Tav Havalimanları: Bir devir ve bir devrin hikayesi
Çiğdem Yücesoy Subaşı / INBUSINESS
Kuruluşundan bugüne görev yapan ve şirketin birinci neslini temsil eden duayen CEO Sani Şener, belki de hayatının en keyifli dönemini yaşıyor. Büyüme modeliyle dünyada örnek gösterilen TAV Havalimanları'nda koltuğunu yeni CEO'ya devretmenin rahatlığı içinde mutlu ve gururlu...
Birkaç yıl önce Harvard'da ders olarak okutulacak kadar üne kavuşan -yanlış okumadınız, yönetim bilimleri alanında dünyanın önde gelen okullarından Harvard Business School, İstanbul'dan çıkarak küresel bir marka haline gelen TAV üzerine üç kez vaka çalışması gerçekleştirdi, Sani Şener Boston'da MBA öğrencilerine ders verdi - TAV'da ikinci nesil yönetime geçti. İkinci nesil derken babadan oğula olarak bilinen şekliyle anlaşılmasın sakın! Koltuk, daha genç ve üstelik Şener'in bugüne hazırladığı bir profesyonele geçti. Büyüme ve yönetim stratejisi ile hem Türkiye'de hem de globalde sayısız ödül getiren TAV CEO'luğunun ardından Şener, yönetim kurulu başkan vekili olarak bir üst pozisyonda meslek hayatına devam ediyor. İcrayı teslim ettiği kişi ise uzun yıllardır birlikte çalıştığı Serkan Kaptan oldu.
Halef selef CEO'larla röportaja gittiğimizde bizi TAV'ın geçmişinden bugüne yolculuğu, iş modeli, liderlik sırları, başarılar ve başarısızlıklarla dolu bitmesini istemeyeceğimiz bir sohbetin beklediğinden habersizdik. Buluşmamıza konu olan, 25 yıl süresince oturduğu koltuğun devriydi. Ve yine kendine has, örnek oluşturacak modeli size aktarmamıza vesile olacak bilgiler paylaştı. Duayen CEO'dan, işi şansa bırakmadan başarılı bir yönetim değişikliği gerçekleştirmenin şifrelerini öğrendik.
KEŞKE BENİ SEVMESE
Bayrak değişimi yeni olsa da bugünü uzun yıllar öncesinden planladığını anlatarak söze başlıyor Şener: "TAV çatısı altında 35 bin kişi çalışıyor. Kurulduğundan bu yana düşünürsek bugüne kadar 150 bin kişi olmuştur. Bu 150 bin kişi içinden günü gelince yerimi kime bırakacağımı biliyordum. Ben Serkan'ı yıllar önce gözüme kestirmiştim. Çünkü hakikaten çalışkan, dürüst ve terbiyeli. Ve çok becerikli, işine hakim. Yıllar içinde beraber çalışırken belki de ekipte en fazla zorladığım kişi olmuştur. Hatta bazen keşke beni sevmese dediği de olmuştur."
Gülümseyerek tamamlıyor sözlerini Şener... Usta CEO Türkiye'de çok da başarılı olamayan yönetim devir işlerinde hedefini adeta 12'den vurmuş olmanın mutluluğu içinde. "Biz yöneticiler hep iş dünyası ve iş geliştirmeyle ilgili kitaplar okur, seminerlere gider, kurslara katılırız. Ama ne yazık ki bizden sonrakine devir işini çok da yapamayız. Ben bunu iyi bir şekilde yönettiğim için çok mutluyum."
Büyük ve birçok kolu olan bir yapıyı böyle sorunsuz devretmek her zaman bulunacak bir hikaye değil... Ancak zaten kuruluşundan bu yana incelendiğinde TAV'ın büyümesiyle şaşkınlık uyandıran türden bir hikayenin kahramanı olduğu görülüyor... 'Bulunmazlık' şirketin kumaşında var adeta...
