Ölçülü riskle 3 milyar dolara doğru

11.09.2023
2022 itibarıyla yıllık 70 milyar liranın üzerinde kombine ciroya ulaşan Alarko Holding, yeni iş portföyünde hızla ilerliyor. Tarımda 5 milyon metrekareye ulaşacak, gıda iş kolunda büyüyecek, gübrede niş bir alan için tesis kuracak. Türkiye’de ilk olacak yeni bir yatırım ise yurt dışından getirmek üzere harekete geçen Alarko Şirketler Topluluğu CEO’su Ümit Nuri Yıldız, “2030 için hedeflediğimiz 3 milyar dolarlık büyümede zamanı revize ederek öne çektik” diyor.

Çiğdem Yücesoy Subaşı / INBUSINESS

Holding binasının girişinde karşımıza çıkan ve kurucuları Üzeyir Garih ve İshak Alaton'un Alarko Dostluk Korusu'nun açılış etkinliğinde çekilmiş hatıra fotoğrafı, insanın içini ısıtıyor. İki ortağı değil, birbirine sarılan iki dostu görmek kurumun yönetim anlayışına dair önemli ipuçları
veriyor. Bu iki önemli ismin 1954'te temellerini attığı ve örneğine pek de rastlanmayacak şekilde derin bir bağ ile büyüttüğü Alarko Holding, tıpkı dostluklar gibi zamana meydan okuyor. Şu sıralar ise büyük bir dönüşüm içinde.

Holding, kurumsal bir yapı ile dengeli, prensiplerinden ödün vermeyen, sağlam nakit yapısı, minimize risk politikası ile bugüne geldi. Mali gücü, nakit yaratma potansiyeli ve çevik şirket yönetimiyle uzun yıllar CEO'luk görevini yürüten Ayhan Yavrucu'nun emekliliğinin ardından sağlıklı bir geçiş modeliyle yeni CEO görevi devraldı.

2021'de Alarko Şirketler Topluluğu İcra Kurulu Başkanlığı'na getirilen Ümit Nuri Yıldız, 70 yıllık Alarko'nun dönüşümünde liderliği üstleniyor. "20 yıl önce en büyük faaliyetimiz taahhüt işiydi. Taahhüt işindeki volatiletiyi yıllar içinde gördük. Bunu dengeleyebilmek için enerjide büyümeye karar verdik. Faaliyet gösterdiğimiz her sektörde öncü uygulamaları güvenilirlik ve yüksek kalite ile harmanlayarak projeler ürettik" diyor.

Yeni faaliyet alanı olarak belirlenen tarım ve yatırım sektörlerinde de benzer şekilde istikrarlı bir büyüme hedeflediklerini de söyleyerek ekliyor: "Yurt içinde ve yurt dışında birçok başarılı proje ve marka görebilirsiniz. Gayrimenkulde Alkent, trendleri belirleyen güçlü markamız Hillside, iklimlendirmede Alarko Carrier, enerji dağıtım şirketimiz MEDAŞ..."

Topluluk, faaliyet portföyüne yeni eklediği tarım ve gıda sanayi alanında da benzer şekilde iddialı. "Türkiye'nin en büyük ve en modern seralarını inşa edeceğiz" diyen Yıldız, 3 milyar dolarlık bir büyüme hedeflediği Alarko Holding'in, Boğaz'ın eşsiz manzarasına sahip Ortaköy'deki yönetim katında kendinden oldukça emin: "Ölçemediğim hiçbir riski almam, Alarko da almaz."

Yıldız'la dönüşümün ilk sonuçlarını, yeni hamleleri ve geleceğe ilişkin stratejilerini konuştuk.

-Temelleri 70 yıl öncesine uzanan Alarko Holding, nasıl bir ekosisteme sahip? Çalışan sayısı, cirosu, faaliyet gösterdiği sektörler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Taahhüt, enerji, turizm, sanayi ve ticaret, gayrimenkul, yatırım ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteriyoruz. Bünyemizde 8 bini aşkın çalışanımız bulunuyor. Doğrudan istihdam yöntemiyle eriştiğimiz çalışanlar dışında ekosistem kapsamında dolaylı olarak ulaştığımız tedarikçiler, iş ortakları, satış sonrası hizmetleri de kapsama dahil ettiğimizde 100-150 bin kişilik bir ekosisteme nüfuz ediyoruz.

