Bolat: Felaket tellallarına kanmayın 2024’ten umutluyuz
Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen, Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi, Gaziantep'te T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın katılımıyla gerçekleştirildi. İhracatın ve ekonomideki son gelişmelerin masaya yatırıldığı zirvede konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2023 yılının 1 trilyon doların üzerinde milli gelirle kapatılacağını dile getirerek, "İçeride ve dünyada sıkıntılar olmasına rağmen kısa sürede ayağa dikilip güçlenmeye devam ediyoruz. Türkiye iyi yönetiliyor, yurtdışından bakış çok olumlu. Cumhurbaşkanımıza, ülkeye büyük ilgi ve saygınlık var. 2024'ten umutluyuz, dünyadaki siyasi ve ekonomik tabloya rağmen biz azimle şevkle çalışmaya, Türkiye Yüzyılı hedeflerine koşmaya devam edeceğiz" dedi.
Salgın tek haneli enflasyona darbe vurdu
Bakan Bolat, Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'nde özel oturumda Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Köşe Yazarı Okan Müderrisoğlu'nun sorularını yanıtladı.
Öncelikle ihracat konusundaki bilinirliğin artması için yapılan programların çok değerli olduğunu belirten Bolat, Turkuvaz Medya'ya teşekkür ederken, Gaziantep'ten de her gelişinde pozitif enerji depolayarak ayrıldığını söyledi. Bakanlığın çalışma alanının çok geniş olduğunu dış ticaretin yanı sıra iç ticarette de tüm sektörlerle ilgili düzenleme ve denetimin kendilerinin sorumluluğu olduğunu dile getiren Bolat, şöyle konuştu: "Türkiye 1973'ten 2004'e kadar çift haneli, 3 haneli enflasyonla boğuştu. 2004'ten itibaren Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu problem kökten ortadan kaldırıldı, tek haneli enflasyonla tanıştık. Bu 16-18 sene devam etti fakat Covid 19 kriziyle salgınıyla beraber tüm dünya enflasyon gerçeğiyle tanıştı. Tüm dünyada 40 yıldır görülmeyen yüksek enflasyon yaşandı. Üretim, tedarik, lojistik zincirinde kopmalar oldu. Türkiye üretim ve tedarik üssü olarak Uzakdoğu'dan daha önemli bir üs olarak görülünce, Türkiye'den çok yoğun ihracat atağı başladı. Batılı ülkeler ithalat yaptılar, bu sefer mal azlığı nedeniyle içeride fiyatlarda sıçramalar oldu. Covid 19 tortularının başında fiyatlama davranış bozukluğu, vurguncu, karaborsacı, fırsatçı türde eğilimler iş hayatında etkin olmaya başladı. Ve hem bir yanda enflasyonla mücadele hem de damarlardan giren virüs gibi bu şekilde haksız ticari uygulamalara yönelenlerle mücadele dönemi başlamış oldu. Bizden önceki bakan arkadaşlarımızın yaptığı mücadeleyi devam ettirdik."
6 ay gün verilen araç satışı 6 saatte yapılır hale geldi
Bakan Bolat, bu kapsamda özellikle otomotivde çip kriziyle başlayan sürecin içeride etkilerinin yoğun yaşandığını kendilerinin de alınan önlemleri devam ettirerek yeni önlemler devreye aldıklarını söyleyerek, "İkinci el araçta 6 ay 6 bin km satış sınırlamasını devam ettirdik. Ardından tedbil-i kıyafetle denetimleri arttırdık. Piyasanın başı boş olmadığını gösterdik ve ilan siteleriyle alakalı önemli karar aldık. İkinci el fiyatın birinci elden fazla olamayacağını belirttik, noterlerin de satışlarda etkili olmasını sağladık. Bir yılda üçten fazla satış yapılamayacağına dair kısıtlamayı noterlerin takibine verdik" dedi. Bakan Bolat, bu sayede ağustos ortalarından sonra yavaş yavaş stoktaki araçların piyasaya çıkmaya başladığını gördüklerini dile getirerek şunları söyledi: "1 aylık süre zarfında 600 bin araç ortaya çıktı. 6 ay gün verilen araç satışları 6 saatte yapılır hale geldi. İkinci elde fiyatlar düşmeye başladı, yüzde 20'lere varan indirim oldu. Fiyatlardaki köpük, balon ortadan kalkınca birinci elde kampanyaların başladığını gördük. Eylülden bugüne 6 ay, 12 ay sonra taksitlerin başlayabileceği kampanyalar başladı. Piyasada işler normale döndü. Aynı şey emlakta da kendini gösterdi, konut, dükkan fiyatlarında yüzde 20'ler civarında düşüş yaşandı. Bu kira fiyatlarına da yansımaya başladı. Bunu diğer alanlarda da gördük. Yeni hükümetin para, maliye ve döviz kuru programıyla, anti enflasyonist programın etkilerini görmeye başladık. Ekim ve kasım aylarında aylık enflasyon artışları yüzde 4'ün altına geldi, çekirdek enflasyon yüzde 2,9'a geldi" dedi.