1979'da İngiltere'deki eğitimini tamamlayıp İstanbul'a döndüğünde Şener de TAV'daki başarısının kişisel tarihine damga vuracağını elbette bilmiyordu. Şener birçok altyapı projesinde çalıştıktan sonra İstanbul Atatürk Havalimanı'nın yeni dış hatlar terminali ve yan inşaatlarının projesiyle görevlendirilen TAV'ın liderliğini üstlendi ve bugüne uzanan ilk adımı da atmış oldu. Atak ve hızlı yapısı, kıvrak zekası, ilişki mühendisliğindeki maharetiyle tüm iş süreçlerini baş döndürücü bir hızla yürüttü. Trabzonlu iş insanı dünyanın ilk Yap-İşlet-Devret tipi havalimanı özelleştirmelerinden biri olan inşaatı söz verilen tarihten sekiz ay önce hizmete açtı. Şener'in ilk işindeki bu başarısı, işletmecilik tarafında da 'nasıl başlarsa öyle gider' misali -zorluklarla karşılaşsa da- devam etti.
1990'ların start-up'ı olarak kurulan şirket, henüz birkaç yılda Türkiye'de işleyişi ve dinamikleriyle pek fazla bilinmeyen yeni bir sektöre öncülük yaptı. Kimsenin Yap-İşlet-Devret modelinin ne olduğunu bilmediğini anlatan Şener, "Biz halka açılırken dahi bankalar gelir, ve giderimizin ne olduğunu, nasıl hesaplanacağını tam olarak anlayamıyordu. Dünyanın en büyük fonlarına hisse sattık. Ardından Fransız Groupe ADP ile ortak olduk" diyor.
Bir çırpıda ağzından dökülen bu cümleler TAV'ın ilk 10 yılının özeti aslında. Şimdilerde Z kuşağının meydan okumasını izlerken aslında bir zamanlar girişimci olarak adlandırılan Şener, kuşağının fırtınasının estiği dönemlerdi. "Onların etrafında bir dünya dönüyor ya, işte ben de bir zamanlar Z kuşağıydım, bizler de o dönemin gençleriydik" diyerek, yeni CEO'nun odasındaki koltukta heyecanla konuşuyor.
67 yaşındaki eski CEO yeni yönetim kurulu başkanvekili, sözlerini çok da uzatmak istemeden, Marshall Goldsmith'in liderlik için yapılmaması gerekenleri anlattığı İş Dünyasında Zirveye Giden Yol kitabından bir örnek veriyor. Belli ki çok faydalandığı, hatta belki de başucu kitaplarının yazarı olduğunu aklımdan geçirsem de soracak zaman bırakmadan devam ediyor: "Çok sevdiğim bir lafı var. Seni buraya getiren oraya götürmez. İşte şimdi o noktaya geldik. TAV'ın ortağı olarak yönetimi üstlenmiştim. Bu değişimle birlikte ilk kez yönetimde patron yok ve tamamen kurumsallaştık."
KAPTAN DÖNEMİ
1 Aralık 1998'te TAV'da kariyerine başlayan Serkan Kaptan, geçen mayısın 1'inde ise CEO koltuğunu teslim aldı. Son üç yılı Şener ile birlikte yürüyen ve tüm karar verici süreçlere liderlik yapan Kaptan için yeni dönem hem kolay hem zor. Kolay, çünkü uyum sorunu yaşamayacak kadar tecrübe kazanmış durumda ve mentoruna bir telefon uzaklığında... Daha da önemlisi 'işleyen' bir düzeni devraldığı için çok şanslı... Diğer taraftan da sadece havalimanı olarak kurulan ancak bugün içinde pek çok farklı sektörü ve şirketi barındıran devasa bir yapının lideri... Ve kendisinden önceki liderin 25 yılda kurumda oluşturduğu bir alışkanlık söz konusu. Kaptan da artı ve eksileri zamanın akışına bıraktı ve tıpkı selefi gibi hızlı bir başlangıç yaptı. Stratejik adımları ardı ardına atarak TAV'ın gelecek 25 yılını garantiye aldı. Kazakistan Almatı'nın satın alınmasının ardından Antalya Havalimanı ve Ankara Esenboğa'nın işletme süresini uzatmayı başardı. "Biz bir imtiyaz şirketiyiz. Haliyle yatırımcılar bizi imtiyaz sürelerimizle değerlendiriyor" diyen Kaptan, geleceği şu sözlerle aktarıyor: "Bu hamleden önce havalimanının EBITDA'ya (faiz ve vergi öncesi kar) olan katkısını kalan süreyle çarpınca ortalama imtiyaz süremiz sekiz yılken şimdi 30 yılı aştı. Yatırımcı açısından önemli bir dönüm noktası oldu."
