Işıl Hasdemir: Mutluluğu uyum ve denge getirir
Bir yandan yıllarca basketbol oynamış şimdi ise sabahları erkenden kalkıp yüzen bir sporcu, diğer yandan iki çocuğuna vakit ayırmak için zamanının yöneten bir anne ve aynı zamanda da teknoloji firmasının kokpitindeki bir profesyonel… Dell Türkiye ve ECIS Ülke Müdürü Işıl Hasdemir’in topladığı anıları ve bu anıları toplamasını sağlayan denge formülünü konuştuk…
Mustafa Orhun Çetin / INBUSINESS
Işıl Hasdemir, anne babasıyla bir arada dert tasa bilmeden, semtinin sokaklarında arkadaşlarıyla oyun oynayarak büyümüş. Ankara, keyifli bir aile ortamında her şeye vakit ayırarak zamanını geçirdiği, çocukluğundan kariyerinin ilk yıllarına kadar evi olmuş. Özellikle de rol model aldığı kişiden bahsederken o yılları gözleri ışıldayarak anlatıyor: "Annemi hayatım boyunca örnek aldım. Bir taraftan güçlü bir mühendisti. Bir taraftan da kızı istedi diye en güzel yemekleri yapan bir gecede yelek diken dünyanın en iyi annesi oldu."
2020'den bu yana ABD merkezli küresel teknoloji devi Dell'in Türkiye ve eCIS Ülke Müdürlüğü görevini yürütüyor Işıl Hasdemir. İçinde olduğu koşuşturmaya rağmen kendine ve ailesine vakit ayırmak için yoğun çaba harcamayı ihmal etmiyor. "Haftanın en az üç günü çok erken kalkıp yüzüyorum ki evdeki sabah koşturmasına yetişeyim" diyor. En önemli konunun ise 'an'da olabilmek olduğunu özellikle vurguluyor: "Yani çalışıyorsan ona odaklanacaksın. Çalışmadığın zamanlarda da ne yapıyorsan; ailenle vakit geçiriyorsan yalnızca onlara, kendine zaman ayırıyorsan da yalnızca kendine odaklanacaksın. Anı yaşayacaksın." Hızla geçen ve geri döndürülemeyen bu 'anlar' içinde ise en keyif aldığı aktivite ailesiyle birlikte girdiği mutfakta hep beraber sohbetler eşliğinde yemekler hazırlayıp sofra kurmak. Hasdemir'in anılarını, hobilerini ve hayallerini bir de ondan dinleyerek 'kadın', 'eş', 'anne', 'sporcu' ve 'okuyucu' şapkalarına daha yakından baktık.
-Çocukluğunuz nerede ve nasıl geçti?
Ankaralıyım, çocukluğum, gençliğim ve kariyerimin ilk yılları orada geçti. Bizim çocukluğumuzu ve gençliğimizi şimdikilerle karşılaştırmak mümkün değil tabii. Mahalle kültürü, mahalle arkadaşlarıyla sokakta oynamak, hayatın doğal akışının içindeydi. Ortaokuldan başlayarak tüm eğitim hayatım boyunca profesyonel olarak basketbol oynadım. Hayatımın merkezinde hep spor oldu. Antrenmanlardan arta kalan zamanlarda da arkadaşlarımla vakit geçirmek çok keyifliydi. Sinemaya, tiyatroya gitmeyi çok severdik. Mutlu ve keyifli geçen bir çocukluk ve gençlik dönemiydi.
Kısaca derdin tasanın olmadığı, anne ve babanın yanında geçen güzel günler. Annem... Hayatım boyunca örnek aldığım insan, rol modelim. Çalışan, kariyeri olan, mühendis bir kadın, çalışırken aynı zamanda iki çocuğunu büyütmüş. Bunu yaparken kendisini de ihmal etmemiş. Erkek egemen bir sektörde her türlü engele rağmen, kadın olmaktan gurur duyarak, kadınsal özelliklerini saklamadan, döpiyesini giyip, makyajını yapıp, incisini takarak, başarılı olmuş bir kadın. Bir taraftan da benim için dünyanın en iyi annesi. En güzel yemekleri yapan, kızı istedi diye bir gecede oturup ona yelek diken... Kısaca kadın olduğunuz için size dayatılan görüşlere, düşüncelere aldırmadan, kendi ayaklarının üzerinde, cinsiyetten bağımsız bir birey olarak durmayı ona bakarak içselleştirdim. Aile içi görev dağılımlarının, mesleğin, başarının cinsiyeti olmayacağını öğrenerek büyüdüm. Ne şanslıyım ki böyle bir ailede yetiştim ve aynı şekilde bir kız ve bir erkek çocuğu da eşimle birlikte bu şekilde yetiştiriyoruz.
