Yuvarlak Masa: Kesintisiz enerji için kesintisiz üretim, iletim ve dağıtım şart

12:16 - 24.06.2024, Pazartesi

Çağımızın en önemli gündem maddelerinden biri kesintisiz enerji.  Bu akışın sağlanması için işin tüm taraflarının aktif olarak görevlerini eksiksiz yerine getirmesi ve yatırımlarla kendilerini sürekli yenilemesi gerekiyor. Biz de INBUSINESS olarak Gdz Elektrik desteğiyle düzenlenen “Kesintisiz Enerji” başlıklı Yuvarlak Masa Toplantısı’na ev sahipliği yaptık. Sektörü ileriye taşıyacak önemli çıktıların masaya yatırıldığı toplantıda, kesintisiz enerji hedefinde ibrenin sürekli gelişim gösterdiğine dikkat çekildi.

Gamze Karagöz / INBUSINESS

Hayatımızın merkezinde yer alan elektrik enerjisinin kesintisiz akışı sadece iş dünyası için değil toplumun her bireyi için büyük öneme sahip. Türkiye'nin kesintisiz enerji akışını, bunu sağlayan teknolojiyi, sürdürülebilirliği sağlamak ise çok da kolay bir iş değil. Biz de bu konuyu daha derinden anlamak adına INBUSINESS olarak iş dünyasının nabzını tutan yuvarlak masa toplantılarımızın son etkinliğinde enerji sektörünün önemli isim ve kurumlarıyla bir araya geldik.

INBUSINESS dergisi ev sahipliğinde ve Gaz Elektrik desteğiyle düzenlenen, "Kesintisiz Enerji" konulu yuvarlak masa toplantısını Turkuvaz Medya Center'da düzenledik. Moderatörlüğünü PWC Kıdemli Danışmanı Serkan Aslan'ın yaptığı buluşmada, Gdz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, EPİAŞ Elektrik Piyasası Kayıt ve Uzlaştırma Müdürü Hakkı Özata, TEİAŞ Canlı Bakım İşletme Müdürü Öner Alican ve TEDAŞ Gelişim Yönetimi Dairesi Başkanı Abdülkadir Balık konuşmacı olarak yer aldı. Kamu ve özel sektörü bir araya getiren bu buluşmanın çıktıları ise bir hayli ilginç.

-Serkan Aslan: Elektrik hayatımızın her an içinde ve yenilenebilir enerji- ye olan talep çok fazla artmaya baş- ladı. Peki, kesintisiz enerji dediği- mizde içerik olarak ne anlıyoruz, ne ifade ediyor bizlere bu kavram?

Hakkı Özata: Kesintisiz enerji denilince çok geniş bir perspektiften bakmakta fayda var. Öncelikle elektrik enerjisinin sektörel olarak ana bileşenlerini üretim, şebeke işletimi, dağıtım ve ticaret oluşturuyor. Ülkemiz bu konuda gerçekten hızlı ilerlemeler kaydetti. Özellikle son 10 ila 15 yıldır yapılan rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları, bakanlığımızın uyguladığı politikalar ve EPDK'nın regülasyon anlamındaki mevzuat düzenlemeleri sektörün önünü açtı. Yenilenebilir enerji kaynakları aslında kesintili enerji kaynakları. İşe o yönüyle de bakmak lazım çünkü bunlar süreklilik arz etmeyen olmazsa olmazlarımız.

