Şimdi İK’cılar Düşünsün!
190 ülkedeki istihdamın yaklaşık yüzde 25'i hibrit modelden vazgeçmiyor, Türkiye'de her beş çalışandan biri 'home ofis' diye diretiyor. ABD artık hayaller ülkesi değil, İspanya ve İtalya ilk 10 listesine veda etti. Global yeteneklerin şifresini çözen araştırma bize "Üzgünüz İK'cılar! Onlar artık bildiğiniz gibi değil" diyor.
İpek Alpkökin Olgunsoy / INBUSINESS
Dijital ansiklopedi Vikipedi'de insan kaynakları, "Organizasyonların üretim yapma, hizmet verme ve kar etme hedeflerine ulaşmak için kullanmak zorunda oldukları kaynağı yani insanı ifade eder" şeklinde tanımlanıyor. İnsan kaynakları yönetimi içinse "İş gücü ile ilgili çeşitli kriterleri kullanarak çalışan bağlılığı, verimlilik ve iş yaşamının niteliği üzerinde olumlu gelişmelerin elde edilmesini sağlar" deniyor. Bu gelişimi başarıyla hayata geçiren yönetim modelleri içinde ise dünya düzenini iyi okuyarak çalışanların taleplerine kulak verenlerin ön plana çıktığı görülüyor.
Pandemi ile geçen bir buçuk yılda olduğu gibi… Artık sektör gözetmeksizin hemen hemen hepimiz evimizi ofise çevirdik. İnternet üzerinden toplantılar yapıyor, iş arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizi dijital platformlar üzerinden sürdürüyoruz.
Söylemesi kulağa garip gelse de pandemi gölgesinde geçen bu home ofis dönemine, çalışanlar kadar İK birimleri de çabucak adapte oldu. Bundan sonrası için izlenecek politikalara yönelik tartışmalar, yeni model arayışı var ama uzaktan çalışmayı artık pek çok profesyonel kolay kolay bırakmayacak gibi görünüyor.
Rakamlar da bunu kanıtlar nitelikte. Dünya genelinde her 10 çalışandan 9'u Covid-19 krizi sonrasında da kısmen uzaktan çalışmayı tercih ettiğini dile getiriyor. Türkiye'de her beş çalışandan biri, mümkün olsa tamamen uzaktan çalışma modeline geçmek istiyor. Dijital sistemler üzerinden çözülemeyecek mesleklerde istihdam edilenler de mesailer konusunda esneklik aradıklarını söylüyor.
BUYuRUN BURADAN OKUYUN
Rakamlar ve talepler ilginç. Daha da ilginç olan yanı ise kültür farkı gözetmeksizin tüm dünyanın aynı istekte bulunması… Boston Consulting Group (BCG) ve The Network tarafından hazırlanan, Türkiye ayağı Kariyer.net'in iş birliğiyle gerçekleştirilen Küresel Yeteneklerin Şifresini Çözmek başlıklı araştırma şimdiye kadar tartıştığımız global iş kültürü farklılıklarının üzerini çizecek cinsten. Araştırma sonunda çıkan raporun her bir maddesi küresel yeteneklerin şifresini tek tek çözüyor ve yeni dünya düzeninin kodlarını ele veriyor.
Öyle ki çalışanların istekleri ülke gözetmeksizin oransal olarak birbirini tutuyor. İlginç olan 'En Çok Çalışılmak İstenen Ülkeler' sıralaması ortak global düşman
Covid-19'la birlikte ciddi bir değişimi gözler önüne seriyor.
Raporun detaylarına geçmeden önce global değişimi görmemizi sağlayan veri tabanına bakmakta fayda var. 190 ülkede toplam 209 bin çalışanla yapılan araştırmaya Türkiye'den de 27 bin kişi katılmış. Yüzde 46'sını lisans, yüzde 23'ünü ise lisansüstü bireylerin oluşturduğu araştırma; enerji, finans, kamu, sağlık, teknoloji, telekom, perakende, sigortacılık, medya ve turizmin de aralarında olduğu yaklaşık 16 sektörü kapsıyor.
Rapora göre pandeminin en çok değişim yarattığı alanlardan biri olan 'Çalışanlar Tarafından En Çok Tercih Edilen Ülkeler' sıralamasına gelecek olursak tablo, insan kaynağı uzmanlarını şaşırtacak şekilde değişiyor. Zira küresel verilere göre ABD, Kanada'nın gerisinde kalırken, Covid-19 vakalarının daha az görüldüğü; Avustralya, Japonya, Singapur ve Yeni Zelanda gibi Asya-Pasifik ülkeleri tercihlerde ön sıralara yükselmiş durumda. 2014'te 7'nci sırada olan Avustralya, 2021 itibarıyla 3'üncü sırada. Dubai, Abu Dhabi, Tokyo ve Singapur ise çoktan New York'un önüne geçti! Yeteneklerin en çok çalışmak istediği ilk on ülkeye bakacak olursak; popüler konumlardan biri olan Japonya 6'ncı sırada geliyor. Halk sağlığı konusunda övgü toplayan iki Asya-Pasifik ülkesi Singapur ve Yeni Zelanda ise listede ilk kez yer alıyor.
