Fuat Tosyalı: 9 metrekareden 9 milyon metrekareye
Fatoş Bozkuş / INBUSINESS
Türkiye'de olduğu kadar artık dünyada da çelik sektörünün önemli oyuncularından biri haline gelen Tosyalı Holding, 2024'e oldukça hızlı başladı.
Kimi kurumlarda daha bütçe çalışmaları devam ederken, Tosyalı Holding, yılın ilk iki haftasına peş peşe açıkladığı iki önemli yatırım haberini sığdırdı. Biri İspanya'da Baika Steel Tubular System (STS) fabrikasını satın aldığı haberi idi. Diğeri ise son dönem atılımlarıyla aslında global iş çevrelerinin gözünü diktiği Suudi Arabistan'da katma değeri yüksek yassı çelik ürünlerini kapsayan entegre çelik üretim tesisi için Suudi Arabistan Ulusal Endüstriyel Kalkınma Merkezi- NIDC ile bir mutabakat zaptı imzalaması oldu.
Orta Doğu'da başlayan ve bugünlerde Kızıldeniz ve Cebelitarık Boğazı'na da sıçrayan gerginliklerin dünya tedarik rotalarını nasıl değiştireceğini ve bunun çelik sektörünü nasıl etkileyeceğini yakından izleyen ve bir yandan da yeni yatırım planlarını hayata geçiren Tosyalı Holding'in yönetim kurulu başkanı Fuat Tosyalı'nın gündeminde daha başka satın almalar da var.
Fuat Tosyalı, "Şu anda Avrupa'da bir ülkede bir şirketi satın almak üzere masadayız. Müzakereler devam ediyor" diye konuşuyor. Bu dikkat çekici atılımın ardındaki strateji ise Fuat Tosyalı'nın sözlerinde gizli: "Dünyada demir-çelik sektöründe yarış karbon salımını azaltmada. Sürdürülebilirlik vizyonuyla uzun zamandır üretim süreçlerimizde karbon salımını azaltmaya dönük adımlar attık. Bugün artık bu adımların meyvelerini toplamaya başladık. Yeşil çelikte dünyada öncü konumda olan şirketlerden biriyiz. Bütün çabamız bu konumumuzu güçlendirmek. O yüzden yeşil hidrojen çağında önem kazanacak hidrojen iletim hattı boru üretimine odaklanıyoruz."
Üç kıtada 40'tan fazla fabrikası olan Tosyalı'nın sade- ce yurt dışında değil Türkiye'de de yatırım ajandası yoğun. İskenderun'da 2.5 milyar dolar değerindeki Tosyalı Demir Çelik Tesisi'ni tamamlayan kurum, BMC'de bu yıl 10 milyar lira, enerji alanında ise 1.5 milyar dolarlık yatırıma hazırlanıyor.
Türkiye'nin unutamayacağı en acı tarihlerden biri olarak hafızalarımıza kazınan 6 Şubat depremleri, Tosyalı Holding'in hem çalışanlarını hem de yatırımlarını büyük ölçüde etkilemesine rağmen grup yatırımları sürdürüyor. Dolayısıyla biz de 11 ili kapsayan bu büyük felaketin yıl dönümünde Hatay ve İskenderun'daki tesisleriyle depremden en çok etkilenen iş insanlarından biri olan Fuat Tosyalı'nın kapısını çaldık.
Fuat Tosyalı, Davos Zirvesi'nden henüz dönüşmüştü. Ayağının tozuyla (karıyla desek daha doğru) görüştüğümüz Tosyalı, hem dünya çelik sektöründe olup bitenleri, hem sürdürülebilirlik vizyonuyla bu alandaki son araştırmaları/ tartışmaları anlattı hem de Tosyalı Holding'in 9 metrekarelik bir dükkanda başlayan ve bugün 9 milyon metrekareye ulaşan büyüme hikayesini ve sektöründe dünyanın ilk 15 oyuncusundan biri olmayı hedeflediği gelecek stratejisini içtenlikle paylaştı.
