Tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Yüksek Teknoloji Teşvik Programı Tanıtım Toplantısı'nda, katılımcıları selamlarken, toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İmalatla istihdamla ihracatla ticaretle ileri teknoloji alanındaki yatırımlarıyla Türkiye ekonomisine katkı veren, katma değer üreten sanayicilere ve girişimcilere teşekkür eden Erdoğan, çeşitli sektörlerde başarı hikayesi yazanlara ödüllerinin verildiğini anımsattı.
Erdoğan, savunma sanayisinden otomotive, havacılıktan insansız sistemlere, kimyadan güneş enerjisi hücrelerine kadar oldukça geniş bir yelpazede kendi sektörlerinin lideri olan şirketlere teşekkür ettiğini aktararak, Türkiye'de teknoloji ekosistemi zenginliğinin en güzel göstergesi olan firmaları tebrik etti.
"Sermaye düşmanlığı, yatırım karşıtlığı yapanlara da asla fırsat vermeyiz"
Erdoğan, onların yanında olmayı sürdüreceklerini dile getirerek, "Yeter ki siz çalışın, üretin, istihdam sağlayın. Yeter ki siz Türkiye'nin üretim kapasitesine güç katın. Allah'ın izniyle bizi sizlerden hiçbir zaman kimse ayıramayacaktır. Sermaye düşmanlığı, yatırım karşıtlığı yapanlara da asla fırsat vermeyiz." diye konuştu.
Erdoğan, düzenlenen toplantının bu iradenin, samimiyetin ve ileri teknolojiye atfedilen önemin sembolü olduğunu vurgulayarak, programın hazırlanmasına katkı sunanları kutladı.
"Özellikle dünyamızın içinden geçtiği büyük dönüşüm sürecinde geleceği öngörerek atılan bu adımlar Türkiye'nin hedefleri açısından çok önemlidir" ifadelerini kullanan Erdoğan, programın doğru zamanda yapılmış fevkalade stratejik bir hamle olduğuna inandığını söyledi.
"Şartlar ne olursa olsun hedeflerimizden asla ve asla kopmadık"
Yatırım, üretim, istihdam, icat ve ihracatla birlikte kalkınma yolculuklarını hız kesmeden sürdürdüklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ne etrafımızda yaşanan çatışmalar ne de 6 Şubat depremlerinin 104 milyar doları bulan faturası bizi yolumuzdan alıkoymadı. Elbette sarsıldık, elbette sıkıntılar, zorluklar yaşadık. Elbette fedakarlıklarda bulunmak zorunda kaldık ama şartlar ne olursa olsun hedeflerimizden asla ve asla kopmadık, kopmuyoruz. Küresel ekonomik fırtınada ülkemizin en az şekilde etkilenmesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Türk ekonomisiyle ilgili son dönemde açıklanan veriler hamdolsun doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Sadece kendi iş çevrelerimizin değil, yurt dışındaki piyasa aktörlerinin de Türkiye'ye ve Türk ekonomisine güveni yükseliyor. İnşallah çok daha iyi olacak. İçeride ekonomi programımızı kararlılıkla uygularken yatırım ortamımızın iyileştirilmesi için gereken adımları da atıyoruz. Savunma sanayimizde yakaladığımız ivmeyi yüksek teknolojili diğer alanlara da taşımanın gayretindeyiz."
Ülkenin teknoloji geliştirme kabiliyetinin nişanelerinden olan milli ve yerli elektrikli otomobil Togg'un yollarda olduğunu aktaran Erdoğan, "Yapamazsınız' diyenlere, 'Yapsanız bile satamazsınız' diyenlere, gurur duymak yerine tokat, çamur atanlara rağmen hedefimize ulaştık. Togg'da gösterdiğimiz irade diğer sektörlere de ilham kaynağı olsun. Ayrıca küresel otomotiv firmaları ve diğer büyük ölçekli araç üreticilerinin elektrikli araç yatırımlarını Türkiye'ye yöneltmesinin önünü açtık. Kısa süre önce dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD ile 1 milyar doları aşan bir yatırım sözleşmesi imzaladık. Buna göre BYD ülkemizde üretim tesisi ve AR-GE merkezi kuracak, Manisa'da."
