AKM'de 18 Mart coşkusu!
Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107. yıldönümü kapsamında 16 Mart Çarşamba akşamı İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) tarafından “Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Özel Konseri” düzenlendi.
Birinci Dünya Savaşı'nın dönüm noktası olarak adlandırılabilecek, tarihin en çetin muharebelerinden biri olan ve 18 Mart'ta büyük kahramanlıklarla kazanılan Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107. yıldönümü kapsamında 16 Mart Çarşamba akşamı İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) tarafından "Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Özel Konseri" düzenlendi.
AKM Tiyatro Salonu'ndaki konser, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bakan yardımcıları Ahmet Misbah Demircan, Özgül Özkan Yavuz, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve yüzlerce davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi.
"Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Törenleri"nin bu yılki teması "Bir Yanımız Hep Çanakkale" olarak belirlenirken konser, tema filminin gösterimiyle başladı.
Filmin ardından ülkemizin en başarılı şeflerinden Burak Tüzün yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası sahnedeki yerini aldı.
Can Atilla tarafından bestelenen ve adını Çanakkale'nin destan yazan kahraman kuvvetlerinden biri olan 57. Alay'dan alan eser, tarih boyunca vatanı için kan dökmüş tüm Mehmetçikler anısına bir ağıt niteliği taşıyor.
Çanakkale Muharebeleri temalı ilk klasik senfoni olma özelliğini de taşıyan eser, dinleyicilere duygulu anlar yaşattı.
"BU BİR DÜNYA SENFONİSİDİR"
Can Atilla, yaptığı konuşmada "Çanakkale Savaşı bambaşka bir savaş. İçinde insani değerlerin ne olursa olsun korunduğu çok ilginç bir savaş. Bu savaşta aşk var. Hem vatan aşkı var. Hem ilahi bir aşk var. Hem de aklınıza gelebilen her türlü duygunun sonuna kadar yaşandığı bambaşka bir savaştır Çanakkale. Bu bir dünya senfonisidir bir kere. Bu senfoni dünya durdukça çalacak. Bunların hepsi ilerde torunlarımıza bizden sonraki nesillere aktarılacak. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından verilmiş bir himaye ile biz bunu bir zamanlar bize kurşun sıkan İngilizler'e çaldırdık" dedi.
Atilla, konuşmasının ardından şef Burak Tüzün ile birlikte 57. Alay'ın sancağının replikasını açtı.
"MİLLETİMİZ VATANINI SEVEN SANATÇIYI SEVER"
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan da konserden sonra yaptığı açıklamada, "Kültürde yerli ve milli duyguları yaşamak çok kıymetli. Destanlarımız ve oradaki kahramanlıklar ve o kahramanlıkların liderlerini anmak, onu sanatın konusu haline getirmek, kültürümüze sahip çıkmak anlamına geliyor. Zaten milletimizin isteği de bu. Vatanından, milletinden, toprağından, bayrağından kopuk bir sanat da olamaz. Senfoninin bu anlamda yorumlanmış olması güzel bir şey. Bizim milletimiz vatanını çok sever ve onu seven sanatçıyı da çok sever" diye konuştu.
"BİR YANIMIZ HEP ÇANAKKALE"
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ise Çanakkale Muharebeleri'ne 81 ilden vatandaşların vatanı savunmak için koşup gittiğini vurgulayarak, "Nerde yaşarsanız yaşayın bir yanımız hep Çanakkale. Tüm Türk milletinin bir yanı hep Çanakkale'de atar. Türk milleti, Çanakkale destanını yazan o kahramanları kalbinin en müstesna yerinde saklar ve ebediyen orada koruyacaktır" dedi.
57. ALAY SENFONİSİ NEDİR?
Dört bölümden oluşan senfoninin ilk bölümünde 57. Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey'in duygularının, çelişkilerinin, ailesine duyduğu özlemin ve komutanlık kararlılığı vurgulanıyor.
Türk ve Anzak askerlerinin sevgililerine ve ailelerine yazdığı mektuplar senfoninin ikinci lirik bölümünde işleniyor.
Üçüncü bölümde, Atatürk'ün Anzak annelerine söylediği ve bugün bütün dünyada Çanakkale Muharebeleri söz konusu olduğunda hemen hatırlanan o eşsiz cümleler soprano ve orkestra eşliğinde seslendiriliyor.
"Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
Dördüncü ve son bölümde Anzakların ünlü şairi John Le Gay Brereton'un, bugün Anzak askerlerinin mezar taşlarında yer alan, ünlü Çanakkale Savaşı şiiri, yine solo soprano ve orkestrayla birlikte seslendiriliyor.