-6 Şubat depremlerinden etkilenen illerin başında gelen Hatay, sizin doğduğunuz ve çocukluğunuzu, gençliğinizi geçirdiğiniz şehir. Deprem sonrasında oraya gittiğinizde neler hissettiniz, neler yaşadınız? Şu anda orada durum ne, sizin işlerinizde nasıl bir aksama oldu, Hatay'ın yeniden eski haline gelmesi için yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Depremden 2- 3 saat sonra Hatay'daydım. Bütün ekiplerimiz, vinçlerimizle arama kurtarmaya katıldık. İkinci depreme enkazda yakalandık, yanımızdaki bina yıkıldı. Neredeyse enkaz altında kalıyorduk. Açıkçası çok dehşet verici görüntüler vardı. İnsan bir yandan büyük bir üzüntü yaşarken bir yandan da acaba birilerini kurtarabilir miyim diye düşünüp duruyor. Bir yanda hüzün bir yanda kurtarılanların verdiği sevinç. Herkes gibi çok karmaşık duygular yaşadım. İnsanın bir anı, bir anına uymuyor. Allah bir daha böyle bir şey yaşatmasın...
Hatay'ın yaralarını hep birlikte sarmaya çalışıyoruz. İnsanların çok büyük can kayıpları oldu, onları geri getirmek mümkün değil ancak hayatta kalanların burada memleketlerinde kalmaları, yaşamlarını devam ettirebilmeleri çok önemli. Barınma ve iş gibi en temel ihtiyaçlar sağlandığı sürece insanlar burada kalacaktır. Ben bu iki konuyu çok kritik olarak görüyorum. Devletimiz deprem konutları konusunda adımları atıyor, bizler de bu konuda daha önce de ifade ettiğim gibi elimizden gelen tüm çabayı gösteriyoruz.
Esnafın hayatına devam etmesi bölge için çok önemli. Biz de bu kapsamda İskenderun'da Tosyalı Çarşı'yı hayata geçirdik. Tosyalı Çarşı'da 17 tane ticarethane kurulumu yaptık. Her bir dükkan 24m2 ve depremde dükkanı yıkılan, işini kaybeden esnafa bu yerler veriliyor. İskenderun Büyük Çarşı İşhanı deprem zamanında yıkılmıştı ve AFAD tarafından bu çarşı yeniden hayata geçirildi. Ancak cephenin ön kısımları camdan olduğundan çok sıcak bir etki yarattığı için 1.890 m2 alanda camekanların ahşap kaplama işini de Tosyalı olarak üstlenip yaptık. Büyük Çarşı İşhanı yerinde kurulan geçici işyerlerinin ön tarafları Ahşap Membran Çatı Sistemi ile kapatılarak daha modern ve kullanışlı bir hale getirildi. Tosyalı Hol- ding olarak her zaman kıymetli esnaflarımızın yanlarında olmaya devam edeceğiz.
Ayrıca bölgede özel eğitime muhtaç çocuklar için yaptırmakta olduğumuz okulun inşaatına da ara vermeden devam ediyoruz. Bununla birlikte bizim Türkiye'nin yürüyen en büyük sanayi yatırımı olan ve depremin tam göbeğinde yer alan İskenderun'daki Tosyalı Demir Çelik İskenderun Tesisi yatırımımızın bölgeye can suyu olacağına inanıyorum. Depremin yarattığı olumsuz koşullara rağmen bu yatırıma ara vermeden devam ettik. Bu yatırımımız ve bölgedeki mevcut şirketlerimizde toplamda 2 bin kişiyi aşan yeni istihdam sağladık. Tesisimizi açtık ve ilk üretime başladık.
-Dünyanın önde gelen demir-çelik üreticilerinden biri olarak, depremin yanı sıra pandemi önlemlerinin azalması sonrası Çin'den düşük maliyetli ürünlerin ülkemize ithalatının yeniden etkili olmaya başlaması, Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkileri, artan enerji fiyatlarıyla da mücadele ettiğiniz bir yıl oldu 2023 değil mi?
