GSO VE İSO ortak meclis toplantıs
Gaziantep Sanayi Odası (İSO) ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından İstanbul'da ortak meclis toplantısı düzenlendi. İstanbul Sanayi Odası'nın ev sahipliğinde yoğun katılımla gerçekleştirilen meclis toplantısının ardından iki kurum arasında İSO-GSO Veri Paylaşım ve Erişimi İşbirliği Protokolü imzalandı.
"Üretim Hayatımızın ve Sanayimizin Sorunlarına Çözüm Ararken Odalar Arasında İşbirliği ve Sinerjiler Yaratmanın Önemi" ana gündemi ile gerçekleştirilen Ortak Meclis Toplantısı'na GSO Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, GSO ve İSO Meclis Üyeleri katıldı.
Sanayicilerin, iş dünyasının ve sektörlerin yaşadığı sorunların çözümü noktasında iki kurum arasında yapılacak iş birlikleri, ülke ekonomisinin geleceği, gündemdeki konular, iki oda tarafından yürütülen çalışmalar ve projelerin değerlendirildiği toplantının ardından İSO ve GSO arasında web tabanlı bir yazılım platformu olan "Sanayiden Sanayiye" projesine yönelik protokol de imzalandı.
Bugüne dek iki oda arasında yapılmış tek uygulama olan platformun üyelerin birbirlerini tanımalarına ve ticaret ve iş birliği imkanlarının artmasına önemli katkıda bulunması hedefleniyor. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Ortak Meclis Toplantısı'ndaki konuşmasında Türkiye ekonomisinde faiz, kur ve enflasyon üçgeninde bir sıkışma yaşandığına ve bunun aşılması gerektiğine dikkat çekerek "Özellikle iç piyasaya üretim yapan ve hammaddeyi dışarıdan alan firmalarımız kur baskısı karşısında büyük güçlük yaşıyor. Kur artışları zarara neden olurken, üretici fiyatlandırma yapamıyor. Bu noktada, üretim ve ihracata dayalı üretim ile cari dengenin sağlanması konusunda tüm risklere rağmen büyük bir mücadele veriliyor ama kurdaki yükseliş ve dalgalanmalar enflasyonu tetikliyor. İhracatı artıralım derken enflasyonist bir döngünün içerisine girmekten de uzak durmamız gerekiyor. Altını çizmek isterim ki, sanayimizin sürdürülebilirliği için kur, faiz ve enflasyon dengesiyle birlikte; öngörülebilirlik, istikrar ve güven ortamını ivedilikle tesis etmek zorundayız" dedi.
"İSO İLE ÇOCUKLARIMIZIN MESLEK SAHİBİ OLMALARINI SAĞLAYABİLİRİZ"
Ünverdi, İstanbul ve Gaziantep'in geçici koruma altındaki Suriyelilerin nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu şehirlerin başında geldiğini ifade ederek şunları söyledi:
"Bu insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri ve sosyal barışın devamı için ekonomiye entegre olmaları gerekiyor. Kalkınmanın, gelişmenin ve her alanda büyümenin temelinde de eğitimin olduğuna inanıyoruz. Mesleki eğitim meselesini memleket meselesi olarak görüyoruz. İSO'nun eğitim konusundaki çalışmalarını da takdirlere takip ettiğimizi de belirtmek isterim. Ortak projelerle, çocuklarımızı doğru yönlendirerek meslek sahibi olmalarını sağlayabiliriz. Bu ülkenin sadece doktora, mühendise ihtiyacı yok. Makine ustasına, kaynakçıya, yetişmiş ustabaşına da ihtiyacı var. Diplomalı işsizler yerine mavi yakalı gençler yetişsin istiyoruz. Bu nedenle, mesleki eğitim konusunda yurt genelinde bir seferberlik başlasın istiyoruz."
