İSO bu kez de deri ve ayakkabıda sürdürülebilirliği masaya yatırdı
İSO'nun 9. Sürdürülebilirlik Raporu'na göre, AB'ye ihracat yapan Türkiye tekstil ürünleri ve hazır giyim sektörlerinin; değer zincirinde şeffaflığa yönelik çalışmalarını yoğunlaştırması, enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan karşılaması ve biyolojik olarak çözünür geri dönüştürülmüş ham maddelerin kullanım payını artırması, biyolojik olarak çözünür ve bitki bazlı ambalajlama kullanması ve geri dönüşüme olanak sağlayacak tedarik zincirleri oluşturması gerekiyor.
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında 9'uncusunu gerçekleştirdiği "Deri Ürünleri ve Ayakkabı Sanayi Sürdürülebilirlik Raporu" açıklandı.
İSO'dan yapılan açıklamaya göre, İSO, bünyesindeki 55 meslek komitesinin gruplandığı 10 ayrı sektör için küresel pazarda yüksek katma değer üretmek ve sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmak amacıyla hazırladığı rehberlerden 9'uncusunu, deri ürünleri ve ayakkabı sanayi sektörü için gerçekleştirdi.
İSO deri ürünleri ve ayakkabı sanayi sektörü raporu, sanayi grubunun meslek komiteleri olan "deri, yünlü deri ve saraciye sanayi", "deri, kürk giyim ve aksesuarları sanayi" ve "ayakkabı ve yan sanayi" için gelecek dönem sürdürülebilirlik çalışmalarına özel yol gösterici öncelikleri ve takip göstergelerini sunmak amacıyla hazırlandı.
Raporda, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ve bu kapsamda açıklanan Döngüsel Ekonomi Eylem Planı doğrultusunda, tekstil sektörünün tüm sektörler arasında sera gazı salımı sıralamasında üst sıralarda yer almasının, AB'nin bu sektördeki gelişmeleri tüm değer zincirinde anahtar ürünlerden biri olarak görmesinde etkili olduğu, böylelikle AB'nin endüstride hızlı modayı ele alarak özellikle üreticileri yeni iş modellerine yönlendireceği vurgulandı.
Küresel tekstil ürünleri üretiminin 2000-2015'te neredeyse iki katına çıkması göz önünde bulundurulduğunda giyim ve ayakkabı tüketiminin de 2030'a kadar yüzde 63 oranında artmasının beklendiği kaydedilen raporda, Avrupa Komisyonu'nun bu kapsamda, yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir tekstil ürünleri için önerdiği 2030 Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi ile daha dayanıklı, onarılabilir ürünlerle üretimden kaynaklanan olumsuz çevresel etkiyi azaltmayı hedeflediği belirtildi.
Raporda, aynı zamanda sosyal hakların korunmasının ön plana çıktığı, her ürün için Dijital Ürün Pasaportu'nun oluşturulmasının ve Yeşil Badana üzerine çalışmalar yürütülmesinin de hayata geçirileceği bildirildi.
Raporda, AYM "Tarladan Sofraya" stratejisi kapsamında ise AB'nin sera gazı emisyonlarının yüzde 10,3'ünün tarımdan kaynaklandığı, bunların yaklaşık yüzde 70'inin hayvancılık sektöründen geldiği, bu doğrultuda çiftçilerin, yenilenebilir enerji üretimini geliştirerek tarımsal atıklardan ve gübre gibi kalıntılardan biyogaz üretimi için anaerobik çürütücülere yatırım yapmaları gibi dönüşümler beklendiği, ayrıca hayvancılıktan kaynaklanan metan emisyonlarını azaltma fırsatlarının yakalanması gerektiği kaydedildi.
TÜRKİYE AVANTAJLI DURUMA GELEBİLİR
Türkiye'nin AB'ye yoğun şekilde ihracat yaptığı tekstil ve hazır giyim sektörünün bir parçası olan deri ürünleri ve ayakkabı sanayinin, AYM ile çeşitli riskler ile karşı karşıya kalacağına işaret edilen raporda, AB'ye ihracat yapan Türkiye tekstil ürünleri ve hazır giyim sektörlerinin; değer zincirinde şeffaflığa yönelik çalışmalarını yoğunlaştırması, enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan karşılaması ve biyolojik olarak çözünür geri dönüştürülmüş ham maddelerin kullanım payını artırması, biyolojik olarak çözünür ve bitki bazlı ambalajlama kullanması ve geri dönüşüme olanak sağlayacak tedarik zincirleri oluşturması gerektiği belirtildi.
