Turizmin kadın patronları
İpek Alpkökin Olgunsoy / INBUSINESS
Türkiye turizm sektörü, pandemi öncesindeki güzel günlerine hızlı döndü. Böylece dünyada kapanma öncesi rakamlarını ilk yakalayan ve dünyanın en çok turist ağırlayan ülkeleri arasında altıncı sıradan dördüncülüğe yükselen sektör, geçtiğimiz seneyi de rekorla kapattı. 2023 yılında ziyaretçi sayısı 56,7 milyona yükseldi, 56 milyar dolar gelir elde edildi. Bu seneye ilişkin hedefler ise daha da yüksek. Sektör, 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar gelir beklentisinde. Mevcut rakamlar düşünüldüğünde bu hedefin çok uzak olmadığını söylemek gerek.
"2028'de Türkiye'nin 100 milyar dolarlık gelir hedefi var. Bu hedefi yakalayabilmemiz için kişi başı gecelik kazançta ortalama yüzde 6 artışla 130 dolar bandına gelmeli, kişi başı ziyaretçi sayısını ise yüzde 7'lik yükselişle 56,7 milyondan 80 milyona çıkarmalıyız" diyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, turizmin yeni pazarlara olan konsantrasyonunu artıracağına da dikkat çekiyor. Bakanlığın yürüttüğü çalışmalar sektörün ışıltısını artırıyor. Ancak turizm denildiğinde Türkiye'de yadsınamayacak başka bir güç daha var. O da sektöre değen kadın eli ve vizyonu.
Özellikle de konaklama alanında...Bugün Türkiye'de zincir ve grup otel sayısı 67'ye ulaşmış durumda. Bunların 46'sı ise yerli zincirler. Bu zincirlerde kadın çalışan ve yönetici sayısı oldukça yüksek olduğu gibi bazı yerli otellerin patron koltuğunda kadınlar oturuyor. Hatta bu isimlerden bazıları sektörün önemli STK'larında da yönetici olarak görev alıyor.
Turizmde iddialı hedeflerin konuşulduğu bu dönemde biz de INBUSINESS olarak turizmin kadın patronlarını bir araya getirdik ve onların bu yoldaki planlarını konuştuk.
Uzun vadeli projeksiyon ihtiyacı
Yedi yıldır Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği'nin de başkanlığını yürüten Martı Otel İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin sektörün kadın patronlarından. Temelleri 1967 yılına dayanan grubun bünyesinde iki farklı ana şirket mevcut. Her ikisi de halka açık, BİST'te işlem gören şirketlerden Martı GYO, grubun turizm gayrimenkul varlıkları alanında faaliyet gösteriyor, Martı Otel İşletmeleri ise Martı Hotels&Marinas markası altında turizm işletmeciliği yapıyor. Şirket çatısı altında, ikisi resort üç otel, iki butik otel ve bir marinanın bulunduğunu söyleyen Narin, yakın zamanda konaklama tesislerinde kapsamlı bir yenileme çalışması gerçekleştirdiklerini anlatıyor.
Türkiye'nin önümüzdeki on yıl içinde dünyada en çok turist ağırlayan ilk üç ülkesi arasına girmesini ve yerini sabitleştirmesini hedeflediklerinin de altını çizen Narin, konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının ilk 10 yılında bir dizi yapısal uyum politikasının uygulanmasıyla turizm gelirleri 2033 yılında 135 milyar dolar gelir seviyesine, turizmin GSYH içindeki payı ise yüzde 7,5'e ulaşabilecektir. Bu perspektif içinde, turizm gelirlerinin milli gelir potansiyel büyümesini dönem boyunca, yıllık ortalama 50 baz puan artıracağını tahmin etmekteyiz."