"Türkiye Yüzyılı'nı aynı zamanda 'Yatırımın Yüzyılı' yapmayı hedefliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka şirketlerle de görüşmelerinin sürdüğünü belirterek, "Tüm bunlar sadece birer başlangıç. Önümüzdeki dönemde uluslararası doğrudan yatırımlarda daha güçlü bir canlanma göreceğiz. Türkiye Yüzyılı'nı aynı zamanda 'Yatırımın Yüzyılı' yapmayı hedefliyoruz. Bu amaçla hazırladığımız uluslararası doğrudan yatırım stratejisini yakında uygulamaya geçiriyoruz. 2024-2028 yıllarını kapsayan strateji belgemizle yüksek teknolojiye dayalı ve nitelikli istihdam sağlayan yatırımları daha fazla ülkemize çekmek istiyoruz." dedi.
Daha önce de yatırım taahhütlü avans kredisini devreye aldıklarını, teknolojik ve stratejik yatırımlara 3 yıllık periyotta toplam 300 milyar liralık uygun koşullarda finansman imkanı sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bugüne kadar toplam yatırım büyüklüğü 1 trilyon 258 milyar liraya ulaşan 238 proje için başvuru yapıldı. Sanayimizin verimlilik odaklı dönüşümüne rehberlik eden 10 model fabrikayı kurduk. Önümüzdeki dönemde 4 yeni model fabrika daha ekleyerek inşallah bu sayı 14'e çıkaracağız." diye konuştu.
Erdoğan, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi uygulamalarının sanayiye ket vurmaması için yeni teşvik ve finansman enstrümanlarını devreye aldıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Dünya Bankası işbirliğiyle yürüttüğümüz Türkiye Yeşil Sanayi Projesi ve Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri projesiyle toplam 750 milyon dolarlık finansmanı sanayicilerimize, KOBİ'lerimize ve yeşil teknoloji girişimlerine sunduk. Katma değerli üretimle, küresel rekabet gücümüzü arttıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı güçlendirecek kritik teknolojileri desteklemeye devam edeceğiz. Daha rekabetçi, daha müreffeh, daha üretken ve güçlü bir Türkiye'yi siz sanayicilerimizin, ihracatçılarımızın da katkısıyla inşallah inşa edeceğiz. Bu yolda biraz daha sebat etmemiz, sabırlı olmamız gerekiyor. Türk ekonomisi çok boyutlu bir dönüşüm sürecinden geçiyor, daha doğru bir ifadeyle kabuk değiştiriyor. İş dünyamız şunu çok iyi bilsin: İnşallah bu sürecin sonunda ekonomimiz farklı bir lige yükselecek. Gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyayı menfi etkileyen sis bulutu dağıldığında Türkiye yeni dönemin forveti olacak."
Erdoğan, bugün tanıtımını yapmak üzere bir araya geldikleri HIT-30 Programı'nın, çıktıkları bu yolculukta önemli bir kilometre taşı görevi üstleneceğini söyledi.
Yüksek teknolojili yatırımlar için davet ve destek programı ile teknoloji geliştirme ve yüksek katma değerli üretim kapasitesini en üst seviyeye taşıyacak süreci başlattıklarını belirten Erdoğan, "HIT-30 ile yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yeni yatırımlar için Türkiye'nin avantajlarını pekiştirirken ülkemizin 2030 yılına kadar yüksek teknoloji yatırımlarının odak noktası haline gelmesini amaçlıyoruz. Programla yarı iletkenler, mobilite, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme, uzay ve bu alandaki değer zincirlerini geliştirecek 30'un üzerindeki başlıkta yatırımlara nitelikli destekler sağlayacağız." ifadelerini kullandı.
