Kaya: Küreselleşmenin ucuz fiyatlı dönemi sona eriyor
TGSD'nin bu yıl 15'incisini "Yeşil Devrim" temasıyla düzenlediği İstanbul Hazır Giyim Konferansı'nın açılışı yapıldı.
Açılışta konuşan TGSD Başkanı Ramazan Kaya, sektörler ve firmaların tıpkı canlılar gibi yaşayan organizmalar olduğunu belirterek, dönemin koşullarına göre uyum ve dönüşüm süreçleri yaşadığını, başarılı olanların devam ettiğini, başarılı olamayanların ise kaybolup gittiğini söyledi.
Türk hazır giyim sektörünün dünyanın en önemli nitelikli üreticilerinden biri haline geldiğini ifade eden Kaya, şunları kaydetti:
"Kaliteli üretimimiz, koleksiyon ve tasarım kapasitemiz, markalarımız, modern moda perakende pazarı ve alışveriş merkezi özelliğimiz ile çok önemli birikime sahibiz. Ancak küresel koşullarda değişim devam ediyor. Türk hazır giyim sektörü de bugün yeni bir dönüşümün içinde bulunuyor. Doğru strateji için dönüşümü gerekli kılan koşulları iyi analiz etmek durumundayız. 2005 sonrası kurulan tedarik zincirleri salgın ile önemli ölçüde parçalandı. Tedarik güvenliği, tedarikte çeşitlendirme ve yakından tedarik eğilimleri öne çıktı.
Sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm vazgeçilmez hale geldi. Bu eğilimler Türk hazır giyim sektörüne yeni fırsatlar sundu. Fırsatlar tamam ama bizim de yapmamız gerekenler var. Dönüşümde en kritik başlık sürdürülebilirlik. Tüm iş süreçlerinde yeşil dönüşümü gerçekleştirmek durumundayız. En az kaynak kullanımını hedefleyen döngüsel sistemler yeşil dönüşümün bir diğer parçası. Döngüsel sistemin tekstil ve hazır giyim sektöründe birlikte kurulması gerekiyor."
Kaya, küresel enerji krizi ve yenilenebilir enerjiye geçişin üretim ve tüketim süreçlerini değiştirdiğini aktararak, enerji kısıntılarının dünya genelinde moda perakendesinin ışıltısını azalttığını söyledi.
2005'ten itibaren Asya etkisi ile hazır giyimde bir ucuzluk dönemi yaşandığını anımsatan Kaya, "Salgında tedarik zincirlerindeki kırılma ile dünya daha pahalı bir yer haline geldi. Küreselleşmenin ucuz fiyatlı dönemi sona eriyor. Üretim yapıları ve tüketim kalıpları değişiyor. Aynı maliyet yapıları ile işlerimize devam etmemiz mümkün değil." diye konuştu.
"SEKTÖR BÜYÜK ÖLÇÜDE YÜKSEK KATMA DEĞER-KALİTE VE ÜRÜN ÖNCELİKLİ ALICILARIN TEDARİKÇİSİ HALİNE GELECEK"
Kaya, küresel ölçekte bir enflasyon sorununun olduğunu, pazardaki sıkı para politikasının uzun soluklu olacağının anlaşıldığını, finansman koşullarının giderek sıkılaşacağı bir süreç yaşandığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ABD dolarının güçlendiği, diğer para birimlerinin değer kaybettiği bir döneme girdik. Yeni dönüşüm süreci finansal açıdan zorlu olacak. Daha önemlisi hazır giyim sektörü için Türkiye pahalı bir yer haline geliyor. Bu ortamda özellikle fiyat öncelikli alıcıların taleplerini karşılamamız güçleşecek. Türk hazır giyim sektörü için yeni dönüşüm süreci işte tam bu noktada başlıyor. Sektör artık fiyat öncelikli alıcıların ve ürünlerin tedarikçisi olmaktan uzaklaşacak, büyük ölçüde yüksek katma değer-kalite ve ürün öncelikli alıcıların tedarikçisi haline gelecek. Kaliteli üretim yeteneklerimizi öne çıkarmalı ve alıcılar nezdinde bunu pazarlamalıyız. Üretim ve iş ölçeklerini buna göre düzenlemeliyiz. Türkiye'yi yeşil üretimin merkezi haline getirmeliyiz. Adet yerine değer ve ürün satmaya odaklanmalıyız."
Yeni dönemde iş birliklerinin çok önemli hale geleceğini vurgulayan Kaya, son bir yılda sektörde yüksek bir istihdam artışı yaşandığını, dönüşüm ve konsolidasyonun istihdamın karşıtı olarak görülmemesi gerektiğini, tam tersine verimliliğin artırılması ve nitelikli istihdamın dönüşüm için kilit rol oynadığını dile getirdi.
