"İş dünyası, Türkiye'nin AB için vazgeçilmez olmasını sağlayabilir"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Zeynep Bodur Okyay, "Yeşil mutabakata paralel olarak, sanayide yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi gerekiyor. Türk iş dünyası, Türkiye'nin Avrupa için vazgeçilmez olmasını sağlayabilir" dedi.
9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla yazılı bir değerlendirme yaptı. Okyay, Türkiye-Avrupa İş Konseyleri'nin bünyesinde DEİK AB Çalışma Grubu oluşturulduğunu belirterek, Avrupa Birliği'nin önceliklendirdiği konularda çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Avrupa Birliği'nin, kurulduğu günden bu yana bir yandan maddi refah, bilimsel ve teknolojik gelişmelerde öncü bir rol üstlenirken, bir yandan da insan hakları ve hukuk devleti, demokrasi gibi değerlerin bayrak taşıyıcılığını yaptığını söyleyen DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Zeynep Bodur Okyay, açıklamasında şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği'nin önceliklendirdiği ve önümüzdeki süreçte sadece Avrupa'yı değil, Avrupa ile iş yapan tüm ekonomilere yön verecek önemli konular, DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri'nin ajandasında öncelikli sıralarda yer alıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı bunlardan biri. Avrupa'yı ilk iklim nötr kıta haline getirmeyi hedefleyen Yeşil Mutabakat Projesi, 2019 yılının Aralık ayında Avrupa Komisyonu tarafından açıklandı. Söz konusu proje ile bir yandan ticaret ve sanayi politikasının kuralları yeniden yazılırken bir yandan da sadece maddi unsurların değil, sosyal, çevresel ve insan hakları ile ilgili konuların da ticarette belirleyici bir rol oynayacağını göreceğiz. Türkiye'nin en büyük ticari partneri AB olduğu için Yeşil Mutabakat projesi, Türk iş dünyasını doğrudan ilgilendiriyor. Türk iş dünyasının yeşil mutabakat düzenlemesine paralel olarak, sanayide yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi gerekiyor. Yeşil Mutabakat, bazı riskleri beraberinde getiriyor. Ancak ümitsizliğe kapılmak yerine, yeşil dönüşümün bizleri zorlamasının aslında rekabet gücümüzü ve sürdürülebilirliğimizi daha etkin bir şekilde kullanmamızı sağlayacağına inanıyorum. Döngüsel ekonominin Yeşil Mutabakatın kalbinde olduğunu da görerek, aslında ödevini iyi yapan Türk iş dünyası gün geçtikçe daha da önemli hale gelerek, küresel tedarik zincirinde Türkiye'nin Avrupa için vazgeçilmez olmasını sağlayabilir."
DEİK, "SANAYİDE YEŞİL DÖNÜŞÜM" PROJESİNİ BAŞLATTI
DEİK'in Türk firmalarını yeşil dönüşüme hazırlamak için "Sanayide Yeşil Dönüşüm" Projesini başlattığını hatırlatan Bodur Okyay, "Bu proje ile firmalarımızı Yeşil Mutabakat alanındaki gelişmelerden haberdar edip, gerekli önlemleri almaları için kendilerine yardımcı olacak bir yol haritası çıkarmayı hedefliyoruz" dedi. DEİK AB Çalışma Grubu'nun gündemindeki bir konunun ise, AB'nin önceliklendirdiği dijital ekonomi olduğunu söyleyen Bodur Okyay, "AB'nin 2015 yılında açıkladığı "Dijital Tek Pazar" programının sonuçları bakımından Yeşil Mutabakat kadar etkisinin olacağını öngörüyoruz.
Söz konusu dijital dönüşümle birlikte, ülkemizin ihracatında yüksek teknolojiye sahip ürün oranını artırmamız bekleniyor. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bu konuda çalışmaları mevcut. İş Konseyleri olarak, ülkemiz ile AB arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinde teknoloji odaklı girişim ekosisteminin önemli bir rolünün olacağını düşünüyoruz. Son dönemde start-uplarımızın dünya çapında gösterdiği başarılar göz dolduruyor. Bu alanın Türkiye ile AB arasında kazan-kazan çerçevesinde somut projelerle geliştirilebileceğini görüyoruz" dedi.
"GÜMRÜK BİRLİĞİ'NİN GÜNCELLEŞTİRİLMESİ KONUSUNU YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Türkiye ziyaretindeki "İş birliğini geliştirmek için odak noktamız yeşil ve dijital dönüşüm olacak" sözüne atıfta bulunan Bodur Okyay, "Leyen bunu söylerken, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi için de bir yeşil ışık yaktı. DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri olarak, Gümrük Birliği'nin modernleştirilmesi konusunu da yakından takip ediyoruz. Gümrük Birliği'nin mevcut hali, Türkiye-AB ekonomik ilişkilerinin potansiyelini ortaya çıkarmasını engelliyor. Bu kapsamda 2018 yılında bir rapor çıkardık ve argümanlarımızı, yani AB'nin imzaladığı STA'lardan dolayı oluşan asimetrik durumu, karayolu kotaları sorununu ve sadece sanayi ürünlerinin ticaretini değil; tarım, hizmetler, kamu alımları, e-ticaret gibi konuları da kapsaması gerektiğini dile getirmiştik. Ancak söz konusu güncellemenin, artık yeşil ve dijital dönüşüm temalarını da içerecek şekilde yapılması gerekiyor" dedi.
"NİSAN AYINDA AB ÜLKELERİNE İHRACATIMIZ YÜZDE 128,4 ARTTI"
DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri'nin Avrupa'daki ilgili kuruşlar ile iş birliğinde Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların sürdürdüğünü belirten Bodur Okyay, Covid-19 salgını ile iletişim ve iş birliği çalışmalarının çevrim içi platformlarda sürdürüldüğünü söyledi.
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasındaki ticaret verilerine değinen Bodur Okyay şunları söyledi:
"Türkiye ve AB arasında büyük bir ivme kazanan ticaret hacmi 2020 yılında 143 milyar dolar olarak gerçekleşti ve AB ülkemizin en önemli ticaret ortağı olmayı sürdürdü. Ülkemiz, AB'nin toplam ihracatından aldığı yüzde 3,4 pay ile 6'ıncı sırada yerini aldı. AB, 2020 yılında 69 milyar dolar ile ihracatımızdan yüzde 41,3 oranında pay alarak toplam ihracatımızda ilk sırada yer aldı. 2020 yılı rakamlarına göre; Türkiye 219 milyar dolarlık toplam mal ithalatının 73 milyar dolarlık kısmını (%33,4'lük pay) AB'den gerçekleştirdi. Türkiye'nin, AB ülkelerine yaptığı ihracat 2021 yılı Nisan ayında, 2020 yılının aynı dönemine göre yüzde 128,4 artarak 7 milyar 180 milyon 520 bin dolara yükseldi. Salgın nedeniyle dünya ticaretindeki daralmanın etkisinin azalmaya başladığını görüyoruz. En fazla ihracat yaptığımız beş ülke arasında İngiltere'nin yanı sıra önde gelen AB ülkeleri Almanya ve İtalya öne çıkıyor. Bu ülkelere 2021 yılı Nisan ayında yapılan ihracat, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 90 ile yüzde 120 arasında değiştiği görülüyor. Türkiye ve Avrupa'da önümüzdeki dönemde salgının etkisinin azalmasını takiben ihracattaki güçlü büyümeyi sürdürmeyi bekliyoruz."