Bu yatırımlarda başlıca 4 nitelik arayacaklarına dikkati çeken Erdoğan, "Yeni teknolojileri odağa alan bir yatırım olmasına, rekabet için gerekli ekonomik ölçeğe sahip olmasına, teknik yetkinlik ve mali yeterliliğin olmasına, teknolojik kazanım boyutu içermesine bakacağız. Bu şartları taşıyan yatırımlara proje bazlı yatırım teşviklerimizin yanı sıra pazar geliştirme destekleri, cazip finansman imkanları sunacağız." diye konuştu.
Bugün ilk aşamada 6 çağrıyı kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlardan birincisi, ülkemizin otomotiv sektörünün yaşadığı dönüşüme liderlik etmesine fırsat tanıyacak HIT elektrikli araçlar çağrısıdır. Bu alanda üretim kapasitemizi yıllık en az 1 milyon adede çıkarmayı öngören 5 milyar dolarlık teşvik paketini devreye alıyoruz. Amacımız AR-GE ve mühendislik faaliyetlerini kapsayan yüksek yerlilik oranına ve ihracat potansiyeline sahip yeni nesil enerjili araç yatırımlarını ülkemize kazandırmaktır. Bu yatırımlar sayesinde yan sanayisiyle birlikte sektörümüzü geleceğe hazırlamayı hedefliyoruz. Otomotiv sektörümüzün rekabet gücünü sürdürebilmesi için batarya üretimini bir diğer öncelikli alan olarak belirledik. Batarya çağrımız ile 2030 yılına kadar 80 gigavatsaatlik bir kapasite inşa ederek bölgesel bir üretim üssü olmayı hedefliyoruz. Bu hedef için megavatsaat başına 6 bin dolara kadar sağlayacağımız hibe desteğini de içeren toplamda 4,5 milyar dolarlık teşvik paketini yatırımcıların istifadesine sunuyoruz."
"Çip çağrısını başlatıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel teknoloji yarışının en kıyasıya hissedildiği alanlardan birinin de hiç şüphesiz çip teknolojileri olduğuna işaret etti.
"Yapay zeka başta olmak üzere çip teknolojilerinin stratejik önemi giderek artıyor." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim de teknoloji üretimi hızla artan bir ülke olarak çip tasarlama ve üretme kapasitemizi geliştirmemiz önemli. Ülkemiz, çip tasarımı konusunda büyüyen bir ekosisteme sahiptir. Şimdi endüstriyel boyutta çip üretim kapasitesi inşa etme hedefiyle de HIT-30 Programı çip çağrısını başlatıyoruz. Güncel üretim teknolojilerine dayalı en az bir endüstriyel ölçekli çip fabrikasını ülkemize kazandırmak için 5 milyar dolarlık bir teşvik paketini devreye alıyoruz. Yüzde 40'a varan bir oranda sermaye katkısı ve hibe desteğini içeren güçlü bir desteği bu stratejik alan için sunmaya hazırız."
"HIT-30 Programı'nın ilk adımını da vakit kaybetmeden atıyoruz"
"Yeşil enerji" başlığının HIT-30 Programı'nın önemli odak alanlarından birini teşkil ettiğini belirten Erdoğan, güneş hücresi ve paneli, rüzgar türbinlerinin kule, kanat ve jeneratör gibi bileşen üretiminde iyi bir konumda olduklarını, ülkede gelecek dönemde yenilenebilir enerji yatırımlarının artarak devam edeceğini, büyüyen pazar potansiyelini değerlendirmeyi amaçladıklarını söyledi.