Baz yük santralleri dediğimiz ise doğalgaz, petrol, kömür, ithal kömür, yerli kömür santralleri ve inşaası devam eden Akkuyu Nükleer Santrali. Baz yük santralleri çok önemli çünkü enerji öyle bir şey ki, insanlara günün 23 saat 59 dakikasında enerjiyi sağlarsınız ama bir dakika kesildiğinde problem olur. Şebeke tarafında ise eğer şebeke için gerekli yatırımlar yapılmıyorsa ve güçlü değilse bu kez o üretilen elektriği de nihai tüketiciye taşıyamazsınız. Dolayısıyla, elektrik TEİAŞ iletim hatları, transformatör merkezleri, dağıtım hatları ve dağıtım merkezleri vasıtası ile nihai tüketiciye ulaştırılıyor. Son zamanlarda tedarik şirketlerimiz de artmaya başladı. Bu bağlamda ticaret hacmi derinleşiyor ve gelişiyor. Görevli tedarik şirketleri dediğimiz ise 21 adet bölgede K1 diye isimlendirdiğimiz EPDK'nın tüketiciyi elektriksiz bırakmamak için yetkilendirdiği şirketler. Bütün bunların yanında kesintisiz enerji denildiğinde teknolojide çok önemli yer tutuyor. Gelişen ve çeşitlenen enerji kaynakları arttıkça bu kaynakların yönetilebilmesi için teknolojiye olan ihtiyaç da artmaktadır. Mesela SCADA sistemleri, uzaktan kontrol sistemleri mevcut olup bu sistemler de sürekli gelişmektedir. TEİAŞ'ta SCADA sistemi çok önemli ki anında sistemi gözlemleyip, kontrol edebilen, frekans kontrolünü sağlayabilen programlar mevcuttur. Dağıtım tarafında da yine SCADA merkezleri mevcut. Depolama teknolojileri de çok önemli bir diğer konu. Yani teknolojiden bağımsız sürdürülebilir, kesintisiz enerji düşünemeyiz.

-Üretim çok önemli ama sonuçta kesintisiz elektrik dediğimiz noktada iletim ve dağıtım ön plana çıkıyor. Onun için buradaki yatırımlar, gelişmeler çok daha kritik diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

Öner Alican: Modern dünyada elektriğin günlük yaşam içerisindeki vazgeçilmez konumu, elektriği karşılanması gereken temel insani ihtiyaçlardan biri haline getirdi. Tüm enerji sistemlerinin sürekli ve güvenilir bir şekilde çalışmasını ifade eden kesintisiz enerji, elektriğin üretiminden son kullanıcıya ulaşmasına kadar olan tüm ana süreçlerin (üretim, iletim ve dağıtım) sürekli ve sorunsuz olmasını gerektiriyor. Ülkemizde TEİAŞ tarafından yürütülen iletim faaliyeti, üretilen elektriğin tüketiciye dağıtımını sağlayan ve dağıtım şebekesine aktarımından sorumlu kritik faaliyeti ifade ediyor.

Kesintisiz enerji için hem artan tüketim talebi hem de ilerleyen dönemlerde önemi daha da artacak yenilenebilir enerji taleplerini karşılamak için TEİAŞ yatırımlarını artırdığı gibi enerjide kesintiye neden olabilecek arıza, doğal afet gibi süreçlere müdahale konusunda kabiliyetini artırıyor. Rakamsal olarak bahsedersem, TEİAŞ olarak 154 kV ve 400 kV'da mart ayı itibarıyla toplam yaklaşık 75 bin kilometre hattımız yine Teşekkülümüz sorumluluğunda yaklaşık 800 adet transformatör merkezimiz bulunuyor. Bunun yanında enerjide kesintiye neden olabilecek olası arızalara müdahale konusunda, yetkin arıza ve bakım ekiplerimiz var. Söz konusu ekiplerimiz hem klasik hem de Canlı Bakım (enerji kesintisi yaratmadan) yön- temlerini kullanarak ülke çapında 7/24 görev yapıyorlar.

-Kesintisiz enerjiyle ilgili TEDAŞ'ın yaptıklarından bahsedebilir misiniz?