Her ne kadar Türkiye'nin hedefi yüksek olsa ve Yunanistan, İspanya, Fransa, İtalya gibi geleneksel rakiplere göre oldukça iyi bir noktada bulunsak da Türkiye'de artan maliyet nedeniyle bu rekabette fiyat avantajının kaybedilebileceğinin üzerinde duran Narin, turizmdeki en büyük tehlikenin Arap yarımadası olduğunu da ekliyor. Katar, BAE ve Suudi Arabistan'ın bu anlamda cazibe merkezi oluşturmak için çalışmalar yaptığını hatırlatan Narin, "Bu çalışmalar, orta ve uzun vadede Türkiye turizmini de önemli derecede etkileyecek boyutta. Dolayısıyla bizim tüm bu yapılanları da görerek, uzun vadeli projeksiyonlar hazırlamamız, tedbir almamız ve her şeyden önce mevcut güçlü olduğumuz yanları daha da geliştirmemiz çok önemli" diye konuşuyor.
Yeni otel yatırımı
Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin aynı zamanda Eresin Otelleri Genel Müdürlüğü ve Eresin Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürütüyor. Bugün şirket bünyesinde İstanbul'da bir beş yıldızlı, bir butik ve bir de üç yıldızlı otelleri olduğunu söyleyen Müberra Eresin, İstanbul'un tüm merkezlerinde her sınıfa hitap edecek, her bütçede misafir ağırlayabilecek durumda olduklarını anlatıyor. Önümüzdeki dönem projeleri içinde ise artık şehrin tarihi bölgesi Topkapı'da genişlemek var. Topkapı'da 4 yıldızlı Eresin Hotels Premier otel projesine başladıklarını anlatan Eresin, sonrasında da öğrenci yurdu ile uzun konaklama için küçük bir residance projesinin sırada olduğunu aktarıyor.
Deprem, uluslararası alanda devam eden savaşlar, ekonomik gelişmeler ve kayıt dışı konaklama yerleri gibi olumsuz gelişmelere karşın 2023 yılında Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısı ve elde edilen turizm gelirini bir mucizenin gerçekleşmesi olarak yorumlayan Eresin, "Türk turizmi toplam 2 milyon turist sayısından 50 milyona, 85 bin yatak kapasitesinden 1 milyon 700 bin yatak kapasitesine ulaştı. Turizm yatırımlarının günümüzde toplam maliyeti yaklaşık 100 milyar dolara, yaşanan krizlere karşın istihdamdaki kişi sayısı yaklaşık bir buçuk milyona çıktı. 2024 yılında 60 milyon ziyaretçi 60 milyar dolar turizm geliri hedefine odaklanmış durumdayız. Nisan itibarıyla umuyorum ki 2024 hedeflerimizi de aşacak çok daha iyi bir yıl olacak. Tek dileğimiz dünyada barışın sağlanması zira savaşın konuşulduğu bir ortamda turizm hareketliliğinden bahsetmek çok zor" diyor.
Potansiyel pazarlar
Türkiye'deki önemli yerli otel zincirlerinden biri olan Elite World Hotels&Resort'un satış ve pazarlamadan sorumlu yönetim kurulu üyesi Emel Elik Bezaroğlu, sektörün kadın patronlarından. Şirketin sektörde farklı konaklama ihtiyaçlarına cevap veren 8 markası bulunuyor. Bugün itibarıyla 11 otelleri olduğunu ve bu otellerinin 8'inin gruba ait yatırımlar, 3'ünün ise franchise iş modeliyle işlettiği otellerden oluştuğunu söyleyen Bezaroğlu, 2030 yılına kadar otel sayısını 50'ye ulaştırmayı hedeflediklerini belirtiyor.
Bezaroğlu, "Büyüme stratejimizde dünyadaki trendler yönünde 3 ve 4 yıldızlı otel kategori- lerinde büyüme hedeflerimiz bulunu- yor. Ayrıca 'residence' alanında Elite World Residence adıyla yeni bir markamız bulunuyor. Residence markamız özelinde de görüşmelerimiz devam ediyor" diye konuşuyor.