Yeniliklere entegre olup kendimizi geleceğe hazırlamak zorundayız"
Sanayiciler olarak mevcut sorunlarla boğuşurken, değişen dünya konjonktüründe büyük bir yol ayrımının farkında olarak çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Ünverdi, tüm dünyanın içinden geçtiği bu dönemin farklı fraksiyonları ve kendine özgü koşulları olduğunu söyledi.
Gaziantep Sanayi Odası olarak değişen ve dönüşen koşullara ve yeni dünya düzenine göre çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Ünverdi, "Üretimde teknolojinin çok daha ön plana çıktığı, dijitalleşmenin tüm süreçlerde yer aldığı ve doğaya duyarlı üretimlerin kabul gördüğü bir ekosistem bizi bekliyor. Yeniliklere entegre olup kendimizi geleceğe hazırlamak zorundayız. Bizleri İstanbul'da çok iyi ağırlayan İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kuruluna ve Meclis Üyelerine iş birlikleri, destekleri ve misafirperverlikleri için teşekkür ediyor, birlik ve beraberlik içerisinde her alanda daha güzel günlere kavuşmayı diliyorum" ifadelerini kullandı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da konuşmasının başında Türkiye'nin 2021 yılını oldukça hareketli ve endişeli bir ekonomik atmosferde kapatmaya hazırlandığına, kur ve enflasyonda yaşanan ürkütücü sıcak gelişmelerin ekonomi gündeminin diğer tüm başlıklarını gölgede bıraktığına dikkat çekti. Sanayicinin ihtiyaç duyduğu hammaddeden lojistik ve finansmana kadar, üretim süreci için gerekli olan tedarik zincirlerindeki aksamalar ve hammadde maliyetlerindeki yükselişlerin üretimin üzerindeki baskıları artırdığına dikkat çeken Bahçıvan "Kurlardaki ucu açık yüksek tansiyon, nereye kadar gideceğini bilemediğimiz bir belirsizlik ortamı oluştururken, bu ortamın neden olduğu finansal riskler adeta bir kısır döngü haline gelmiş bulunuyor. Girdilerin büyük ölçüde döviz kurları ile fiyatlandığı ülkemizde sanayici maliyet hesabı yapamıyor ve geleceği öngöremiyor. Bu durum, yakın dönemde bazı ürünlerin üretiminde ciddi sıkıntılara yol açabilecek gibi gözüküyor" diye konuştu.
"Türkiye lehine bir tedarik atmosferinde yaşanması üzücü"
Pandemi sonrası Türkiye'ye lehine ilave bir tedarik talebinin geldiği, ihracatın hızla arttığı ve sanayicilerin yeni kapasite yatırımlarına hazırlanıp hız verdiği bir ortamda öngörülebilirlik konusunda bu denli sıkıntı yaşamanın sanayicileri üzdüğünü vurgulayan Bahçıvan şu ifadeleri kullandı:
"Zira reel sektörümüzün yüksek yatırım iştahının korunabilmesi için her şeyden önce öngörülebilir bir fiyatlama ortamının sağlanması, risk priminin makul seviyelere indirilmesi gerekiyor. Ayrıca son günlerde Türk Eximbank'ın, Merkez Bankası kaynaklı fon akışlarında oluşan ani kısıtlamalar da ihracatçı sanayicilerimizin kredi kalitesini olumsuz etkiliyor. Sanayicilerin beklenti oluşturmakta bir hayli zorlandığı bu ortamda iş yapabilme ve risk yönetebilme yetkinliği de azalıyor. Özellikle geçmişin yüksek enflasyon dönemlerini yaşamayan, son 20 yılda göreli finansal istikrar ortamında iş yapmaya alışık olan yönetici ve çalışanların değişen koşullara uyumunun artırılması ve belirsizlik altında iş yapma becerilerinin güçlendirilmesi gerektiğini hissediyoruz. Tüm iş sahiplerinin ve sanayicilerin bu konuda çok daha dikkatli olmalarını öneriyoruz" ifadelerini kullandı.