Abdülkadir Balık: TEDAŞ dağıtım şir- ketlerinin denetimlerini, kabullerini, işletme faaliyetleriyle ilgili gözetim ve denetimini yapıyor. Kesintisiz enerjiyle ilgili, bir kere doğru yatırım yapılması ve şebekenin genç kalması gerekiyor. Doğru yatırıma malzemelerin kalitelisini yükselterek ve teknolojik yatırımlara önem vererek ulaşabiliriz. Genç şebekeyi nasıl elde edebiliriz? Yeni yatırımlar yaparak ve elektrik dağıtım sisteminde yer alan teçhizata yönelik bakım faaliyetleri gerçekleştirerek sağlayabiliriz. Görevli elektrik dağıtım şirketleri zaman içinde bu konularda kendilerini geliştirdiler. Teknolojik altyapı konusunda her türlü yeni teknolojik gelişmelere hızlı şekilde adapte olarak çağın gerekliliklerine uyum sağlayabiliyorlar. Tüm elektrik dağıtım şirketlerinde SCADA sistemleri mevcut olup bu sayede arıza noktası hızlı bir şekilde tespit edilebiliyor.

-Dağıtım şirketlerinin önemi çok fazla bu konuda. Daha önce belirtildiği gibi 21 bölgede yer alıyor şirketler. Özellikle coğrafi anlamda ülkenin birtakım dezavantajları da var öyle değil mi?

Uğur Yüksel: Kesintisiz enerjideki beklentimiz şu: Elektrik 365x24 hiç gitmemesi. Tabii arkasında üretim, iletim gibi bir sürü paydaş var ama son kullanıcı olan vatandaş bu detayı bilmek durumunda değil. Terazinin öbür tarafında şu var: Şebekemizin ortalama yaşı, şebeke yatırım miktarlarımız. Türkiye'de ve Gdz Elektirik özelinde ortalama yaşımız 20-25 yılda. Elektrik şebekesinde kullandığımız trafoların, hatların faydalı ömrü 30 yıl. Dolayısı ile aslında biz faydalı ömrünün sonlarına yaklaşmış bir şebekeyi 21 dağıtım şirketi olarak hep birlikte yönetmeye çalışıyoruz. Haliyle bu bizim kesinti istatistiklerimizi olumsuz etkiliyor.

Bunu çözmenin iki yolu var: Bir, kökten çözüm şebekeyi yenilemek ve yeni yatırım bütçeleri. İkincisi ise nispeten daha geçici çözüm olan bakım. Yatırım bütçeleri özelleştirme sonrasında kamu dönemine göre reel bazda dört kat arttı. Son uygulama döneminde bile reel bazda 2 kat artış oldu. Şimdi 2020 yılı rakamlarıyla beş yıllık uygulama dönemi için yani 2021-2025 yıllarını kapsayan 65 milyar TL'lik yatırım bütçesini EPDK onayladı. O günkü kurdan dolara çevirdiğimizde kabaca 10 milyar dolar diyebiliriz. Beş yıllık dönemde sektörün 10 milyar dolarlık bir yatırım bütçesi var. Bunu hayata geçiriyoruz. Gdz'nin bunun içindeki payı yaklaşık 1 milyar dolar ve biz, İzmir, Manisa bölgesinin en büyük yatırımcısıyız. Ama önümüzde gidecek yolumuz var. Kesintisiz enerji için dağıtım sektörü olarak beşer yıllık dönemlerde minimum 10 milyar dolar temelde 20 milyar dolara ulaşan şebeke ve teknoloji yatırımları yapmalıyız. İkinci husus ise bakım yapmak. EPDK, bakım bütçeleri konusunda ilave bir düzenleme yaptı. Denetlenme şartıyla bakım bütçeleri verdi. Bu dönemde biz de çok ciddi bakım harcamaları yapıyoruz. Özetle kesintisiz enerji için şebekeye bakım ve yatırım yapılmasına ihtiyaç var. Bu konuda tüm sektör oyuncuları üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor.

-Şimdi dördüncü dönemdesiniz. Yedinci dönemde yeni özelleştirme olacak mı? Nasıl ilerleyecek sistem? Bakıldığında önümüzde iki dönem kalmış oluyor mevcut şirketler için. Ve 2036'ya kadar 20 milyar dolarlık bir yatırım süreci var.