Bezaroğlu depremden etkilenen 11 ilde de turizmi geliştirme çalışmaları kapsamında incelemelerinin sürdüğünü aktarıyor. Şirket olarak Türkiye'nin turizm potansiyelini daha keşfetmemiş olan hedef pazarları belirleyip bu pazarlara yönelik tanıtım çalışmaları yürüttüklerinin de altını çizen Bezaroğlu, son dönemde uzak pazarlarda potansiyel olduğunu da belirtiyor. Bezaroğlu konuşmasını şöyle sürdürüyor:
"2024 yılında İsveç pazarında yüzde 23'lük, Finlandiya pazarında ise yüzde 15'lik büyüme hedefleniyor. İki yeni destinasyon olan Kuzey Amerika ve Çin de büyüme hedefi olan pazarlar arasında yer alıyor. ABD pazarında yüzde 31'lik, Kanada pazarında yüzde 41'lik, Çin'de ise yüzde 102'lik büyüme bekleniyor. Bunun yanı sıra ABD ve Kanada'nın da aralarında olduğu 6 ülkeye vizelerin kaldırılmasıyla bu uzak pazarlardan gelen turistlerde artış hedefleniyor. Bu proje, yılın ilk aylarında da meyvelerini vermeye başladı. Biz de Bakanlığımızın çalışmalarına paralel olarak yeni pazarlara yönelik daha etkili tanıtım kampanyalarına bu yıl ağırlık veriyoruz."
Kişiselleştirilmiş deneyim
Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gloria Sports Arena CEO'su Elif Özdemir, holdinge bağlı Gloria Hotels&Resort'le birebir ilgileniyor. Bugün bu çatıda üç adet beş yıldızlı oteli toplam 45 delikli üç adet golf sahası, spor kompleksi ve kongre merkezi olmak üzere sekiz tesisle turizm alanında faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Özdemir, şu an için yatak kapasitesini artırma gibi bir hedefleri olmadığını ancak var olan markalarıyla bulundukları lokasyonda çalışmalarını devam ettirmeyi planladıklarını aktarıyor.
Seyahat alışkanlıklarının ve tüketici beklentilerinin değişimine seyahat endüstrisinin de uyum sağlaması gerektiğini düşünen Özdemir, "Şu anda sektör, bu değişen eğilimlere cevap vermek için çeşitli çalışmalar yapıyor, ancak daha fazla iyileştirmeye ve uyum sağlamaya ihtiyaç olduğu görüşündeyim. Bu kapsamda, özellikle dijitalleşme ve teknoloji kullanımına ağırlık verilerek, misafirlere daha kişiselleştirilmiş deneyimler sunmalı. Mobil uygulamalar, sanal gerçeklik turları, yapay zeka destekli müşteri hizmetleri gibi teknolojik yenilikler, seyahat deneyimini geliştirmek için kullanılmalı. Yine sürdürülebilirlik ve çevresel duyarlılık, deneyimsel seyahatlerin teşvik edilmesi gibi uygulamalar, seyahat endüstrisinin değişen tüketici beklentilerine daha iyi uyum sağlamasına yardımcı olabilir, daha sürdürülebilir, güvenli ve tatmin edici seyahat deneyimleri sunabilir" diyor.
Birden fazla strateji uygulanmalı
Demsa Group Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Demet Sabancı Çetindoğan, turizmi grup için taşıyıcı bir alan olarak görüyor. Demsa bugün turizm alanında, Pera Palace ve St.Regist İstanbul olmak üzere iki markasıyla faaliyet gösterirken, 2012 yılında kurulan turizm acentesi TATİLSA da bünyede yer alıyor. Otellerde özellikle odalarda kişisel dokunuşlarla ayrıcalıklı ve özel hissettirmeye önem verdiklerini ifade eden Çetindoğan, Türk gastronomisine hizmet etmeye çalıştıklarının da altını çiziyor.
Hem Batı'dan hem Doğu'dan hem de Afrika ve Rusya gibi bölgelerden İstanbul ve Türkiye'ye turist aktığını söyleyen Çetindoğan, "Böyle bir çeşitlilik ve doğal avantaja çok sınırlı sayıda ülke sahip. Bu sebeple Türkiye'nin turizm zengini bir ülke olabileceğini düşünüyoruz" diye konuşuyor.