Ancak her şeyin kendi ellerinde olmadığını dünyada yaşananların etkilerinin enflasyonla mücadele programında işleri zaman zaman zorlaştırdığını ifade eden Bolat, "Ama yılmak yok, çabalar devam edecek" diye konuştu.
Bakan Bolat, 2023 yılında yapılan denetimlere ilişkin sonuçları da şöyle paylaştı: "İç Ticaret Genel Müdürlüğü, Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü'nün fahiş fiyat, stokçulukla mücadele çabaları kapsamında bu yıl şu ana kadar 538 milyon liralık bir cezai işlem uygulandı. 16 bin işletme ve 100 binlerce ürün denetlendi. Tüketicinin Korunması ve Ürün Denetimi Genel Müdürlüğü de aldatıcı reklamlar, tüketiciye zarar veren ticari uygulamalar, güvensiz ürünlere karşı denetimlerle de şu ana kadar 667 milyon lira ceza uygulandı. Yüz binlerce işletme denetlendi. Bölgelerde, illerde Ticaret Müdürlüğü ekiplerimiz bu görevleri yapıyor. Ayrıca bakanlığımızın teftiş kurulundaki 430'un üzerinde müfettişimizin hepsi sahada görev başındalar. Rekabet Kurulu da çok büyük çaba içinde. Orada da soruşturmalar neticesinde 2 milyar 350 milyon liralık ceza uygulaması söz konusu oldu. Bazı soruşturmalar da hala devam ediyor."
Ortak fiyatlama davranışları içine girenleri öncelikle ikna yoluyla geri adım attırmaya çalıştıklarını söyleyen Bakan Bolat, bu sayede çimento ve hazır beton sektöründe fiyatların düşüş eğilimine girdiğini dile getirdi.
Kimseye karşı art niyet yok, piyasayı bozmaya çalışanla mücadele sürecek
Ticaret Bakanlığı olarak üretimin, yatırımın, istihdamın yanında olduklarını, ticaret ne kadar artarsa zenginleşme ve refahın artacağını vurgulayan Bakan Bolat, "Dünyada olağanüstü şartlar oldu. Bu şartlar 16-17 senelik tek haneli enflasyon başarısını gölgelemiş oldu. Biz tekrar bu gölgeyi ortadan kaldırıp, yeniden istikrarlı piyasa dönemine girmek istiyoruz. Sektördeki üretici ve tüketici tüm oyuncularla birlikte yapacağız bunu. Kimseye karşı art niyetimiz yok. Halka karşı piyasası bozmaya çalışan, kayıt dışı çalışan kişi ve kuruluşlara karşı da devletin yasama, denetleme yürütme gücüyle halkın korunması için de tüm tedbirleri uygulayacağız" diye konuştu.
Hizmet enflasyonunda gelinen noktanın kabul edilebilir bir durum olmadığını ve keyfi zam yapma olayı yaşandığını kaydeden Bakan Bolat, 1 Ocak'tan itibaren lokanta, kafe, restoran gibi işyerlerinde menülerin ve fiyatların kapılarda görünür şekilde yer alacak olmasının enflasyonla mücadelede önemli olacağını vurguladı.