ANTALYA DÖNÜŞÜYOR
Antalya Havalimanı'nın daha uzun yıllar işletilecek olması TAV için yüksek bir moral kaynağı. Antalya, önümüzdeki 30 yılda transfer hub'ına dönüştürülecek. Kaptan, "Antalya'da sürekli uçak bulunduran hava yolları şirketleri, bu noktayla bağlantılı uçuş planlayacak şekilde hub olarak seçtiler. Biz de yeni yatırımlarımızı bu gelişme ile kurguluyoruz" diyor.
Ortakların ayrılmasıyla tamamen kurumsallaşmış bir yönetimle ilerleyen TAV'ın bu yeni döneminde sürdürülebilirlik ana odak noktası... 2030'da karbon nötr, 2050'de ise karbon sıfır atığı belgelerine imza attıklarını söyleyen Kaptan, halihazırda Antalya, İzmir, Ankara'da karbon nötr olarak faaliyet gösterdiklerini belirtiyor. Diğerleri için de benzer şekilde bir ilerleme planları var. Geçen yaz aylarında enerji master planına da başlayan şirketin yurt içinde faaliyet gösteren beş havalimanının tükettiği enerji için yeni bir çalışma başlattı. Beş havalimanı için tüketilen yıllık 160-170 megavat enerjiyi güneşten sağlamak üzere harekete geçtiklerini belirten Kaptan, "Hem sahalarda hem de Enerji Bakanlığı'nın düzenlediği şekliyle saha dışında solar farm enerji tesisleri kuracağız. 2023'te hayata geçirecek bu şekilde kendi enerjimizi üreterek giderlerimizi de ciddi oranda düşüreceğiz" diyor.
Bütün operasyonların karbon nötr hedefinin ise 2030'da gerçekleşmesi hedefleniyor. Artık bunun zorunluluk olduğuna değinen Kaptan, sadece çevrenin değil insan kaynağının da sürdürülebilmesini önemsiyor: "Ben ve ekibimiz uzun yıllar hizmet verdik. Bizden sonrakiler de yıllarını burada geçirip tecrübe kazanıp şirketi geleceğe taşısın istiyoruz. Yeni nesil bu konuda biraz sabırsız. Bunu yönetmek kolay değil. Yeteneği tutabilmek çok çok önemli. Şanslıyız, iyi yetişmiş bir insan kaynağına sahibiz. Biz bu insan kaynağını sadece maddi tarafta değil başka nasıl motive edebiliriz buna çalışıyoruz."
İNSAN KAYNAĞINI KORUDU
Çeyrek asrı deviren şirket, gençlikten olgunlaşma aşamasına geçmenin avantajlarını yaşıyor. Geçmişte edindiği kriz tecrübelerine güvenmesi bunlardan biri. Öyle olmasaydı tüm dünya havacılık sektörü pandemide havlu atarken duraksamak yerine büyümezdi. İnsan kaynağını muhafaza etmesi de bu deneyimin bir sonucu. Son aylarda Avrupa'da yaşanan personel krizi işte bu nedenle kapısına uğramadı ve pandemide izlediği stratejinin meyvelerini topladı. Krizlerden güçlü çıkmanın şirketin DNA'sında olduğunu söyleyen Kaptan devam ediyor; "Ne içerde ne de dışarda kimseyi işten çıkarmadık. Personele güven verdik ve uçuşlar başladığında hizmette hiç sorun yaşamadık."
İlk kez tek bir uçağın dahi havalanmadığı bu dönemde her an uçuş olacakmış gibi hazır beklediklerini belirtiyor Kaptan. Tüm finansal desteklerden faydalandıklarını söyleyerek, "Gelirlerimiz durduğu halde çalışanlarımızın yan hakları dahil tüm haklarını ödemeye devam ettik. Diğer taraftan finansal sağlığımızı da koruyacak tedbirler aldık. 2020-2021'de 363 milyon euro tasarruf yaptık" diyor.
Uzmanların yeniden uçuşların başlaması için uzun vadeyi işaret ettiği beklenti gerçekleşmedi. Yasaklar birer birer kalkarken Türkiye'nin yeni döneme adaptasyonu daha hızlı oldu. 2019'a göre bugünü kıyaslayan Kaptan, "Toplam yolcu trafiğinde 2019'a göre yüzde 88'deyiz. Dış hatta ise yüzde 91 seviyesindeyiz. Bu rakamlar yüzde 15-20 altında toparlanma gösteren Avrupa ve dünya ortalamasının çok üstünde" diye konuşuyor.