Çetindoğan'a göre bu noktadaki ilk sorun ise kişi başı elde edilen gelir seviyesinin artırılması. Bu da verilen hizmetteki katma değerin artırılmasına bağlı. "Birden fazla stratejinin aynı anda uygulanması gerekiyor. Antalya bir başka planlama alanı iken İstanbul ya da Kapadokya başka türlü bir planlama gerektiriyor" diyen Çetindoğan sözlerine şöyle devam ediyor:
"Önemli konulardan biri turistlere, acente firmalarına güven verilmesi. Daha doğru bir ifadeyle bize duyulan güvene zarar verilmemesi. Özellikle dijital mecraların gelişimi ile çok sayıda istemediğimiz yanıltıcı içeriklerle karşılaşıyoruz. Bu tip küçük yanıltıcı içerikler sanıldığından daha büyük bir güven sorunu yaratıyor."
Katma değerli projeler
Gürol Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, grubun ilk turizm yatırımının 1967'de açılan Gül Palas Oteli olduğunu hatırlatıyor. 1991 yılında Antalya'da, Türkiye'nin ilk tatil köyü konseptli oteli olan Ali Bey Club'ı açtıklarını belirten Argat, yurt dışında da iki otelleri olduğunu söylüyor. Grup, turizmdeki ilk yurt dışı yatırımları olan JOALI Maldives'i 2018'de, Maldivlerin ilk iyi yaşam konseptli oteli JOALI BEING'İ de 2021'de açtı. Yakın zamanda ise turizm sektöründe önemli bir yatırım daha yaptıklarını anlatan Argat, temmuz ayı başında Antalya'da, özgün oyun konseptiyle ultra lüks segmentteki yeni otelleri BIJAL'i açtıklarını belirtiyor.
Türkiye'de hemen her şehrin turizm değerinin yüksek gördüğünü ifade eden Argat, konuşmasını şöyle sürdürüyor:
"Dört mevsim yaşayan bir ülkeyiz. Yeter ki doğru bir planlamayla turizm potansiyeli ortaya çıkarılabilsin. Örneğin, Gürok'un doğduğu topraklar olan Kütahya'nın yüksek bir turizm potansiyeli olduğuna inanıyorum ve bunu da gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Kültürel mirasımıza sahip çıkma misyonuyla Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesinde yer alan Aizanoi Antik Kenti kazı çalışmalarını 2020 yılından bu yana destekliyoruz. Bu gibi kazı faaliyetlerinin desteklenmesinin, tanıtımının artırılmasının bölge turizmine de katkı sağlayacağına inanıyorum. Bölgelerimizin ve ülkemizin katma değerli projelerle büyümesi, Türkiye'deki marka şehirlerin artmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bir de Türkiye'de ziyaretçi sayısı yüksek ama kişi başı turizm gelirinden aldığımız pay istenilen seviyede değil. Bunu sağlamak için markalı projelerin ve turizm deneyimlerinin daha çok tanıtılması önemli."
Sürdürülebilir tesisler
Gürallar'ın Güral Premier markasıyla iki oteli bulunuyor. Harika Güral, bugün Gürallar Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Bu otellerden bin 800 yatak kapasiteli Güral Premier, Tekirova'da, bin 200 yatak kapasiteli otelin ise Belek'te olduğunu anlatan Güral, turizmle ilgili önemli bir noktaya temas ediyor. Türkiye'nin birçok bölgesinde sürdürülebilir ve nitelikli turizm tesisleri bulunduğunu ancak bu alandaki potansiyeli daha da güçlendirmek için bazı adımlar atılması gerektiğini belirten Güral, yapılması gereken çalışmalarla ilgili ise şunları söylüyor:
"Turizm tesislerinin sürdürülebilirlik ve kalite standartlarını karşıladığını belgeleyen uluslararası sertifikasyon sistemlerine katılım teşvik edilmeli. Bu sayede tesisler uluslararası alanda daha rekabetçi konuma gelebilir. Enerji verimliliği, atık yönetimi, su tasarrufu gibi yeşil teknoloji uygulamalarını teşvik etmek için teşvik mekanizmaları oluşturulmalı. Bu uygulamalar, tesislerin çevresel etkilerini azaltarak sürdürülebilirliklerini artırabilir. Turizm tesislerinde çalışan personelin sürdürülebilirlik konusunda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi, tesislerin sürdürülebilir uygulamalara daha fazla odaklanmalarını sağlayabilir. Tesislerin yerel topluluklarla iş birliği içinde olmaları ve yerel tedarikçilerle çalışmaları teşvik edilmeli. Böylece yerel ekonominin kalkınmasına ve toplumsal fayda sağlanmasına katkıda bulunulabilir. Dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilerin turizm tesislerinde yaygınlaştırılması, hem tesis içi operasyonların verimliliğini artırabilir hem de müşteri deneyimini geliştirebilir. Bu adımların uygulanmasıyla Türkiye'deki turizm tesislerinin sürdürülebilirlik ve kalite konusundaki potansiyeli daha da güçlendirilebilir, uluslararası alanda rekabet avantajı elde edilebilir ve turist memnuniyeti artırılabilir".
