İstanbul İnsan Kaynakları Forumu'nun ikincisi "Toplum 5.0" temasıyla başladı
Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından, “Geleceğin İnsan Merkezli Toplumu” olarak tanımlanan "Toplum 5.0" temasıyla ikincisi düzenlenen ve Turkuvaz Medya Grubu'nun Basın Ana Sponsoru olduğu İstanbul İnsan Kaynakları Forumu, İstanbul Kongre Merkezi'nde başladı.
Forumun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gazze'de yaşanan olayların bir an önce sona ermesini ve ateşkes sağlanarak kalıcı barış için siyasi çözümün devreye girmesini temenni ettiklerini söyledi.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye'nin bu yönde gayretinin süreceğini dile getirdi.
İstanbul İnsan Kaynakları Forumu'nun geçen yıl ilk defa "Yeni Yüzyılın Yetenek Üssü" temasıyla düzenlediğini hatırlatan Yılmaz, forumun bu sene ise "Toplum 5.0" temasına odaklanmasını son derece anlamlı bulduklarını belirtti.
Yılmaz, dijitalleşme ve çığır açan teknolojilerin etkisiyle hem günlük hayatın hem de iş hayatının dönüştüğüne şahitlik edildiğini ifade ederek, "Dijital dönüşüm, yapay zeka, otomasyon ve veri analitiği gibi alanlardaki ilerlemeler, iş gücünün dinamiklerini değiştirerek, aynı zamanda yeni yetkinliklerin kazanılmasını ve mevcut yetkinliklerin sürekli olarak güncellenmesini gerekli kılmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından gerçekleştirilen araştırmalar, 2030 itibariyle dünya çapında 25 milyon yeni meslek oluşturulacağını ve mevcut iş alanlarından 6 milyonunun ortadan kaybolacağını gösteriyor." diye konuştu.
"İnsan odaklı çalışmalar yapıyoruz"
Cevdet Yılmaz, insan odaklı çalışmalar yaptıklarını ve bu anlayışı şiar edindiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, her konuda olduğu gibi beşeri sermaye yetkinlik yönetimi konusuna da insan odaklı yaklaşmaktayız. Bunları gerçekleştirmenin en temel amacı da yine insan. Bu anlayışla bütün politikalarımızı şekillendiriyoruz. Dolayısıyla insanı merkeze alan dijitalleşmeyi ve teknolojiyi insanlığın refahı ve gelişimi için araç olarak gören 'Toplum 5.0' perspektifini güçlü şekilde benimsemiş durumdayız. Sadece teknolojiyi önceleyen 'Endüstri 4.0' yaklaşımının ve bu çerçevedeki uygulamaların insanı ve değerleri nasıl ihmal ettiği akademik çevrelerce tartışılmaktadır. Dolayısıyla bizim yaklaşımımız, insan odaklı yaklaşım ve bunu da 'Toplum 5.0' şiarıyla özetlemiş oluyoruz."
İnsan kaynağı yönetimi konusunda insan odaklı Türkiye modeliyle çalışmalarını şekillendirdiklerini vurgulayan Yılmaz, "Beşeri sermayemize yönelik politikalarımızla, gençlerimizin ve çalışanlarımızın umutlarını güçlendirecek, özgüvenlerini yükseltecek, becerilerini ve yetkinliklerini arttıracak, devletimizi ve özel sektörümüzü başarıdan başarıya taşıyacak bir yetenek yönetim modeli üzerinde hareket ediyoruz." şeklinde konuştu.
Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisinin koordine ettiği çalışmaların, sosyal adalet, fırsat eşitliği, şeffaflık ve liyakat temeli üzerine inşa edildiğini anlatarak, "Bu sistemde herkesin referansı kendi kabiliyeti, birikimi ve vizyonudur." dedi.
"Üniversitelerin mezun iş gücüne katılım performanslarını düzenli olarak ölçen bir sistem kurduk"
Türkiye Yüzyılı'nda, Türkiye'nin insan kaynağının dünyanın gelişen şartlarına uygun olarak planlanması için 5 yıllık Stratejik İnsan Kaynağı Planlaması çalışmalarını başlattıklarını aktaran Yılmaz, bu kapsamda Kariyer Kapısı hizmetini devreye aldıklarını ifade etti.
Yılmaz, gençlerin mezun olmadan önce kariyer farkındalığı edinebileceği, beceri ve yetkinlik kazanabileceği Ulusal Staj Programı'nın, kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde hayata geçirildiğini kaydederek, "OECD tarafından 2020'den bu yana 4 yıl üst üste üye ülkelere örnek uygulama olarak gösterilen program ile bu yıl 180 bini aşkın, toplamda ise 340 binden fazla üniversite öğrencimize staj imkanı sağlanmıştır." diye konuştu.