Evet bizim özelimizde 2023 zor bir yıldı. Bunun bir yansıması olarak sektörümüzde kapasite kullanım oranları ve ihracat açısından öngörülenin ötesinde olumsuz sonuçlarla karşılaştık. Şubat ayında meydana gelen deprem felaketi ise bölgede birçok şirketin üretim kesintileri yaşamasına sebep olmuştu, kapasite kullanım oranlarının düşmesinde bu da önemli bir rol oynadı. Ancak Tosyalı Holding olarak bu değişken koşullara rağmen 2023'te de büyümemizi sürdürdük.
Bu süreçte Türkiye'nin yürüyen en büyük sanayi yatırımı İskenderun'daki Tosyalı Demir Çelik Sarıseki Tesisi yatırımını tamamlayarak iki Quantum ocağından ilkinde üretime başladık. Buradan ilk ihracatımızı da Cezayir'e gerçekleştirdik. Değişken koşullara rağmen esnek ve çevik üretim yapımız ve sürdürülebilirlik konusunda attığımız kararlı adımlarla nitelikli ve yeşil çelik üretiminde hedeflediğimiz başarıyı ve büyümeyi yakaladık. Ve böylece büyümemizin de sürdürülebilirliğini sağladık. 2023'te satışlarımız tonaj olarak geçen yılın üzerine çıktı. Toplam küresel satışlarımız ise küresel çelik fiyatlarına bağlı olarak önceki yıla yakın bir seviyede 5.4 milyar dolar civarında gerçekleşti. İhracat tarafındaki olumsuz koşullara rağmen iç pazarın da desteğiyle yılı büyüyerek kapattık.
-Cironuzun ne kadarı yurt dışındaki yatırımlarınızdan geliyor? Bu yatırımlarınız bugünkü büyüklüğü hakkında da bilgi verir misiniz?
Cezayir'de entegre bir üretim kompleksimiz var. Senegal ve Angola'da da yatırımlara başladık. Ciromuzun yüzde 40'a yakın kısmı yurt dışındaki yatırımlarımızdan geliyor. 2023 yılı zorlu bir yıl olmasına rağmen Cezayir'deki ciromuzu dolar bazında koruyarak yılı 2 milyar dolara yakın bir ciro ile kapattık. Cezayir'in en büyük sanayi tesislerinden biri olan Tosyalı Algerie ile Cezayir'in hidrokarbon dışı sektörlerdeki en büyük sanayi kuruluşu ve ihracatçısı konumundayız.
4 bin civarındaki çalışanıyla Tosyalı Algerie, toplamda 10 tesis ve ayrıca bir de Cezayir'in en büyüğü olan tam entegre limanıyla Akdeniz ve Afrika'nın en büyük ve en ileri teknolojiye sahip entegre tesisi. Yıllık 2,5 milyon ton kapasite ile dünyanın en büyük DRI üretim tesislerine ve DRI ile çalışan dünyanın en büyük ark ocağına sahip olan Tosyalı Algerie, tek bir DRI modülü ile üretimde 2020 ve 2021'de üst üste dünya rekoru kırdı. Bu tesisimizde geçen yıl en yüksek teknolojiye sahip yeni bir DRI (İndirgenmiş çelik) tesisi ve önünde 4 milyon ton/yıl kapasite ile yassı çelik üretecek haddehanelerin yapımına başladık. Daha düşük karbon ayak izi ile dünya çelik endüstrisindeki en iyi uygulamalardan biri olacak, bu tesis aynı zamanda yüzde 100 hidrojen ile çalışma kabiliyetine sahip olacak. 5 etaplı Tosyalı Algerie yatırımının 4.aşamasını oluşturan tüm yatırımları 2024 yılında tamamlamayı planlanıyoruz. Tosyalı Algerie, 5 etaplı tüm yatırımlarımız tamamladığında 8,5 milyon ton yassı ve uzun mamul kapasiteli tam entegre bir tesis haline gelecek.
-Peki, bugün itibarıyla Tosyalı Holding nasıl bir büyüklüğe ulaştı?