"BAŞARI İÇİN YÜKSEK KATMA DEĞER AĞIRLIKLI ÜRETİM YAPISI GEREKLİ"
Sanayiciler için ihracatın her zaman önemli olduğuna da değinen Bahçıvan, son dönemde hükümet yetkililerinin de ihracata dayalı büyüme fırsatlarına daha fazla vurgu yaptığını gördüklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye bugün 200'den fazla ülkeye, tekstilden otomotive, demir çelikten kimyasallara kadar pek çok üründe ihracat yapabilme kapasitesine sahip. Ancak bu başarıya rağmen ihracat/GSYH oranlarımızın diğer ülkelere göre çok da yüksek olmadığını görüyoruz. Dünya Bankası verilerine göre ülkemizde mal ve hizmet ihracatının GSYH'ya oranı yüzde 28,6 iken, bu oran Almanya'da yüzde 43,4, Güney Kore'de yüzde 36,9, Macaristan'da yüzde 79,7, Polonya'da yüzde 55,6, Tayland'da yüzde 51,4 ile çok daha yüksek bir orana sahip. Yine ihracat performansı açısından dikkat edilmesi gereken bir diğer gösterge de yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içindeki payıdır. Örneğin, dünyada ortalama yüzde 21 olan bu pay ülkemizde ise yüzde 3 ile oldukça sınırlı bir paya sahip. Bu veriler de açıkça gösteriyor ki mevcut potansiyelimize bel bağlamanın ötesine geçerek yüksek katma değer, yüksek teknoloji ağırlıklı bir üretim yapısını gerçek bir başarı için hedeflemek zorundayız. Zira bugün hala büyük ölçüde geçmişin rekabet unsurlarına dayanan üretim yapımızla ancak kısa vadeli başarı elde edebiliriz. Uzun vadeli başarılar için ise yeşil dönüşüm, dijitalleşme, beşeri sermaye, verimlilik gibi pek çok boyutu olan alanlarda ilerleme ve gelişmek sağlamak durumundayız."
GSO Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu ise Sanayi Odaları arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem verdiklerini belirterek, "Zor bir pandemi sürecinden geçtiğimiz bu dönemde, aşılamanın yaygınlaşmasıyla İSO Meclisiyle ortak toplantı yapabilmekteyiz. Aşılama, maske, mesafe, temizlik kuralıyla pandeminin en kısa zamanda ülkemizde sıfırlanmasını ümit ediyorum. Sanayi Odaları arasında ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Meclislerimizin bir araya gelmesi sanayimizin sorunlarına ortak çözümler bulunmasını sağlayacaktır." diye konuştu.
Dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkenin Türkiye olduğunu, en çok mülteciye sahip şehirlerin başında ise İstanbul ve Gaziantep'in geldiğini söyleyen İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay da, "Bu yüke karşı, biz sanayiciler olarak iş gücünün dönüşümü, gençlerin istihdamı ve yetkinlik kazanmasını da sorumluluğumuz olarak görüyoruz. İSO olarak mesleki eğitim alanında yaptığımız faaliyetler, son zamanlarda meyvelerini veriyor. Upskilling yani değişen dünyaya uyum için mesleki, davranışsal ve teknoloji alanındaki bilgi ve becerilerinin artırılması konusundaki deneyimimizi GSO Mesleki Eğitim Merkezi çatısı altında iş birliğine dönüştürebiliriz" ifadelerini kullandı.
VERİ PAYLAŞIM VE ERİŞİMİ İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI
GSO-İSO Ortak Meclis Toplantısı'nın ardından Gaziantep Sanayi Odası ve İstanbul Sanayi Odası üyelerinin verilerinin karşılıklı olarak paylaşımı ile bu verilerin web tabanlı bir yazılım platformu üzerinden kayıtlı kullanıcının erişimine sunulmasının sağlanması amacıyla İSO-GSO Veri Paylaşım ve Erişimi İşbirliği Protokolü imzalandı. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından imzalanan protokol ile her iki oda üyeleri arasındaki ticaret potansiyelinin artırılarak ticari iş birliklerin oluşturulması hedefleniyor.