Sürdürülebilir Kalkınma ile Etki Yatırımlarında Kamu ve Özel Sektör İş Birliğinin Önemi Büyük
Turkuvaz Medya Grubu ve ekonomi dergisi Inbusiness öncülüğünde, sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturma misyonuyla başlatılan Küresel Umut Festivali kapsamında düzenlenen Sürdürülebilir Hikayeler Webinar Serisi'nin onuncu ve son webinarı "Sürdürülebilir Kalkınma – Etki Yatırımı" başlığıyla gerçekleşti. Açılış konuşmasını Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Atanur'un yaptığı webinarın özel oturumlarına UNDP Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü Sahba Sobhani, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yurtdışı Faaliyetler Daire Başkanı Furkan Karakaya ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdürü Esen Altuğ katıldı. Webinarda ayrıca, 'Etki Yatırımı - İşimizde Sosyal Faydayı Nasıl Ön Plana Çıkartabiliriz?' ve 'Sürdürülebilir Kalkınmayı Nasıl Sağlayabiliriz?' konulu iki ayrı panel de düzenlendi.
'Az gelişmiş ülkeler için 4,1 trilyon dolar gerekiyor'
Webinarın özel oturumunda konuşan UNDP İstanbul Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü Sahba Sobhani, sürdürülebilir gelişmenin sağlanması için öncelikle 2030 yılına kadar ilgili finansmanın sağlanmasının önemine dikkat çekti. Az gelişmiş ülke ekonomilerinin iyileşmesi için 2030 yılına kadar 2,5 trilyon dolar açık olduğunu belirten Sobhani, 2020 yılında 1,7 trilyon dolarlık açığın kapatılması için destek gerektiğini örnek verdi. Özellikle bu alandaki açığın giderilmesi ile ilgili özel sektörün katkısının çok önemli olduğuna dikkat çeken Sahba Sobhani, "Az gelişmiş ülkelerde finansal kriz çok yüksek bir noktaya geldi. Bu krizin giderilmesi için 4,1 trilyonluk yatırım gerekiyor. Şimdiye kadar özel sektörün sosyal, kültürel ve çevresel etkileri göz önünde bulundurularak yaptığı yatırımlar 715 milyar dolara ulaştı. Gelecekte etki yatırımı dediğimiz belli kriterler gözetilerek yapılacak yatırımların potansiyeli ise 26 trilyon dolar" ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler'in yardım sağlamak için Türkiye ile özel bir ortaklık sürdürdüğünü hatırlatan Sahba Sobhani, "Kurulan ortaklık ile kalkınma hedeflerinin yerine getirilmesi için kolaylaştırıcı bir rol üstleniyoruz. Finansman alanında İslami Yatırım Bankası ile ortak girişimler yapıldı. Türkiye'deki finansman fırsatlarının değerlendirilmesi adına yuvarlak masa toplantıları oluşturuldu. Türkiye sürekli devam eden gelişimi ile etki yatırımı gereken en önemli ülkelerden biri. 2019 yılında etki yatırımı raporu yayınlandı ve Türkiye'deki ekosistem değerlendirildi. Hangi alanlarda yatırım yapılması gerektiğine yönelik alanlar içinde özellikle; kadın istihdamı, eğitim, mülteciler, gıda, enerji gibi başlıklar ön plana çıktı. Bu alanlarda nasıl yatırım yapılacağı ile ilgili araştırmalar yapıldı. Sürdürülebilir yatırımlar için Türkiye ile ortak politika çalışmaları yapmayı sürdüreceğiz" dedi.
'Endüstriyel altyapımız ve lojistik insan kaynağımız büyük fırsatlar sunuyor'
'Sürdürülebilir Kalkınma - Etki Yatırımı' webinarının özel oturumunda konuşan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yurtdışı Faaliyetler Daire Başkanı Furkan Karakaya, endüstriyel dönüşümün kaçınılmaz sonuçlarıyla yüzleşmek durumunda kalan dünya için sürdürülebilirlik ve etki yatırımı modellerinin öneminin altını çizdi. Sürdürülebilirliğe olan farkındalığın yatırım şirketleri ve finans kuruluşları nezdinde her geçen yıl arttığını gözlemlediklerini dile getiren Furkan Karakaya, son yıllarda özellikle çok uluslu şirketlerin yalnızca sosyal ve çevresel standartlara uyan tedarikçilerle çalıştığını söyledi ve dolayısıyla söz konusu şirketlerin yeni yatırım kararı verirken ilgili ülkenin bu alanda sunduğu imkanlara odaklandığını belirtti.