Burada sanayi ve ticaret grubunda satın alma, tedarik, satış sonrası ekipleriyle hizmet verirken, Medaş'ta altyapı kurulumu, tedarik, bakım ve onarım ile tüketiciyle temas halindeyiz. Bununla beraber iş portföyümüze yeni eklediğimiz tarım ve gıda sanayi iş kolu özelinde de temas noktalarımızı geliştirdik. 2022 itibarıyla yıllık 70 milyar TL'nin üzerinde kombine ciro yaratan bir şirket haline gelmiş durumdayız.

-CEO görevini devralmanızın ardından holdingde yeni bir yapılanma başladı. Bu dönüşüm nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?

Ayhan Bey'in yerine CEO'luğa geçiş sürecim içinde Alarko Holding'in konumu, geleceğini içeren bir strateji dokümanı hazırladım ve hissedarlarımızla paylaştım. Ben hep Alarko'yu bir portföy şirketi olarak tanımlamak istiyordum. Buna uygun bir organizasyon kurmak gerekiyordu. Ama eğer eski şekilde gideceksek de ufak tefek değişiklikler yaparak devam edecektik. Alarko o kadar güçlü bir şirket ki ben devraldığımda küçük bir değişiklikle aynı şekilde devam edebilirdik. Tüm çarklar uyumlu bir şekilde dönüyordu. Bizim yapmak istediğimiz bu çarkların yerlerini değiştirerek, bu kez farklı bir amaca doğru yürümesini sağlamak oldu. Çünkü Alarko 2020'li yıllara geldiğinde artık bir enerji şirketine dönüşmüştü. Gelirlerimizin yüzde 80'i enerjiden geliyordu.

2000'li yıllarda taahhütte karşılaştığımız tablo, 2020'de tekrar karşımıza çıkarak risk içermeye başlamıştı. Bu riski gidermenin yolu da yeniden yapılanmadan geçiyordu. Portföy şirketi olarak dönüşürken çeşitlendirme yapmak gerekiyordu. Organizasyonu da buna uygun şekilde hazırladık. Organizasyonel anlamda desantralizasyonu kuvvetlendirdiğimiz bir yapıya evrildik. Yeni faaliyet alanlarımız tarım ve yatırımda istikrarlı büyüme planına geçtik.

-Stratejik bir sektör olan tarımda nasıl bir büyüme planlıyorsunuz?

Tarımın tüm değer zincirinde olmak gerektiğini düşünüyorum. Öncelikli olarak teknolojik tarıma gireceğiz. Otomasyonu yapılmış, hastalıklara karşı korunmuş, topraksız, hijyenik teknolojik seralar yapıyoruz. Hedefimiz kampüs seralar kurmak. İçinde sosyal alanlar, kreş, okul ve eğitim salonlarının olduğu seralar. Tarım akademisi kurarak her yıl 100 ziraat mühendisine karşılıksız eğitim vereceğiz. Hedefimiz beş yılda 5 milyon metrekareye çıkarak 5 bin kişilik istihdam sağlamak.

-Sera yatırımlarında nasıl bir büyüklüğe ulaştınız?

Geçtiğimiz şubat ayından itibaren sera almaya başladık. Afyon Sandıklı'da ilk adımı attık, satın almalarla 300 dönüme ulaştık. 250 dönüme yakın da kendi kurduğumuz sera var. Bu haliyle bile Türkiye'de üçüncü en büyük sera yatırımcısı olduk. Yıl sonu hedefimiz 600 dönüme ulaşmak. Seralarda kullanılacak enerji için güneş tarlaları kuracağız. Her bir serayı değişik modellerle işleterek en verimli olana ulaşarak kendimize özgü bir model oluşturacağız. Sadece Türkiye için değil farklı ülkelerde de seralar kuracağız. Bunun için dokuz bölgede enerji üretimine uygun olmayan fakat sera yapılabilecek jeotermal alanlar belirledik. Oralarda sismik araştırmalar yapıyoruz, kuyularımızı açtıktan sonra harekete geçeceğiz.

-Mahsul almaya başladınız mı?

Salkım domates üretiyoruz. İlk mahsullerimizi aldık hatta satışa başladık. Topraksız ve ilaçsız tarımla üretim yaptık. İşçilerimiz arasında arılar var. Arılarla çiçeklendiriyor, zararlıları da bir tür böcekle yok ediyoruz. Üretimimizin çoğunu yurt dışına ihraç ediyoruz. Bu yıl Türkiye dışında Moldova, Ukrayna, Romanya'ya toplamda 2 milyon kg domates sattık. Bu rakam gelecek yıl daha da büyüyecek.

