Yeşil Mutabakat'ın kazandırdıkları
Schneider Electric'in ana sponsoru olduğu Yeşil İş Sürdürülebilir İş Zirvesi'nde konuşan Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, döngüsel ekonominin sadece kaynak etkin bir ekonomiye ulaşmak açısından değil, aynı zamanda birçok sektörde sera gazı emisyonlarını azaltmak için de önemli olduğunu söyledi.
Güçlü, "Yeşil Mutabakat'a baktığımızda, bir ürünün üretiminden tutun lojistik aşamasına kadar birçok süreci etkileyecek ciddi değişiklikler getirdiğini görüyoruz. Bakanlığımız koordinasyonunda 2020 yılı başında çalışmalarımızı başlattık" dedi.
AB'YE ENTEGRASYONU ESAS ALACAK ŞEKİLDE DÜZENLENDİ
Tüm ilgili kurumlarla beraber Yeşil Mutabakat'a ilişkin ve zirvede ele aldıkları hususlardan bir tanesinin sınırda karbon düzenlemesi olduğunu ve ilgili komisyona ülke görüşlerini ilettiklerini aktaran Güçlü, şunları kaydetti: "Dolayısıyla AB'ye entegrasyonu esas alacak şekilde düzenlemelerimiz gerçekleştirilmiş durumda. Ticaret ve ekonomi alanında bunları koruyacak, burada tesis edilen mallara halel getirmeyecek, teknik engele dönüşmeyecek düzenlemelerin yapılması bizim açımızdan son derece önemli.
Ülke görüşleri temelinde yer alan hususlardan bir tanesi de bu. AB'deki üretici de üretiminin her tonu için karbon fiyatı ödemiyor. Ödedikleri fiyatlar nasıl hesaplanır? Nasıl doğru bir şekilde yansıtılır? Çünkü uluslararası kurallar da ülkemiz üreticilerine hiçbir şekilde AB'den farklı bir muameleye tabi olmamasını gerektiriyor.
Yine beraberinde belgelendirmenin yapılabilmesi, ihracatta bunların idari bir yük getirmemesi, daha iyi durumda olan üreticinin bunu sağlayabilmesi, bütün bunlara imkan verilmesi ve bunların ilave maliyetler getirmemesi, üreticilere bu sistemlere adapte olacak şekilde zaman verilmesi Türkiye açısından son derece önemli olacak. Finansman konusu bizim açımızdan da çok önemli.
Türkiye'nin bu politikalara uyumu AB rekabetçiliği açısından önemli olacak. Değer zincirlerinin rekabetçiliği açısından önemli. Dolayısıyla Türkiye'nin bu finansman imkanlarından, AB fonlarından faydalanabilmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz."
13 MİLYON TON AMBALAJ GERİ DÖNÜŞÜ GERÇEKLEŞTİ
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu ise sadece geçen yıl 13 milyon ton ambalaj geri dönüşü gerçekleştirdiklerini bildirdi.
"2050'DE NET SIFIR EMİSYONA ULAŞACAĞIZ"
Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Yeşil İş Sürdürülebilir İş Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, artan nüfus ve refah seviyeleriyle teknolojinin gelişiminin enerji talebini hızla artırdığını ve bu talebi sadece mevcut kaynaklarla karşılamanın mümkün olmadığını söyledi.
Shell'in enerji dönüşümü konusundaki ana yaklaşımının "daha fazla ve daha temiz enerji" olduğunu belirterek, 2050 yılında net karbon salımını sıfırlamış bir enerji şirketi olmayı hedeflediklerini ifade etti. Erdem, Shell'in temiz enerjiler üzerine büyük çalışmaları olduğuna işaret ederek, "2030'da yüzde 20, 2035'te yüzde 45 ve de 2050'de net sıfır emisyona ulaşmış olacağız.
Hepimizin gördüğü elektrifikasyon konusunda zincirin bütün değer parçaları içerisinde yenilenebilir enerji ve hidrojen üzerinden yürüyen çalışmalarımız var. Shell'in petrol üretimi bundan 2-3 sene önce peak noktasına geldi ve artık düşüşte. Yani Shell'in ürettiği enerjilerin içerisinde petrolün payının azalacağını göreceğiz. Shell'in petrol üretimi 2035'e geldiğimizde tahminen şu andaki üretimin yarısına kadar inmiş olacak" diye konuştu.
Elektrikli araçların yaygınlaşmasının ise ülkeden ülkeye değişeceğini dile getiren Erdem, "Şu anda Shell'in global olarak elektrik şarj noktaları, istasyonlarımız ve dışında, 60 bine yakın. Ulaşım sağlayabildiğimiz yerlerin sayısı 200 binin üzerinde, 2030 gibi bunun 500 bine yaklaşacağını tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı.
ENERJİ MİKTARI YÜZDE 20 AZALACAK
Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer de yeşil politikaların, sosyal ve ekonomik açıdan önemli değişime neden olacağını vurgulayarak, "Bu politikaların işe yaraması ve kabul edilmesi için bu geçiş sürecinde aktif halk katılımı ve güven çok önemli. Ulusal, bölgesel ve yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, endüstriyel kuruluşlar ve tüm kesimlerden vatandaşları bir araya getirmek için yeni bir kolektif bilince ihtiyacımız olduğuna inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Tuncer, 2012-2023 Enerji Verimliliği Strateji Belgesi'nde yer alan enerji verimliliğine ilişkin hedefler doğrultusunda 2023 yılı itibarıyla Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasılası başına harcanan enerji miktarının en az yüzde 20 azaltılmasının hedeflendiğini anımsattı.