Yönetim kurulunu nasıl bilirsiniz?
“Yönetim kurulları gençleşiyor mu?” Sorusu uzun süredir çeşitlilik yönetiminin temel konularından biri olarak gündemde yer alıyor. Ancak araştırmalar bize sanılanın aksini kanıtlar nitelikte…
İpek Alpkökin Olgunsoy / INBUSINESS
Fransız iş insanı Bernard Arnault'un kurucusu olduğu ve CEO'luğunu yaptığı dünyanın en büyük lüks eşya şirketi olan LVMH Holding'in yönetim kuruluna 30'lu yaşlardaki iki oğlunu atamayı planlaması global iş dünyasının son dedikodularından biri. Öyle ki şu günlerde sıkça duyduğumuz ve özellikle kurumların yeni kuşaklara seslenmesi ve onları gerçekten anlaması konusunda çalışan, tabiri caizse CEO'ların yeni versiyonu ZEO'lar da bir diğer gündem. Hal böyle olunca akla ister istemez "Yönetim kurulları gençleşiyor mu?" sorusu geliyor. Eğilim bu yönde gibi dursa da aslında bu büyük bir yanılsama. Zira araştırmalara göre YK'larda ipler hala babyboomer'ların elinde...
Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği (YÜD) ve Bain & Company gerçekleştirdiği 2023 Türkiye Yönetim Kurulu Barometresi araştırması YK'ların röntgenini çeken dumanı üstünde bir çalışma. YK'ların işleyişlerini ve iş modellerini daha iyi anlamak için Türkiye'nin önde gelen halka açık ve aile şirketlerinin aktif YK üyeleri ve CEO'larından oluşan 135 kişilik bir katılımcı grubuyla hazırlandığı rapor, bizlere çok önemli done- ler sunuyor. Bu konulardan biri de YK'nın yaşı...
Araştırmaya göre Türkiye'de şirketlerin yönetim kurullarının yüzde 49'luk bir oranla en büyük kesimi 51-60 yaş arasındaki üyeler oluşturuyor. Amerika'da ortalama yönetim kurulu üyesi yaşı 63, Çin'de ise 55 civarında. Bu grubu yüzde 21 ile 41-50 yaş arası izliyor. 20 ila 40 yaş arası genç jenerasyon ise yalnızca yüzde 7'lik bir kesimi oluşturuyor. Yani gençleşiyor demek doğru bir tespit değil. Türkiye'de halen yönetim kurullarında orta yaş nüfusun baskın olduğunu görülüyor. Bu durum dünyada da benzer oranlarda seyrediyor. Fakat yenilikçi şirketlerin yavaş yavaş koltuğu genç jenerasyonlara bırakma eğilimi göstermediğini söylemek de yanlış olur.
Dikkat çeken ayrıntı
Peki gençleşmese de yönetim kurulları odağını değiştiriyor mu? YÜD ve Bain & Company 2023 Türkiye Yönetim Kurulu Barometresi araştırmasından çıkan sonuçlar bizlere oldukça önemli çıktılar sunuyor. Aslında usulen en çok vakit harcanan konulardan başlamak gerek ancak daha az ilgilenen başlıklar arasında öyle iki madde var ki söz etmeden geçmek olmaz.
Raporu incelediğimizde en dikkat çeken yönlerden biri yeşil mutabakat konusu. Zira özellikle ihracat yapan şirketler için olmazsa olmaz olan bu unsur, aslında o kadar da şirketlerin gündeminde değil gibi. Rapora göre yönetim kurullarının en az vakit harcadığı konulardan biri yüzde 54 ile "Avrupa Yeşil Mutabakatı ve karbon vergisi". Bir diğer madde ise bahsettiğimiz gençleşme ile de bağlantılı olan yönetim kurulu çeşitliliği... Katılımcıların yaklaşık yüzde 80'ini bu konulara yeterince vakit ayrılmadığı kanaatinde. Önümüzdeki dönemde iş yapış şekillerini önemli ölçüde etkileyecek olan bu gündemlerin, giderek daha önemli olması ise beklenen bir çıktı.