Uğur Yüksel: Orası tabii hep gündemde ama işletme açısından bakıldığında biz bu yatırımları yapmaya devam edeceğiz. Sürdürülebilirlik esas. Pandemi bizlerin iş yapış şekillerini etkiledi bundan da bahsetmeden geçmemek lazım. Mesela dediğim gibi toplamda 10 milyar dolarlık bir yatırım bütçesi ile başlamıştık ama o senenin 10 milyar dolarının satın alma gücü 1000 birim ise bugün o, 800 hatta 700 birime düştü. Özellikle malzemede dolar bazında inanılmaz artışlar oldu. Lojistik zincirinin kırılmasıyla tüm dünyada ve Türkiye'de de inanılmaz yüksek rakamlarla karşılaşmaya başladık ana ekipmanlarımızda, kablolarımızda, trafolarımızda, iletkenlerimizde, direklerimizde yüksek fiyat artışları yaşadık. Bu bütçenin karşılığında yapabildiğimiz şebeke varlıkları arzu ettiğimiz kadar büyümedi. İşçilik maliyeti çok ciddi şekilde arttı. Pandeminin başlattığı süreçten sonra şu anda düşündüğümüz 10 milyar doların etkisiyle biz 1000 birim şebeke yapmayı hedefliyorduk bütün sektör olarak ama geldiğimiz bu noktada 800 hatta 700 bandında kalacak. Bunun da altını çizmek gerek.

-Milli Akıllı Sayaç Sistemi konusun- da neredeyiz? Nasıl gidiyor ve ne zaman başlayacak uygulamalar?

Hakkı Özata: Milli Akıllı Sayaç Sistemi(MASS) ELDER koordinasyonunda bir Ar-Ge projesi olarak başlatıldı. Bunu da EPDK destekledi. Milli Akıllı Sayaç Sistemi aslında haberleşme üniteleri ve sayaç konfigürasyonları farklı olan belki onlarca versiyonu tek bir standart altında toplamayı hedefleyen bir proje olarak çalışıldı. Bizde EPDK boyutuyla bunu mevzuata büründürmek istedik. Dağınık halde bulunan; OSOS dediğimiz ölçüm sistemleri ve sayaçları tek bir mevzuat altında ölçüm sistemleri yönetmeliği şeklinde çalışmaya başladık. 2023'ün son günlerinde Ölçüm Sistemleri Mevzuatı yürürlüğe girdi. Bu kapsamda tabii EPDK'nın da belirlediği bir zaman çerçevesinde Türkiye'deki tüm sayaçların aslında MASS'laşması ve kimlik kazanması söz konusu. Şu an Türkiye'de 47-48 milyon sayacımız var. Bu tabii hemen bugün yarın olabilecek bir şey değil belki önümüzdeki yedi ila sekiz sene içerisinde gerçekleşebilir.

Abdülkadir Balık: EPDK'nın çıkartmış olduğu Elektrik Piyasası Ölçüm Sistemleri Yönetmeliğinde yapılan atıflarda TEDAŞ'a bazı görevler verilmiştir. TEDAŞ'a verilen bu görevler çerçevesinde TEDAŞ, MASS Ar-Ge projesi kapsamında hazırlanan dokümanı mevzuatlaştırmaya başladı ve ilkini sayaç şartnamesi olarak yayımladı. Bir sonraki aşamada da bu sayaçların onayına ilişkin bir usul-esas yayınlanacak. Elektrik Piyasası Ölçüm Sistemleri Yönetmeliğine göre MASS uygulamalarına geçiş için belirlenen tarih 01.08.2025. Bu tarihten itibaren MASS'a uygun sayaçların sahada kullanılmasına başlanacak. Ülkemizde kullanılan sayaçlara yönelik 19 tane sayaç protokolü ve bunlara yönelik karşılama yazılımları bulunuyor. Yani dağıtım şirketlerimizin hepsi ayrı ayrı protokoller kullanarak bununla ilgili birbirinden farklı yatırımlar gerçekleştirmek zorunda kalıyor. MASS sayesinde bu durum millileştirilerek tekilleştirilecek. Aynı zamanda sayaç firmalarının önü açılarak stok durumu yönetebilmelerine imkan sağlayacak teknolojik gelişimlerini sağlayacak. Çıkartılacak mevzuatla yeknesak yapının kurulmasına müteakip tüketicinin beklentileri ve geliştirilmesi gereken özellikler daha net olarak anlaşılacak.