Destinasyonlar markalaşmalı
Banu Aksoy'un yönetim kurulu üyesi olduğu Aksoy Holding'in turizm sektöründeki amiral gemisi Conrad İstanbul Bosphorus. Şirket toplam 200 milyon euro yatırım ile 2020 yılında Bodrum'da gayrimenkul ve turizm karma projesi The Ritz-Carlton Residences'i de hayata geçirdi. Banu Aksoy,
Amerika'da çeşitlendirilmiş yapıda, sürekli büyüyen bir gayrimenkul portföyü de oluşturduklarını anlatıyor. Bu hedef doğrultusunda da ABD'de Florida'nın Jacksonville ve Miami şehirlerinde turizm ve gayrimenkul yatırımları gerçekleştirdiklerini belirten Aksoy, ayrıca New York ve Colorado gibi farklı eyaletlerde de yatırımları değerlendirdiklerinin altını çiziyor.
Türkiye'nin turizmdeki başarısını sürdürmesi ve ziyaretçi sayısında ilk üçe girebilmesi için sürdürülebilir turizm politikalarının uygulanması, çevresel ve kültürel değerlere özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Aksoy, Dünya Seyahat Pazarı'nın yayımladığı son rapora göre, Türkiye'nin turizmdeki cazibesinin 2024 yılında da devam edeceğini ve Avrupa'da en çok ziyaret edilen ikinci ülke konumuna yükseleceğini ifade ediyor.
Sektör için önde gelen konulardan biri markalaşma... Aksoy, "Turizm destinasyonlarının markalaşması, Türkiye'nin turizmdeki rekabet gücünü artırmak için kritik öneme sahip. Turizm Kalkınma Ajansları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler iş birliği yaparak, her bir destinasyonun kendine özgü marka değerleri belirlenmeli ve tanıtılmalı. Bu, Türkiye'nin turistler için daha çekici hale gel- mesine yardımcı olacaktır" diyor.
Türkiye'nin turizmdeki liderliğini pekiştirmek ve gelecekteki potansiyeli- ni maksimize etmek için önemli adımlar attığını dile getiren Aksoy, "Altyapı geliştirme, kültürel mirasın tanıtımı ve markalaşma gibi stratejik alanlara yapılan yatırımlar, Türkiye'nin turizmdeki başarısını sürdürmesine ve güçlendirmesine yardımcı olacak. Tüm bu çabaların bir araya gelmesiyle, Türkiye, dünya turizmindeki önemli konumunu daha da güçlendirecek ve parlak bir geleceğe doğru ilerleyecek" diyor.