-Siz de erkek egemen sektörlerden birinde üst düzey yöneticilik yapan bir iş insanısınız. Anneniz gibi her şeye yetişebiliyor-musunuz? Örneğin bir gününüz nasıl geçer?
Hafta içi yoğun bir iş temposu oluyor. Her ne kadar pandemiyle gelen düzende her gün ofise gitmesek de toplantılar ve yoğunluk 08:30 dediniz mi başlıyor. Sabahları erken kalkıyor, haftanın 3-4 günü güne yüzerek başlıyorum. Çok erken yüzüyorum ki evdeki sabah koşturmasına yetişeyim. Mecbur kalmadıkça arka arkaya toplantı almamaya çalışıyorum. Mutlaka arada düşünüp enerji toplamak için ayrılmış zamanlar olmalı. Dışarıda bir yemek, davet gibi bir şeyler yoksa genelde saat 19:00 sonrası artık evdeki aktivitelere yöneliyorum. Hafta sonlarıysa işle ilgili çok acil bir durum olmadığı sürece tamamen aileme ve bana ait. Çünkü biz beraber vakit geçirmekten çok keyif alıyor ve bu vaktin verimli olmasını çok önemsiyoruz.
-Pek çok yöneticinin yapmaya çalıştığı iş ve özel yaşam dengesini kurmuş görünüyorsunuz.
Çok kişisel bir şey bu dengeyi kurabilmek ve bunun yüzde 50-50 veya yüzde 60-40 gibi sihirli sayıları yok bence. Dengeden ziyade iş ve yaşam uyumu diye bakıyorum ben bu denkleme. En önemli konu burada 'an'da olabilmek, anı yaşayabilmek. Yani çalışıyorsan ona odaklanacaksın. Çalışmadığın zamanlarda da ne yapıyorsan ona odaklanacaksın. Ailenle vakit geçiriyorsan yalnızca onlara, kendine zaman ayırıyorsan yalnızca kendine... Örneğin çocuklarınla kutu oyunu oynarken bir yandan da telefonundan mail kontrol etmemek gerek. Ben dengeden ziyade uyuma, ahenge inanıyorum. Ahenk mutluluk ve memnuniyeti de beraberinde getirecektir.
-Teknolojiye karşı ilginiz nasıl? Hangi cihazları kullanıyorsunuz, merak ettiğiniz yeni teknolojiler var mı?
Eğitimim ve kariyerim gereği hep teknolojinin içinde oldum, her türlü yeniliği takip ederim. Bazılarını hemen alır kullanırım, bazılarına biraz daha mesafeli kalabilirim. Ancak teknoloji gündeminde ne konuşuluyorsa mutlaka takip ederim. Günümüzde teknoloji "Olsa da olur" diyebileceğimiz bir şey değil. Her şeyin merkezinde teknoloji var. Bu nedenle herkes teknoloji okuryazarı olmalı, olmak zorunda. Yapay zeka ve onunla gelen siber güvenlik gibi büyülü güçleri verecek doğru donanımları kullanmayı bilmek gerekiyor. Bende de durum farklı değil. En çok hangi cihazları kullanıyorsunuz derseniz, telefonum ve dizüstü bilgisayarım. Bu ikisi olmadan bir dakikam geçemez, kendimi eksik hissederim.
-Hobileriniz veya fobileriniz var mı?
En çok spora vakit ayırıyorum. Zaman içinde yaptığım sporlar değişse de, sporun hayatımdaki yeri ve önemi değişmiyor. Ayrıca müzik dinlemek ve yazmak da benim için çok önemli aktiviteler. Fobi derecesinde korkularım olduğunu söyleyemeyeceğim.
-Sizin için hayatınızda önemli olan bir aktivite her yıl mutlaka yaparım dediğiniz bir ritüel var mıdır?
Her yeni yılı mutlaka çocuklarla birlikte kutlarız, bu artık bir ritüel haline geldi. Bizim için hep beraber olmak, o günü planlamak (yeme içme menüsü, oynanacak oyunlar, aktiviteler vb) çok önemli. Ayrıca yeni yılda birbirimize kartlar yazıyoruz ve bunlar hayat boyu saklanacak hatıralara dönüşüyor. Bir yandan geride bıraktığımız yılı değerlendirirken bir yandan da yeni seneyle ilgili umutlarımızı ve beklentilerimizi paylaşıyoruz. Benim için yılın heyecanla beklediğim en önemli ve güzel anlarından biri bu. Aile büyüdükçe de bu ritüeli devam ettirmek en büyük dileğimiz.
-Peki ya tatiller...