HIT-30 Programı'nda güneş ve rüzgar teknolojilerine yönelik iki ayrı çağrı tasarladıklarını anlatan Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Güneş enerjisinde 15 gigavatlık bir kapasitenin tesisine yönelik hücre yatırımlarına megavat başına 8 bin dolara kadar hibe desteği vereceğiz. Bu paketin toplamı 2,5 milyar doları buluyor. Rüzgar enerjisinde ise kritik bileşenleri ve deniz üstü türbinler gibi ürünlerin imalatını desteklemeyi ve yerli bir rüzgar enerjisi markası inşa etmeyi hedefliyoruz. Bu yatırımlar için ise toplamda 1,7 milyar dolarlık kaynak ayırıyoruz. Altıncı ve son çağrımız da büyük teknoloji firmalarının araştırma geliştirme merkezlerini Türkiye'ye kazandıracak cazip ve esnek bir modeli devreye alıyoruz. AR-GE faaliyetleri bakımından dünyanın en büyük ilk 1000 firmasının ülkemizde kuracağı yeni merkezlerin personel giderlerinin yarısını 5 yıl süreyle karşılayacağız. HIT-30 Programı'nın ilk adımını da vakit kaybetmeden atıyoruz. TOGG'un uzun vadede başarısı için kritik öneme sahip TuriTech firması, program kapsamında 10 milyar liranın üzerinde AR-GE yatırımıyla otonom araç teknolojilerini Türkiye'de geliştirecek."
"En az 20 milyar dolarlık özel sektör yatırımını ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün ilan ettiğimiz bu 6 çağrı ile önemi gittikçe artan teknoloji alanlarında kalkınma yolculuğumuza büyük katkı sağlayacak en az 20 milyar dolarlık özel sektör yatırımını ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz." dedi.
Açıkladıkları 6 çağrının odak alanları arasında öncelikli belirledikleri ilk çağrılar olduğunu vurgulamak istediğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunlara ilaveten hiper ölçekli veri merkezleri, biyoteknolojik ilaçlar, yeşil hidrojen ve endüstriyel robotik sistemler olmak üzere 4 başlıkta daha çağrılarımızı çok kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşacağız. Önümüzdeki dönemde ilan edilen diğer başlıklarda da yatırım projelerine kapsamlı destekler sunulmaya devam edilecek. HIT-30 Programı'yla vergi teşvikleri ve hibe desteklerinden oluşan toplam 30 milyar dolarlık kaynağı yüksek teknoloji yatırımlarına yönlendireceğiz."
"Tterzi usulü teşvik paketleri oluşturma imkanımız mevcut"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, etkinlikteki konuşmasına, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli üretimde Türkiye'yi devler ligine taşıyacak HIT-30 Programı'nın Türkiye için hayırlı olması temennisiyle başladı.
Kacır, 22 yılda gerçekleştirilen demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla sanayi ve teknolojide Türkiye'nin çağ atladığına işaret ederek, sanayide çalışan sayısının 3 milyon 900 binden 6 milyon 700 bine çıktığını, sayıları 191'den 361'e yükselen Organize Sanayi Bölgeleri ve kurulan 43 Endüstri Bölgesi'nin Türkiye'nin üretim üsleri haline geldiğini bildirdi.
Sanayi sektörlerinde üretim ve ihracat rekorları kırıldığını anımsatan Kacır, şunları kaydetti:
"Otomotiv üretimimiz yıllık 357 binden 1 milyon 468 bine yükseldi, Türkiye Avrupa'nın üçüncü büyük otomobil üreticisi oldu. Beyaz eşya üretimimiz 6,7 milyondan 32,3 milyona yükseldi, Türkiye Avrupa'nın en büyük, dünyanın ikinci büyük beyaz eşya üreticisi oldu. Demir-çelik üretimimiz 16,4 milyon tondan 33,7 milyon tona, İlaç üretimimiz 969 milyon kutudan 2,4 milyar kutuya çıktı. Otomotivden kimyaya, makineden çelike, beyaz eşyadan savunma ve havacılığa, tekstilden mobilyaya 22 yılda tüm sektörlerde sanayi ürünlerimizin yıllık ihracatını 34 milyar dolardan 241 milyar dolara yükselttik. Elbette Türkiye'yi küresel bir üretim üssü haline getiren muazzam atılım kendiliğinden olmadı. Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarıyla 1 milyar nüfusluk dev bir pazara doğrudan erişim imkanı sunan ülkemizle dünyanın geri kalanı arasında kurduğumuz ticaret köprüleri ihracat odaklı üretim altyapımızı güçlendirdi.