-Nasıl bir potansiyel var, büyüme planınız nedir?

Türkiye domates üretiminde dünyada üçüncü sırada ancak fiyat açısından 95'inci sırada. Aracılar nedeniyle böyle. Belli bir büyüklüğe ulaştığımızda Avrupa'da pazarlama ağı kuracak ve böylelikle fiyatı biz belirleyebileceğiz. Dünya gıda devlerinin tedarikçisi olabilme fırsatını yakalayacağız. Gübre sektörünün niş taraflarına girme hedefimiz var. Şöyle ki; 5 bin dönümlük bir büyüklüğe ulaştığımızda ciddi bir bitkisel atığa sahip olacağız. Bu atıklardan oluşan kompost malzemesini kimyevi gübreyle birleştirerek organomineral gübre fabrikası yapma kararı aldık. Çankırı'da inşa etmekte olduğumuz tesisin yapımı yaklaşık iki yıl sürecek. 150 bin ton civarında bir kapasitesi olacak. Bu tesisle birlikte hem sıfır atığa ulaşmış olacağız hem de terzi usulü gübre üretebileceğiz. Reçeteleri her bitkiye uygun şekilde hazırlayabileceğiz.

-Tohum tarafında bir yatırım söz konusu mu?

Tarım sektörü beni çok heyecanlandırıyor. Her aşaması odağımızda. Evet, tohum geliştirme işiyle de ilgileniyoruz. Bu işle ilgili seralar yaparak tohumu fidan haline getirip kendi seralarımızda kullanacağız. Eğer başarabilirsek önümüzdeki iki yılda geliştireceğiz. Stratejimiz inorganik büyüme yönünde. Yerli bir firma satın alacağız. Bu hamle, Alarko'ya ciddi bir değer kazandıracak. Bir başka planımız da gıdayı işlemek. Donuk, kurutulmuş gıda üreterek gıda sanayinin içinde yer alacağız. Hollanda ya da İsrail'den sulama teknolojileri getirerek modern sulama ve gübreleme ile açık tarımı da düşünüyoruz.

-Yeni yatırımlarda nasıl yol alıyorsunuz?

Yeni sektörleri portföye katmanın yanı sıra çoğunluğu Alarko Holding'e ait olmayan şirketlerin yapı içinde bulunmasına yönelik bir strateji de izliyoruz. Alser adıyla yeni bir şirket kurduk. Oluşturduğumuz yatırım komitesi, kriterlerimize uygun olarak yatırım yapılacak şirketleri seçiyor. Özellikle halka açık yerli ya da yabancı şirketlere ilgi duyuyoruz. Ayrıca halka açık olmayan şirketler de radarımızda. Çalışmalara başladık ancak henüz yatırıma geçmedik. Önümüzdeki dönemde yapacağız. Alarko Ventures adında bir şirketimiz var. Yaklaşık bin 500 şirket incelendi. Girişim sermayesi alanında 26 şirkete yatırım yapıldı. Amaç elbette para kazanmak ama daha değerli olan elde edeceğimiz know-how. Şimdiden exit stratejimizi de oluşturduk. Toplamda 42.5 milyon dolarlık bir kaynak ayırdık.

-Özellikle takip ettiğiniz sektörler var mı?

Havacılık. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde özellikle enerjiyle bir araya geldiğinde farklı teknolojiler gelişebilir. Dünyadaki yeni yatırım alanları ya havada ya da elektrikli aracın içinde olacak şekilde ilerliyor. Elektrikli araçlarla ilgili ciddi bir teknolojik devrim gelecek. Biz de buradaki gelişmeleri takip ediyoruz. Holding olarak daha çok enerjinin depolanması tarafıyla ilgileniyoruz. Elektrikli araç pilleri akülerinden ziyade enerjinin mobil olarak veya inmobile olarak depolanabileceği sistemleri Türkiye'ye getirmek ve Türkiye'de üretim yapabilme yetkinliğine sahip olmayı arzu ediyoruz. Bu teknolojiyi millileştirmeyi hedefliyoruz. Bu konuda birkaç şirketle görüşmelerimiz var. Çok seçici davranıyoruz. 2024'te anlaşma yapmış olacağımızı tahmin ediyoruz.

-Henüz açıklamadığınız bir sektöre daha giriş planınız olduğunu biliyoruz. Hizmet ihracatı olabilir mi?