Aslında buradan bir çıkarım yapmamız gerekirse çalışanlar, sağlık ve iş destek fonları konusunda güvence sunan ülkelere daha çok göz kırpmaya başlamış durumda. Öyle ki pandemi sınavında en çok zorlananlar arasında yer alan İtalya ve İspanya onların gözündeki kıymetini yitirerek ilk 10'a çoktan veda etmiş. Covid-19 sonrası iş hayatına ışık tutan bu kapsamlı araştırmanın Türkiye ayağını üstlenen Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, "Sonuçlar, sağlık önlemlerine ilişkin endişelerin, daha önce popüler olan birçok hedef ülkenin sıralamada gerilemesine neden olması düşündürüyor" diyor ve ekliyor: "Özellikle ABD'nin, yabancıların en çok çalışmak istediği yer olma statüsünü kaybettiğini görüyoruz. Almanya ve Fransa sıralamada ikişer sıra geriledi. İtalya ve İspanya ise ilk 10'dan tamamen çıktı."
YURT DIŞINA TALEP AZALDI
Anket sonuçları; çalışanlar arasında yabancı bir ülkeye taşınma isteğinin azaldığına hatta yabancı bir işveren için çalışırken kendi ülkesinde kalma modeline yönelik heves artışı yaşandığına da işaret ediyor. Nitekim Uysal da katılımcıların yüzde 57'sinin bu plana istekli olduklarını söylüyor. "Konu, uzaktan uluslararası çalışma olduğunda, ABD Kanada'yla tekrar yer değiştirerek yine bir numarayı alıyor. Yüksek lisans yapmış kişiler arasında bu oran yaklaşık yüzde 62."
Yani rapor ülke sıralamalarındaki değişimin yanı sıra yurt dışında çalışma isteğinin de azalmasına da dikkat çekiyor. "Küresel sonuçları incelediğimizde yurt dışında çalışma isteğinin 2014'te yüzde 63,8 iken 2020'de yüzde 50,4'e gerilediğini görüyoruz" diyen Uysal, "Ülke değiştirme konusundaki istekliliğin azalması, dünyanın hemen hemen her ülkesindeki katılımcılar tarafından ifade ediliyor. Bu azalışın en önemli parametresi; insanları ihtiyatlı hale getiren yeni bir değişken; Covid-19" diyor. Türkiye'de ise bu istek 2018 sonucu olan yüzde 58 ile halen aynı seviyede devam ediyor.
Küresel sonuçlara göre yurt dışında çalışma isteğinin yaklaşık yüzde 13 gerilemesi oldukça önemli bir değişim. Bu durum karşımıza gelecek dönemlerde iki yeni kavramı çıkartacak. İlki yabancı bir işveren için uzaktan çalışma seçeneğinin artması yani International Remote Work. Diğeri ise hiçbir ofise bağlı olmadan çalışma kavramı yani Virtual Work.
TÜRKİYE ÇEVREYE HASSAS
Araştırmada çalışanların meslek tercihinde önem verdikleri özellikler de değerlendirilmiş. Buna göre hem küresel hem de Türkiye sonuçlarında çalışanların iyi iş-yaşam dengesini önemsemesi öne çıkıyor. Uysal, "Globalde sosyal faydanın ön planda olduğu, Türkiye'de ise yükselme/gelişim/konfor ve güvence arasında bir denge arandığı görüldü" diyor.
Türkiye'de çalışanların tercihlerini, kariyer geliştirme olasılıkları ve iş güvencesi şekillendiriyor. İşten beklenti sıralamasında ilk altı maddenin geçmiş yıllar ile aynı kalması da dikkat çekici bir diğer unsur.