Pandemi döneminin sürdürülebilirliğin önemine ayrıca katkı sağladığını dile getiren Furkan Karakaya, "Pandemi dönemi bizlere, küresel değer zincirlerine kesintisiz entegrasyon sağlamak için daha esnek daha dirençli sürdürülebilir olmamız gerektiğini gösterdi. Yatırım Ofisi olarak, Sanayi Bakanlığımız ve diğer ilgili kuruluşlarla küresel tedarik zincirinde ülkemizin yerini sağlamlaştırmak, bu durumu bir fırsata çevirmek için neler yapabiliriz noktasında konuşmak üzere sektör temsilcileriyle görüştük. Gördük ki, gerçekten şirketlerin yatırım kararlarında sürdürülebilirliğe verdikleri önem ülkemize yatırım çekmek için ayrı bir fırsat olabilir. Özellikle en büyük pazarımız olan Avrupa ve Amerika'nın, Uzakdoğu'ya olan bağımlılığının azaltılması noktasında ülkemiz endüstriyel altyapısı ve lojistik insan kaynağı olarak büyük fırsatlar sunuyor. Önümüzdeki dönemde ülkemizin sunduğu bu değeri şirketlere anlatmak için gayret içinde olacağız" ifadelerini kullandı.
'Covid-19 küresel salgınıyla sürdürülebilir kalkınma hızı ilk kez geriye gitti'
Özel oturumun bir diğer konuşmacısı T.C. Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdürü Esen Altuğ ise yaptığı açıklamada, "Sürdürülebilir kalkınma planları esasen sürdürülebilir bir gelecek için bizlere bir yol haritası sunmaktadır. Çok taraflı iş birliği ve uluslararası mekanizmalar, bu süreçte kilit rol oynamakta, finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yenilikçi uygulamalar ve çözümlerin geliştirilmesi ihtiyacı ön plana çıkmaktadır. Bununla birlikte Covid-19 küresel salgını, sürdürülebilir kalkınma hızını maalesef büyük ölçüde azaltmıştır. İlk defa geriye gidiş gözlemledik. Dolayısıyla atılacak adımlar daha büyük önem ve aciliyet arz ediyor" diyerek Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini, bütüncül bir yaklaşımla kalkınma planlarına ve sektörel stratejilerine entegre ederek hayata geçirmeyi ve izlemeyi önceliklendirdiğini bildirdi.
Etki yatırımcılığıyla ilgili de dikkat çeken bilgiler veren Esen Altuğ, "Global Investing Network verilerine göre, 2020 yılında etki yatırımcılığı altında yönetilen varlıkların büyüklüğü 715 milyon doları aştı. Önümüzdeki yıllarda küresel finansal varlıkların yüzde 10'unun etki yatırımcılığı alanında değerlendirileceği öngörülüyor. Bakanlığımız öncülüğünde, 2019 yılında başlatılan etki yatırımı çalışmalarında Birleşmiş Milletler Kalınma Programı İstanbul Kalkınma Özel Sektör Uluslararası Merkezi ile Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası'nın katkıları neticesinde, önemli ilerlemeler kat edildi ve bu kapsamda, Türkiye'deki etki yatırımcılığı raporu yayınlandı. Ayrıca, 8-9 Mart 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen ve Sayın Cumhurbaşkanımızın iştirak ettikleri 11'inci Boğaziçi Zirvesi'nde, sürdürülebilir kalkınma amaçları yatırımcı haritasının Türkiye lansmanı da yapıldı. Bu çerçevede 9 öncelikli sektörde belirlenen 27 yatırım fırsatı alanına ilişkin ayrıntılı yatırım bilgilerinden oluşan bu haritanın, özel sektör ve özellikle dış yatırım için önemli bir kaynak görevi görmesi beklenmektedir" diye konuştu.