Biz İskenderun'da 9 metrekarelik bir dükkanda soba borusu yaparak işe başlamış bir grubuz. Odamda her zaman babam ve kardeşlerimle o 9 metrekarelik dükkanda soba borusu üretirken çekilmiş fotoğraflarımı tutarım. O zamanlar sabah dükkanı açıp, malzemeleri dışarı çıkarıp içerde çalışmaya başlardık. Dükkanımız o kadar küçüktü. Bugün biz 3 kıtada sayıları 40'a yaklaşan tesis ve yaklaşık 15 bin çalışanımızla dünyanın sayılı demir-çelik şirketlerinden biriyiz. Şu anda tesislerimizin ulaştığı büyüklük 9 milyon metrekare. Dile kolay milyon kat büyümüşüz. Eskiden ürettiğimiz soba borularının uzunluğu 70 santimdi ve günde 100 boru üretirsek, 70 metre boru üretmiş oluyorduk. Bugün dakikada 5 bin metre uzunluğunda boru üretiyoruz. Sınırlarımız Hatay'ımızı, ülkemizi aştı.
Dünya Çelik Birliği'nin (World Steel Association) açıkladığı verilere göre 2022 yılında, ham çelik üretiminde beş basamak birden atlayarak dünya sıralamasında 77'nciliğe yükseldik. Türkiye'de yeşil çelik üretiminde lideriz. Şirketlerimiz yıllardır Anadolu'nun öncüleri. ISO 500 Listesi'nde her geçen yıl daha da üst sıralara tırmanıyoruz. İşimizi dünya standartlarında yapıyoruz. Birçok konuda da dünyada öncüyüz ya da ilkler arasındayız. Bu yıl Cezayir'deki yeni çelik kapasitesini devreye alıp dünyanın en büyük 30 şirketi arasında yer almayı hedefliyoruz. Bu yıl başlayacak yeni yatırımlarla da hedefimiz 2025'ten sonra dünyada ilk 20 ve hatta 15'lerde olmak.
-"Bizim özelimizde daha da zordu" dediğiniz 2023'ü geride bırakırken, Tosyalı Holding'den önemli bir haber geldi. 2024'e yurt dışında yeni bir satın alma ve yatırım anlaşmasıyla başladınız. Biraz bu iki önemli adımınızın ardındaki stratejiden bahseder misiniz?
Çelikte lojistik kritik bir konu. Maliyet kontrolü için bazı lokasyonlarda üretim tesislerinizin olması avantaj. Mesela borunun hacmi büyük, içiboş ve lojistik maliyeti fazla. Çeliği borunun üretildiği yere taşımak bize avantaj sağlayacak. O nedenle Avrupa'da bir arayışımız vardı ve İspanya'daki tesis bir fırsat olarak karşımıza çıktı. Teknik arkadaşlar uzun zamandır inceliyordu. Bu yılın başında da Baika Steel Tubular System (STS) fabrikasını satın aldık. İki fabrikası ile 350 bin metrekare alanda üretim yapan spiral kaynaklı çelik boru (SAW) üretenbir şirket. Petrol, doğalgaz, hidrojen ve su iletim hattı borularının üretiminin yanı sıra inşaat mühendisliği uygulamalarında da yapısal borular da üretiyor. Şu anda yıllık 150 bin ton spiral boru üretim kapasitesine sahip. Biz kapasiteyi yeni yatırımlarla 240 bin tona çıkarmayı hedefliyoruz. Biz nasıl üretimde hidrojen kullanımına yönelik çalışmalar başlattıysak birçok sanayi şirketinin de buna yöneleceğini öngörüyoruz. Çünkü enerjide kendi kendine yeterlilik önümüzdeki dönemin en kritik konusu. Bu da hidrojen dağtım ağlarının giderek yaygınlaşmasının önünü açacak. Bu satın alma ile bu alanda yükselecek spiral çelik boru talebini karşılamayı amaçlıyoruz
-Fosil kaynakları geniş Suudi Arabistan'da tesis kurmanızın ardında benzer bir strateji mi var?