Gençlere, becerilerini artırmak için eğitim süreçlerinde uygulamaya mutlaka dahil olmaları önerisinde bulunan Yılmaz, bunun en iyi tıp alanında yapıldığını, bu modelin tüm alanlarda güçlendirilip uygulanması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, kamuda yetenek ve kariyer yönetimi, eğitim ve geliştirme gibi modern insan kaynakları süreçlerinin veriye dayalı olarak yapılandırılması için tüm bakanlıkları kapsayacak şekilde İş Analizi Projesi'ni yürüttüklerini belirterek, "Projeyle ilk etapta büyük veri analizi, yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileri üzerinden, kamudaki unvan ve pozisyonlara ait işlerin tanımlanmasını ve sınıflandırılmasını yapıyoruz. İlerleyen süreçlerde daha etkin insan kaynağı yönetimi için faydalı veriler sağlanacaktır." şeklinde konuştu.
Beşeri sermayelerini, özel sektör-kamu işbirliğindeki ortak projeler, teknoloji transferi, mesleki gelişim ve istihdam destekleriyle güçlendirdiklerini bildiren Yılmaz, üniversitelerin mezun iş gücüne katılım performanslarını düzenli olarak ölçen bir sistem kurduklarını anlattı.
Yılmaz, Türkiye'nin artık yurt dışında yaşayan ve eğitim gören evlatlarını kendine çeken cazibe merkezi olduğunu, hatta diğer ülke vatandaşlarının yeteneklerinden de istifade eden ülke konumuna geldiğini dile getirdi.
"Gösterdiğimiz bu büyüme performansı çok önemli"
İşsizlik oranlarındaki gerilemelere ilişkin rakamları da paylaşan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2023 yılında yaşadığımız depreme rağmen büyümemizi devam ettiriyoruz. Bu yılın 9 ayında Türkiye ekonomisi yüzde 4,7 büyüme kaydetti. Son çeyrekte, üçüncü çeyrekte 5,9 büyümemiz var. Yıl sonunu da inşallah 4,4 gibi bir rakamla kapatmayı umut ediyoruz. Dünyanın daraldığı, Avrupa'da özellikle durgunluğun yaşandığı, depremin yaşandığı, çevremizde jeopolitik birçok olumsuz gelişmenin yaşandığı bir dönemde gösterdiğimiz bu büyüme performansı çok önemli. Bunun istihdama da yansıdığını görüyoruz. Ocak-eylül döneminde Türkiye'nin istihdamı 504 bin kişi artmış ve işsizlik oranımız 0,9 puan azalarak yüzde 9,1'e gerilemiştir. Ekim ayında TÜİK'in yayınladığı işsizlik oranımıza göre ise şu anda işsizliğimiz yüzde 8,5 düzeyinde. Bu son 11 yılın en düşük işsizlik oranı."
Cevdet Yılmaz, genç işsizlik rakamlarındaki düşüsün sevindirici olduğunu belirterek, "Mevsimsel etkilerden arındırılmış genç işsizliği ise ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık 5 puan düşmüş durumda. Bu önemli bir performans." dedi.
Gençlerde işsizliğin tüm dünyada ortalamanın üstünde olduğunu kaydeden Yılmaz, "Çünkü hayata yeni başlıyorlar, yeni tecrübeler kazanıyorlar. Gençlerde işsizlik daha yüksek olur. Bizde şu anda yüzde 16,4'lere kadar düşmüş durumda. 4-5 yıl önceki rakamlara bakarsanız yüzde 25'ler civarındaydı. Oralardan yüzde 16'lara kadar gerilemiş durumdayız. Ekimdeki istihdam artışında da özellikle kadınların ve gençlerin istihdamındaki artışı dikkati çekici ve sevindirici." ifadelerini kullandı.
"Büyük bir ihtimalle bu yılı tek haneli işsizlik rakamıyla kapatmış olacağız"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bütün politikalarıyla özellikle genç istihdamını artırmaya çalıştıklarına dikkati çekerek, "Orta Vadeli Programımızda işsizliği bu yıl sonunda 10,1 olarak tahmin etmiştik. Son gelen rakamlar olumlu yönde bir sürpriz olduğunu gösteriyor. Büyük bir ihtimalle bu yılı tek haneli işsizlik rakamıyla kapatmış olacağız." diye konuştu.