AB pozitif ajandayı yılın ikinci yarısına erteledi
Bakan Bolat, Avrupa Birliği ile ilişkilerde seçim öncesi yaşananların hatırlanması gerektiğine işaret ederek şunları söyledi: "AB, ABD ve İsrail mevcut Cumhurbaşkanımız önderliğindeki ittifakın genel seçimleri kazanmasını istemediler. Bu yönde vize konusunu manivela olarak kullanıp, seçmenlere yönelik kışkırtma yapmayı düşündüler. Borsayı da 3 ay boyunca manipüle ederek yıkmaya çalıştılar. Seçimlerden sonra hatta daha seçim akşamı ise Türkiye ile yapıcı diyalog kuralım anlayışıyla 180 derece dönüş sergilediler. Biz de kimseyle ilişkileri bozma yönünde değiliz. İş birliği yapmak istiyoruz. Bu yönde AB ile temaslar da arttı AB Komisyonu'na da raporlama görevi verildi, ancak bu raporun onayı gelmedi. AB Zirvesi'nde görünmez bir el devreye girdi ve raporu not ediyoruz şeklinde muğlak bir ifade yer aldı. Türkiye'nin Filistinlilerin haklarını savunma konusunda dünyayı harekete geçirmesi, İsrail'e şartsız destek veren AB ülkelerini rahatsız etti, birkaç aylık bekle gör moduna geçtiler. AB ile vize konusunda biz haklarımızı ve talepleri sürdürmeye devam ediyoruz. Belediye seçimlerinden sonra konu biraz daha netleşecektir. Zaten şu anda da uygulamada biraz gevşeklik gözleniyor."
Yeşil mutabakat ve uyum konusunda çalışmaların sürdüğünü vurgulayan Bakan Bolat, sınırda karbon düzenlemesinin 1 Ocak 2026'da yürürlüğe gireceğini ve gerekli mevzuatların hazırlanmasıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Bakan Bolat, çimento, gübre, demir çelik, alüminyum ve elektrik sektörünün bu konudan en fazla etkilenen sektörler olacağına işaret ederek şunları söyledi: "Sektörlerin uyum planlarını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı hazırlıyor, iki sektörde hazır, diğerlerini de yakında çıkarmak üzere. Emisyon ticaret sistemi hazırlığını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor. Sektörlerimiz emisyon ticaret sistemi üzerinden karbonsuz üretim ve ihracat düzenine bir an önce ayak uydurmaya çabalamalı. Birçokları yeni yatırımlar yaptı. Bazı zorluklar olacak ama AB ile hem teknik hem mali iş birliği yapmak istediğimizi belirttik. Hem bakanlıklar arası hem TOBB başta olmak üzere iş dünyası ile koordinasyon çalışmaları yapılıyor. Yol haritaları ortaya çıktıkça her firma kendisini hazırlamaya başlayacak. Bizler de teknik destek ve mali iş birliği konusunda yardımcı olacağız. Bazı kredi paketleri oluşturuldu. Eximbank ve İGE yakında Hazine'den bu konuda olur aldıktan sonra firmalarla daha yakın çalışacağız."
Felaket tellallığı yapanlara kanmamak lazım
Bakan Bolat, milli paralarla ticarette gelinen noktayı ise şöyle özetledi: "İhracatta 11 milyar dolarlık miktar milli paralarla yapılıyor. 25 milyar dolarlık ithalat milli paralarla yapılıyor ki 100'ün üzerindeki ülkeyle bunları yapabiliyoruz. Topladığımızda 36 milyar dolar yapıyor, geçen yılki dış ticaret 618 milyar dolardı, yani yüzde 6,5 civarında toplam ticareti milli paralarla yapıyoruz. Bu dövize bağımlılığı azaltma anlamında önemli, dövizi olmayıp bizimle ticaret yapmak isteyen ülkelere karşı da finansman sağlamış oluyoruz. Geliştirmeye devam edeceğiz."
