Hazır giyimciden yeşil dönüşüm için eylem planı
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) sektörün sürdürülebilir üretim kapasitesinin geliştirilmesi ve yeşil fabrikalara dönüşümünün hızla tamamlanabilmesi için 5 maddelik eylem planı açıkladı.
TGSD Müşterek Başkanları Ramazan Kaya ile Sanem Dikmen, bu yıl 14'üncüsünü "Recoding Fashion" başlığıyla düzenleyecekleri İstanbul Hazır Giyim Konferansı öncesi, salgın sürecinde sektörün durumu ile sektörün gelecek vizyonunu basın toplantısında değerlendirdi.
Ramazan Kaya, salgın ile birlikte hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe iş yapma süreçlerinin yüzde 30-40 değiştiğini söyledi.
Sektörde yeni dönemin temel dinamiklerini dijitalleşme, sürdürülebilir ve yeşil üretimin oluşturduğunu belirten Kaya, Türkiye'nin küresel rekabette gücünü koruyabilmesi için bu alanlarda çok hızlı mesafe kat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Kaya, TGSD olarak sektörün yeni döneme en iyi şekilde hazırlanabilmesi için 5 maddelik bir eylem planı hazırladıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Eylem planımızın başarıya ulaşabilmesi için kamu otoritesinin desteği hayati önem taşıyor. Bu kapsamda, sürdürülebilir enerjiye dönüşüm yatırımları teşvik kapsamına alınmalı. 1. ve 2. bölgelerdeki firmaların dönüşüm yatırımları yerinde teşviklerle desteklenmeli. Sektörün düşük faizli krediye erişimine imkân sağlanmalı, ham madde maliyetlerindeki artış nedeniyle ortaya çıkan finansman ihtiyacı için Eximbank devreye girmeli, İnsan kaynakları politikaları sektörün değişen ihtiyaçları doğrultusunda gözden geçirilmeli. Organik ve sertifikalı pamuk üretimi 250 bin tona çıkarılmalı. 'İzlenebilir' pamuk ekim alanları hızla arttırılmalı."
Kaya, sürdürülebilir pamuk uygulamaları konusunda atılacak adımları değerlendirmek için TGSD'nin koordinasyonunda tüm paydaşların kısa süre önce bir araya geldiğini bildirdi. Katılımcıların görüşleri ışığında hazırladıkları önerileri sıcağı sıcağına Tarım ve Orman Bakanlığı'na ilettiğini belirten Kaya, "Organik ve sertifikalı pamuk üretimini hızla yaygınlaştırabilmemiz için sözleşmeli tarım modeline geçilmesini önerdik. Avrupa'da halen uygulanan bu modelde organik pamuk üretimi yapan çiftçiye, firmalar tarafından alım garantisi veriliyor. Devlet de tohumluk ve prim desteği ile çiftçiyi destekliyor. Ayrıca organik pamukta bir taban fiyat belirlenmesinin de yararlı olacağını düşünüyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı önerilerimize son derece olumlu yaklaştı." diye konuştu.
"YILLIK 1,3 MİLYON TON HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON ÜRÜNÜ İHRAÇ EDİYORUZ"
Sanem Dikmen de Türkiye'den her yıl milyarlarca dolarlık alım yapan küresel birçok markanın 2025'ten itibaren tedariklerini sürdürülebilir ürünlerden karşılamaya başlayacağını söyledi.
Mevcut organik ve sürdürülebilir pamuk üretim kapasitesiyle talebi karşılayabilmenin mümkün olmadığını vurgulayan Dikmen, şöyle devam etti:
"Ülkemizin yıllık 1,3 milyon ton civarında hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı bulunuyor. Rekabet gücümüzü kaybetmememiz için 2025'e kadar ihracatımızın yüzde 20'sinin organik pamuk temelli iplik ve kumaş içeren ürünlerden oluşması gerekiyor. Şimdilik fabrikalarımız mevcut kapasiteleri ve uluslararası standartlarıyla rakip ülkelere göre avantajlı görünmekle birlikte eksiklerimizi hızla tamamlamalıyız. Sürdürülebilir ve organik üretim aynı zamanda katma değerli ihracatımızın da artması anlamına geliyor. Hazır giyimde halen 16,5 dolar civarında olan kilogram başına ihracat birim fiyatımızı sadece sürdürülebilir üretim kapasitemizi arttırarak 20 doların üzerine çıkarabiliriz."
Tedarik zincirindeki değişimle birlikte Avrupa ve ABD'li markalardan Türkiye'ye giderek artan bir ilgi olduğunu kaydeden Dikmen, kapasite kullanımında pandemi öncesi oranlara yaklaştıklarını söyledi. Eylül ayında kapasite kullanımında yüzde 81'e ulaşıldığını bildirdi.
Sanem Dikmen, özellikle belli kategorilerde yoğun bir taleple karşı karşıya olduklarını ve siparişlere yetişmekte zorlandıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Yeni yatırımlarla hızla büyük ölçekli kapasite yaratmalı, mevcut 3,3 milyon tonluk üretimimizi 4 milyon tona çıkarmalıyız. Sektör olarak hızımız ve uyum kapasitemiz yüksek. Uygun maliyetli finansman sağlayabilirsek geçen yıl maske ve koruyucu giyside olduğu gibi çok hızla büyük ölçekli kapasite yaratabiliriz. Yeni üretim tesislerini devreye alana kadar da siparişleri vardiyalı sisteme geçerek karşılayabiliriz. Sektörde vardiya sistemine dönen firmalarımız var, önümüzdeki günlerde sayılarının daha da artacağını öngörüyoruz."
Dikmen, TGSD tarafından 6 Ekim'de 14'üncüsü düzenlenecek İstanbul Hazır Giyim Konferansı'nın sektörün prestij organizasyonu olduğunu ve etkinliğin uluslararası takvimde yer aldığını bildirdi.
Konferansın bu yıl "recoding fashion" temasıyla sanal platformda düzenleneceğini dile getiren Dikmen, "Modaya yön veren isimler ve uluslararası markaların temsilcileri ile gün boyu dijitalleşmeyi, sürdürülebilirliği, organik pamuğu, Yeşil Mutabakatı, yenilikçi uygulamaları yani sektörün geleceğini konuşup tartışacağız. Bir başka ifade ile modayı yeniden kodlayacağız." ifadelerini kullandı.