Oya Narin: Sektör cinsiyet eşitliğinde dengeye yakın
Oya Narin, yaklaşık 25 yıldır Martı Otel İşletmeleri'nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyor. Turizmin ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği açısından dengeye en yakın olan nadir sektörler arasında olduğunun altını çizen Narin, "Gerçekten de sektörün yapısı verilen hizmet açısından gerek mavi yaka gerekse beyaz yaka olarak kadın çalışan sayımız, diğer birçok sektöre göre oldukça fazla. Yeterli mi? Hayır. Sektörümüzde pozitif ayrımcılık ve basit bir kural ile kolaylıkla gerçek anlamda toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşabiliriz. Örneğin biz Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği olarak böyle bir kurala sahibiz. 15 kişilik yönetim kurulumuzun 8'i kadın. Keza alt kurul ve komisyonlarımızda da benzer oranlar söz konusu" diye konuşuyor. "
Tatil tercihi: Yurt içinde tercihim İzmir'in güzel ilçesi Şirince. Yurt dışındaki öncelikli tercihimi ise Uzak Doğu, Hindistan olarak sıralayabilirim.
Müberra Eresin: Bir daha dünyaya gelsem yine bu işi yaparım
Müberra Eresin, otelcilikten her dönem çok keyif aldığını ve mesleğini çok sevdiğini söylüyor. En keyif aldığı yılların ilk başladığı yıllarda resepsiyonda, rezervasyonda ve satışta çalıştığı yıllar olduğunu anlatan Eresin, "Yönetici kademelerine yükseldikçe doğal olarak sorumluluklar artıyor ve özellikle İstanbul'da otelcilik yapıyorsanız bazen zorlu süreçler olabiliyor. Bugünün gençleri gibi ben de yönetici olana kadar hep 'Hay Allah dört sene boşuna mı üniversite okudum' diyordum ancak sonrasında yönetici kadrolara girince, üniversitede aldığınız eğitimin gerekliliği ortaya çıkıyor.
Gençler konaklama sektöründe kariyer düşünürken mutlaka üniversite eğitimlerini tamamlasınlar" diye konuşuyor. Bir daha dünyaya gelse yine bu işi yapmak istediğini söyleyen Eresin, konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Bu işte, 365 günün her günü ve gününüzün her saati bambaşka olabiliyor. Dünya insanı olmak da çok güzel. Farklı kültürlerden insanlarla tanışıp onlarla uzun süreli iş birliktelikleri yapıyorsunuz. Mesai saatiniz, yılbaşınız, bayramınız yok. Her an her şey olabilir ve herhangi bir saatte işinizin başında olmanız gerekebilir. Hayatım boyunca otelci olduğuma hiç pişman olmadım. Ama son birkaç yıl içerisinde bir iki kez 'Hay Allah, nereden girdim ben bu işe" demişliğim oldu. Maalesef çok büyük umutlarla girdiğiniz bir iş, her şey yolunda ve çok iyi giderken birden hiç sizin elinizde olmayan nedenlerle uçup gidince hayal kırıklıkları yaşıyorsunuz."
Tatil tercihi: Türkiye'den sonra bulunmaktan en keyif aldığım ülkeler sanırım İngiltere, İtalya ve Yunanistan.
Emel Elik Bezaroğlu 23 yıldır sektörde
Emel Elik Bezaroğlu için turizm, kültürel zenginlik ve çeşitlilik demek. Elite World olarak büyüme stratejilerini de çeşitlilik teması üzerine kurmalarının en temel sebebinin, zincirin taşıdıkları her bir şehrin zenginliğini ülkenin turizmine daha aktif bir şekilde kazandırmak olduğunu anlatan Bezaroğlu, "Bu nedenle en büyük hayalim otellerimizin bulunduğu ya da bulunacağı farklı lokasyon ve bölgelerin potansiyeline göre sağlık, kültür, din turizmi veya gastronomi gibi alanlardaki zenginliği misafirlerimizle buluşturabilmek" diye konuşuyor.
23 yıldır bu sektörde keyifle çalıştığını aktaran Bezaroğlu "Turizm, çok dinamik bir sektör. Hem kültürümüzü çok iyi tanımayı hem de farklı kültürler hakkında geniş bir dünya görüşüne sahip olmayı gerektiriyor. Bunun yanı sıra sektörümüzün en avantajlı yanı, gençlere kariyerlerinde hızla yükselme fırsatı tanıması. Bu sektörde başarılı olabilmenin en önemli yolu ise her kademede çalışmış ve deneyim kazanmış olmaktan geçiyor. Bu nedenle genç nesilden arkadaşlarımıza tavsiyem; kariyerlerini geliştirirken geniş bir dünya görüşüne de sahip olabilecekleri sektörümüzde en alt kademeden başlayarak deneyim edinmeleri" diye konuşuyor.