-Tüketiciyi nasıl etkileyecek?

Hakkı Özata: MASS mobil uygulama diye bir uygulama geliştirilmesi söz konusu. Türkiye'de nihai olarak tüm kullanıcılar yani sayacı olan aboneler MASS mobil uygulamasını cep telefonlarına indirmek suretiyle tüketimlerine ilişkin birçok veriyi anlık görüp, benzer tüketici ile kıyaslayabilecek. Bununla ilgili şu an ihale çalışmalar devam ediyor. Zaman daraldığı için muhtemelen bu mobil uygulama ile ilgili bir süre uzatımı talep edeceğiz. EPİAŞ bu konuda çalışmalara başladı.

Abdülkadir Balık: Kamu ve elektrik dağıtım şirketleri çok daha hızlı bir şekilde kesinti bilgilerini edinecek. Abonelerin aramasına, ihbar bırakmasına gerek kalmadan kesintiden haberdar olunabilecek. Abonelerde kesinti bilgilerine, tüketim eğrilerine gerçek zamanlı olarak mobil bir uygulama ile erişebilecek. Tüketim eğrilerimiz sayesinde elektrik kullanma alışkanlığımıza en uygun ekonomik tarifeyi seçebilme gibi birçok fikir verecek bize. Yani hayatımızı çok daha kolaylaştıracak.

-Bu tüketicinin verimliliğini de arttıracak. Bu aplikasyonun yurt dışında bir örneği var mı? Yoksa biz ilk defa mı çıkartacağız?

Abdülkadir Balık: Özelliği milli olması. Yani kendi yazılımımız olacak. Yurt dışından da bir sayaç firması gelse, bu sayaç sistemi ile mevzuatlaştırılmış dokümana uyum sağlaması gerekecek. Sisteme yeni bir sayaç veya modem firması da gelse protokol ve karşılama yazılımı netleşmiş olduğundan ekstra yatırım yapılmasına gerek kalmayacak. Vatandaş açısından değişen bir şey olmayacak tüm akıllı sayaçlardan aynı konforda aynı mobil aplikasyonla görüntülemelerini sağlayabilecek.

Uğur Yüksel: Bizim son dönemde yoğunlaştığımız iletişim kanalı Whatsapp. Yani anlık iletişimi sağlaması nedeniyle ve ardında yapay zekayı kullanabildiğimiz için kullanıcımızı çağrı merkezinden alıp Whatsapp kanallarımıza yönlendirmeye çalışıyoruz. Orada daha hızlı, nitelikli ve anlık bilgi paylaşımını yapabiliyoruz. MASS'ta aslında bu boyutu ile büyük resmin bir parçası. Dördüncü uygulama dönemi ile birlikte EPDK çok sayıda ihale yaptı. Bunları Ar-Ge ihalesi olarak isimelendirdi. Şu anda da bizim de içinde olduğumuz iş gücü yönetimini yerlileştiren bir yazılım süreci yerli SCADA devam ediyor. MASS tamamen bizim değişik paydaşlarla şekillendirdiğimiz ve içeride teknolojiyi üretmek hedefiyle yaptığımız çözümlerden birisi. MASS, ön planda vatandaşların, kullanıcının hayatını kolaylaştıracak arka planda ise aslında bir ekosistem, teknoloji ve istihdam yaratacak.

-Bunları duymak oldukça sevindirici çünkü üretim tarafında millileşme hamlelerini çok görüyorduk ama dağıtım tarafında da bunların devam etmesi tüketici adına oldukça önemli gelişmeler diye düşünüyorum.