"Türkiye'de çalışanların neredeyse yüzde 80'i yeni yetkinlikler kazanma/farklı bir iş için yeniden eğitilme yani 'reskilling' fikrine sıcak bakarken, kalan yüzde 20'si işinin riske girdiğini hissederse bu duruma pozitif bakabileceğini belirtti" diyen Uysal ekliyor, "Üstelik diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, farklı eğitim düzeylerinin yanıtlarının daha az farklılaştığı görüldü." Diğer taraftan Türkiye; iş birliği ve esneklik başlıklarında pandemi öncesine göre kötüleşme görülen az sayıda ülkeden biri. Öyle ki ankete katılan her 10 kişiden yaklaşık yedisi, geçen yıl kimlik çeşitliliği ve iklim konularının kendileri için daha önemli hale geldiğini dile getirmiş durumda. Bu oran Türkiye'de çalışanlar için globale göre daha yüksek. Küresel verilere göre çalışanların yüzde 50'si, Türkiye'de ise çalışanların yüzde 65'i, bu alanlardaki politikaları kişisel inançlarıyla uyuşmayan bir işverenden gelen teklifi kabul etmeyi düşünmüyor.
SAĞLIKTA YENİ ALANLAR
Pandeminin bir diğer olmazsa olmazı dijitalleşmenin hızlanması; yazılım uzmanları/mühendisleri, Ar-Ge mühendisleri, mobil uygulama geliştiricileri, ürün geliştirme yöneticileri, kullanıcı deneyimi uzmanları, kullanıcı ara yüz tasarımı uzmanları, sistem mühendisleri, veri analitiği uzmanları gibi teknoloji alanında çalışan pozisyonlara talebin artmasına yol açtı. Kariyer.net'in bu yıl içinde yayınlanan yeni iş ilanı sayısına göre yaptığı değerlendirmede; yapı, mobilya-aksesuar, elektrik-elektronik, kimya, bilişim, enerji, otomotiv, taşımacılık gibi geleneksel sektörlerde her ay yayınlanan iş ilanı sayılarının pandemiye rağmen 2019'un altına düşmediği görüldü. Hatta bazı dallarda geçen yılın üzerine çıkıldı.
Uysal, "Söz konusu sektörlerdeki oyuncuların iş hacminin pandemide negatif etkilenmemesi, bu alanlarda istihdamın korunması ve hatta artması sonucunu doğurdu. Bu sektörler, yakın gelecek için lokomotif olacak" diyor.
BİLİŞİMDE İSTİHDAM AÇIĞI
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bilişim sektöründe daimi bir yetenek açığı var, işe alım uzmanlarının yüzde 83'ü bu alanlardaki pozisyonları doldurmakta zorluk çektiklerini belirtiyor. Bu tablo, bireylerin kariyerleri açısından değerlendirildiğinde; iş hayatında talep gören dijital yetenekler arasına girmek, daha fazla iş fırsatı yakalayabilmek için kısa bir yol gibi değerlendirilebilir.
Uysal, "Gençlerin dijital yetenekler arasında yer alabilmeleri için beceriler biriktirmeleri, esnek olmaları ve yeniliğe çabuk adapte olabilmeleri gerekiyor" diyor ve ekliyor, "Dijital yetenekler alanında arz ve talep dengesini değiştirecek bir çözüm ortaya çıkmadığı sürece bu pozisyonlara yetenek çekme yarışı devam edecek."
Fatih Uysal, "Teknolojiye olan ihtiyacın arttığı bu dönem, her seviye ve kıdemden beyaz yaka çalışanın teknik yetkinliklerini artırması ve geliştirmesi ihtiyacını da beraberinde getiriyor" diyor. Uysal'a göre dayanıklılık, esneklik, çeviklik, multi tasking, belirsizliğe hızlı adapte olma, problem çözme becerisi, stresle başa çıkma, yeniliği kucaklama, öğrenmeye açık olma ve etkili iletişim gibi yetkinliklerin de önemi artmış durumda.
EVRENSEL TERCİH: UZAKTAN ÇALIŞMA MODELİ
Dünyanın önde gelen istihdam platformları iş birliğiyle kurulan The Network'ün 190 ülkede yürüttüğü Global Yeteneklerin Şifresi başlıklı araştırmanın Türkiye ayağını tamamladık. Araştırmaya göre, her 10 çalışandan dokuzu, gelecekte, kısmen de olsa evden çalışmalarına izin veren bir işi tercih edeceğini belirtiyor. Türkiye'de ise her beş çalışandan biri, mümkün olsa, tamamen uzaktan bir çalışma modeline geçmek istiyor. Bu sorunun küresel sonuçlardaki karşılığı ise yüzde 25. Birçok çalışan haftada iki veya üç gün evden, geri kalan mesai saatlerinde de ofiste olmak üzere hibrit bir modeli tercih ediyor. Çalışanlar uzaktan çalışmaya eskiye göre daha sık ve kolay izin verilmesini bekliyor. Bu sadece Türkiye için geçerli değil; neredeyse bir gecede geçilen uzaktan çalışma modeli 'evrensel tercih' olarak karşımıza çıkıyor.