Dünyanın sayılı yeşil çelik üreticilerinden biri olma hedefini güçlendirmek üzere Afrika, Körfez Bölgesi ve Avrupa'da değer yaratabilecek yatırımları radarımıza almaya devam edeceğiz. Bu kapsamda bildiğiniz gibi çok kısa bir süre önce Suudi Arabistan'ın daveti ile orada önemli bir yatırım için adım attık. Katma değeri yüksek yassı çelik ürünlerini kapsayan entegre bir çelik üretim tesisi için Suudi Arabistan Ulusal Endüstriyel Kalkınma Merkezi-NIDC ile bir mutabakat zaptı imzaladık. Suudi Arabistan'ın nüfus yoğunluğu, kişi başı tüketimi, yeni açıkladığı yatırım ve kalkınma planı, vizyonu bizi heyecanlandırıyor. Bizim iş modelimiz de onlara çok çekici geldi. Şu anda yatırımı hayata geçirmek için teknik detayların üzerinden geçiyoruz, süreçleri planlıyoruz. Her şey istediğimiz gibi giderse 2025'te yatırımın temelini atarız.
-Yıl içinde sizden başka satın alma ya da yatırım haberi alır mıyız?
Açıkçası görüşme yaptığımız ya da bize yapılan teklifler var. Yıl bitmeden Avrupa'da bir satın alma daha yapabiliriz. Körfez Bölgesi yine bizim için cazip bir pazar. Bu sene sonuna doğru Cezayir'de otomotiv ve beyaz eşya çelikleri üreteceğiz, hem de yeşil olarak. Bu kabiliyetleri değerlendirmek isteyen ülkeler var. Biz sadece çelik üreticisi değiliz. Bizi izleyen endüstriyel bir küme var. Gittiğimiz ülkelerde endüstriyel kümeler oluşturuyoruz. Etrafımızda makine, ekipman sağlayanlar oluyor, bizden çıkan ürünleri işleyen ayrı endüstriyel kümeler oluşuyor. Bizim girdiğimiz pazarlarda o ülkenin yerli şirketleri kadar Türkiye'den bizim oluşturduğumuz ekosistemde iş fırsatları yakalayan Türk şirketleri de var. Örneğin biz Cezayir'de yatırıma başladığımızda Türkiye'den haftalık uçak seferi sayısı 5'ti. Şimdi 50-55'e çıktı.
-Yeşil Mutabakata uyum sürecinde sizin sektörünüz için yeşil çelik kavramı yükselişte. Sizin bu konuda yatırımlarınız neler? Bu konuda nasıl bir hedefiniz var?
Sürdürülebilirlik ve yeşil çelik, Tosyalı Holding olarak uzun süredir ana gündemimiz ve önümüzdeki 5 yılda da böyle olacak. Üretim süreçlerinin sürdürülebilirlik odaklı dönüştürülmesinden üretimde temiz enerji kaynaklarının kullanımına kadar birçok çalışmamızı, karbonsuz çelik üretimi odağıyla gerçekleştiriyoruz. Şu ana kadar aldığımız mesafe ile rakiplerimize fark attık ve önümüzdeki dönemde bunun avantajlarını daha çok yaşayacağız. Dünya ne derseniz deyin tamamen yenilenebilir enerjiye dönüyor, dönmek zorunda. Hidrojen yükselişte ve hatta artık yeşil hidrojen çağı başlıyor. İşte biz daha önce attığımız adımlarla bu yeşil dönüşüme en hazır durumdayız. AB Yeşil Mutabakatı ile ilgili uygulamalara şimdiden hazırız. Ekiplerimiz sınırda karbon düzenleme mekanizması çerçevesinde çalışmalara çok önceden başladılar. Kurumsal karbon ayak izimizi tespit ettik ve ERW ve Spiral tesislerimizde yeşil çelik üretiminde çok önemli olan, karbon ayak izini gösteren EPD denilen, Çevresel Ürün Beyanı belgelerimizi de aldık. Bugüne kadar sürdürülebilirlik odaklı olarak yaptığımız teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge yatırımlarıyla çelik fabrikamızın karbon salımını yüzde 30 azalttık. Önümüzdeki dönemde yapacağımız sürdürülebilirlik yatırımlarıyla karbon salımını daha azaltarak yeşil çelik üreticisi konumumuzu daha da pekiştireceğiz.