Esnek çalışma modellerinin geliştirilmesinin planlarında olduğunun altını çizen Yılmaz, Kovid-19 salgını döneminde, uzaktan ve kısmi gibi farklı çalışma modelleriyle kadınlar ve gençlerin istihdam piyasalarına girmelerindeki artışın kıymetli olduğunu, sonraki yıllarda bu modelleri geliştirmeyi hedeflediklerini anlattı.
Yılmaz, çalışmalarını uluslararası platformlara da taşıdıklarını ifade ederek, "Türk Devletleri Teşkilatı son dönemde dünyada oluşturulan en önemli bölgesel entegrasyonlardan bir tanesi. Burada da 'Türk Dünyası İnsan Kaynakları Geliştirme Enstitüsü' gibi çok kritik bir projeyi paydaşlarımızla başlatmış durumdayız. Buradaki tecrübe paylaşımı ve ortak çalışmalar da son derece kıymetli. Bugünün dünyasında arık sadece kendi sınırlarımız içindeki şartlara bakamayız." değerlendirmesinde bulundu.
"Dünyanın batısı dışından bir ses yükseldi ve endüstri 5.0 olmasın, 'Toplum 5.0' olsun dedi"
Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay ise, ofis olarak tüm yıla baktıklarında projelerinin tamamını hayata geçirdiklerini ve gelecek dönem için gerçekleştirecekleri projeleri de planlandıklarını söyledi.
Atay, "Bizim için güzel olan tarafı 5 yıl önce kurulan İnsan Kaynakları Ofisi, bugün mevcut ve bundan sonra gerçekleştireceği projeleriyle Cumhurbaşkanlığımızın yıllık programlarında yerini almaya başladı. Hatta 5 Yıllık Kalkınma Planımızda da yine ofisimiz tarafından üretilen hizmetleri temsil eden çalışmalar yerini aldı. Ofis olarak ürettiğimiz hizmetler devletin en çatı kurumları ve planlarında yerini alarak önümüzdeki dönemde hassasiyetle devam edeceği gerçeği bizi bunca yıllık çalışmalarımızın karşılık bulması açısından son derece memnun ediyor." şeklinde konuştu.
Salim Atay, ofis olarak işe başladıklarında şu günlerde daha çok hissettikleri bir gerçek olan endüstriyel devrimlere değinerek, herkesin endüstri 5.0'i beklerken aslında dünyanın batısı dışından bir ses yükseldiğini kaydetti.
Atay,"Bu ses dedi ki; 'endüstri 5.0 olmasın Toplum 5.0 olsun.' Endüstri devrimleri teknolojiyi ön plana çıkarırken doğal olarak insan, verimlilik, kar maksimizasyonu ve standardizasyon gibi sebepler nedeniyle biraz geride kaldı. Buna bağlı olarak teknolojinin gelişimine paralel olmayan, insan yaşam standartlarında paralel olmayan bir durum ortaya çıktı." diye konuştu.
Dünyanın bir yerinden teknolojinin çok önemli olduğu, teknolojisiz olmayacağı ama insan daha önemli diyen bir yaklaşımın ortaya çıktığını ve bu yaklaşımın da "Toplum 5.0" kavramı olduğunu kaydeden Atay, "Chat GPT gibi yapay zeka ürünlerin ortaya çıktığı bu dönemde makinaların fiziksel olarak bizden daha güçlüydü ama zihinsel olarak da bizi geçtiler mi geçiyorlar mı kaygısını yaşamadık değil. Bunların tartışıldığı bu endişelerin olduğu bir zamanda bizler de 'Toplum 5.0' kavramını bu yılki temamız olarak seçmenin faydalı olacağını düşündük." ifadelerini kullandı.
"Projemiz 3 yıldır OECD tarafından örnek proje olarak gösteriliyor"
Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Salim Atay, "insan gerçekten ekonominin bir unsuru mudur?" gibi tartışmalar olduğuna dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz Türkiye'nin gerçeği, dünyanın gerçeğini göz önünde bulundurarak yine bilimselliği kanıtlanmış yetenek yönetimi kavramı üzerinden bahsettik. Sonra da baktığımızda aslında bu gelişmiş ekonomilerin de ortak sorunu olan bir konu olduğunu gördük. Örneğin biz biliyoruz ki sadece ülkemizde değil Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'da dahil olmak üzere yetenekler serbest piyasa ekonomisinin yaygınlaştığı yerlerde yetenek dediğimiz gençler kamuda çalışmak yerine özel sektörde çalışmayı veya kendi işlerini kurmayı tercih ediyorlar. Bu bizim ülkemizde özgü bir durum değil tam tersi gelişmekte olan ülkelerde devlette çalışma eğilimi daha fazlayken gelişmiş ekonomilerde gençler daha çok serbest ekonominin içerisinde olmayı tercih ediyorlar. Bu da doğal olarak kamuya yetenek çekme konusunda ayrıca müdahale araçları geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Biz yetenek yönetimi uygulamalarıyla geliştirdiğimiz araçlarla ki bunlardan bir tanesi staj programıdır."