Kaptan'ın ajandasında 2019 performansının çok üzerine çıkılacak hamleler yer alıyor. Kısa vadede Türkiye'de takip edilecek ihale olmadığını belirten Kaptan, dümeni yurt dışına kırmış durumda. "Yurt içinde 25 yıl sırtımız yere gelmez. Asıl odak noktamız yurt dışı" diyerek gelecek dönemin stratejisini sıralıyor:
"Yeni fokusumuz Orta Asya. 420 milyon dolar ödediğimiz Almatı'da süre sınırı yok. Kapasiteyi 14 milyona çıkaracağız. Almatı bizim Orta Asya merkezimiz oldu. Civar ülkeler büyük bir potansiyel taşıyor. Diğer taraftan Afrika da takibimizde. Nijerya'da Lagos Havalimanı için en iyi teklifi verdik. Şu anda ülke seçim sürecinde. Bu nedenle imtiyaz anlaşması pazarlığına girilemiyor. 7 milyon yolcu, 210 milyon nüfusu olan ülke, önümüzdeki 10 yılda daha da büyümüş olacak. Diğer taraftan Karadağ ile süreç devam ediyor. İhaleye girdik ve ön yeterliliği geçtik. Ülkede altı aydır hükümet yok, sürecin tamamlanmasını bekliyoruz."
Yıllar önce yabancı bir ajansın TAV için kullandığı tanımı hatırlatıyoruz Kaptan'a. Türkiye'den çıkarak ardı ardına portföyüne yeni havalimanı eklerken 'bulanık suların avcısı' olarak tanımlanan TAV'ın bugünkü rotasına bakıldığında bu stratejiye sadık kaldıklarını görüyoruz. "Bizi hiçbir zaman ABD'de ya da Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinde göremezsiniz" diyen Şener'in sözlerini destekleyen Kaptan devam ediyor: "Batı Avrupa'ya bakmıyoruz çünkü marjları çok düşük ve çalışma koşulları bizim mutluluğumuzu sağlayacak şekilde değil. Afrika, Orta Doğu, CIS ve Doğu Avrupa hedef pazarlarımız. Bü- yüme bu ülkelerde daha yüksek oranda gerçekleştiği için bu bölgelerde fırsatları değerlendiriyoruz. Yakın zamanda Kuveyt'i takibe aldık."
GLOBAL HEDEF
Bir yanda yeni ihalelere hazırlık diğer taraftan verimlilik artışına yönelik çalışmalarla ikinci çeyrek yüzyılını karşılıyor TAV... Kombine cirosunun yüzde 57'sini havacılık, yüzde 43'ünü hizmetlerden karşılıyor, gelirlerinin yüzde 37'sini Türkiye, yüzde 63'ünü de yurt dışından sağlıyor. Pandemi dönemindeki operasyonel verimlilik artışının etkisini görmeye de devam ediyor. Kaptan, "Pandemiden güçlenerek çıkmayı başardık, 2022'de operasyonel ve finansal hedeflerimizi yakaladık. Yatırımlarımız ve yeni operasyonlarımızla 2025'te 2019'un çok üstünde olacağız" diyor.
Havalimanı işletmeciliği dışında altı tane hizmet şirketine sahip TAV, sekiz ülkede 15 havalimanı işletiyor. Hem havalimanı operasyonu, hem yiyecek-içecek, hem gümrüksüz mağazacılık ve özel güvenlik, hem de teknolojiyi içinde barındıran yapısıyla sadece Türkiye'de değil dünyada da tek şirket iddiasını da sürdürüyor. Şener yönetiminde start-up olarak kurulup bölgesel güç olmayı başaran TAV, Kaptan döneminde global ölçeğe ulaşma hedefinde.
29 ÜLKEDE AYAK İZİ VAR
-1997'de Tepe-Akfen-Vie ortaklığında İstanbul Atatürk Havalimanı ihalesiyle yola çıktı.
-İstanbul deneyimiyle bulunduğu bölgede büyüme hedefledi.
-10 yılda 10 havalimanından oluşan bir portföy oluşturdu.
-İkinci 10 yılda küreselliğe ulaşacak hamleler yaptı.
-Bugün 29 ülkede 108 havalimanına ulaşan bir küresel ayak izine sahip.
