Yeni gelecek: Paylaşımlı yurt

01:05 - 18.09.2021, Cumartesi

Haftanın dört günü ofiste çalışıp aynı zamanda konaklayacak, üç günü ise şehirden uzaktaki evinizde tatil yapacaksınız... Avi Alkaş'ın gelecek senaryosu kulağa oldukça hoş geliyor: "Paylaşımlı ofislerden sonra paylaşımlı yurtlar gelecek."

Fulya Arslan / INBUSINESS

Evet, pandemi öncesinde yaşantımızda yeri olmayan birçok kural artık günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Uzaktan çalışmayı öğrendik, paylaşımlı ofislere alıştık, doğru. Pandemi sonrası dönemde işin nasıl şekilleneceğine yönelik de çeşitli senaryolar konuşuluyor. Uzaktan çalışmanın kalıcı olacağı, ofis hayatına dönülmeyeceği gibi tahminler en sık duyduklarımız. Bunların daha ilerisinde bir senaryo okuyacaksınız şimdi, sıkı durun: İş yerinde konaklama diğer adıyla paylaşımlı yurtlar. Hazırsanız başlayalım…

EVDEN ÇALIŞMAYA ALIŞTIK

Covid-19 pandemisiyle birlikte yeni bir boyut kazanan dijital çağda eski ofis düzeninin olmayacağı kesin, peki yeni ve farklı modeller de geliştirilebilir mi? İş çevresinin bu soruya aradığı yanıt Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş'tan geliyor. "Uzaktan çalışma, hibrit model, ortak paylaşımlı ofisler derken gelecek dönemde çalışma ortamlarımızda farklı modeller ortaya çıkacak." Alkaş, çarpıcı bir öngörüde bulunuyor: "Önümüzdeki dönemde hafta sonu tatillerimiz; cuma, cumartesi ve pazar olabilir. Çalışma günlerinin dörde düşmesi veya değişen gün ve saatler nedeniyle, tüm dünyayla birlikte Türkiye'de de farklılaşma yaşanacak. Örneğin, çalışanların birlikte konakladığı paylaşımlı yurt şeklinde bir model ortaya çıkacak."

Alkaş'ın senaryosuna göre; çalışanlar, hafta içi kent merkezlerindeki ofislere çalışmaya gelecek. O yüksek katlı plazaların üst katlarında, çalışan yurtları dizayn edilecek. Çalışanlar gündüz ofisi kullanırken akşamları da üst katta konaklayacak. Bu sayede daha az yakıt tüketilerek temiz bir çevre için sürdürülebilirlik de sağlanacak.

Alkaş, paylaşımlı yurt modelinin şehir ekonomilerini de olumlu etkileyeceği tahmininde bulunuyor. Bu uygulamalar ile kent merkezlerinin hafta içi canlanacağını söyleyen Alkaş, "Çünkü bu tür çalışan yurtları özel ev yaşamı gibi değil. Daha kısa süreli konaklamalarda kullanılacağı için kent merkezindeki kafe, restoranlar gibi sosyal alanlar işlevsel bir özellik kazanmış olacak. Belki bu sayede de ev tarımı, ev ekonomisi gibi kavramların geliştiğini göreceğiz" diye konuşuyor.

STARBUCKS'LA BAŞLADI

Alkaş'ın ileri yaşam senaryosundan, bu dönemin trendi olan yatırımına geliyoruz. Gündemimizde co-working denilen ortak paylaşımlı ofisler var. Co-working sisteminden bahsederken, "Mesela aynı mekanda bir halkla ilişkiler uzmanı bir mali müşavir ya da bir avukat da var" diyor Alkaş ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "Onlar birbirlerini tanımaktan, sosyalleşmekten memnun çünkü insan bir sosyal yaratık en nihayetinde. Herkesin evi de çalışma ortamına aynı uygunlukta olmayabiliyor. Pandemi öncesinde de kafelerde veya değişik mekanlarda çalışma eğilimi vardı. Starbucks'ın yola çıkış hikayesinde; insanların evlerinden ve işlerinden sonra çalışabilecekleri bir 3'üncü nokta olma hedefi bulunuyordu. Hızlı internet bağlantısının olduğu, keyifli rahat koltuklarda oturabilecekleri, bir bardak kahve alsalar dahi dilediklerince uzun zaman geçirebildikleri olanaklar sunuluyordu. Bu çıkış noktasıyla başlayarak co-working modeline dönüştü. Pandemiyle birlikte ise adeta zorunluluk haline geldi."

HANLARDAN GELEN İLHAM

Alkaş, yüzyıllar öncesinden gelen iş hanı kültürünü tasarım ve teknolojiyle buluşturarak esnek çalışma alanları geliştirdiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: "Pandemi öncesinde başlatmış olduğumuz paylaşımlı ofis modeli, İngilizce'de co-working dediğimiz; ortak paylaşımlı, çalışanların diledikleri süre için veya şirketlerin kendi uydu ofislerini geçici ortamlar için bile olsa oluşturabilecekleri mekanlar bunlar. Özellikle çalışanların yaşam alanlarına ve toplu taşımaya yakın noktalarda konumlandırılmış. Mümkünse yürüme mesafesinde ya da bisiklet, scooter gibi çevreci araçlarla gidilebilecek mesafelerdeki ofisler olarak tanımlıyoruz."

Avi Alkaş, ticari gayrimenkulde yaşanan bu baş döndürücü değişim karşısında öngörüsünü destekleyecek şekilde yatırımda gaza basmış durumda. Ünlü mobilya markası Nurus'un ortakları Renan ve Güran Gökyay kardeşler ile birlikte Han Spaces'i hayata geçiren Alkaş'ın hedefi zincir haline gelmek. Halihazırda Levent Nispetiye Caddesi'nde faaliyet gösteren Han Spaces için hedef 2022'ye 10 merkezle girmek. Alkaş, "Bu konudaki hazırlıklar devam ediyor. İstanbul'un yanı sıra İzmir ve Ankara'da da ikişer bağlantı yaptık" diyor.

YÖNÜNÜ YAKIN COĞRAFYAYA ÇEVİRDİ

Alkaş, üniversite öğrencisiyken yarı zamanlı çalıştığı Mahmutpaşa, Kapalıçarşı, Eminönü hattındaki hanlardan etkilenerek bu fikri hayata geçirmiş. Önümüzdeki döneme ilişkin yeni yatırımları devreye alacak olan Alkaş'ın hedefinde Ataşehir, Basın Ekspres Yolu, 4'üncü Levent ve Dolapdere gibi bölgelerde yeni Han'lar açmak var. Yurt dışında ise Budapeşte, Moskova, Taşkent ve Almati gibi kentlere açılacak. Bu yönde girişimleri başlattıklarına değinen Alkaş, "Salgın nedeniyle zorlaşan ve maliyetleri artan seyahatlere olan talep azalacak. Yerini karşılıklı ofislerden bağlantıların en hızlı sağlanacağı, en konforlu çalışma ortamları alacak. Yakın coğrafyaya minimumum seyahat, maksimum bağlantıyı sağlayacak kurguyu gerçekleştirmek için gidiyoruz."

BİZE ULAŞIN