Uğur Yüksel: Gdz Elektrik olarak bizim 30'un üzerinde Ar-Ge projemiz var. Bunların birkaç tanesi Avrupa Birliği'nden alınma ama sektörün tamamına baktığımızda bu rakamlar yüzleri geçiyor. Elektrikli araçların aydınlatma direklerinden şarj edilmesi ile ilgili devam etmekte olan bir projemiz de var. Projenin birinci fazını tamamlayarak ikinci fazına geçtik. Elektrikli araçlar hayatımızda yaygınlaşacak biliyorsunuz orada şarj en kritik konu. Herkes elektrikli araba almak istiyor ama insanların kafasını ben bunu nerede şarj edeceğim sorusu kurcalıyor. Evinde şarj edebilen insanlar bu işlemi evde yapmayı tercih ediyorlar ama o kadar insanın da bu kadar imkanı yok. Biz dikey büyüyoruz. Otoparklarımız yok. Araçların neredeyse tamamı sokakta. Sokakta başka ne var? Elektrik direkleri. Otomatik olarak bu ikisi zihninizde birleşiyor. Ürünü geliştirdik ve pilot olarak uygulamasını yaptık.

-Öner Bey özellikle size sormak istiyorum çünkü rakamlar sizde. Nasıl ilerleriz? İklim değişikliği, talep artışı, elektrikli araçlar, yapay zeka dedik... Sonuç itibarıyla enerjiye yüksek bir talep var. Türkiye'de uzun vadeli dönemde bunu karşılayabilecek miyiz? Özellikle yenilenebilir enerjiyle beraber nasıl bir ortam var? Bir de ulusal enerji verilerine baktığımız 2035 yılında 510,5 TWh'ye ulaşacağız deniyor. Gerçi son üç yıldır aynı seviyelerdeyiz ama önümüzdeki 10 yılda ne olur? En önemlisi bunu karşılayabilecek güçte miyiz?

Öner Alican: Geçtiğimiz bayramdan örnek vererek başlayalım. Bilindiği gibi uzun bayram tatillerinde elektrik tüketimleri minimum seviyeye iner. Mesela, bayramın üçüncü günü Bakanlığımızın açıkladığı verilere göre üretilen elektriğin yüzde 76'sı, yenilenebilir kaynaklardan üretilmiş olup, bu yüzde 76'lık pay içerisinde RES ve GES'lerin toplam payı ise yüzde 32 oldu. Bu noktada ülkemizde tüketilen elektriğin tamamını RES ve GES'lerden üretebilir miyiz sorusu akla geliyor. Ulusal Enterkonnekte İletim Sistemi bir bütün olarak çalışıyor yani Edirne'deki frekans ne ise Ardahan'daki frekansta o. Bu enterkonnekte sistemi ayakta tutacak, sistem stabilitesini sağlayacak büyük güçlü kaynaklara ihtiyaç var. Sizin de bahsettiğiniz gibi Bakanlığımız tarafından açıklanan Ulusal Enerji Eylem Planı çerçevesinde 2053 yılında net sıfır emisyon hedeflendi. 2035 perspektifinde toplam elektrik kurulu gücün 190 GW olması, güneşin payının 53 GW'a, rüzgarın ise 30 GW'a erişmesi öngörülüyor. Ayrıca yaklaşık 500 TWh olarak öngörülen elektrik tüketiminin 250TWh kısmının yenilenebilir enerjiden karşılanması da öngörülen veriler arasında. Bu kapasiteleri sağlayacak şekilde bağlantı görüşleri de TEİAŞ tarafından veriliyor ve belirlenen hedeflere doğru ilerleniyor. 2024 itibarıyla bağlantı görüşü verilen RES'lerden yaklaşık 12 GW'ı devrede ve işletme halinde. Devredeki GES kapasitesi ise biraz daha fazla olup yaklaşık 12,5 GW'ı işletme halinde.