Planlı sanayileşmeden enerjiye, demir yolları ve limanlara, sanayinin dünyayla bağlantısını sağlayan yatırımlar güçlü üretim altyapımızın temelini oluşturdu. İnsan kaynağımızı doğru yetkinliklerle buluşturan atılımlar nitelikli ve çalışkan iş gücümüzü bu ülkenin en büyük değeri haline getirdi. Siyasi istikrarla tahkim edilen ekonomik istikrar ve iş ortamını iyileştiren yapısal reformlar yatırımların önünü açtı. Sağladığımız yatırım teşvikleri özel sektörün yatırım iştahını önemli ölçüde artırdı. Yatırım teşvik sistemimizle son 22 yılda imalat sanayimizde ilave veya yeni yatırımlar için 73 bin 273 yatırım teşvik belgesi düzenledik. 6,4 trilyon lira tutarında sabit yatırımın ve 2 milyon 800 bin nitelikli istihdamın önünü açtık. Proje bazlı devlet teşvikleriyle, büyük ölçekli ve yüksek etki doğurabilecek katma değerli ve ileri teknolojili yatırımlar için terzi usulü teşvik paketleri oluşturma imkanımız mevcut."
"22 yılda teknoloji geliştirme ve üretmede önemli kazanımlar elde ettik"
Bakan Kacır, bugüne kadar aralarında savunma sanayi, elektrikli araç ve batarya imalatı, güneş hücresi gibi ülkemizin katma değerli üretim altyapısının öncü projelerinin yer aldığı 68 yatırıma proje bazlı devlet desteği sağladıklarını dile getirdi.
Proje bazlı devlet destekleriyle bugüne kadar harekete geçen projelerde toplam 43 milyar dolarlık yatırımla, 57 bin kişilik istihdamın, yıllık 30 milyar dolarlık ihracatın oluşmasını hedeflediklerine dikkati çeken Kacır, şunları söyledi:
"Dünyada uygulanan en etkin AR-GE teşvik sistemiyle de ülkemizde adeta sıfırdan bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi inşa ederek yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü Türkiye'nin temelleri attık. Türkiye'yi baştan başa 102 teknoparkla, 1600'den fazla AR-GE ve Tasarım Merkeziyle donattık. Devletler tarihi açısından kısa bir sürede, 22 yılda teknoloji geliştirme ve üretmede önemli kazanımlar elde ettik. Milli Teknoloji Hamlemizin işaret fişeğini yakan savunma sanayiimizin milli ve özgün ürünleri bugün dünyada savaş paradigmalarını değiştiren ve jeopolitik dengeleri belirleyen unsurlar haline geldi.
Uydu teknolojilerinde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla ülkemizi kendi haberleşme ve görüntüleme uydularını geliştirebilen, test edebilen, üretebilen bir seviyeye taşıdık. Yollara çıkan Türkiye'nin otomobili Togg'la milletimizin 60 yıllık yerli ve milli otomobil hayalini gerçeğe dönüştürdük. Milli markamız Togg'la, Ford, Toyota, Renault gibi dünya markalarının yeni nesil araçları Türkiye fabrikalarında üretmeye başlamalarıyla ve dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD'nin ülkemizde gerçekleştireceğini duyurduğu yatırımla, otomotiv sektörünün yeni mobilite ekosistemine dönüşümünde, ülkemizin 'ben de varım' dediğini tüm dünyaya kanıtladık. Güçlü AR-GE ve inovasyon kabiliyetine sahip üretim altyapımızla sanayi üretimimizin yükselişinde yüksek teknoloji sektörleri lokomotif rol üstleniyor."