Gümrüklerde hem modernleşme çalışmalarının hem de gümrükçülerin artırılması çalışmalarının süreceğini söyleyen Bakan Bolat sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye iyi yönetiliyor. Yurtdışından bakış olumlu. Cumhurbaşkanımıza ve ülkeye büyük ilgi saygınlık gösteriliyor ve güçlü bir ekonomimiz var. İçeride ve dünyadaki sıkıntılar olmasına rağmen kısa sürede ayağa dikilip güçlenmeye devam edebiliyoruz. 2023'ü 1 trilyon doların üzerinde milli gelirle kapatacağız, kişi başı gelir 12 bin 500 dolara yükselecek. Bu yıl dünyada talep düştü, üretim durgunlaştı, 6,5 milyar dolar kayıpla karşılaştığımız 6 Şubat depremiyle sarsıntı yaşadık. 51 bin kardeşimizi kaybettik, büyük yıkımlar oldu, ama buna rağmen Türkiye ilk 9 ayda yüzde 4,7 ortalama büyüme sağladı. Çin bile, Hindistan bile bu rakamlarda, AB'de yüzde sıfırlar civarında büyüme var. İhracatta ilk iki ay yüzde 8 kayıpla başlamıştık, ama artıda bitireceğiz. Hizmet ihracatımız da yüzde 13 artacak. Dış ticaret ve cari açık gerilemeye başladı. İthalatımızda da geçen yılın aynı aylarına göre gerileme var, ihracatta da son 5-6 aydır geçen yılların aynı aylarına göre artışla ilerledik. İlk yarıda kaybettiğimiz miktarları geri aldık. 2024'ten umutluyuz. Dünyadaki siyasi ekonomik tablo belli, ama buna rağmen biz azimle şevkle çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye yüzyılı hedeflerine koşmaya devam edeceğiz. OVP iyi işliyor. Bu yılın ikinci yarısında makro hedeflerin hepsi tuttu. İstihdamda 32 milyona geldik, işsizlik oranı yüzde 8,5'e geriledi. Kriz ya da felaket tellallığı yapanlara kanmamak lazım, umutla ileriye bakmak lazım. Dışarıdan muazzam güçlü Türkiye görüntüsü var. Dış politika, savunma, ekonomisiyle Türkiye ile daha fazla entegre olmak isteyen batılı sanayiler var. O yüzden ümitle ileriye bakalım yarınlarımız çok daha esenlik ve hayırlı olacak."
'Türkiye Yüzyılı'na en büyük katkıyı vermeye adayız
Açılışta konuşan Gaziantep Valisi Kemal Çeber de, "Konu ihracat, emek, çalışma olunca bu kürsüde olmak büyük keyif. Göğsümüzü gere gere söylüyoruz; bu kent üreten, çalışan, kazanan, istihdam sağlayan bir kent. Kazandığını vatanı, milleti, insanları için kullanan bir kent" dedi. Gaziantep'te tüm iş insanlarının aynı zamanda çok büyük birer hayırsever olduğunun altını çizen Çeber, hepsinin ya bir okulu, ya bir sağlık ocağı ya da yaptığı başka hayırlar olduğuna dikkat çekti. Bu ortamın oluşmasında kentin ruhunun da çok önemli olduğunu vurgulayan Çeber, şöyle devam etti: "Gaziantep ruhu, Gaziantep usulü çalışma diye bir şey var. Tam bir beraberlik içinde çalıştığımız, çok koordineli bir çalışma sistemimiz var. Bizim sorunlarımız da daha fazla nasıl üretiriz, nasıl çalışırız gibi sorunlar. Mutluluk veren sorunlar. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 'Türkiye Yüzyılı'nda her türlü işte ve hedefte en fazla katkı veren illerden biri olmaya adayız ve bunu taahhüt ediyoruz."
Zirvenin açılışını yapan Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Köşe Yazarı Okan Müderrisoğlu da, "Gelenekselleşen bu zirvelerimizle ülkemizin öncelikli konularıyla gelecek trendlerini birleştiriyoruz, kamuoyu bilinci oluşturmak istiyoruz. Zirvelerimizle her alanda varız, artık bu toplantılarımız örnek de alınmaya başladı" ifadelerini kullandı.