Tatil tercihi: Yurt dışında kültür turu yapmayı tercih ediyorum. Cruise tatili vazgeçilmezim. Her yıl mutlaka bir kez yapıyorum.
Demet Sabancı Çetindoğan: Reklamlar çok etkileyici
2010 yılından bu yana otelcilik faaliyetlerini yürüttüklerini söyleyen Demet Sabancı Çetindoğan, gittiği otellerde fiyata uygun bir kalite, tasarım ve marka değeri, ayrıcalık hissi, müşteri hizmetleri, hizmet kalitesi ve hijyene dikkat ettiğini anlatıyor. Turizmde potansiyel gördüğü ülkelerle ilgili ise şunları anlatıyor:
"Uzak Doğu müthiş bir potansiyele sahip ancak pandemi öncesindeki seviyeye çıkabilmek için kendimizi çok güzel anlatabilmeliyiz bu ülkelerde. Çin ve Hindistan'da 3 milyar nüfus var. Beklentileri farklı, Türkiye ile ilgili algıları zayıf ve günlük yaşamları bizimkine çok uymuyor. Yine de özellikle Hintli turistlerle aramızda bir takım kültürel bağlar var. Hindistan'ı kazanmak zaten turizm yapımızı büyük oranda değiştirecek çok büyük bir şeydir. Örneğin yakında İstanbul tanıtım filminde Hintli bir aileyi göreceğiz.15 gün İstanbul'da misafir edildiler. Bu tarz direkt hedef kitlesine yönelik yapılan reklamlar çok etkileyici."
Tatil tercihi: Mozaik Yolu olarak nitelendirdiğimiz Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa, bana heyecan verici bir deneyim sunuyor.
Elif Özdemir: Dijital transformasyonun başında
Elif Özdemir, rahmetli annesinin yönetici olduğu dönemlerde yaptıklarını hep hayranlıkla takip etmiş. Kadın elinin değdiği her şeyin güzelleştiğine inandığını söyleyen Özdemir, eğitim hayatı boyunca Gloria çatısı altında, yönetimsel süreçleri bütünsel bir biçimde öğrenmek için faal bir biçimde tüm kritik noktalarda aktif rol almış. Kendisinin yönetime geçmesiyle birlikte teknolojiyi daha aktif kullanmaya başladıklarından bahseden Özdemir, "Şu an içinde bulunduğumuz dijital dönüşüm sürecimizde bütün departmanlarımızın daha entegre bir şekilde çalışmaları hem verimliliğimizi arttırdı hem de büyük bir data havuzu oluşturmamıza alan açtı. Bu sayede hedefimiz operasyonel mükemmelliği artırmak ve müşteri deneyimini daha da üst noktaya getirmek" diye konuşuyor. Bununla birlikte özellikle sürdürülebilirlik kapsamında yoğun çalışmalar gerçekleştiren Özdemir, oteller başta olmak üzere holdingin sürdürülebilirlik planlamalarını yaptıklarından da bahsediyor.
Tatil tercihi: Gittiğim tatillerde arkadaşlarım varsa onlarla kalmak, zaman geçirmek bana büyük keyif veriyor.
Esin Güral Argat: Kadın dokunuşu hissediliyor
Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan vekili Esin Güral Argat'ın en büyük tutkularından biri JOALI. Bu tutkusunu gerçekleştirmiş olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu da her fırsatta söylüyor. Lüks konukseverlikte bir tesisin imkanlarının lüks olmasının yeterli olmadığını ifade eden Argat, "Tesisin tasarlanma aşamasından faaliyete geçtiği sürece kadar her detayının en ince ayrıntısına kadar düşünülmesi gerekiyor. Lüks konukseverlikte resortun bir ruhu olmalı... Kapısından girdiğiniz ilk andan itibaren sizi saran bu ruhu, tatiliniz boyunca hissetmeli ve dönüşte bu ruhun size kattığı güzel anılarla oradan ayrılmalısınız" diyor.