Atay, bu yıl dördüncüsünü uyguladıkları staj programına başvuru sayısının 400 bini aştığını, doğrudan stajını yapan öğrenci sayısının ise 175 bini geçtiğini ve geriye kalan 200 bini aşkın öğrencinin de staj teklifi aldığını ancak sahil sebeplerle ya başka bir yerde staj yaptığını ya da başka bir gerekçeyle stajını yapamadığını aktardı.
Gelişmiş ekonomilerin karşı karşıya kaldığı yetenekle ilgili bir soruna parmak bastıklarını ve olumlu sonuç aldıklarını belirten Atay, OECD'nin projelerini 3 yıldır örnek proje olarak gösterdiğini söyledi.
"Türk devletleri arasında yapılmakta olan bu işbirliğinin Türk Dünyası Geliştirme Enstitüsü adı altında yapılmasının faydalı olacağına karar verildi"
Salim Atay, çalışmalarının Cumhurbaşkanlığı yıllık programında, kalkınma planlarında yer aldığını ve bu başlıkların devletin en üst kurumları tarafından izlenen denetlenen başlıklar olarak karşılarına çıktığını ifade etti.
Atay, "Toplum 5.0" kavramının aslında dijitalleşme, ikiz dönüşüm gibi kavramları kapsayan daha büyük bir başlık olarak karşılarına geldiğini belirterek, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Geliştirdiğimiz araçlar ve aldığımız başarılı sonuçlar bizi cesaretlendirdi ve 2022'de Türk Devletleri Topluluğu nezdinde insan kaynakları uygulamaları araçlarını Türk dünyasıyla paylaşmak üzere girişimde bulunduk. Bu girişimlerin sonucunda diğer Türk devleti üyesi ülkelerin de olumlu katılımları sonucunda insan kaynakları yönetimi öncelikli başlıklar arasına girdi. İlk toplantımızı Dolmabahçe Sarayı'nda yaptık. Üye ülkelerle ikinci toplantımızı bu yıl Semerkant'ta bitirdik ve ikinci yıl toplantısı sonucunda Astana'da devlet başkanları nezdinde toplantıda artık Türk devletleri arasında yapılmakta olan bu işbirliğini Türk Dünyası Geliştirme Enstitüsü adı altında yapılmasının faydalı olacağına karar verildi ve bu doğrultuda not alındı."
İnsan kaynakları profesyonelleri bir araya geldi
Geçtiğimiz yıl 26 farklı ülkeden 3 binden fazla katılımcının yer aldığı Forum; kamu kurumları, özel sektör kuruluşları, akademisyenler ve farklı sektörlerden insan kaynakları profesyonellerini bir araya getirdi. Forum kapsamında savunma sanayinin öncü kuruluşlarından insan kaynakları birimi yöneticilerinin katıldığı oturumlar düzenlendi.
Program kapsamında 'Savunma Sanayii'nde Yetenek Yönetimi' başlığında panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş'ın yaptığı oturumda Aselsan İnsan Kaynakları Direktörü Muhammed Ali Işık, Havelsan İnsan Kaynakları Direktörü Oğuzhan Coşkunyürek, Roketsan İnsan Kaynakları ve Akademi Direktörü Selin Tamer, TEİ İnsan Kaynakları ve İdari İşler Genel Müdür Yardımcısı Yeliz Çetinkaya, TUSAŞ İnsan Kaynakları Başkanı Dr. Sinan Binbir konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, yetenek kazanımı konusunda stratejiler ve işe alım sürecinde uygulanan prosedürler konuşuldu.
''İnsan kaynakları şirket stratejilerini belirleyen temel iş ortağına dönüştü''
Aselsan İnsan Kaynakları Direktörü Muhammed Ali Işık ''Şirket çalışanlarımızın yüzde 62'si mühendislerden oluşmakta. Başarılı ve nitelikli insan kaynağı yönetimi yapıyor olmak bizim için gurur verici ve kritik bir görev. İnsan kaynakları şirket stratejilerini belirleyen temel iş ortağına dönüştü. Bizde bir yandan trendleri, bir yandan şirketimize uygunluğu denetliyoruz. İnsan kaynakları yöneticileri şirketlerin ihtiyaç duyduğu yeteneği eskisi kadar şirketlere çekemiyor. Yetenek kazanmak bu dönemde çok önemli. Şirket olarak en iyileri şirkete al ve onları daha iyi yap mottosuyla ilerliyoruz'' dedi.