İşletmedeki GES kapasitenin 9.5 GW'ını lisanssız üretim tesisleri oluşturmakta olup, önümüzdeki dönemlerde 25 GW lisanssız GES kapasitesinin de devreye alınacağı öngörülüyor. Ayrıca, bu yıl içerisinde Bakanlığımız talimatı doğrultusunda 7,5 GW lisanssız kapasitesi açıklanmış olup, bu kapasitenin yarısı iletim seviyesinden bağlanacak daha büyük ölçekli RES-GES lisanssız projeleri için. Lisanssız üretim kapasite tahsisleri, özellikle iletim seviyesinden açıklanan kapasiteler, tüketimi yüksek sanayi tesislerinin kendi tüketimlerini yenilenebilir kaynaklardan sağlaması açısından büyük öneme sahip. Tüm bu yatırımlar ile 2035 yılı perspektifine doğru emin adımlarla ilerleniyor.

-Şirketler burada yatırım yapıyor, kamu yatırım yapıyor ama bizler de bireysel olarak yatırım yapmak istiyoruz. Biraz da yükü tüketiciler olarak şirketlerden almamız lazım. Ama gerideyiz gibi düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili yorumlarınız nedir?

Öner Alican: Tüketiciler de Çatı GES tesisleri kurarak yenilenebilir kaynaklardan istifade etmek istiyorlar. Oluşturulan model ile elektrik piyasasında tüketicilerin elektrik taleplerini tüketim noktasına en yakın üretim tesisinden karşılayabilmesi hedefleniyor. Bu konuda tüketicilere de çeşitli teşvikler sağlanarak bireysel kurulumlar giderek artıyor. Ancak talepler ilgili kurumlar tarafından tahsis kapasiteleri kapsamında değerlendirilmekte olup belirli bir kapasite olduğundan tüm taleplerin karşılanması mümkün olamamakta.

-Özellikle doğal afetlerde enerji sistemleri büyük hasar alıyor. Deprem felaketinde de benzer tablo oluşmuştur. Bölgede ne tarz çalışmalarınız oldu? Doğal afetlere karşı İletim Sistemlerinizde yeni düzenlemeler ve uygulamalar söz konusu oldu mu, Biraz bahseder misiniz?

Öner Alican: 6 Şubat tarihinde meydana gelen ilk depremin ardından hemen kurulan kriz masası koordinasyonunda ilk olarak hasar tespit çalışmaları başladı. Deprem böl- gesindeki 154 kV ve 400 kV olmak üzere toplam 125 adet transformatör merkezimizin 25 adetinde deprem anı itibarıyla kesinti meydana geldi. Enerji iletim hatlarımızda ise toplam 32183 adet direğimizden 11 adeti hasarlandı. Depremden etkilenen iller dışında yer alan Bölge Müdürlüklerimizden gelen ilave ekiplerimizin de desteğiyle yapılan çalışmalar neticesinde ilk 24 saat içerisinde sadece 6 adet transformatör merkezimiz enerjisiz kaldı. Ertesi gün itibarıyla tüm transformatör merkezlerimizi emre amade hale getirildi. Tabii burda enerjinin hızlıca verilebilmesindeki en önemli aktör mobil tranformatörlerimiz oldu.

Deprem sonrası aldığımız tedbirlere gelirsek ülke çapındaki tüm tmlerimizi inceledik. Her bir tm özelinde AFAD'ın yayınladığı haritalardan faydalanarak yer ivmesi değerleri bulundu ve bulunan bu değerlere göre hem yatay da hem de dikey de baz alınan ve sismik yeterliliği ifade eden "g" değerleri yükseltildi. Böylece tmlerde kullanılan primer elektromekanik teçhizatların sismik yeterlilik standartları yükseltmiş oldu. Ayrıca transformatör merkezlerimiz ve enerji iletim hatlarımızın deprem performans analizlerinin gerçekleştirilmesi için ODTÜ ile beraber beş yıllık bir çalışma planlandı. Bu planlanan çalışmada tmlerin ve iletim hatlarının deprem, sel, heyelan, kuş göçü ve kirlilik yönlerinden incelenmesi ve risk envanterlerinin hazırlanması, yapılacak değerlendirmeler sonucu olumsuz durumlar için alternatif tm yerlerinin ve hat güzergahlarının belirlenmesi ve tesis maliyetlerinin çıkarılması yer almaktadır.