Yalnızca ülkemiz vatandaşlarına ve sığınmacılara değil, tüm dünya halklarına yönelik insani bir politika yürüttüklerini belirten Esen Altuğ, "En geride kalanlar olarak tabir edebileceğimiz en az gelişmiş ülkelerin en önemli destekçisi ve kalkınma ortağıyız. Belçika ile en az gelişmiş ülkelerin Dostlar Grubu'nun eş başkanlığı görevini yürütmekteyiz. Bugün, Covid-19 nedeniyle dijital uçurumun gelişen ve gelişmekte olan ülkeler arasında daha da açılmış olduğunu görüyoruz. Bu uçurumun kapatılmasında en büyük rolü oynaması beklenen BM Teknoloji Bankası'na Gebze'de ev sahipliği yapmaktayız. Ülkemiz, bu dönemde daha da önemli hale gelen kalkınma yatırımlarını da artırdı. 2011 yılında 1,3 milyar dolar olan kalkınma yatırımlarımız, 2020 yılında 8 milyar dolar seviyesine ulaştı. Virüsle mücadelede bugüne kadar 159 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi malzeme yardımında bulunduk" dedi.
Etki yatırımı ve sosyal fayda tartışıldı
Moderatörlüğünü UN-SDSN Türkiye Koordinatörü Bahar Özay'ın yaptığı 'Etki Yatırımı - İşimizde Sosyal Faydayı Nasıl Ön Plana Çıkartabiliriz?' konulu panelde Özyeğin Sosyal Yatırımlar CEO'su Ayla Göksel, idacapital Yönetici Ortağı Cem Baytok, Tekfen Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Dori Kiss Kalafat, TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası) Genel Müdür Yardımcısı Meral Murathan, Seza Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Açık ve EYDK (Etki Yatırımı Danışma Kurulu) Genel Sekreteri Onur İlhan konuşmacı olarak yer aldı.
Özyeğin Sosyal Yatırımlar CEO'su Ayla Göksel, panelde yaptığı konuşmada, "Özyeğin olarak sosyal sürdürülebilirliğin üzerinde duruyoruz. Yatırım odağına her zaman insanı koyduk. Bunu yaparken de her zaman etkiyi ölçmenin çok önemli olduğunun farkındaydık. Çünkü, etkiyi ölçersek ancak o zaman yaptığımız yatırımın anlamlı olup olmadığını belirleyebiliriz. AÇEV bunun için çok iyi bir örnek. Sürdürülebilirliğin en önemli bileşenlerini ise iş birlikleri, örgütlenme, sahadan sahiplenme, kırsal projeler olarak sıralayabiliriz. Özellikle, kamu ve yerel iş birlikleri özel sektörle bir araya geldiğinde toplumsal sürdürülebilirlik açısından çok yararlı oluyor" dedi.
idacapital Yönetici Ortağı Cem Baytok ise 2016 yılından bu yana etki yatırımlarına odaklandıklarını ve son 5 yılda 9 etki yatırımı yaptıklarını belirtti. Etki yatırımlarının temelde kalkınmayı tetikleyen alanlar olan eğitim, sağlık, finansal servisler ve mobilite alanında yapıldığını söyleyen Cem Baytok, özellikle genç girişimcilerin, yeni girişimcilerin desteklenmesinin yüz binlerce yeni işin doğmasına yol açarak toplumsal kalkınmayı önemli ölçüde artıracağını vurguladı.
Tekfen Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Dori Kiss Kalafate şirket olarak iklim krizi, çalışanlar ve toplum, inovasyon olmak üzere 3 ana konu üzerinde yoğunlaştıklarının altını çizdi. Bu üç temel konuyla ilgili çalışma grupları kurduklarını da sözlerine ekleyen Dori Kiss Kalafat, şirket DNA'sındaki değerleri kurumsal bir çerçeveye oturtarak sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarına devam ettiklerini ve bu çalışmaları çeşitli raporlarla desteklediklerini söyledi.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdür Yardımcısı Meral Murathan ise, "Sürdürülebilir kalkınma için çeşitli hedefler koyduk. Bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımıza adım adım devam ediyoruz. Tüm paydaşlarımızla iklim risklerinin etkilerini nasıl azaltırız? noktasına odaklanıyoruz. Buna yönelik sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekiyor. Önümüzdeki dönemde kredi portföyümüzün yüzde 90'ını Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) oluşturacak. Yine önümüzdeki 5 sene içerisinde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) portföyünün çevre ve iklim kaynaklı yatırımlardan oluşmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Seza Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Açık panelde yaptığı konuşmada, üretim tesislerinde iş sağlığı ve güvenliği ile çevre sağlığına yönelik çok ciddi yatırımlar yaptıklarını vurguladı. Bu kapsamda çevre dostu bir fabrika kurduklarını belirten Yasemin Açık, torba filtre sistemiyle dışarıya 1 miligram bile toz çıkmadığını, baca gazını geri dönüşümde kullandıklarını ve Endüstri 4.0'a uygun çevre hassasiyeti çok yüksek bir fabrika yönettiklerini bildirdi.
