüyor. "Ülkemizin yedi bölgesinde kendi satış ekibimizle gerek fırın gerekse endüstriyel pazarda büyümeye devam ediyoruz" diyor Ulusoy ve devam ediyor: "Şirketimizin henüz raflarda bir markasına çok sık rastlamasanız da bugün tükettiğiniz ekmek, pizza, kruvasan ya da simitte Ulusoy Un ürünü kullanılıyor."
İç pazardaki büyüme stratejileri doğrultusunda Ulusoy, şirketi sektörün diğer hammadde girdilerinin de ticaretini yapmanın yanı sıra online satışa da ağırlık verecek şekilde yeniden organize ettiklerini söylüyor. Bu hamle ile Ulusoy Un'un pazarlama ve satış faaliyetlerinde yeni fırsatları da değerlendirecek şekilde daha planlı ve etkin hareket etmesine imkan tanıdıklarını belirtiyor.
Şirket bugün piyasaya 30'dan fazla un çeşidiyle hizmet veriyor. Ulusoy yakın gelecekte kişiye özel içerikte hazırlanmış unlar göreceğimizi söylüyor. Bu öngörüsünü de şöyle açıklıyor: "İnsanlar artık kendilerine iyi gelecek tahıllardan oluşan unları sipariş edebilecekler." Ulusoy, kendilerinin de bu konudaki yatırım planlarını geliştirmeye devam ettiklerinin de altını çiziyor.