Koç: Aldığımız önlemlerle, 2020 başarılı geçti
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, daha evvel eşi benzeri görülmemiş fevkalade zor bir dönemden geçildiğini belirterek, "Önce insan diyerek aldığımız sıkı önlemler sayesinde ticari faaliyetlerimizle değer yaratmayı da sürdürebildik. Yaşanılan bunca zorluğa rağmen, 2020 senesi Topluluğumuz açısından gayet başarılı geçmiştir." ifadelerini kullandı.
Koç Topluluğu Yayını Bizden Haberler Dergisi'nin 490. sayısında, "34. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı"na katılan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç'un konuşmasına yer verildi.
Konuşmasında ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez bu boyutta bir salgın yaşandığını hatırlatan Koç, "Pandemi nedeniyle hepimiz dünyevi kaygıları bir kenara koyduk. Kendimizin ve sevdiklerimizin hayatına ilişkin korkular içindeyiz. Böylesine bilinmezliklerle dolu bir ortamda, önemli bireysel ve profesyonel kararlar almak zorunda kaldık. Bu fevkalade güç dönemi artık geride bıraktık diyebilmeyi çok arzu ederdim ancak önümüzdeki senenin ikinci yarısından evvel bunun mümkün olamayacağı anlaşılıyor.
Hızla hayata geçirilen toplumsal destek projeleri, çalışanlarımıza sahip çıkışımız, iş ortaklarımıza yönelik destekler ve duyarlı iletişim çalışmalarımızla, ülkemizin salgınla mücadelesinde topluluğumuz diğer şirket ve kuruluşlara örnek oldu. Önce insan diyerek aldığımız sıkı önlemler sayesinde ticari faaliyetlerimizle değer yaratmayı da sürdürebildik. Yaşanılan bunca zorluğa rağmen, 2020 senesi Topluluğumuz açısından gayet başarılı geçmiştir." değerlendirmelerinde bulundu.
Yılın son haftalarında dünyadaki aşı çalışmalarına dair gelen olumlu haberlerin herkesi umutlandırdığını dile getiren Koç şunları kaydetti:
"Aşıların rekor sayılacak bir hızla geliştirilebilmesi, bilim insanlarının sınırlar ötesi yardımlaşmasıyla mümkün olabildi. Her alandaki ortak tehditlerle mücadele edebilmek için, son yıllarda yükselen milliyetçilik dalgalarıyla kurumsal mekanizmaları iyice yıpranan küresel iş birliğini bir an evvel daha güçlü bir şekilde ihya etmek gerekiyor. Almanya'ya göç etmiş iki Türk bilim insanının, bilimsel yetkinlikleri sayesinde ilerleyip ABD merkezli çokuluslu bir şirketle iş birliği yaparak geliştirdikleri aşının hikayesi, ilham verici olduğu kadar, insanı odağına alan bir küreselleşmenin daha iyi bir geleceğe hizmet edebileceğinin de ispatıdır.
İnsan, şifreli moleküllerle hücreleri adeta programlayarak antikor üretmelerini başaracak kadar zeki bir canlı. Peki, bu üstün teknolojiyle üretilen aşının akılcı ve adil dağılımını sağlayacak basiret ve vicdana da haiz miyiz, göreceğiz. Dünya nüfusunun sadece yüzde 13'ünü temsil eden zengin ülkelerin, önümüzdeki sene üretilecek aşıların yarısını şimdiden satın aldıkları söyleniyor. İnsanlık, sınır nedir bilmeyen bir pandemide en zayıf halka kadar güçlüyken, Dünya Sağlık Örgütü 2021 başında üçüncü dalga uyarıları yaparken, bir de aşı milliyetçiliği yüzünden küresel iyileşme ve toparlanma sürecinin gecikmeyeceğini ümit ederim."
"BIDEN AB İLE İLİŞKİLERİ TAMİR EDECEK"
Konuşmasında, ABD Başkanı Biden'ın ABD'nin küresel liderliğini, en azından kaybolan yumuşak gücünü yeniden tesis etmeye çalışacağına ve önceliği Trump'ın neredeyse hasım ilan ettiği Avrupa Birliği'yle ilişkilerin tamirine vereceğine dikkati çeken Koç, "Küresel gündemin belirlenmesinde en önemli rolü oynayan ABD ve AB'nin, iklim değişikliği gibi konularda artık benzer pozisyonları savunması bekleniyor. Bu konu, pek çok sektörde iş modellerini kökten değiştirebilecek risk ve fırsatlarla karşımıza çıkacak. Gerekli dönüşümü hızla sağlayabilenler rekabette önemli avantajlar yakalayacak.