Özellikle ailece çıktığımız tatilleri heyecanla beklerim. Kış tatili de olsa yaz tatili de olsa beraber çok eğlenir keyifli zaman geçiririz. Yeni yerler keşfetmek, hiç gitmediğimiz ülkelere gitmek, buralarda farklı yemekleri tatmak, yapmadığımız aktiviteleri planlamak hayatımın en güzel anlarını oluşturuyor. Ayrıca kendi aramızda da sık sık konuşup anılarımızı canlandırırız. Örneğin 3-4 sene önce gittiğimiz bir karavan tatili, aktivitelerimiz ve komik anlarımızla hala konuştuğumuz tatillerden biri. Özellikle hiç görmediğimiz yerleri tatil rotamıza dahil ederiz ama bir de gitmekten çok keyif aldığımız yerler var. Oralara da her sene kısa da olsa mutlaka gideriz.
-Yemekle aranız nasıl? Mesela size çocukluğunuzu hatırlatan ya da çok sevdiğiniz yemekler var mı?
Çocukluğumun yemeği kesinlikle patates kızartması ve köfte. Başka bir şey yemediğim için annem nerdeyse her öğün bunları yapmak zorunda kalırdı. Bir de tabii annemin efsane çiğ böreği... Parmaklarınızı yerdiniz! Şimdi yemek alışkanlıklarım epey değişti, artık patates kızartması da çiğ börek de hayli uzak bana... Hatta tüm karbonhidratlardan uzak duruyorum desem daha doğru olur. Sebze ve protein ağırlıklı bir beslenme şeklim var. Her türlü salata, ızgara, peynir ve yoğurt favorim.
-Koleksiyon yapar mısınız? Neler biriktirmeyi seversiniz?
Eskiden daha çok şey biriktirirdim. Hele çocukken peçeteden pullara, resimlere, hatta Barbie bebeklere kadar topladığım şeyler vardı. Şimdi bu kadar değil elbette ama hala biriktirdiğim ve benim için kıymetli olan şeyler var. Seyahatlerimde gittiğim ülkelerden, oraların kültürünü yansıtan tabaklar, bardaklar alırım. Eski ve yeni Beykoz camlarını toplarım; hatta zaman zaman eskici ve antika pazarlarını dolaşıp eski parça avına çıkarım. Özellikle Beykoz camları konusunda eskicilerden çok enteresan parçalar bulunabiliyor.
-Peki sanat sizin için neyi ifade ediyor?
Sanat insanları besleyen en önemli kaynaklardan biri. Ben de büyük bir keyifle resim, heykel, sinema, tiyatro, edebiyat ve müzik dünyasını takip ediyorum. Edebiyat konusunda çok farklı yazarları takip etmeye çalışırım, sinema ve müzik konusunda her türlü yeniliğe açığım. Spotify'ın her sene benim için hazırladığı yeni yıla özel kişiselleştirilmiş listesinde birbirine hiç benzemeyen parçaların olması da bence bu yüzden.
"Kimseye kitap veremiyorum"
Kitap biriktirmeye de bayılırım; evdeki kütüphaneler artık doldu da taşıyor, her şey üst üste. Her ne kadar okumak için Kindle (elektronik mürekkebe dayalı kitap okuma cihazı) da kullansam, kitaptan okumak bana ayrı bir zevk veriyor ve okuduğum kitapları da veremiyorum, biriktiriyorum. Tatile giderken 3 kitapla giden biriyim, aynı anda birkaç kitap okurum.
Kısa kısa…
Yaz tatili mi kış tatili mi?
Kesinlikle yaz tatili
En sevdiğiniz yemek?
Yemekten sayılır mı bilmem ama yemeyi en sevdiğim şey yoğurt, sadece yoğurt yiyerek yaşayabilirim
Favori tatil beldeniz?
Barcelona
En çok görmek istediğiniz ülke-şehir?
MachuPicchu-Peru
En son okuduğunuz kitap?
Digital Body Language -Erica Dhawan
Unutamadığınız sinema filmi?
Matrix üçlemesi. İlk izlediğimde inanılmaz bulmuştum, halen de en sevdiklerimdendir
En son izlediğiniz dizi?
Bad Surgeon
Sizi anlatan şarkı?
Moduma göre beni anlatan şarkı değişir. Çok geniş bir müzik yelpazem vardır
Favori restoranlarınız?
Etiler Sıralı, Acarkent Günaydın, Uskumru, Sunset
Çay mı kahve mi?
Kesinlikle kahve ama Türk kahvesi
Kahvaltı mı akşam yemeği mi?
İkisinin arası
En son aldığınız elektronik eşya?
Oğlum için Alienware 34" Ultra Wide Curved Monitör
Yeni bir merakınız var mı?
Yeni bir dil öğrenmek ve kitap yazmak şu anda kendimi geliştirmeye çalıştığım alanlar