Ayrıca porselen mahfazalı teçhizatlar yerine esneyebilen ve kırılgan olmayan kompozit silikon mahfazalara sahip teçhizatlara geçilmesi değerlendirilmekte ve tüm primer elektromekanik teçhizatların sismik yeterlilik testlerinin gerçekleştirilebileceği akredite bir sismik laboratuvar kurulması çalışmalarına da başlandı. Gerçekleştirilen ve halihazırda devam eden bu çalışmalar ile Enerji İletim Tesislerimizde bundan sonra meydana gelebilecek depremler nedeniyle oluşabilecek etkilerin en aza indirilmesi hedefleniyor.

-Biraz Gdz Elektrik'ten bahsedelim. Bir halka arz süreciniz var. Gdz'nin halka açılımını ciddi önemsiyorum borsaya gelmesi açısından. Neler yapıyorsunuz, harcamalarınızdan, teknolojilerinizden, büyüklüklerinizden bahseder misiniz?

Uğur Yüksel: İzmir, Manisa illerinde hizmet veriyoruz. Toplamda 3.8 milyon abonemiz var. 6 milyona yakın yaz aylarında daha yukarı çıkan bir nüfusa hizmet götürüyoruz. Dediğiniz gibi Türkiye'nin tüketim rakamı üzerinden baktığımızda üçüncü bölgesiyiz, abone sayısı açısından baktığımızda da büyüklük olarak ilk dörde giriyoruz. Yatırım bütçeleri açısından bakıldığında ilk beşin içerisindeyiz. İçinde bulunduğumuz uygulama döneminde en büyük yatırım artışı yapan dağıtım şirketlerinden biriyiz. Türkiye'de az yerde olan gerilim seviyesi bizde var. TEİAŞ ile en fazla karşı karşıya geldiğimiz konu başlıklarından birisi bu. Düşük gerilim, teknik kaybın artması demek. Onları bir an önce 34,5 kV'a çevirme konusunda çabalarımız var. Her sene yaptığımız ortak koordinasyon toplantılarımızın en sıcak başlığı budur.

Orada tabii bazı konular birbirini peş peşe etkiliyor. Bir tanesi İzmir çok hızlı büyüyen şehirlerden bir tanesi. Coğrafi olarak dar bir alanda dikey yükselmesi gerekiyor. Enerji talebi hep ilk üçte. Şehir merkezinde yoğunlaşan bu dönüşümde problemler yaşayabiliyoruz. Yatırım bütçelerinden bağımsız olarak mesela oradaki bir trafo merkezimiz 34,5'a değiştirmek istediğimizde şehir merkezinde yer bulmamız en büyük sorunumuz. Özetle Gdz Elektrik'in bundan sonraki beş yıllık tarife dönelerinde de yatırım bütçelerini dolar bazında ikiye katlayarak yatırım yapılmasına ihtiyaç var.

Halka arz olarak bakıldığında finansal performansı olarak dağıtım şirketleri regüle bir alanda faaliyet gösteriyor. Bütün gelir ve giderleri kamu tarafından belirleniyor. Sadece bizde değil dünyada da böyle Avrupa ve Amerika'da dağıtım şirketleri yatırımcılar tarafından güvenli liman olarak görülür. Emeklilik fonlarının birinci tercihidir. Gdz Elektrik'in performansı pek çok açıdan bizi şöyle olumlu etkiliyor. Tarife mekanizması içinde baktığınız da üç ila beş kaleminiz var. Bu kalemlerden en önemlisi yatırım yapıyorsunuz, karşılığını alıyorsunuz. Dağıtım şirketlerinin finansal performansını şekillendiren bu. O konularda İzmir, iki sene önce kalite performansından ödül alan tek şirket oldu. Gdz olarak biz o konularda iyi olduğumuzu düşünüyoruz. Bütün bu süreçler sonrasında da bir halka arzı hedefledik.

BİZE ULAŞIN