-Enerji yatırım alanlarınızdan biri. Şu anda nasıl bir güce sahipsiniz ve bu alanda nasıl bir yatırım planınız var?
Enerjide kendi kendimize yeten, fosil yakıtların hiç kullanılmadığı bir enerji yönetim sistemi kurmayı hedefliyoruz. Fosil yakıtlara alternatif olarak güneş enerjisi ve karbon salımı sıfır olan hidrojenin kullanımına yönelik çalışmalarımız sürüyor. Ayrıca elektriğimizin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini Uluslararası I-REC Sertifikasını (Yeşil Enerji Sertifikası) alarak belgelendirmiş durumdayız. Aynı anda tüm tesislerimizde başlattığımız GES projesi ile 235 MW kurulu güce ulaşarak dünyanın en büyük çatı üstü GES'ine sahip şirket olduk. Bu projeyle yaklaşık 171 milyon kg karbon salımını engelleyerek aynı zamanda dünyanın en temiz, en yeşil çelik üretimini yapan tesislerden biri olduk. Yapımında kullanılan teknolojiler de bu projeyi dünyanın en yeni teknolojisi ile kurulan çatı üzeri güneş enerjisi santrali haline getirdi. Projemizin en önemli özelliklerinden biri de demir-çelik üretiminde fosil yakıtlar yerine hidrojen üretimine hazırlık niteliği taşıması. GES'den elde edeceğimiz elektriğin bir kısmını da bir sonraki aşamada üretimde hidrojen için kullanarak entegre bir yeşil enerji sistemi kuracağız.
Ayrıca yenilenebilir enerji ile çalışan hidrojen odaklı ileri bir teknolojiye yönelik yatırımlara da başladık. 2025 yılı itibarıyla; planladığımız GES yatırımlarıyla öz üretimimizden temin ettiğimiz elektrik, toplam elektrik kullanımımızın yüzde 50'sini oluşturacak. Temiz enerji üretiminde toplam 2,5 GW'ın üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Bu hedefe yönelik olarak 2023 yılında Cebelibereket Erzin Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi şirketini kurduk. Osmaniye Erzin bölgesinde yaklaşık 25 milyon metrekarelik bir alanın üzerinde Tosyalı Holding grup şirketlerimizin kendi iç ihtiyacını karşılayacak şekilde ve depolamaya da uygun güneş enerji santralleri kurulumu çalışmalarına başladık. Toplam 1,5 milyar dolarlık bir yatırımla hayata geçireceğimiz bu projeyi de 3 yıl içerisinde tamamlayacağız.
-BMC'nin çoğunluk hisseleri sizin elinizde. BMC'de işler nasıl gidiyor?
BMC bugüne kadar Türkiye'ye 10 milyar doları aşan katma değer sağlayan bir şirket. Türkiye'de ticari araçta birçok ilki gerçekleştirmiş, son birkaç yıldır savunma sanayinde de ilkleri gerçekleştiriyor. Aynı zamanda Togg'un da ortaklarından biri. İzmir Pınarbaşı'nda 250 bin metrekarelik alana yayılan modern bir tesise sahibiz. Ayrıca İstanbul, Ankara ve Sakarya'da yer alan yönetim, Ar-Ge ve üretim tesislerimiz var. 3 bin 500'ü aşkın nitelikli iş gücü ile yüksek kalite standartlarında üretim yapıyoruz. BMC'ye son 2 yılda 3,6 milyar TL'ye yakın yatırım yaptık. 2024'ü ticari araçlarda değişim, dönüşüm ve sıçrama yılı ilan ettik. Başlattığımız inovasyon odaklı yatırımlar sayesinde büyük bir dönüşüme imza attık. Özellikle elektrifikasyon çağında yeni nesil ticari araçlarımızla sektörde yine öncü olacağımıza inanıyoruz. 2024'te de yaklaşık 10 milyar TL yatırım yapmayı planlıyoruz.