Avrupa Merkez Bankası, tahvil alım programı vasıtasıyla piyasalara pompalayacağı fon miktarını geçtiğimiz günlerde 500 milyar avro artırarak 1,8 trilyona yükseltti ve program süresini de Mart 2022'ye kadar 9 ay uzattı. Bankanın sadece bu yıl Avro bölgesi ekonomilerine sağladığı destek toplamda 3 trilyona ulaşmış oldu. Bu sıkıntılı dönemde, AB Komisyonu'nun gayretleriyle şekillenen 750 milyar avroluk teşvik paketinin finansmanında 'yeşil tahvillerin' de kullanılacak olması, söz konusu yenilikçi borçlanma araçlarının küresel piyasalardaki likiditesi açısından önemli bir gelişmedir. Daha da önemlisi, AB ülkeleri tarihte ilk defa mali transferler için ortak borçlanma yoluna gidiyorlar." açıklamasında bulundu.
Ömer M. Koç, yeni Amerikan yönetiminin Çin'i sistemik düşman değil, rakip diye adlandıracağını düşündüğünü ifade ederek, "Çin'in altın karşılığı yuan ile ödeme yapmayı taahhüt etmesi ve kripto para konusunda attığı hızlı adımlar, hem doların rezerv para hâkimiyetini hem de ABD'nin SWIFT mekanizması üzerinden tesis ettiği yaptırım gücünü sarsabilir.
Bu, zamanında Sovyetlerin denemeye bile cüret edemediği bir tavır. Kasım ayında 15 Pasifik ülkesinin imzaladığı dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması, Çin, Japonya ve Güney Kore'yi ilk kez bir araya getiriyor. Tedarik zincirlerini kuvvetlendirmeyi ve yeni e-ticaret kuralları oluşturmayı hedefleyen anlaşma, küresel ekonominin yüzde 30'unu kapsıyor. Bu anlaşma Çin'i yeni teknoloji standartları konusunda ön plana çıkaracak." diye konuştu.
Koç, ABD'nin İran'a yaptırımlarının hafifletilmesinin, Türkiye'nin bu ülkeyle olan ticareti açısından da müspet bir gelişme olacağını söyledi.
"ALMANYA VE FRANSA DIŞİŞLERİ BAKANLARININ TAVRINI ENDİŞE İLE MÜŞAHEDE EDİYORUZ"
Avrupa ile de Suriye politikası nedeniyle siyasi tansiyonun yükseldiğine değinen Koç şu değerlendirmelerde bulundu:
"Doğu Akdeniz'de, tarafı olmadığımız uluslararası sözleşmeler öne sürülerek ve bizimle katiyen istişare edilmeksizin büyük ölçüde sınırlanmak istenen egemenlik haklarımızı, donanmamız vasıtasıyla savunma durumunda kaldık. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen AB liderler zirvesinde, bu mesele nedeniyle ülkemize karşı açıklanan yeni yaptırımların çerçevesi dar tutuldu; ancak mart ayında yeni bir değerlendirme yapılacağı belirtiliyor.
ABD Kongresi'nde çoğu meselede uzlaşamayan siyasetçiler, son dönemde ülkemize karşı verilen önergelerde adeta tek vücut oluyorlar. Kongreden geçen savunma bütçesi yasasına eklenen ve hafta içinde CAATSA yaptırımlarının açıklanmasını da tetikleyen hüküm, bu tehlikeli ortak tutumun son manifestosudur. Alman ve Fransız dışişleri bakanlarının, The Washington Post'ta yayımlanan ve Biden'ın seçilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdikleri makalelerinde, müstakbel başkanı Türkiye'ye karşı ortak bir çizgi belirlemeye davet ettiklerini de endişe ile müşahede ediyoruz."
Toplumsal fay hatlarındaki kırılmalar ve teknolojik gelişmelerin, uluslararası siyaseti, iş birliğini ve ticareti ana hatları henüz belirsiz yeni bir dengeye doğru değişime zorladığını belirten Koç, "Ülkem varsa ben de varım diyen bir Topluluk olarak, söz konusu belirsizlikler içinde tüm paydaşlarımız açısından güvenilir bir liman olmak için elimizden geleni yapmalıyız.
Zira sahip olduğumuz ekonomik güç ve ülkenin en iyi yetişmiş insan kaynağını istihdam ediyor olmak, bize gurur verdiği kadar sorumluluk da yüklüyor. Bilhassa vurgulamak isterim ki, itibarımızın en önemli unsuru, ülkemizin geleceği olan gençlerimiz nezdindeki algımızdır. Koç Topluluğu olarak herkesten çok onların güvendiği, onların umutlarını besleyen ve ideallerini gerçekleştirmelerini mümkün kılan güvenilir bir paydaş olmak için elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz ve edeceğiz." ifadelerini kullandı.