'Etki Yatırımı- İşimizde Sosyal Faydayı Nasıl Ön Plana Çıkartabiliriz?' konulu panelin bir diğer konuşmacısı ise EYDK (Etki Yatırımı Danışma Kurulu) Genel Sekreteri Onur İlhan oldu. Onur İlhan, dünyada ve Türkiye'deki etki yatırımlarıyla ilgili önemli bilgiler verirken, etki yatırımcılığının Türkiye'ye sağlayacağı ciddi katkılara değindi.
'Mart 2021'de yatırımcı haritası oluşturduk'
'Sürdürülebilir Kalkınmayı Nasıl Sağlayabiliriz?' konulu ikinci panelin yönetimini ise Sosyal Sorumluluk Danışmanı – Awen for Us Kurucusu Dr. Aylin Löle gerçekleştirdi. Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) Başkanı Şafak Müderrisgil, panelde yaptığı konuşmada 2019 yılında yayınlanan Etki Yatırımı Raporu'nun yeni bir iş modeli sunduğunu ve bir çok kriter getirdiğine dikkat çekti. Özel sermaye ve yabancı sermayenin bu modele dâhil edilmesi için öncelikler belirlediğinin altını çizen Müderrisgil, mülteci, kadın istihdamı, çevresel ve sosyal gelişim gibi kriterlerin önceliklendirildiğini söyledi. Müderrisgil, pandemi ile birlikte 2020 yılının ortalarından itibaren ise Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı ve UNDP ile birlikte Türkiye Etki Yatırım Danışma Kurulu'nun (EYKD) oluşturulduğunu hatırlatan Müderrisgil konuşmasını şöyle sürdürdü:
"EYDK kurulma sürecinden sonra Mart 2021'de yatırımcı haritası oluşturarak etki yaratan yatırımlar bağlamında teknoloji, ulaşım, yenilenebilir enerji, sağlık, tüketim maddeleri, finans sektörü gibi belirlenen alanlarda "etki yatırım modeli" gelişmesi için çalışmalarını sürdürmüştür. Bu modelin iyi işleyen bir model olması ve etki yatırım ekonomisi kavramının giderek yaygınlaşması için görüşmeler sürdürülüyor. EYKD, Türkiye'de farkındalık oluşturmak ve tüm alanlarda sektör paydaşlarına ulaşmak için bu alanı sahipleniyor. Ayrıca sektörlerde bu farkındalık için çalışılırken uluslararası arenada da Türkiye'yi temsil etmeye devam ediyoruz."
EYDK'nin veriye dayalı sistemleştirici raporlarının yapılan toplantılarda referans doküman olduğunu kaydeden Şafak Müderrisgil, raporda özellikle bütünsel kapsayıcı yaklaşımın sürdürülebilir kalkınma için öne çıktığını dile getirdi.
'Sürdürülebilir kalkınma hayatın kalbinde yer alıyor'
Hedefler İçin İş Dünyası Platformu Başkanı Şükrü Ünlütürk, bu süreçte KOBİ'ler nezdinde rekabet gücü nasıl arttırılabilir sorusuna, Yeşil Mutabakat ile sadece büyük firmalar değil KOBİ ve OBİ klasmanındaki firmaların da bu sürece uyumlanması gerektiğinin altını çizdi. Ünlütürk konuşmasına şöyle devam etti:
"Yeşil Mutabakat yayınlandıktan sonra yoğun bir şekilde tartışılan süreç içinde ihracat yapan firmalar için sınırda karbon üretimi döngüsel ekonomi için takvim ve yaptırımlar üzerinde çalışılıyor. Büyük firmalar sınırda karbon düzenlemesi için hazırlıklı olabilir fakat bu tüm tedarik zinciri açısından düşünülmelidir. Yeşil Mutabakat'a uyum sağlamak için iş dünyası ve kamunun bir araya gelerek kapsamlı bir iş programı çıkarması gerekiyor. Biz bunlarla ilgili çok kapsamlı saha çalışmaları ile beraber ihtiyaç analizleri çıkardık ve bununla ilgili danışmanlık için çalışıyoruz."
Sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik büyüme için bir seçenek olmaktan çıktığının altını çizen Ünlütürk, "Bu artık hayatın kalbinde yer alıyor, iş yapmak isteyen her işletme ve ülke artık bunu bilerek iş modeli oluşturması gerekiyor" dedi.
Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız ise panelde yaptığı açıklamalarda, Kalkınma Yatırım Bankası'nın 46 yıllık tarihi boyunca kalkınma finansmanı sağlamak olduğuna dikkat çekti. Sürdürülebilir kalkınma yönünde finansman çeşitlendirmesinin çok daha önemli hale geldiğini belirten Yıldız, banka olarak 2018 yılında yatırım bankacılığı ile alternatif finansman araçları kazandırmaya başladıklarını dile getirdi. Sermaye kaynaklarının arttırılması ve alternatif yatırımcılara finansman sağlamak için çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kalkınma bankacılığı alanında 5 milyar dolar bir kaynağın üçte birini son 3 yılda ülkemizde sürdürülebilir kalkınma yatırımlarını finanse etmek için kullandırdık. Yani bunlar yenilenebilir enerji kaynakları, kadın istihdamı, göç, kurumsal kapasiteler ve sürdürülebilir ekonomi için öncülük ettik. 750 milyon dolarlık kaynak yenilenebilir enerji konusunda firmalarla buluşmaya başladı."
UN-SDSN Türkiye Direktörü Dr. Tamer Atabarut, sürdürülebilir kalkınma için teknolojik gelişim, eğitim ve bilgi birikim aktarımının önemine değindi. Yeşil dönüşüm için işbirliklerinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Atabarut, "En çok ihracat yaptığımız AB'den düzenlemeler geliyor. Temmuz ayından itibaren bu bağlamda yol haritaları belirleniyor. Çevresel, sosyal ve yönetişim boyutunda yatırımcılar aranıyor, yani sürdürülebilir iş modelleri bekleniyor. Bunun için eğitime ihtiyacımız var. Topyekün bir değişim ve dönüşüme ihtiyacımız var" dedi.
ARGE Danışmanlık Ortağı Dr. Erkin Erimez ise panelde sürdürülebilir kalkınma karneleri ile ilgili bilgiler verdi. Bu karnelerin halka açık veriler üzerinden değerlendirmelerle oluşturulduğuna dikkat çeken Erimez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şirketler ve kurumlar doğru yolda mı, bunlarla ilgili şirket politikaları var mı? Bu mekanizmalar kimler tarafından onaylanıyor gibi birçok değerlendirme yapıyoruz. Şirketleri sermaye pay sahiplerinin değil toplumların malı görüyoruz. 2050 Avrupa'nın kalkınma planında sürdürülebilir iş modelleri var. Şirketler bunları görmeli ve ona göre gelişmeli, hedef belirlemeli. Yoksa yok olmaya mahkûmlar. Önümüzdeki 20-30 sene içinde birçok meslek yok olacak. Amacımız iyi örnekleri ortaya koyarak gelişimi sağlamak. Karneleri de buna göre değerlendiriyoruz. Yeni yol haritaları çizmelerini sağlamak için çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik hayatımızın bir parçası ve bu konuda insan kaynağı, riskleri yönetmek çok önemli... Şirketler, tüm hayatı etkileyen stratejilerle iş modelleri oluşturmaları gerektiğinin ve toplumu kalkındırmaları gerektiğinin farkına varmak zorundalar."
'Webinar serisini Sürdürülebilirlik Festivali'yle taçlandıracağız'
Küresel Umut Festivali ile hem sürdürülebilirlik konusunda bilgi paylaşımını en üst seviyede tutmak hem de bu konuda verimli çalışmalar yapan kurumları kamuoyuna tanıtmayı hedeflediklerini vurgulayan Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Atanur, ayrıca söz konusu kurumların ilham veren başarı öyküleriyle rol model olmalarını sağlamak istediklerini dile getirdi. Ekim ayına kadar Sürdürülebilir Hikayeler başlığı altında 9 farklı webinar gerçekleştirerek, milyonlarca kişiye ulaştıklarını belirten Özgür Atanur, onuncu ve son webinar olan "Sürdürülebilir Kalkınma" webinarının dünya ve Türkiye açısından önemini aktardı. Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek yılbaşından bu yana gerçekleştirilen webinar serisini Kasım ayında düzenlenecek sürdürülebilirlik festivaliyle taçlandıracaklarını da sözlerine ekleyen Özgür Atanur, "Böylece yılbaşından bu yana gerçekleştirdiğimiz etkinlik serimizi Küresel Umut Festivali ve Küresel Umut Ödülleri ile taçlandıracağız. Bu festivali geleneksel hale getirerek 2030'a kadar taşıyacağız" dedi.