Ağar: Devlet tüm imkanlarını ihracatçı için seferber etti
Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen, Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi, açılış konuşmalarının ardından özel panellerle devam etti. Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, devletin tüm imkanlarının ihracat ve ihracatçı için seferber edildiğini söyledi. Zirvenin ilk panelinde '2023 İhracat Vizyonu ve Yeni Fırsatlar' masaya yatırılırken, A Para Spikeri Uğur Korkmaz'ın moderatörlüğünde T.C Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, Gaziantep Organize Sanayi Bölge Başkan Vekili Yaşar Erturhan, Güneydoğu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci ve Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ihracat fırsatlarını değerlendirdi. Ticaret Bakan Yardımcısı Ağar, 2023 yılının hem dünya hem Türkiye için oldukça zorlu bir yıl olduğunu hatırlatarak Türkiye zaten zor bir coğrafyada, küresel sorunlar ülkemizi zorladı. Ama zorluklardan güçlü bir şekilde çıkmayı bilen bir ülkeyiz" dedi.
Türkiye'nin ihracata yönelik bir kalkınma modeli belirlediğini belirten Ağar, "Son 20 yılda bunun önemini gördük. İhracat 20 yılda 7 kat artarak 254,2 milyar dolara geldi. Hizmet ihracatı 100 milyar dolara gelecek bu yıl sonunda. OVP hedeflerinde 255 milyar dolarlık ihracat hedefi var, ama yılı bunun üzerinde bir ihracatla kapatacağız. 2 Ocak'ta Cumhurbaşkanımız güzel rakamları paylaşacak" ifadelerini kullandı. AB'deki olumsuzlukların dış ticarete yansıdığına dikkat çeken Ağar, şunları söyledi: "O yüzden Uzak Ülkeler stratejisiyle 18 ülkeye ihracat artırma hedefimiz var. 2024'te geleneksel pazarlar dışında bu 18 ülkeye yönelik faaliyetlerimizi ve ihracatımızı artıracağız. 61 ihracatçı birliğiyle 2028 tanıtım vizyonu hazırladık. Bu eylem planlarını 2024 yılı ocak ayı itibarıyla başlayacağız. Her sektör ülke ve ürünlerini projelendirdi. Bu projeleri destekleyeceğiz. E-ihracat da öne çıkıyor. Destekler sayesinde e-ihracatın toplam ihracattaki payını yüzde 1,5'lardan yüzde 10'lara çıkarmayı hedefledik. E-ihracat platformuyla yol haritası hazırlıyoruz. 2024'te hizmete alacağız. Eximbank destekleriyle ihracatın tabana yayılması için de KOBİ'lerin ihracattaki payını yüzde 26'dan yüzde 32'ye çıkarmayı hedefliyoruz."
Milli e-ihracat platformu geliyor
Bakanlık olarak dünyadaki gelişmelere kayıtsız olmadıklarının altını çizen Volkan Ağar, şu bilgileri paylaştı:
"İhracat Genel Müdürlüğü bünyesinde e-ihracat dairemiz var. E-ihracata yönelik devlet desteklerini yürürlüğe koyduk. Bilindik destekler değil, çağın gereklerine uygun destekler. Alanlardan büyük takdir topladı. E-ihracat yapmak isteyen firmalarımıza rehberlik eden, yol haritaları sunan E-Kolay İhracat Platformu'nu 2024'te sunacağız. Tamamen ücretsiz, yapay zekayla çalışan ve canlı veriyle beslenen bir platform. Ayrıca Milli E-İhracat Platformu da kuracağız. TİM ve TOBB işbirliğiyle fizibilite çalışmaları yürütülüyor. TOGG'daki gibi bir sinerji yaratmaya çalışıyoruz. Şu anda çalışmalar sürüyor. 2024'te devreye alacağız. Yeşil dönüşüme yönelik de destekler kurguladık. Bu da yürürlüğe girince firmalarımız yeşil dönüşüm desteklerine kavuşacak."