25 YILIN BAŞARI VE BAŞARISIZLIK BİLANÇOSU
-İcra süresince beni en çok eğlendiren fonlara satış yapmaktı. Henüz çok yeni bir yapıyız. Yabancı bir gazete halka arzımızla ilgili küçük bir haber yapmıştı. Ertesi gün beni Bahreyn'den Pakistanlı bir yatırımcı aradı ve yüzde 5 hissemize 75 milyon dolar ödedi. Çok şahane bir şey oldu bizim için. Derken birkaç kişiye daha böyle hisse sattık. Sonunda Goldman Sachs yüzde 15 hisse aldı ve böylece 450 milyon dolar borç kapatarak halka arz yaptık. En keyifli anımdır bu.
-Atatürk Havalimanı'na yapılan terör saldırısı ise en zorlandığım operasyon oldu. 5 saatte havalimanını açmayı başardık.
-İlk yurt dışı operasyonumuz olan İran'ı ise başarısızlık olarak kabul ederim. Yıllardır açılamayan havalimanını çok kısa sürede işler hale getirdik ancak bizi istemediler, sözleşmemizi iptal ettiler.
60 HAVALİMANINA TEKNOLOJİ İHRACATI
Küresel pazarda öne çıkan dört şirketimiz var. TAV Technologies ile havalimanları için IT ürün ve hizmetleri üretiyoruz. 60'a yakın havalimanında ürünlerimiz ve hizmetlerimiz yer alıyor. Son olarak Özbekistan Semarkant ve Kazakistan Aktöbe havalimanlarında hizmet vermeye başladık. TAV İşletme Hizmetleri ise özel yolcu salonu işletmeciliği ve havalimanındaki hospitality hizmetlerini yürütüyor. 19 ülkede 80 lounge işletiyor. Havaş, yakın zaman önce Zagreb'de yer hizmetleri şirketini satın alarak faaliyete başladı. Riga'da 10 yıldır hizmet veriyor. BTA, İstanbul Havalimanı dahil 8 ülkede 17 havalimanında yiyecek içecek faaliyeti sunuyor. Uçak içi yiyecek-içecek hizmeti veriyor. Cakes&Bakes üretim tesisinde 130'dan fazla marka için endüstriyel ölçekte butik üretim yapıyor. İzmir Airport Hotel'i işletiyor. Son olarak TCDD hatlarında yiyecek-içecek servisi vermeye başladı. ATÜ Duty-Free altı ülkede 20 havalimanında gümrüksüz mağazacılık yapıyor. Galataport'ta da mağazaları var. TAV Güvenlik de havalimanı özel güvenlik konusundaki uzmanlığını üniversite, AVM gibi tesislere de taşıdı.
NET-SIFIR HEDEFİ
2050'ye kadar tüm operasyonlarımızı net-sıfır hale getirmeyi taahhüt ettik. Medine, İzmir ve Bodrum'da güneş enerjisinden elektrik üretiyoruz. 5 milyon euro'nun üzerindeki tüm yatırımlarımızda karbon bütçesi yapacağız. Medine ve İzmir'in ardından, Antalya'da yapacağımız terminal LEED Gold Almatı'da yeni yapacağımız terminal de EDGE Advanced sertifikasyonuna sahip olacak. Yönetim kurulunda kadın üye oranını yüzde 25'in üzerine çıkarmayı hedefledik ve gerçekleştirdik. Altı havalimanımızı kadın genel müdürler yönetiyor. Great Place to Work sertifikasyonunu sektör ortalamasının oldukça üzerinde bir puanla aldık. Kurumsal yönetim derecelendirmesinde en yüksek derecelendirme notuna sahip şirketler arasında yer alıyoruz.
KAPTAN-ŞENER'DEN YÖNETİMİN ŞİFRELERİ
Hızlı olmak, çabuk aksiyon almak, sahada olmak TAV yönetiminin alamet-i farikası... Aramızdaki iletişim çok kuvvetli. Anında organize oluruz. Pandemi ve ayaklanmaların yaşandığı koşullarda Kazakistan'a gittik. Yeni başbakanı ziyarete giden ilk yabancı firma olduk ve Almatı'yı aldık. Kaybettiğimiz zamanlarda da kazanmanın yollarını aradık. İran'ı kaybettik ama dönüp hemen Antalya'yı portföye kattık. Öngörülerimiz kuvvetlidir. Havacılık bitti derken biz hızlı dönüşe inandık ve yatırımlara devam ettik.