Bizim için Ar-Ge, inovasyon ve sürdürülebilirlik en önemli üç konu. BMC olarak kendi bünyemizde de elektrikli araçlara ciddi yatırımlar yapıyoruz. Ar-Ge içinde elektrikli sürüş sistemleri için özel bir ekip kurduk. Özellikle elektrikli otobüs ürün portföyümüzü genişletmek istiyoruz. Ülkemizin önemli ihracatçılarından biriyiz. Savunma ve ticari aracı birlikte düşündüğümüzde sektörümüzde 4. sırada yer alıyoruz. 80'i aşkın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Avrupa ilk sırada. Ticari araçta ciromuzun yüzde 65'i ihracattan geliyor. Bugüne kadar Avrupa'ya 1000'in üzerinde otobüs ihraç ettik. Ayrıca çok yeni alanlarda da öncüyüz.
-Nedir bu yeni alanlar?
Örneğin havalimanlarına Apron Aracı veriyoruz. Bu konuda BMC Türkiye'de ilk ve tek. Dünyadaki birkaç üreticiden biri. Bizim için sürdürülebilirlik en önemli konulardan biri demiştim. Çünkü artık sıfır emisyon çağına girdik. Sadece araçlarımızı değil tesislerimizi de sıfır emisyon ile üretim yapar hale getirmeliyiz. Biz de bu bilinçle 140 milyon TL yatırım bedeliyle BMC Çatı GES projesini başlattık. Pınarbaşı'nda 81 bin metrekare kapalı alanımızın 60 bin metrekaresinin çatısını güneş panelleri ile kaplıyoruz. Bununla birlikte BMC tarafından üretilen 2 adet Yeni ALTAY Tankı'nın Türk Silahlı Kuvvetlerimize teslimatını gerçekleştirdik. Ankara'da tamamen kendi imkanlarımızla aldığımız arazide savunma sanayine yönelik fabrikamızın temelini attık.Bu tesiste motor fabrikasının üst yapısı tamamlanmak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz. Burada 2025'ten itibaren yeni ALTAY Tankı dahil birçok savunma sanayi aracını üretmeyi hedefliyoruz.
-2024'e hızlı başladınız, yılın tamamına ilişkin beklenti ve hedefleriniz neler?
Kapasitelerimizi artırıyoruz ama bizim için bundan daha da önemlisi nitelikli ve yeşil çelik üretimimizi artırmak. Ayrıca ciromuzu da dolar bazında yüzde 30'dan fazla artırarak 7 milyar doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.
Yeşil çelik yatırımları Davos'ta yoğun ilgi getirdi
Fuat Tosyalı bu yılki Davos Zirvesi'nin katılımcıları arasındaydı. "İklim krizine en çok etki eden sektörler arasında ilk üçte yer alan demir-çelik sektörünün ana oyuncularından biri olarak tartışmaların odağında olmak istedik" diyen Tosyalı zirveden izlenimlerini şöyle aktarıyor:
"Biz iklim krizini önlemeye yönelik çalışmalarıyla sektörünün öncü şirketlerinden biriyiz. Anadolu'da bir laf vardır; 'Köyün en güzel kızı olsan da arada bir çeşmenin başına çıkıp, güzelliğini insanların görmesini sağlaman lazım. Yoksa köyün bütün kızları evlenir, sen evde oturursun' derler. Biz yeşil çelikte en iyiyiz diyoruz ama bunu belli platformlarda da göstermek lazım anlayacağınız. Davosa gitmek için kaydımızı yaptırdıktan sonra yoğun ilgi gördük. Neredeyse 10 dakika boş vaktim yoktu. Birçok üniversiteden görüşme talebi aldık. Bizim sektörümüzde yarış değişti; artık çeliği üretirken ne kadar az karbon salımı yapıyorsunuz yarışı var. Biz şu anda rakiplerimizin 2030-2050'ler için açıkladığı karbon azaltma hedeflerini bugünden yakaladık. Yüzde 100 yeşil çeliği üretmek için son adımlardayız."