"2028'e kadar yüksek teknoloji ihracatımızı 9,1 milyar dolardan 19,5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "AR-GE'ye dayalı, rekabetçi, yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili ürünlerin üretiminin ve ihracatının artırılmasını önceleyen 12. Kalkınma Planımız doğrultusunda da 2028'e kadar yüksek teknoloji ihracatımızı 9,1 milyar dolardan 19,5 milyar dolara, yüksek ve orta-yüksek teknolojili sektörlerin imalat sanayi ihracatı içerisindeki payını yüzde 40,3'ten 49,5'e çıkarmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.
Bu doğrultuda ihracata dönük, yüksek teknoloji odaklı yeni yatırımlar için yeni teşvik mekanizmalarını devreye aldıklarını dile getiren Kacır, Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programıyla, Türkiye ekonomisinin yükselişini destekleyecek teknolojik ve stratejik yatırımların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli ve uygun koşullarda finansmana erişim imkanı sunduklarını anlattı.
Kacır, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile yüksek teknoloji yatırımları için AR-GE'den seri üretime uçtan uca bütüncül bir destek mekanizması kurduklarına atıfta bulunarak, şu bilgileri verdi:
"Büyük ölçekli firmalarımızın yanında KOBİ'lerimizin de yararlandığı program kapsamında bugüne kadar makine, mobilite, üretimde yapısal dönüşüm, sağlık ve kimya ürünleri ve dijital dönüşüm alanlarında desteklediğimiz 175 projeyle 102 milyar liralık yatırımı harekete geçirdik. Bugün de paradigma değişimlerinin tehdit değil aksine doğru adımlar attığımızda fırsat olduğu anlayışıyla Yükselen Yenilikçi Teknolojiler Çağrısı'nı ilan ediyoruz. Döngüsel ekonomi ve iklim teknolojilerinden malzeme teknolojilerine, biyoteknoloji ve akıllı yaşam teknolojilerinden yeni nesil bilgi ve iletişim teknolojilerine, elektronik ve makine teknolojilerinden afet teknolojilerine birçok sahada yeni yatırımlara öncülük ediyoruz. Tüm dünyada yatırım iştahının azaldığı pandemi sonrası dönemde ülkemiz jeostratejik konumu, nitelikli insan kaynağı, güçlü lojistik ve ticaret altyapısıyla yatırımcılar için güvenli ve güvenilir bir liman olmaya devam ediyor.
Orta Vadeli Program kapsamında uyguladığımız istikrar ve güven ortamını pekiştiren politikaların meyvelerini almaya başladık. Türkiye ekonomisi son 15 çeyrektir kesintisiz ve istikrarlı büyümesini sürdürüyor. İstihdamımız 32,9 milyonu aştı. İstihdam oranında yüzde 50 ile tarihi bir zirveye ulaştık. İşsizlik oranımız yüzde 8,4 ile son 12 yılın en iyi seviyesine geriledi. Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyelerindeki ihracatımız ve azalan ithalatımız cari dengede önemli bir düzelmeyi beraberinde getirdi. Dış kaynak girişinin güçlenmesi ve Türk lirasına ilginin artmasıyla Merkez Bankası rezervlerindeki yükseliş finansal istikrarı sağlamlaştırıyor. Ülkemiz kredi risk primlerindeki düşük seviyeler ve kredi notu artışları ekonomimizdeki yükselen ivmeyi teyit ediyor."
"Program kapsamında pazar geliştirme destekleri, cazip koşullarda finansman ve uygun yatırım alanları sunacağız"
Düşük risk ve cazip yatırım ortamının küresel şirketleri yüksek teknoloji yatırımlarını Türkiye'de konumlandırmak için cesaretlendirdiğini dile getiren Kacır, "Ülkemize yönelik yatırım iştahının yükseldiği böylesine bir dönemde Türkiye'yi yüksek teknoloji yatırımlarının odağı hâline getirecek tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı'nı açıklıyoruz." dedi.