Bir anlamda evet. Ama aynı zamanda teknoloji ithalatını da içeriyor. Maalesef bu konuda çok hızlı ilerleyemiyoruz. Halihazırda yüzde 51 olacak yönünde. Bu iş beni çok heyecanlandırıyor ama inanıyorum ki Türkiye'de birçok insanı da heyecanlandıracak. Önü çok açık, bu yılın sonuna kadar olumlu ya da olumsuz sonuçlanmış olur.

-Tüm bu hamlelerin sonuçları Alarko Holding'e nasıl yansıyacak, nasıl bir büyüklüğe ulaşacak?

2030 Alarko planımız var. Yüzde 40'ı enerji, yüzde 40'ı tarım, yüzde 20'si yatırım grubundan oluşacak. Yeniden yapılanmaya başladığımızda 2030 yılında şirket değerinin 3 milyar dolara ulaşmasını hedefliyordum. O zaman agresif bulunmuştu, ama şimdi bu hedefe çok daha önce ulaşacağımızı düşünüyorum.

Selefi gibi hesap uzmanı

1998 yılında Alarko'ya katılan Ümit Nuri Yıldız, tıpkı selefi gibi hesap uzmanı. Görevi Ayhan Yavrucu'dan devralmadan önce grubun tüm sektörlerinde deneyim kazandı. "İlk olarak denetim koordinatörü olarak başlamıştım. 2004'ten sonra tamamen enerjiye yöneldim. Termik santral işinde Ayhan Bey bana 'Bizim temsilcimiz sen olacaksın' dediğinde, 'Ben mühendis değilim, ne anlarım termik santral yapmaktan' yanıtı vermiştim. Ama ısrar ederek, 'Sen yapmayacak yaptıracaksın, bu işi yöneteceksin' cevabını aldım. Tüm sektörleri büyük bir zevkle deneyimledim. Ayhan Bey bana çok geniş bir yetki ve sorumluluk verdi. Kendisi iyi hesap sorardı. Ben de her zaman hesabımı vermişimdir. Beni çok destekledi hem mentorum hem üstadım hem de yöneticimdi. Yönetimi iki yıl birlikte yürüterek sağlıklı bir geçiş dönemi yaşadık."

Esas kabiliyetimiz nakit yönetimi

Topluluk bünyesinde yer alan her şirketin kendi işlerini büyütmesine, topluluk net aktif değeri içindeki payını artırmasına ve holding piyasa değerini büyütücü çalışmalar yapmasına olanak verildi. Bu anlayış, bütün şirketler ve üst düzey yöneticiler tarafından kabul edilerek, uygulamaya konuldu. Bunlara ilave olarak yıllardır süren etkin maliyet risk yönetimi çalışmalarımız neticesinde, küresel ve ulusal çalkantılardan minimum hasar maksimum kazanç ile çıkmayı başarabildik. Elbette bütün bunların temelinde bizim en çok önem verdiğimiz ve esas kabiliyetimiz olan nakit yönetimi konusu diğer çalışmaların temelini oluşturdu.

2030 Alarko stratejisi

-Yeni yol haritasında gelecek nesillere taşınacak, sürdürülebilirliği merkeze almış bir bakış açısı var.

-Şirketler organik ve inorganik büyüme ile desteklenecek.

-Enerjide depolama faaliyetlerine ağırlık verilecek.

-GYO ve turizm iş kollarında ortak çalışma sağlanarak Hillside markalı otel sayısı artırılacak. Böylelikle hem pasif varlıkların aktife döndürülmesi hem de Hillside markasının yaygınlaşmasına odaklanılacak. 12 aylık turizm hedefiyle Maldivler'de yeni bir otel satın alınacak.

-Sanayi ve Ticaret Grubu ısı pompası ve su basınçlandırma sistem satış ve penetrasyonuna ağırlık verecek. Halihazırda ithal yolla gelen ısı pompası için Türkiye'de üretime geçilecek. Dudullu'daki Alarko Carrier tesisi, Eskişehir'de yeni alınan fabrika binasına taşınacak. Dudullu'nun tamamı ise soğutma grubuna ayrılacak. Hem ürün ailesi hem de kapasite genişletilecek.

-Portföyde yüksek ağırlığa sahip olan enerjide pay azaltılacak. Tarım ve gıda sanayiine ağırlık verilecek.

-Jeotermal altyapılı seralar kurarken beraberinde mikrogranül gübre alanında da büyüme sürdürülecek.

-Hedef, 2030'da ve belki daha da öncesinde portföy büyüklüğü 3 milyar dolar seviyesine ulaştırmak.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.