Ağar, 2024 beklentilerine yönelik de, "2024'ün zorlu bir yıl olacağı beklentisi var ancak ekonomi yönetiminde gördüğüm manzara şu; ihracat ve ihracatçı için devletin esirgediği hiçbir şey yok. Aralıkta ihracat için 1,5 milyar TL ilave ödenek ayrıldığını görmedim hiç. Devletin tüm imkanları ihracat için seferber edilmiş durumda. Buna finansman da dahil, ihracat destekleri de. Yeni kredilerle ihracatçının yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Sanayicilere sürdürülebilirlik çağrısı
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu da deprem sonrası tekrar toparlanma sürecine girdiklerini söyledi. Pandemiyle e-ihracatın hızlıca gündeme geldiğini belirten Konukoğlu, "Pandemide, hayatında e-ticaretle alışveriş yapmamış insanlar internete yöneldi. Bu döngüyle hızlıca dünya genelinde e-ihracat gelişmeye başladı. Gümrüklerde kontroller arttı, ülkeler önlemler almaya başladı. Yoksa kayıtsız ekonomiye doğru bir gidişat vardı. Oturduğunuz yerden dünyanın her yerinden alışveriş yapabilirsiniz. Bunun daha da üzerine gidebiliriz. Ancak özellikle Çin'le rekabet edebilmek için e-ticarette ihracata yönelik nakliye desteklerinin artırılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. "2024'ün çok zor olacağı kesin ama biz bundan daha zor günler gördük" diyen Konukoğlu, şöyle devam etti: "Ekonomi yönetiminin bu işi başaracağına inanıyorum. Kayıplarımızın olacağını kabul ediyoruz, bu fedakarlığı hep birlikte yapacağız. Ama bundan sonra sürdürülebilirliği, yeşil dönüşümü ortaya koymamız lazım. Geri dönüşüm sadece tekstilde değil, her sektör için geçerli. İhracatın çok daha fazla olmasını istiyorsak bu yola baş koymak zorundayız. Sürdürülebilirlik artık her şeyin başı. İleriye dönük hareket etmek zorundayız. Tekstil atığı sadece Avrupa'da yıllık 8 milyon ton, ABD'yi ve Uzakdoğu'yu da katarsak 45 milyon ton. Bunun ne kadarını toprağın altına gömeceğiz. Artık hammadde pahalı. Bir de çöplüğe dönüyoruz, torunlarımızı da düşünmek zorundayız. Sanayici arkadaşlarımdan ricam, bu konuda kendi sektörlerinizde neler yapabilirsiniz araştırın."
Bu zor dönemden avantajlı çıkabiliriz
Dünyanın çok ciddi bir değişimden geçtiğini vurgulayan Güneydoğu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci ise, "Kaynaklar sınırlı. Dünya artık eskisi gibi değil, her şey artık daha idareli olmak zorunda" dedi. Bu yıl tekstilin çok zor bir dönemden geçtiğini belirten Kileci, şunları söyledi: "Kimsenin önceliği kıyafet değil. Krizlerden ilk etkilenen sektörler arasındayız. 2023'te aldığımız darbeleri avantaja çevirmemiz lazım. Dönüşümle ilgili çok önemli destekler var. Bu desteklerle kendimizi yenilememiz gerekiyor. İthal ikameli ürünlerde ciddi destekler var. Bunları doğru kullanırsak bu süreçten çok ciddi avantajla çıkarız. Bugün canımız yanıyor ama başka çaremiz yok. Her ülkede zorluklarla karşılaşsak da ihracatçılar olarak savaşıp, bu süreci atlatmamız gerekiyor. Hiçbir zaman enseyi karartmadık, kendi ülkemizde de umutsuz değilim. Çalışkan bir ülkeyiz, genç nüfus avantajımız var. Biz işimize bakacağız. Herkes kendi işini en iyi şekilde yapmaya çalışırsa, o zaman sorun olmuyor zaten. Her felaket nimeti de beraberinde getiriyor. Bu yaşadığımız şeyler bizi ekonomik olarak bir yerlere taşıdı. Artık önümüze bakmamız lazım. Takip ederek, yapıcı şekilde sorgulayarak işimizi yapmamız lazım. Başka gidecek yerimiz yok, bu ülke bizim."
İhracatta 2024'ten umutluyum
Gaziantep Organize Sanayi Bölge Başkan Vekili Yaşar Erturhan da, "Türkiye'nin en temel sorunlarından birisi sermaye birikimi" dedi ve ekledi: "Bunu sağlıklı hale getirebilmemiz için üretim yapmamız lazım. Kendi içimizde tüketmeden ihraç etmemiz lazım ki para kazanalım. İhracata dönük büyüme her zaman ülkenin en temel konusu olmalı. İhracat olmadan kalkınma mümkün değil. Önemli olan mal ve hizmet ihracı. İhracatta 2024 yılından umutluyum."
Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'nin son paneli 'Türkiye'nin Potansiyeli ve İhracatın Finansmanı' başlığında Sabah Gazetesi Yazarı Feride Cem'in moderatörlüğünde, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney ve İhracatı Geliştirme AŞ (IGE) Genel Müdürü Kasım Akdeniz'in katılımıyla gerçekleştirildi.
2024 hedefi 45 milyar dolarlık kaynak sağlamak
Tük Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, Eximbank'ın tüm fonlama imkanlarını kredi olarak ihracatçıların kullanımına sunduğunu belirterek, ihracat desteklerinin tabana yayılması kapsamında ise KOBİ'lere bu yıl oldukça destek olduklarını söyledi. Güney, İGE kefaletiyle bu yıl 36,5 milyar liralık kredi verdiklerini ve bunu ağırlıklı olarak KOBİ'lere sunduklarını belirterek bu yıl getirdikleri 4,2 milyar dolarlık kaynağın 1,7 milyar dolarını ise sürdürülebilirlik esasına dayalı aldıklarını kaydetti. Güney, ihracatçıların sınırda karbon düzenlemesi için yapılacak değişiklikleri için bu fonu kullandıracaklarını 2024'ün ilk ayında ise 1,5 milyar dolarlık yeni kaynağı getireceklerini vurguladı. Güney, 2024 yılında sürdürülebilirlik konulu fonlara erişip kullandırma çabalarını artıracaklarını dile getirerek, "Desteklerimiz ve ihracatın önündeki sınırda karbon vergisi uygunluk faaliyetlerini artıracağız. Yurtdışı fonların rakamlarını yükselteceğiz. KOBİ'lerin krediye ulaşımında süreçleri daha da hızlandırmak adına hayata geçirdiğimiz sistemin yansımalarını 2024'te göreceğiz. Bu yılı, önemli bölümü alacak sigortası olmak üzere 41 milyar dolarla kapatacağız, 19,5 milyar dolarlık kısmı nakdi kredi. Şu anda 38 milyar dolardayız. Önümüzdeki yıl planlama için 45 milyar dolar ve üzerindeki destekle kapatma planı yaptık" dedi.
Adım adım destekler ihracatçının hizmetinde
Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, ihracatçıya öncelikle ticari istihbarat vermeye çalıştıklarını, ayrıca kolay ihracat platformu ile de bilgilendirmeyi sürdürdüklerini dile getirdi. İhracat destek ofisleriyle de bilgiyi yaygınlaştırmak için odalarla birlikte oluşturdukları modeli sürdürdüklerini söyleyen Kılıçkaya, bunların müdürlüğün sahadaki temsilcileri olduğunu da dile getirdi. Kılıçkaya, müşavire danışın portalıyla tüm sorulara yanıt bulunabildiğini kaydederek 2023 yılında tüm kısıtlara ve depreme rağmen 10 milyar TL mal desteğini ihracatçılara kullandırdıklarını ifade etti. Desteklerin bir yol haritası olduğunu girişimciden küresel marka olunmasına kadar destek paketlerinin bulunduğunu belirten Kılıçkaya, her adımda ihracatçıyı desteklediklerini anlattı. Devlet olarak masrafların yüzde 75'ini desteklediklerini hatırlatan Kılıçkaya, sektör ne istiyor dinamiği ne gerektiriyorsa ona destek vermeye başladıklarına işaret etti. Kılıçkaya, desteklerin adım adım uygulandığında destek süresinin de uzayacağını söyleyerek işbirliği kuruluşlarla yürütülen desteklerin de bulunduğuna dikkat çekti. Kılıçkaya, farklı sektörlerde 41 projenin olduğunu ve sektörlerin makro anlamda tanıtılarak ihracatçıların da bu faaliyetlerini artırmasını beklediklerini söyledi.