Kaya, yeni dönüşüm sürecinde yeni yatırımların ağırlığı ve finansman ihtiyacının daha yüksek olacağını aktararak, "Yeşil dönüşümden, dijital dönüşüme tüm süreçler önemli yatırım maliyetleri içeriyor. Bu kritik dönemde iş ortaklarımızın desteği çok önemli. Türk hazır giyim sektörü dönüşüm ihtiyacının farkında. Mevcut birikimimiz ve kapasitemizle bu dönüşümden de güçlenerek çıkacağımızdan hiç şüphem yok." diye konuştu.
"YEŞİL FABRİKA' DİYE ADLANDIRABİLECEĞİMİZ ÜRETİM MODELİNE GEÇMEMİZ GEREKECEK"
Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu (IAF) Başkanı, TGSD Yönetim Kurulu Üyesi ve Konferans Komite Başkanı Cem Altan da salgın ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın küresel giyim pazarı üzerinde çok fazla baskı yarattığını belirtti.
Sektörün bozulan iklim dengesinin en büyük nedeni olan karbon salımını kontrol etmek için getirilen yeni mevzuatlar ve daha birçok sayısız sorun ile mücadele ettiğini ifade eden Altan, şunları kaydetti:
"Hazır giyim ve tekstil sektörünün önünde duran bu sorunları çözmek ve endüstrinin gelecek haritasını düzenlemek için tüm ülkeler canla başla çalışıyor. Daralan piyasadan pay almaya çalışan birçok tedarikçi ülke, rekabet güçlerini artırmak için gerekli olan değişimleri hızla yapıyor. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü de iş birliği içinde bir an evvel bu değişime ayak uydurup kendini çok hızlı bir şekilde yenilemesi gerekiyor."
Sektör bazlı eğitim kurumlarının artırılması ve gençlerin sektöre kazandırılması ivedi bir şekilde çözülmesi gereken sorunların başında geldiğine işaret eden Altan, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum konusunda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Altan, tekstil ve hazır giyim sektörünün atıkları tekrar değerlendirip döngüsel ekonomiye katkı sağlamak için markalarla iş birliği içinde çalışmaya başladığına dikkati çekerek, "Markalar satılmayan ürünlerini, giyilmiş giysi toplayan kurumlarda bu ürünleri geri dönüşüm fabrikalarına göndererek tekrardan elyaf ve kumaş haline dönüştürülmesini sağlıyor. Daha sonra bu kumaşlardan geri dönüştürülmüş etiketi altında yeni koleksiyonlar üretiyorlar." diye konuştu.
Avrupa Birliği'nin EUROTEX ile iş birliği yaparak REHUB Projesi üzerinde çalışmalar yaptığını belirten Altan, REHUB Projesi'nin, toplanan tüm atık maddelerin belli ülkelerde toplanıp bu ülkelerde kurulacak geri dönüşüm tesislerinde ürünlerin tekrardan elyaf haline dönüşmesini sağladığını, şu anda bu ülkelerin sadece AB sınırları içinde bulunduğunu, Türkiye'nin de bu pastadan mutlaka pay alması gerektiğini söyledi.
Altan, REHUB Projesi'nin sadece AB ülkelerinde kalmayacağına dikkati çekerek, tedarik zincirinin en önemli ülkelerinden biri olması sebebiyle birçok firmanın Türkiye'de bu alanda yatırım yapacak ortaklar arayışında olduğunu bildirdi.
Sürdürülebilir bir sektör olmak için en önemli faktörler, enerji tasarrufu sağlamak, bir an önce yenilenebilir enerji üretimini çoğaltmak, su kullanımını ve üretim atıklarını minimum indirmek, döngüsel ekonominin alt yapısını hızlandırmak, dijitalleşmek ve modern teknolojilere yatırım yapmak gerektiğini vurgulayan Altan, "Kısaca 'yeşil fabrika' diye adlandırabileceğimiz üretim modeline geçmemiz gerekecek. Tabii ki bunları gerçekleştirmek kolay değil, hiç de ucuz değil. Mutlaka devlet desteği gereken yatırımlar. Belki büyük ve kuvvetli firmalar için sorun olmayabilir ama sektörde en büyük pay orta ve küçük işletmeler." diye konuştu.
Bugün ulusal ve uluslararası konuşmacıların yer alacağı panellerle devam edecek İstanbul Hazır Giyim Konferansı, yarın yapılacak ikili görüşmelerin ardından sona erecek.