"Güven ve itibar Türkiye'nin kredibilitesine doğru yansımaya başladı"
İSO Yönetim Kurulu başkan yardımcıları ve meclis üyelerinin de hazır bulunduğu, ekonomi ve sanayiye ilişkin güncel konuların ele alındığı toplantıda, Erkan katılımcılara hitap etti.
Bahçıvan da toplantının açılışında yaptığı konuşmada, finansal istikrarı sağlamaya dönük adımların başında güvenin yattığını belirtti.
Bahçıvan, "Merkez Bankasının şu anda uyguladığı politikaların oluşturduğu güven ve itibar Türkiye'nin kredibilitesine doğru yansımaya başladı. Sanayiciler için öngörülebilirliğin ve finansal istikrarın sağlanması konusunda en önemli kurum olarak gördüğümüz Merkez Bankasının bağımsızlığını ve ilkeli duruşunu çok önemsiyoruz." ifadesini kullandı.
Son yıllarda Türkiye'de rasyonel ekonomi politikalarından uzaklaşılmış olmasının ortaya çıkardığı ciddi sorunlar ve tahribatların olduğunu belirten Bahçıvan, şunları kaydetti:
"Bu durum, üretim hayatımızı ve sanayicilerimizi maalesef çok olumsuz etkiledi. Geçmiş dönemlerden sarkan olumsuzluklar, iş hayatımızda hala bazı açılardan varlığını koruyor. Geçtiğimiz haziran ayının başından itibaren göreve başlayan yeni ekonomi yönetimi, özellikle reel ekonominin temsilcileriyle yoğun istişarelerde bulunarak ekonomide yeni bir dengelenme gayreti içinde bulunuyor. Öncelikle yıllardan beri savunduğumuz ve bundan sonra da savunacağımız, Türkiye ekonomisi için olduğu kadar sanayimiz ve sanayicimizin en önemli güvencesinin finansal istikrar olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Çünkü biz finansal istikrara; üreticinin, sanayicinin ve iş insanının planlı, programlı, uzun vadeli bir ekonomik iklimde çalışabilmesi için elinde olması gereken en temel unsur ve sermaye olarak bakıyoruz.
Bunun kaybolmasının en büyük bedeli, hepimizin yaşayarak bildiği ve öğrendiği gibi enflasyondur. Tıpkı bugün olduğu gibi son dönemlerde ortaya çıkan farklı sorunlar nedeniyle maalesef yüksek enflasyonun yeniden gündemimize gelmesinin bedelini, tüm toplum kadar sanayiciler de ne yazık ki hak etmedikleri kadar ve fazlasıyla ödemektedirler. Belli dönemlerde enflasyonla ilgili farklı tartışmaların olduğu her yerde enflasyonun Türkiye için asla ve asla kabul edilemeyecek ve mutlaka hayatımızdan çıkması gereken bir olgu olduğunu dile getirdik ve bugün yine aynı şeyi söylüyoruz. Finansal istikrarın kaybolduğu ortamların önce fiyat istikrarsızlığına, ardından da yüksek enflasyon döngüsüne yol açtığını izliyoruz. Bu tür dönemlerde belki kısa vadede küçük avantajlar elde edilse dahi uzun vadede çok ciddi bedeller ödediğimiz gerçeğini kabul etmek durumundayız."