İGE kefalet portalı ile en uygun finansmana erişilecek
İhracatı Geliştirme AŞ (IGE) Genel Müdürü Kasım Akdeniz, ihracatın toplam kredilerden aldığı payın yüzde 13 seviyesinde olduğunu belirterek, ihracatın kredi pastasındaki payının ihracatın GSYH'ye verdiği katkının yarısı kadar pay alamadığını vurguladı. Bu yüzde 13'ün yarısını da Eximbank'ın kullandırdığı krediler olduğunu diğer bankaların ise ihracat kredilerinin yüzde 7 payı olduğunu belirten Akdeniz, İGE olarak verdikleri kefaletle riski üstlenerek bankaların ihracata verdikleri kredinin yüzde 15 olan payını, yüzde 20-25'lere çıkarmak için çalıştıklarını vurguladı. 130 milyar liralık krediye kefalet verecek öz kaynak yapıları olduğunu söyleyen Akdeniz, şu anda 60 milyar liraya yaklaştığını, bankaların kendi hızlarına yaklaşamadığını vurguladı. Bu nedenle banka satın aldıklarını, Türk Ticaret Bankası'nı önümüzdeki dönemde kalkındıracaklarını belirten Akdeniz, Eximbank ile 60 milyar liralık, diğer bankalarla 25 milyar liralık destek paketi açıkladıklarını bu iki paketten 15 bine yakın başvuru geldiğini bunun kabul ettikleri 12 bin 122 adedine 54,3 milyar liralık krediye kefil olduklarını söyledi.
Hazine ile yaptıkları anlaşma ile de 5,4 milyar liralık kredi paketinden 4,8 milyar lirayı kullandırdıklarını dile getiren Akdeniz, krediye erişimin piyasanın en iyi koşullarda ulaşılmasını sağlamak için geliştirdikleri uygulamayı şöyle anlattı: "Yeni sistem İGE kefalet portalı yayında. Aralık ayında kullanıma geçti. İhracatçı kredi talebi için bankasına başvurmak yerine portala başvuruyor. 10 milyon lira kredi talebi var, sistem önce başvurucuya kredi notu atıyor, kredi notu uygunsa bunu bir havuza koyuyor. Bankalara kredi notu şu, ben kefilim 10 milyon lira kredi talebi var. İletişim adresi bu diyor. Bankalar da 7 iş gününde tekliflerini verecek. Faiz, komisyon, vade gibi… Banka teklifini verdiği anda diğer bankalarla birlikte sıralama oluşuyor. Banka görüyor bunları ve teklifini güncelleyip açık eksiltme sistemi çalışıyor. Rumuz olarak giriyor bankalar. 7 günün sonunda listeyi ihracatçının önüne koyuyoruz. 2 iş günü içinde bankaya başvurursan, banka bunu bu şartlarda sana kullandırmak zorunda. Başvurudan itibaren 9 işgünü içinde kredi talebi sonuçlanmış oluyor. Hem hızlı hem de banka banka dolaşarak bile elde edemeyeceği faizi bankaları aynı ekranda yarıştırarak piyasanın sunduğu en iyi şartlarda ulaşılmasını sağlıyoruz. İlk krediyi de Eximbank kullandırdı." Akdeniz sistemin katma değerinin artmasının tek koşulunun ihracatçıların bunu kullanması olduğunu dile getirerek bu portaldan alınan kredilerde bankanın aldığı yüzde 1,5 komisyonun yarısını ihracatçıya iade ettiklerini de vurguladı.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Türkiye ile gurur duyduğunu, hiçbir ülkede ekosistemin her ferdinin bu kadar desteklenmeye çalışılmadığını belirterek, "İyi başlıyoruz, iyi devam ediyoruz. Neticenin kullanılmasında sorunlarımız var. Orayı da aşarsak bizi kimse durduramaz" dedi. Panellerde dile getirilen iki portalın geliştirilmesinde bilim insanlarının dokunuşlarının bulunduğunu söyleyen Dereli, ihracata TOGG'u aşan bir fikirle gelinmesi gerektiğini kaydetti. Dereli, nitelikli ihracat için yapılması gerekenin başında Ar-Ge geldiğini belirterek ihracatçıların üniversitenin gücünden yararlanması gerektiğine vurgu yaptı.
Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'ne Güçlü Sponsor Desteği
Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'nin ana sponsorluğunu Halk Bankası, Sanko, Türk Telekom ve Ziraat Bankası üstlenirken, Papara, Gülsan, Oba Makarna cosponsor olarak Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi, Mahmood Coffee, Mutlu Makarna, Özun Gıda, Post Halı, Volkan Group, Voxx Carpet ve GAİB ise destek sponsoru olarak yer aldı.