Raporda, bu uygulamaların tekstil sektörüne uyarlanmasının, plan ile doğru orantılı ilerleyerek sürekli gelişimi sağlayacak etkiler yaratacağı ve Türk ihracatçılarını ticarette avantajlı konuma getireceği kaydedildi.
Derinin tabaklamaya hazır hale getirildiği aşamanın su kullanımının en yoğun süreç olduğu belirtilen raporda, deri üretiminde toplam su tüketim miktarının; ağırlık, boyut ve ürün tipi gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterdiği bildirildi.
Raporda, bununla birlikte ayakkabı ve deri üretiminde olumsuz çevresel etkileri azaltmak için çalışmalar yürütüldüğü, bu kapsamda üretim prosesinden çıkan atığın diğer üretime ham madde oluşturmasının karbondioksit salımını ve su kullanımını azaltacağı gibi, ham madde üretiminde yaratılacak diğer olumsuz çevresel etkileri de ortadan kaldıracağı, ayrıca sektörde doğrusal üretim modeli yerine döngüsel üretim metodunun yaygınlaşması ile yaratılan farkın artacağı kaydedildi.
TÜKETİCİLER, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRÜNLERİ DAHA DAYANIKLI VE KALİTELİ OLDUĞU İÇİN TERCİH EDİYOR
AB Tekstil Stratejisi Yol Haritası'na göre sektörün AB'de çoğu KOBİ olan 160 binden fazla şirketi içeren ve 1,5 milyondan fazla kişiyi istihdam eden büyük bir hacme sahip olduğu bilgisi de raporda yer aldı.
Mevcut ekosistemin yaratılmasında tüketimi teşvik eden ve ürün ömrünü kısaltan "hızlı moda" kavramının etkisinin yüksek olduğu belirtilen raporda, tüm paydaşların kaliteli ve sürdürülebilir üretim yapabilmesi adına sosyoekonomik kapsamda yürütülecek çalışmalarla sanayide fark yaratılmasının amaçlandığı kaydedildi.
Raporun "Sürdürülebilirlik Öncelikleri-Ekonomik" başlıklı bölümünde de sürdürülebilir tasarımın kaliteli ve pazarlanabilir ancak daha az çevresel etkiye sahip ürünler ortaya çıkardığı, tüketicilerin de bu ürünleri sadece daha "yeşil" oldukları için değil, aynı zamanda daha dayanıklı, kaliteli ve kullanımı daha ucuz olduğu için tercih ettiği vurgulandı.
Raporda, deri ürünleri ve ayakkabı sanayi özelinde Avrupa Yeşil Mutakabatı'nda öne çıkan konular şöyle sıralandı:
"Döngüsel ekonomi ve eko tasarım uygulamalarının geliştirilmesi, tekstil atıklarının yüksek seviyelerde toplanması, onarılması ve yeniden değerlendirilmesi, sürdürülebilir ham madde kullanımı, mikro plastiklere ilişkin etiketleme, standardizasyon, sertifikasyon ve düzenleyici önlemlerin geliştirilmesi, üretilen atık miktarının azaltılması, geri dönüşümünün sağlanması, bu kapsamda üreticilerin yeni teknolojilerin gelişimine teşvik edilmesi, yeniden kullanılabilir ve onarılabilir ürün pazarının geliştirilmesi, 'Yeşil Badana (Green Washing)'kavramının sektördeki kullanımının azaltılması, bu doğrultuda müşteri tercihlerinin doğru yönlendirilmesi, daha az su tüketiminin teşvik edilmesi, yenilenebilir enerji kaynak kullanımının arttırılması ve fosil yakıt kullanımı temelli üretimin değiştirilmesi, üretimde tehlikeli kimyasal deşarjının azaltılması, sürdürülebilir, eko tasarımlı ve eko etiketli ürünlerin geliştirilmesinin teşvik edilmesi, uluslararası bazı tekstil ve hazır giyim markalarının geliştirdiği şeffaf üretim değerlendirme araçlarının kullanımının yaygınlaştırması, teknolojik geliştirmelerin yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla vergi indirimi sağlayacak regülasyonların oluşturulması."