Hayatta kalmaya odaklılar
Araştırmaya göre YK üyeleri en büyük mesaiyi ise şirket performansı – operasyonel ve finansal konular için ayırıyor. Katılımcıların yüzde 88'i bu başlıkları ilk sırada gösterirken, önemli bir kısım ise bu konulara gereğinden fazla vakit ayırıldığını düşünüyor. Geçen sene ikinci sırada gelen "denetim, risk ve uyum" konularının ise bu yıl ilk üçe girememesi dikkat çekiyor. Şirketlerin yatırım iştahları da bütün kategorilerde geçtiğimiz seneye göre ciddi seviyede düşüş göstermiş durumda. En az etkilenen ise teknoloji ve altyapı yatırımları. Yüzde 61 ile "teknoloji ve altyapı", yüzde 46 ile "kapasite artırımı ve büyüme yatırımları" yönetim kurullarının gündeminde en çok olması beklenilen konular arasında. Teknoloji yatırımlarının daha güçlü kalmasının sebebinin ise yapay zeka ve ilgili teknolojilere yükselen ilgi olduğu düşünülebilir.
Yatırım tarafındaki negatif görün- tünün aksine, yönetim kurulu üye- lerinin bulundukları şirketlerin istihdam hedeflerinde geçen seneye göre olumlu bir gelişme var. Geçen yıl yüzde 26 olan, istihdamı artırmayı planlayan şirket oranı; bu yıl önemli bir yükselişle yüzde 39 seviyesine ulaştı. Yapılan analizler ise gelecek yıl için olumlu bir iş piyasası beklentisi olduğuna işaret ediyor.
Türkiye'deki şirketleri etkileyebilecek en önemli üç riske gelecek olur isek "iklim krizi ve sosyal riskler", "finansman ve nakit yönetimi" ve "sektörel ve politik belirsizlikler" ön plana çıkıyor. İklim krizi, geçtiğimiz yıl en önemli beş risk arasında görülmezken bu sene en önemli risk olarak ilk sıraya yerleşiyor.
YK odasında ne konuşuluyor?
Onur Candar Bain & Company Türkiye, Yönetici Ortak
ÇSY ilkeleri, dünya çapında yönetim kurullarının öncelik listesinin en üst sıralarına yükseldi. Makroekonomik belirsizlikler, yetenek yönetimi ve üst düzey yönetici devri, veri yönetişimi ve siber risk yönetim kurulu odasındaki tartışmaları belirleyen dört ana konuyu oluşturuyor. Araştırmamızdan çıkan sonuçlara baktığımızda yönetim kurullarının ÇSY farkındalığı açısından görece iyi bir seviyede iken, yetkinlik konusunda geride kaldıklarını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde liderlerin dönüşüme öncülük ederek gerekli farkındalık ve yetkinliklerin oluşmasını desteklemeleri bekleniyor. Bu dönüşüme liderlik edecek yönetim kurulu üyelerinin ÇSY kavramları, stratejisi ve bu stratejinin uygulanması konularında gereken eğitimleri almaları, dönüşüm sürecini daha hızlı ve verimli bir hale getirecek.
Yatırım iştahında düşüş var
Volkan Kara Bain & Company Türkiye Ortağı
Değişen ekonomik konjonktür ve sektörel/politik belirsizlikler yönetim kurullarının gündemlerini doğrudan etkilemeye devam ediyor. Şirketlerin yatırım iştahında düşüş var ancak teknoloji yatırımları göreceli olarak daha az etkileniyor. Yönetim kurulları ise şirketlerin dijital dönüşümlerine hız kesmeden devam etme yöneliminde. Yatırım planlarının aksine, istihdam planlarında ise kısmi de olsa olumlu bir yükseliş hakim. Rapora göre dikkate çeken bir diğer ayrıntı ise yönetim kurulu üyelerinin çeşitliliğinin ve yetkinlik seti genişliğinin arzu edilen seviyede olmaması.