''Savunma sanayi sektörü çalışan sayısı son 10 yılda 2,5 kat arttı''
TUSAŞ İnsan Kaynakları Başkanı Dr. Sinan Binbir ise ''Savunma sanayi sektörü çalışan sayısı son 10 yılda 2,5 kat arttı. TUSAŞ'ta ise 4 kat arttı. Bunu yetenek kazanımıyla yaptık. Şuan 7 bin mühendisimiz, teknisyenimiz var. Bu arkadaşlarımızı kazanmak adına kurumsal bir yetenek kazanımı benimsedik. İlkokuldan başlayıp doktoraya kadar giden süreçte yaptığımız modeller var. Hürkuş programı ile 6-10 yaş arası ilkokuldaki kardeşlerimize farkındalık oluşturmak için çalışıyoruz. Ortaokul ve lisede Hazarfen programıyla farkındalık ve mühendisliğe yönlendirme yapıyoruz. Demirağ programında tercih danışmanlığı yaparak destek oluyoruz'' diye konuştu.
Roketsan İnsan Kaynakları ve Akademi Direktörü Selin Tamer de otomasyon sistemlerinin yaygınlaşmasının çalışanlarda endişeye neden olabileceğini belirterek, ''Üretkenlik, yapay zeka konuları gündemde. Gelecekte insanların işgücüne gerek kalacak mı sorusu konuşuluyor. Toplam işgücünün dünyada yüzde 27'sinin OECD raporlarına göre tamamen otomasyona geçeceği belirtiliyor. Bu insanlarda endişeye neden olabiliyor'' ifadelerini kullandı.
''Tek bir alanda uzmanlık iş hayatında yetersiz kalabiliyor''
Tek bir alanda uzmanlaşmanın günümüzde yeterli olmadığını belirten STM Genel Müdür Yardımcısı Yakup Arslan da ''Elimizde yetenekler var. Bu arkadaşlarımızın yetkinlik potansiyellerini ortaya çıkarmalıyız. Tek bir uzmanlık kişilerin hayatlarında iş yapma noktasında işi görebiliyordu. Ancak geldiğimiz noktada bu tip uzmanlık yetmiyor, bir konuda tek uzmanlık ve genel konularda bilgi sahibi olma ihtiyacı doğdu. Sonrasında ise daha fazla yetenekler arama ihtiyacı arttı. Ülkemiz donanmasının temel unsurları olacak gemiler ve denizaltıları yerli milli yapan firmayız. Yazılım teknolojiyi geliştirme ülkemizin ordusunun ihtiyacını karşılama ihtiyacıyla ilgili çalışmalarımız var. Çalışanlarımızın yetkinliklerini ele alırken şirketimizin gelecekte olmak istediği yere göre konumlandırıyoruz. Şirketimizin temel yetkinliklerini nasıl özdeşleştirebileceğimizi inceliyoruz. Bu yetkinlikleri ölçme hedefine doğru yolculuk ediyoruz'' şeklinde konuştu.
''Yeteneği elde tutmak çok önemli''
Havelsan İnsan Kaynakları Direktörü Oğuzhan Coşkunyürek ise ''Yetenek kazanımında çok ciddi bir efor sarf ediliyor. Yeteneği elde tutmak çok önemli bir hale geldi. Bu yönde stratejiler geliştiriyoruz. Pandemi sonrasında yetkinlik konusunda insan kaynaklarına önemli rol düşüyor. Yapılan araştırmalarda çalışanların beklentileri sadece ücret olmadığı görülüyor. Çalışanlar nasıl geliştiklerini, öğrenme fırsatlarını, iyi bir sosyal ve fiziki şartlarda çalışmayı, işlerinde esneklik olmasını ön plana çıkartıyor. Savunma sanayide gücümüze güç katmak için çalışıyoruz'' dedi
TEİ İnsan Kaynakları ve İdari İşler Genel Müdür Yardımcısı Yeliz Çetinkaya da ''Yetenek yönetimini TEİ'de 4 basamakta yapıyoruz. Yeteneği kazanmak, yeteneği keşfetmek, yeteneği geleceğe hazırlamak ve yeteneği elde tutma konularını benimsiyoruz. Yeteneklerimizi TEİ'nin geleceğinin mimarları olarak görüyoruz'' ifadelerini kullandı.