Tehdit mi fırsat mı?
Kızıldeniz'de ticari gemilere yönelik saldırılar yeni bir tedarik zinciri krizi beklentisini artırıyor. Navlun fiyatları ve konteyner nakliye oranlarındaki artık tüm üreticileri düşündürüyor. Bu krizi yakından takip eden Fuat Tosyalı, şirket olarak henüz bundan birebir etkilenmediklerini söylüyor. Tosyalı, "Demir-çelik sektörünün Çin'den gelen dampingi malların istilası altındayız. Bu kriz uzarsa tedarik zincirinde kopma olabilir. Dünya ticareti beklenmedik maliyetlerle karşı karşıya kalabilir. Tabii bu sektörümüz adına maliyetlerin dengelenip haksız rekabetin önüne geçilmesi noktasında bir fırsat da olabilir" diye de ekliyor.
Aksesuar merakı
Fuat Tosyalı, işine aşık bir iş insanı. Hobisinin de işi olduğunu söyleyen Tosyalı, aksesuarlara meraklı. Aksesuarı abartmadan takmayı sevdiğini belirten Tosyalı'nın röportaj sırasında kolunda Arap harfleriyle F yazan bir bileklik vardı. Ünü ülke sınırlarını aşan, Oscar törenlerinde Hollywood yıldızlarının taşıdığı mücevherleri tasarlayan ve her tasarımının bir hikayesi olan Sevan Bıçakçı'nın tasarımı olan bu bileklik dışında yine Bıçakçı'nın ellerinden çıkan çok sevdiği bir bilekliği daha olduğunu söylüyor. Tosyalı onun üzerinde ise Kün Fe Yekün-Ol Der ve Olur yazdığını anlatıyor.
Yükseliş dönemi yeniden başlayacak
Fuat Tosyalı'nın bir şapkası daha var. O aynı zamanda Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Başkanlığı görevini de yürütüyor. Demir çelik sektöründe küresel olarak yaşanan sorunların, özellikle Avrupa pazarında yaşananların sektörü direkt olarak etkilediğinden bahseden Fuat Tosyalı, bununla birlikte enerji ve işçilik maliyetlerindeki artışların da fiyat rekabeti açısında demir-çelik ihracatçılarını zorladığını anlatıyor. Özellikle Çin'in küresel pazarlara ve yurt içine çok düşük fiyatlarla girmesinin sektörün en temel meselelerinden biri olduğunun altını çizen Tosyalı, konuşmasını şöyle sürdürüyor:
"Afrika ve Uzak Doğu ülkelerinin üretim maliyetlerinin bize nazaran uygun olması, özellikle ana pazarımız olan Avrupa'ya yönelmeleri, 2023'te bu pazarda rekabeti de çetin bir hale getirdi. Depremlerin hem bölgeye hem de bazı tesislere yaptığı olumsuz etki sektörün ihracatını da olumsuz etkiledi. Şu an temelde Çin kaynaklı fiyat baskısı sebebiyle sektör oyuncularının siparişlerinin azaldığı, rekabetin güçleştiği bir ortam var. Yurt dışı için belki biz bir şey yapamayız ama yurt içinde Çin'in yeniden güç kazandığı bir ortamda firmalarımızı da haksız rekabete karşı korumamız gerekiyor. Ülkemize rekabetçi olmayan koşullarda ve fiyatlarla giren ürünler, zorlaşan pazar koşullarında firmalarımızı daha da zor durumda bırakıyor. İthalat oranımız fazla. Bunu azaltacak anti damping uygulamalarının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Ancak her şeye rağmen pozitif beklentilere sahibiz. 2023 yılının ikinci yarısında devreye giren yeni kapasiteler sayesinde, 2024 yılında üretim ve ihracat rakamlarında önemli artışlar bekliyoruz."