Bakan Kacır, program kapsamında yatırımlara proje bazlı yatırım teşviklerinin yanında pazar geliştirme destekleri, cazip koşullarda finansman ve uygun yatırım alanları sunacaklarını söyledi.
Kacır, "Yarı iletkenlerden mobiliteye, ileri imalattan haberleşme ve uzaya, sağlık teknolojilerinden dijital teknolojilere ve yeşil enerjiye 7 ana sektörde ve yüksek teknoloji değer zincirimizi tamamlayacak diğer alanlarda çıkacağımız çağrılarla bugüne kadarkilerin çok ötesinde ölçekte özel sektör yatırımlarını 2030 yılına dek gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz." bilgisini verdi.
"Bugün Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm Destek Programlarımızı da kamuoyuyla paylaşıyoruz"
21. yüzyılda yapay zeka, nesnelerin interneti, büyük veri, robotik gibi yenilikçi teknolojilerin iş modellerini yeniden tanımladığına dikkati çeken Kacır, işletmelerin müşterilerine etkin, verimli ve hızlı hizmet sunmaya devam edebilmesi için dijital dönüşümü hızlandırmaları gerektiğini söyledi.
Kacır, dünyada iklim değişikliği ile mücadele politikaları hız kazanırken iklim değişikliğinin sanayi ve teknoloji politikalarıyla bağlantısının giderek güçlendiğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye Yüzyılında 2053 net sıfır emisyon hedeflerimizle uyumlu yeşil dönüşüm yatırımlarının gerçekleştirilmesi sürdürülebilir, verimli ve çevreci bir üretim altyapısı kurmak tercihten öte bir zorunluluğu ifade ediyor. Bu anlayışla, üretim zincirlerinin ilk aşamalarında lokomotif sektörlere temel girdi sağlayan alüminyum, çelik, gübre ve çimento sektörleri için Düşük Karbonlu Yol Haritalarımızı hazırladık. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz doğrultusunda bu 4 sektörde mevcut tesislerin uyumu ve yeni kapasitelerin karbonsuzlaşma gereksinimleri için 2053 yılına dek 71 milyar dolarlık yatırım ihtiyacı öngörüyoruz. Bugün yatırım teşviklerimizi daha etkin mekanizmalarla ikiz dönüşüme yönlendirmeyi hedeflediğimiz Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm Destek Programlarımızı da kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Program doğrultusunda, işletmelerin ikiz dönüşümde kısa, orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarını adresleyecek yol haritaları sunmalarını bekliyoruz. Sunulan yol haritalarıyla uyumlu yatırımları öncelikli yatırımlar uygulaması ile destekleyeceğiz. Desteklediğimiz projeleri gerçekleştiren tesislere, yol haritasının uygulama süresince 'Yeşil Dönüşüm Merkezi' veya 'Dijital Dönüşüm Merkezi' unvanı vereceğiz. Bu merkezlerde görev alacak yeşil ve dijital dönüşüm ekipleri ile yeşil ve dijital dönüşüm kültürünün yerleşmesini ve kurumsallaşmasını sağlayacağız."
"Son 22 yılda edindiğimiz kıymetli tecrübe, Türk sanayini dünyada daha etkin bir konuma taşımak için rehber niteliğinde"
Bakan Kacır, son 22 yılda edinilen tecrübenin, Türk sanayini dünyada daha güçlü, daha etkin bir konuma birlikte taşımak için rehber niteliğinde olduğunu anlattı.