Kadınların başında veya işin içinde oldukları projelerde farklı bir dokunuş olduğunun hemen dikkati çektiğini belirten Argat, şöyle devam ediyor: "Turizm alanına bakacak olursak, kadın yöneticilerin veya tasarımcıların dahil olduğu mekanların daha sanatsal bir zemini olduğu, daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir yapıya sahip olduğunu görüyoruz. Kadınların olaylara ve insanlara karşı kapsayıcı bakış açısı, doğayı olduğu gibi kabul eden ve ona da saygı duyan özellikleri mekanlar ve işletmelerde hemen hissediliyor."
Tatil tercihi: Kayak yapmayı çok sevdiğim için kış tatillerimi kayak sporuyla değerlendiriyorum. Bu yıl kayak tatili için İtalya'ya gitmeyi planlıyorum.
Harika Güral: Hedefe ulaşmak için ne yapılmalı?
Harika Güral, Türk turizminin gelecek hedeflerine ulaşması için çeşitli önlemler alınması gerektiğini söylüyor. Doğal alanların korunması, çevreye duyarlı tesis yönetimi, yerel toplulukların katılımının desteklenmesi gibi adımları önceliklendirmek gerektiğinin üzerinde duran Güral, konuşmasını şöyle sürdürüyor:
"Turizm sektörünün dijitalleşmesi, seyahat deneyimini iyileştirmek, online rezervasyon ve iletişim imkanlarını güçlendirmek, verimliliği artırmak turistlerin ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermek için önemli. Türkiye'nin turistik değerlerinin etkili bir şekilde tanıtılması, farklı pazarlarda hedeflenen stratejilerle tanıtım çalışmalarının artırılmasını da çok kıymetli buluyorum. Bir başka önemli konu da, nitelikli personelin hizmet kalitesini yükselteceğinin unutulmaması."
Tatil tercihi: Türkiye'nin doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri, turistik destinasyonları ve kaliteli hizmet anlayışı olumlu bir temel oluşturuyor.
Banu Aksoy: Sağlık merkezi açacak
Aksoy Holding olarak sağlık turizminin potansiyelinin çok yüksek olduğuna inandıklarını ifade eden Banu Aksoy, sağlık turizminde uzmanlaşmış bir destinasyon olma yolunda Türkiye'nin imajını güçlendirecek bir sağlık merkezi projesi üzerinde çalıştıklarının bilgisini paylaşıyor.
İstanbul'da eşi benzeri olmayan üst segment bu projenin sağlık, wellness, uzun yaşam ve güzellik gibi alanlarda yüksek standartlarda hizmet vereceğini belirten Aksoy, "Ayrıca epigenetik tıp gibi yenilikçi ve ileri teknolojiye dayalı sağlık hizmetleriyle de heyecan verici bir deneyim sunmaya hazırlandıklarının altını çiziyor. Kadınların turizm sektöründeki liderlik rollerinin, sektöre önemli bir çeşitlilik ve perspektif kazandırdığına vurgu yapan Aksoy konuşmasına şöyle devam ediyor:
"Kadın liderlerin turizm gruplarının başında olması, sektörde farklı bakış açıları ve yaratıcı çözümler getirerek yenilikçi turizm ürünleri ve hizmetlerinin gelişimine katkı sağlıyor. Ayrıca, kadın liderlerin güçlü iletişim becerileri, empati ve duyarlılık yetenekleri, iş birliği ve takım çalışması becerileri,
toplumsal etki ve sürdürülebilirlik konularına duyarlılıkları, turizm sektörünün daha kapsayıcı, sürdürülebilir ve toplumsal etkiye odaklanan bir yapıya evirilmesine yardımcı oluyor."
Tatil tercihi: Tarihi şehirler, doğa parkları veya egzotik adaların yer aldığı farklı tatil destinasyonlarını keşfetmekten keyif alıyorum.