Milli Teknoloji Hamlesi ve Yerel Kalkınma Hamlesi'nin gerçekleştirileceği "Türkiye Yüzyılı"nda Türkiye'nin uzun vadeli hedef ve ihtiyaçlarıyla uyumlu olarak yatırım teşvik sistemini yeniden yapılandırma sürecini başlattıklarına dikkati çeken Kacır, şunları kaydetti:
"Kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve teşvik unsurlarının yatırımlara etkisini gözeterek teşvik modellerimizi güçlendireceğimiz yeni dönemde odağımız selektif ve program bazlı teşvikler olacak. Ülkemizin stratejik öncelikleriyle hizalanmış yeni teşvik modelimizin yürürlüğe girmesiyle 'Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi Programı'nı devreye alacağız. Yüksek teknoloji, yerel kalkınma, arz güvenliği ve ikiz dönüşüm odaklı yatırımları hibe destekleri de dâhil olmak üzere farklı teşvik enstrümanlarıyla destekleyeceğiz.
Hazırlık çalışmaları devam eden Ulusal Sanayi Alanları Master Planıyla gerçekleştirdiğimiz ve planlanmış ulaşım ve lojistik yatırımlarını dikkate alan ve sektörel kümelenme odaklı yeni sanayi alanları oluşturacağız. Yatırımcıların öncelikleri arasında yer alan finansman ihtiyaçları, yer seçimi, kamulaştırma ve altyapı çalışmalarında yenilikçi yaklaşımları da devreye alacağız. Yatırımcımızın önünü açmaya, ülkemizin yüksek teknoloji yatırımları ile buluşmasında ve küresel bir cazibe merkezi hâline dönüşmesinde her türlü engeli kaldırmaya her daim devam edeceğiz. Ülkemizin potansiyeline, geleceğine güvenen ve inanan yatırımcılarımızın en güçlü şekilde yanında olacağız.
"Dünya 80 yıllık ezberleri terk ediyor"
Dünyanın 80 yıllık ezberleri terk ettiğini belirten Kacır, sosyalizm ve komünizmin çöktüğünü, 'Alternatifi kalmayan liberal kapitalist düzen insanlığın varacağı son duraktır ve dünyanın her köşesine refah dağıtacaktır.' fikirlerinin alıcısının kalmadığını anlattı.
Kacır konuşmasını şöyle tamamladı:
"İnsanlık, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dönemin eşiğinde. Bu yeni döneme liderliğinizde hazırlıklı ve eskisinden çok daha güçlü adım atıyoruz. Yapamaz, başaramaz, diyenlere aldırış etmeyen, kendi evlatlarının kabiliyetlerine, akıl ve alın terine güvenen bir Türkiye var artık. Olana bitene seyirci kalmayan, sözü etkili, kuvveti tesirli bir Türkiye var artık. Kalkınma yolculuğunda nice ulusa ilham veren, rol model olan bir Türkiye var artık. Afrika'dan Orta Doğuya, Avrupa'dan Uzak Asya'ya bağ kuran, iş birliği geliştiren, oyun değiştiren, denge kuran bir Türkiye var artık. Nitelikli, genç ve üretken beşeri sermayesiyle, yaşlanan Batılı ülkelerden, eşsiz ticari bağlar ve lojistik imkanlarla Asya'dan yatırımcıların gözdesi bir Türkiye var artık."
En büyük projeleri gerçekleştirenlere teşekkür plaketi
Üst düzey katılımın olduğu etkinlikte 2023 - 2024 yıllarında sağlanan proje teşvikleri kapsamında yatırım büyüklüğü bakımından en büyük projeleri gerçekleştiren firmalara teşekkür plaketi verildi.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Togg, TUSAŞ, Ford, Eti Bakır, Etil Alüminyum, Toyota, Bosch, BMC, Oyak, Kalyon, Baykar, Arçelik ve Şişecam'ın da aralarında bulunduğu firmalar plaketlerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın elinden aldı.
Programda Türkiye-Şili İş Konseyi Başkanı Ahmet Bilge Anbarlılar'a da ödülünü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır verdi.